Gelişmiş Arama
Ziyaret
12602
Güncellenme Tarihi: 2010/07/24
Soru Özeti
Tanrının bir enerji olduğunu söylemekteler, bu doğru mudur?
Soru
Tanrının bir enerji olduğunu söylemekteler, bu doğru mudur?
Kısa Cevap

Yüce Tanrı zorunlu varlık, âlim ve irade sahibidir. O, her türlü ihtiyaç, sınırlılık ve eksiklikten arı ve münezzehtir. Ama enerji eksiklik, ihtiyaç ve sınırlılıkla eşdeğer olup ilim ve iradeden yoksun bir varlıktır. Enerjinin özellikleri ile Yüce Tanrının sıfatları arasında yapılan mukayeseden Tanrının enerji olmadığı aydınlanmaktadır: Enerji, işin yapılma kabiliyetini (etki ve etkileşim) belirler, çeşitli formlar taşıyabilir, bir formdan başka bir forma geçebilir ve şu özelikleri kendinde barındırır:

1-     Enerji maddenin bir türevidir ve onda yer alır.

2-     Enerjinin kaynağı vardır.

3-     Enerjinin bir takım sınırları vardır.

4-     Enerji değişime uğrama kabiliyetine sahiptir.

 Ama Yüce Tanrı maddenin bir türevi değildir ve maddede yer almaz. O’nun kaynak, neden, nicelik ve sınırlılığı yoktur. Değişim ve dönüşüme uğrama özelliğinden yoksundur. Kur’an-ı Kerim de Tanrıyı hiç ihtiyaç duymayan ve kusur, eksiklik ve sınırlılıktan münezzeh bir varlık olarak tanıtır. Düşünce ehli kimseler mezkûr mukayese ve ussal kanıt ile Tanrının enerji olmadığını anlar.

Ayrıntılı Cevap

İlkönce enerjinin sözlük manasını beyan edecek sonra da özelliklerini inceleyeceğiz. Üçüncü merhalede ise enerjinin özellikleri ile Yüce Tanrının özelliklerini mukayese edecek ve en sonda da konuları derleyerek sonlandıracağız.

Enerjinin Tanımı:

“Enerji, işin yapılma kabiliyetini belirler, çeşitli formlar taşıyabilir, bir formdan başka bir forma geçebilir.”[1]

Enerjinin Özellikleri:

Mezkûr bilimsel tanım ve bilimsel kaynaklarda belirtilen noktalar[2] ışığında enerji kavramının temel özellikleri şu şekilde beyan edilebilir:

1-     Enerji maddenin bir türevidir ve onda yer alır. (Örneğin, bazılarının madde menşeinden yoksun sandıkları güneş ışığı gerçekte maddeler arasındaki kimyasal bir etkileşimin mahsulüdür.)[3]

2-     Enerji (source) ve kaynak bir üreticiye sahiptir ve her zaman fiziksel bir süreç yahut kimyasal bir etkileşimin mahsulüdür.

3-     Enerji ölçülürdür ve niceliğe sahiptir. Her tür enerji, üreticisine bağlı olarak özel bir ölçüm (boylam)  birimi ile ölçülen bir miktar (büyüklük) taşır.

4-     Enerji belirgin bir güç boyutu ve kendine has sınırlılıklar taşır. (Örneğin, ışık fakat düz bir çizgi halinde hareket eder ve hiçbir zaman karanlık bir engelden geçemez ve…)

5-     Hepsinden daha önemlisi, enerji suretleri nitelik ve cinsleri değişecek şekilde birbirlerine dönüşme kabiliyetine sahiptir. (Örneğin, yayda birikmiş çekim enerjisi yayın bırakılmasıyla hareket enerjisine yahut baraj arkasındaki suyun potansiyel enerjisi elektrik enerjisine dönüşmektedir.) Hatta son on yıllarda başlarında Einstein’ın olduğu büyük bilginler maddenin enerjiye ve enerjinin maddeye dönüşümünün mümkün olduğunu kanıtlamışlardır.[4]

Enerjinin İlahî Sıfatlarla Mukayesesi

Bu özelliklere odaklanmayla ve Kur’an-ı Kerim ve muteber itikat kitaplarındaki[5] Yüce Tanrının sıfatlarını incelemeyle mezkûr özelliklerin Hz. Hakk’ın sıfatlarıyla çeliştiğini göreceğiz; çünkü Yüce Tanrı zorunlu varlık, âlim ve irade sahibidir. O, her türlü ihtiyaç, sınırlılık ve eksiklikten arı ve münezzehtir. Ama enerji eksiklik, ihtiyaç ve sınırlılıkla eşdeğer olup ilim ve iradeden yoksun bir varlıktır. O halde Yüce Tanrı maddenin bir türevi değildir ve maddede yer almaz. O’nun kaynak, neden, nicelik ve sınırlılığı yoktur. Değişim ve dönüşüme uğrama özelliğinden yoksundur. Kur’an-ı Kerim de Tanrıyı hiç ihtiyaç duymayan ve kusur, eksiklik ve sınırlılıktan münezzeh bir varlık olarak tanıtır. Zira bir yerde şöyle buyurur: “Allah Samed’dir.[6] (Her şey O’na muhtaçtır; O, hiçbir şeye muhtaç değildir.)” O halde muhtaç olmayan bir mabudun bir şeye ihtiyaç duyması makul değildir. Neticede Tanrı hiçbir kapsamda yer almaz; çünkü bir kapsamda yer alırsa ona muhtaç olur. Nitekim bu ayet-i şerife de Tanrının sonuç olmadığını ve bir üreticiye ihtiyaç duymadığını aksine tüm evrenin O’na ihtiyaç duyduğunu ve O’nun her şeyin nedeni olduğunu belirtmektedir. Hz. Ali (a.s) Samed kelimesinin tefsiri hakkında şöyle buyurmuştur: “Samed’in anlamı şudur: O, ne isimdir ve ne de cisim, O’nun ne bir eşi vardır ve ne de bir benzeri, ne sureti vardır ve ne de timsali, ne haddi vardır ve ne de hududu, ne bir yeri vardır ve ne de bir mekânı… ne nuranidir ve ne de karanlık, ne ruhanidir ve ne de cismani ve hiçbir bir mekan O’nu kapsayamaz.”[7] Son ayet ve onun hakkında zikredilen hadis, enerji ve Tanrı arasındaki farkı iyice beyan etmekte ve mezkûr ussal kanıta atıfta bulunmaktadır. Bir başka yerde ise şöyle buyrulmuştur:  “Allah, her şeyi kuşatıcıdır.”[8] Öyleyse hiçbir araç Tanrıyı ölçemez; zira O, her aracı kuşatıcıdır. Aynı şekilde şöyle buyrulmuştur: “Şüphesiz ki sen her şeye kadirsin.”[9] Bu ayet ile Tanrının hiçbir sınırlılığı olmadığı kanıtlanabilir. Bir diğer yerde ise “ilahî sünnetlerde hiçbir zaman bir değişiklik bulamazsın” diye belirtilmektedir; zira sabit ve dönüşken olmayan sünnetler sadece sabit ve değişken olmayan bir varlıktan kaynaklanır.

Önemli Bir Nokta

Işığın enerjinin bir türü (bir sureti) olduğu belirtildi. Öte taraftan Kur’an-ı Kerim’de ışık (nur) Allah’a isnat edilmiştir.[10] Böyleyken muteber tefsirlerin bu ayeti nasıl yorumladıklarına bakmak gerekir.

- el-Mizan Tefsiri’nde “münevver” nurundan maksadın ( göklere ve yeryüzüne ) varlık veren anlamına geldiği belirtilmiştir. “Yüce Allah’ın nuru, tüm nurların kendisinden kaynaklandığı ve O’nun genel rahmeti olan şeydir.”[11]

- Nur Tefsiri’nde şöyle yer almıştır: Nurdan maksat aydınlatmak ve hidayet ediciliktir; yani Allah sonsuz bir nur gibi evreni yönlendirmekte ve ona kılavuzluk etmektedir. Nitekim ayetin sonunda şöyle buyurmuştur: “Allah nuruyla hidayete erdirir…”[12]

- Bir başka açıklamada ise şöyle beyan edilmiştir: Varlık ışıltısıyla yer ve gökleri aydınlatan ve onlara hayat veren Allah’tır. O, lütfünü onlardan esirgerse her şey zeval, karanlık ve dağılmaya yüz tutacaktır. Hatta eğer nur “zatı zahir ve açık olan ve diğerini zahir kılan bir şeydir” tanımı ile tanımlansa bile Allah mutlak nurun örneğidir.[13]  

Netice itibariyle enerji ile Yüce tanrının sıfatlarının mukayesesi derin ve geniş bir çelişkiyi yansıtmaktadır. Enerji belirtilen sınırlılık, eksiklik ve zaaflar ile Tanrıyla ilişkilendirilemez; çünkü O, âlemlerin Rabbi ve mutlak kemal, kudret ve ilimdir. Ancak enerji bütün çeşitleriyle eksiklikleri kendinde barındırır ve onun hiçbir çeşidi evreni yaratan Tanrı ile uyuşma kabiliyetinde değildir. Eğer bir hususta bir çeşit enerji O’na isnat edilirse, belirtilen noktalar çerçevesinde açıklanması gerekir.    


[1] Encylopedia İnternational, c. 6, s. 432.

[2] R.K, Fizik-ı Halidî, s. 148-163, Kar ve Enerji.

[3] Güneşin vuran ışığı hidrojen (H) atomları arasındaki kaynama ve hidrojen molekülünün (H2) teşkilinin mahsulüdür.

[4] E=mC*C formülü gereği.

[5] Örneğin Feyz’e ait Nehcü’l-Belağa nüshasında s. 14 ve el-Esfar, c. 6, s. 139’da Hz. Ali’den nakledilen bir hadiste şöyle buyrulmuştur: Her kim Allah’ı başka bir şeyle eş bilirse, O’nu ikileştirmiş ve O’nu ikileştiren, O’nu cüzlere ayırmış ve O’nu cüzlere ayıran da cahillik etmiştir… . Ama enerji hem bileşik ve hem de eş kılınma kabiliyetindedir ve bu özellik de Tanrının özellikleriyle çelişir. Daha fazla araştırmak için şu kitaba müracaat ediniz: “el-Kavlü’l-Sedid Fi Şerhi’l-Tecrid, s. 274 sonrası”  

[6] Tevhid, 2.

[7] Biharu’l-Envar, c.3, s.330.

[8] Allah, her şeyi kuşatıcıdır – Nisa, 126.

[9] Şüphesiz ki sen her şeye kadirsin – Tahrim, 8.

[10]Allah, göklerin ve yerin nurudur…” – Nur, 35

[11] Her şeyi aydınlatan âlemin nuru O’ndan kaynaklanması nedeniyle Yüce Allah’ın nuru, genel rahmettir, el-Mizan, c. 15, s. 122.

[12] Tefsir-i Nur, c. 8, s. 185 (az bir değişiklik ile)

[13] Berguzide-i Tefsir-i Numune, c. 3, s. 297 Şerh-i Aye-i 35 Sure-i Nur.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7481 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
    10676 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak ...
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9244 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    10332 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10983 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
    7409 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda ...
  • Neden Allah boşanmadan çok nefret etmektedir?
    9671 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/12
    Boşanma ve evlilik arasında bir karşıtlık bulunduğundan, Allah’ın boşanmadan nefret etmesinin nedenini öğrenmek için, ilkönce evliliğin önemi açıklanmalıdır.[1] Yüce Allah Kur’an’da insanların çift yaratılmasını huzur ve sükûnet sağlayan ilahi ayet ve nişanelerden saymıştır.[2] Masumların (a.s) rivayetlerinde de evlilik büyük bir öneme ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8109 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    14560 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • İlim ve ameli birleştirmek için uygun ve etkili çözüm nedir?
    6344 Pratik Ahlak 2012/01/18
    İslamî usuller esasınca, ancak salih ameli peşinden getiren bir ilim ve bilgi faydalı olabilir. Ama bununla birlikte bazı âlimlerin salih amel işlemekten geri kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu konu değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Mesela onlar sadece bir takım ıstılahları öğrenmiş, gerçek bilgin olmamış, bilgilerine önem vermemiş, dünya hayatını ahirete tercih etmiş, dinî ...

En Çok Okunanlar