Gelişmiş Arama
Ziyaret
12597
Güncellenme Tarihi: 2010/09/22
Soru Özeti
Utanmanın kökü nedir?
Soru
Utanmanın kökü nedir?
Kısa Cevap

Utanmak “çekingenlik” anlamındadır. Çekingenlik ise olağanüstü “kendine bakma” ve başkalarıyla karşılaşmaktan korkmaktır. Çekingenlik hayâ ile eşdeğer değildir. Hayâ kendini kontrol etme gücü olup iradî ve değerli bir fiildir. Ayet ve rivayetlerde ondan olumlu bir şekilde söz edilmiştir. Çekingenlik ise tamamıyla gayri tabii, hoş olmayan ve insanın ruhsal güçsüzlüğünü yansıtan bir fenomendir. İnsanın kendini başkalarıyla mukayese etmesi, kendini küçük görmesi, yalnızlık hissi, dışlanmak ve alaya alınmak ve de kabul görmeme korkusu, cismanî ve derunî kusurları büyük görmek, alçakgönüllülüğü çekingenlik ile eşdeğer görme yanılgısı ve öz güvenin olmayışı vb. hususlar utanmanın kökleridir.

Ayrıntılı Cevap

Yanıttan önce utanmanın mefhum ve manasına aşina olmamız ve sonra utanmanın köklerini değerlendirmeye tabi tutmamız lazımdır. Kur’an’da (Arapçada utanmanın kökü olan) “hacel” kökünden türemiş bir kelime mevcut değildir. Bundan dolayı, onun gerçek manasını bulmak için sözlük ve psikoloji kitaplarından yardım almak gerekir. Utanma için yapılan değişik tanımlar bir yana, “çekingenlik” tabirinin onun yerine kullanılması daha isabetli gözükmektedir. Nitekim birçok psikoloji kitabı bu perspektiften bu hususa bakmıştır. Bu yüzden biz de bu yanıtta bu perspektifle konuya yaklaşacağız. Çekingenlik insanın toplumsal bir konumda kendine yönelik anormal ve mustarip bir bakışından ibarettir. Bunun neticesinde birey bir tür ruh ve kas gerilmesine duçar olur, bilgisel ve duygusal şartları etki altında kalır ve kendisinde ham ve ölçülmemiş davranışlar ve de uygun olmayan reaksiyonların altyapısı hazırlanır. Sade bir ifadeyle, çekingenlik olağanüstü “kendine bakma” ve başkalarıyla karşılaşmaktan korkmaktır.

“Hayâ” İle “Çekingenlik” Arasındaki Farkı

Bazıları çekingenliği hayâ ile eşdeğer bilmekte, bayanlar nezdinde onu onaylamakta, savunmakta ve teşvik etmektedir. Bu algı doğruluktan uzaktır ve bu ikisi eşdeğer değildir. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) bir hadiste akıldan kaynaklanan hayâ ve budalalıktan kaynaklanan hayâ diye hayâyı iki kısma ayırmıştır. Bu esas uyarınca Ali (a.s) da şöyle buyurmuştur: Bir kimse hakkı söylemekten utanırsa, bu onun budalalığındandır. Bunun mukabilinde bir çirkinlik nedeniyle insanlardan hayâ etmek ise güzel ve gerekli bir eylemdir.[1] Bundan dolayı akıldan kaynaklanan hayâ insanî sıfatların en güzellerinden biri, imanın alameti ve karakter gelişiminin göstergesidir. Başka bir ifadeyle kendini kontrol etme gücü iradî ve değerli bir haslettir ve rivayet ve ayetlerde[2] ondan iyi bir şekilde söz edilmiştir. Bunun karşısında çekingenlik ise tamamıyla gayri iradî, hoş olmayan ve toplumsal güçsüzlük ve özürlülüğün göstergesidir. Çocuklardaki utanmanın manası da çocuğun başkaları karşısında hazır olma ve konuşmadan kaçınmasıdır. Ama hayâ ise çocuğun değerli huylara ve İslam adaplarına bağlı olması anlamındadır. Bir çocuk men edilmiş şeylere bulaşmaktan, günah işlemekten ve yaramazlık yapmaktan kaçınırsa, utangaç sayılmaz. Bir çocuk büyüklere saygı duymayı adet edinir, haramlardan sakınır ve sırları duymaktan kulağını alıkoyarsa, utangaç addedilmez. Bunlar ilahî ve semavî dinlerin tavsiye ettiği hayânın örnekleridir.[3]

İslam’ın “Utanma ve Çekingenlik” Hakkındaki Görüşü

İslam çekingenliğe muhaliftir. Bu, İslam’ın bireysel ve toplumsal sorumluluk ve görev türleri hakkında yaptığı tavsiyelerden anlaşılmaktadır. Cesaret mayası olmaksızın toplumsal sorumlulukların kabul edilmesinin ve İnsanî ve İslamî görevlerin yapılmasının mümkün olmadığı çok açıktır. Mesela Kur’an’da çok vurgulanan iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak farzı[4] ahlakî cesaret ile faydalı ve etkili bir ilişki kurma gücüne ihtiyaç duyar.[5]

“Utanma ve Çekingenliğin” Etken ve Kökleri

Çekingenlik gelişim dönemi sürecinde tedricen ortaya çıkar. Çocuklarda ilk utanma alametleri dört aylıkken zahir olur ve bir yaşındayken tamamıyla beliriverir; zira bu yaşta çocuk yabancı şahıslardan yüzünü çevirir veya gözlerini veyahut yüzünü kapatır. Çocukların utangaç olmasında verasetin rolü vardır. Aynı şekilde utanmayı artırma veya dengelemede ortam da tamamıyla etkilidir; başka çocuklarla irtibatı olan çocuklar daha az utangaçtırlar. Çocukların utangaç olma nedenlerinden biri de büyüklerin sürekli onları dost, arkadaş, tanış ve yabancılar karşısında bir söz söyleme ve harekette bulunmadan alıkoymaları ve göz, dudak ve parmaklar ile tehdit edici bir şekilde işaret ederek onları susmaya zorlamaları ve de bir söz söylemeleri halinde bir şekilde bastırmalarıdır. Neticede çocuklar kınama ve dalga geçme tehlikesinden korunmak ve büyüklerin rızasını kazanmak için susmak ve başı öne eğmekten başka bir yol olmadığını teşhis etmektedir. Elbette gençlik döneminde de bu meselenin baş göstermesi muhtemeldir. Bunun etkenleri aşağıdaki maddelerle özetlenebilir:

1- Çekingen şahıs kendine ve yeteneklerine yönelik kuşku duyar. Bu yüzden hiç kimsenin kendisine bir değer vermediğini zanneder (kendini yersiz tahkir etmek).

2- Çekingen şahıs cesaretten yoksundur (bu nedenle çekingen şahıs tanımında bunun cesaretten yoksun olan kimse olduğunu söylemişlerdir) ve başkaları tarafından alaya alınmaktan kaygılanır. Birçok araştırmacı çekingenliğin asıl kökünün toplumsal korku ve ıstırap olduğu kanısındadır.[6]

3- Bazı cismanî ve derunî kusurlar büyütülür.

4- Bazı bireyler alçakgönüllülüğü yanlışlıkla çekingenlik ile eşdeğer saymakta ve onu bir değer görmektedir. Onlar kendilerini çekingen göstermekle alçakgönüllü görünmek istemektedir. Oysaki tevazu ve alçakgönüllülük tıpkı hayâ gibi erdemdir ama yersiz utanma ise bir tür kusur ve noksanlıktır. Alçakgönüllü şahıs kendinden haberdardır ama çekingen birey ise vehme dayalı hayallerin tutsağı olup kendini yanlış değerlendirmelerin kurbanı yapmaktadır.

5- Yersiz telkinde bulunmak; bir şahsın tip ve şeklinin itici ve çirkin olduğunu, kusur ve noksanlık taşıdığını kendine telkin etmesi ve bu yüzden kendini gözlerden uzak tutması, toplumda yer almaktan sakınması, başkalarının kendine baktığında kaygılanması ve hızla topluluktan çıkması buna bir örnektir.

6- Köşeye çekilmeye ve toplumdan uzak kalmaya neden teşkil eden şahsın öz güven ve ümidinin olmaması.

7- Bazen utanmanın nedeni kendini büyük görme olabilir. İnsan bazen kendi için sahte bir şahsiyet üretir ve bunun neticesinde kendinden yersiz beklentiler içine girer.

Son nokta: Utanma ve çekingenlik hiçbir zaman insanın güçsüzlüğüyle eşdeğer değildir. Genellikle bireyler güçsüz olduklarını düşünürler. Oysaki bu gerçekte böyle değildir. İnsan kabiliyet ve yeteneklerini tanımalı ve kendi davranış ve hareketlerini aşırı ve olağanüstü bir şekilde kontrol etme, kendini başkalarıyla kıyaslama, kendini büyük veya küçük görme, yalnızlık hissi ve dışlanmak, alaya alınmak ve kabul görmemek korkusu gibi utanmanın ortaya çıkmasındaki etkili nedenleri öğrenmeli ve onları yaşam sahnesi ve zihin atmosferinden silmelidir.      


[1] Mizanu’l-Hikme, c. 2, s. 718.

[2] Kısas, 25.

[3] İslam ve Terbiyet-ı Kudekan, s. 216-221.

[4] Âli İmran, 104.

[5] Bkn: Efruğ, Ğulam Ali, Revanşinasi-i Kemruyi, Defter-i Neşr-ı Ferheng-ı İslamî; Hakcu, Muhammed Hasan, Necat Ez Kemruyi, Merkez-ı Ferheng-ı Ensaru’l-Mehdi.

[6] Efruğ, Ğulam Ali, Revanşinasi-i Kemruyi, s.15.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Usul-u Kafi-i Şerif kitabının hadisleri, Kur’an-ı Kerim’i tesfir edebilirler mi?
    11880 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/08/14
    Usul-u Kafi-i Şerif kitabının yazarı olan muhaddis Muhammed b. Kuleyni (r.a) Şianın büyük fakihlerinden, İmamiyyenin muvassak muhaddisleriden ve İmam Mehdi’nin (a.s) Ğaybet-i Suğra döneminde yaşamış biridir. Diğer hadis kitaplarında olduğu gibi onda da bazı itibarı düşük hadisler olsa da ondaki rivayetlerin çoğu sahihtir.
  • İmam Zaman’ın kıyamının at ve kılıçla olması konusunda bir açıklama yapabilir misiniz? Böyle bir şey doğruysa İmam savaş uçaklarıyla nasıl savaşacak?
    11627 بعد از ظهور 2012/06/16
    Rivayetlerde gelen karinelere göre İmam Zaman’ın (a.f) kıyamının at ve kılıçla olması kinaye olup, kahır ve sulta etme manasına gelmektedir. Nitekim Kur’an’da ki ‘kuvvet ve bağlanmış atlar hazırlayın’ ayetinden maksat ister mızrak, ister füze vs. olsun insanın, düşmana hamle etme gücü veren her türlü silaha sahip olmasıdır. ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    14808 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10149 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Müstekbir dünyanın kadına ve kadının özgürlüğüne bakış açısı nasıldır?
    8327 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/12
    Günümüzde kadınların özgürlüğü konusu batıda, en önemli toplumsal meselelerden biri konumundadır. Kadın tarih boyunca erkek egemenliği altında olmuştur. Kadın her zaman, sosyal ve bireysel haklarının çiğnendiği bir toplumda yaşamıştır. Hatta bazı toplumlarda ona, aşağılık bir yaratık olarak bakarlardı. Ancak aydınlanma döneminde batılı kadınlar, batıdaki sosyal değişimlerle paralel ...
  • Bir yere girdiğimizde orada kadın sesiyle müzik yayınlanıyorsa nasıl davranmalıyız?
    6092 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/21
    Bu tür şarkılar haramdır. Buna göre sizin için iki görev söz konusudur: 1- Taksi veya araba şoförüne karşı tutumunuz2- Dinlemek veya dinlemek konusunda görevinizBirinci görev konusunda şunu bilmek gerekir ki bu tür şarkılar münkerdir ve göreviniz münkerden alı koymaktır. Marufa emretmek ve münkerden alı koymak gerekli ...
  • İslâm dininin, demokrasi karşısındaki tutumunu açıklayınız?
    13287 Düzenler 2008/10/29
    Demokrasi, toplumu idare etme yöntemidir. Çoğunluğun görüşü, medenî ve ferdi özgürlüklere saygı gösterme vb. konular demokrasinin en belirgin özelliklerindendir.Çoğunlukla hakikat arasında gerekli bir bağ olamasa[i] da çoğunluk etkin ...
  • Günahın hakikati nedir. Ve günahın insan ruhunda etkisi nedir?
    10739 Pratik Ahlak 2008/04/10
    Bu sorunun cevabını dört bölümde inceleyelim;1 Günahı Hakikati:Günah: sözlük manasıyla isyan demektir. Baş kaldırma, hata, Mevla’nın emir ve yasaklarına muhalefet etmek manalarına da gelmektedir.Günah işleyen kul şehvetini ...
  • Şiilerin inancına göre kıyamet günündeki en önemli soru Ehlibeyt’in dostluğu ve velayeti hakkında mı olacaktır?
    9676 ولایت، برترین عبادت 2012/08/11
    Kur’an öğretileri ve Allah Resulü’nün (s.a.a) tavsiyelerinden alınmış Peygamber ve ailesinin sevgisi, Şia inancının en önemli usullerindendir ve hiçbir Şii bunda kuşku duymaz. Bu bağlamda biz kıyamet gününde namaz, oruç ve zekât gibi hususlar hakkında sorulduğu gibi velayet ve Ehlibeyt’in sevgisi hakkında da sorulacağına inanırız. Hatta bu konu ...
  • Cırlak sıçanının idrar ve dışkısı necis midir?
    8834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/03
    Bütün büyük taklit mercilerinin görüşüne göre insan ve kanı fırlar nitelikte olup damarı kesildiğinde fışkıran eti haram her hayvanın idrar ve dışkısı necistir. Ama sivrisinek ve sinek gibi eti olmayan küçük hayvanların dışkısı temizdir.[1] Bundan dolayı cırlak sıçanı eti ...

En Çok Okunanlar