Gelişmiş Arama
Ziyaret
58244
Güncellenme Tarihi: 2010/12/05
Soru Özeti
İnsan utangaçlıktan nasıl kurtulabilir?
Soru
İnsan utangaçlıktan nasıl kurtulabilir?
Kısa Cevap

Utangaçlığın olumsuz ve istenmeyen sonuçları olup, insanın yaşamda başarılı olmasına engel olmaktadır.

İnsan, bu ruhsal özelliktende diğer kötü özellikler gibi kurtulabilir ve onun tedavisi mümkündür. Çocukları sohbetlere katmak ve onları topluma girmeye teşvik etmek çocukların bu hastalığa yakalanmasını önleyen çözümlerdendir.

Telkinde bulunmak, kendine güven, tekrar, ümitli olmak, başkalarının eleştirisinden korkmamak, toplumsal olmak ve Ta-Ha suresinin 25 ila 28. ayetleri olan

‘Rabbi’ş rah li sadri ve yessir li emri va’hlul ukdeten mi’l lisani ve yafkahu kavli.’ (Rabim dedi, kalbime genişlik ver, işimi kolaylaştır, dilimin bağını çözde sözümü iyice anlasınlar.) ayetlerini okumak, gençleri ve bu hastalığa müptela olanları kurtaracak önemli etkenlerdir.  

Ayrıntılı Cevap

Soruya geçmeden önce belirtmek gerekir ki, utangaçlık, insanın başarısına engel olan bir afet olup, tutarsız hareketlere, uygunsuz tepkilere, hatta faaliyetlerden uzaklaşmaya, şahsiyetin düşmesine ve arkadaş edinmekte sorun yaşamaya neden olmakta, beden ve ruh sağlığını tehlikeye atmaktadır. Yeni çehrelerle karşılaşmak utangaç kimseyi endişelendirmektedir. Değişik mekanlara girmek, yeni ticari alanlara atılmak onun için çok zordur. Gözlerden uzak kalmak istemektedir. Güçlü olduğu halde aciz olduğunu hissetmektedir.

Utanmak, dış düşman gibi insanın içinde olan bir düşmandır. Örneğin, utangaç bir öğrenci sorununu söyleyemez, hep başkalarının ağzından sorusunu yöneltme beklentisinde olur.

Utangaçlık yalnızca bir histir, yani gerçek olmayan batıl bir düşüncedir. Utangaç, toplumda yeri olmadığını, başkalarının ona değer vermediğini düşünür. Halbuki böyle bir şey gerçek olmayabilir. Utangaç birinde bu düşünceler olduğu sürece onun getirilerinden güvende olmaz.

Utangaç kimseler, düşünce yönünden kendilerini zayıf ve hakir görürler. Bir şey yazsalar, bir şey söyleseler veya bir nokta bilseler onu değersiz bulurlar. Herkesin onu bildiğini zannettiklerinden söylemekten vazgeçerler. Bir konuşma yapmaya çok az hazır olur ve kendilerini çabuk kaybederler. Söyleyeceklerini unutur, başkalarının onların zaaflarının farkına varmalarına neden olurlar. İnziva işte bu yanlış düşünce tarzının sonucudur.[1]  

Utangaçlığı Gidermenin Yolları

Utangaçlığın olumsuz sonuçları insanı onun çaresini bulmaya sürükler. Her şeyden önce bilmek gerekir ki: 1- İstenmeyen ruhsal sıfatlardan biri olan bu hastalığın tedavisi mümkündür.  2- Bu hastalığın kökü çocukluğa veya gençliğe dönebilir.

Bu hastalığı tedavi edebilmek için çocukluktan itibaren şu noktlara dikkat etmek gerekir:

Çocukları toplumsal yetiştirmek gerekir. Bunun için onları eşin-dostun evine götürelim, onlarıda eve davet edelim. Başkalarının yanında onları övelim, onlarında sohbet etmelerini isteyelim.

Çocukları toplumsal yetiştirmenin ve utangaçlıklarıyla mücadele etmenin etkili yöntemlerinden biri, büyüklerin onlardan soru sorup düşünmeye ve konuşmaya zorlamalarıdır. Çocuğun utangaçlığını giderebilmesi için büyüklerin içine girmesini sağlamak gerekir. Toplumda utangaçlığa düşmeden, başkalarının yanında yeteneklerini ve kişiliğini ortaya koyabilmesi için toplantılarda bulunması, konuşması ve katılımcı olabilmesi için fırsat verilmesinden başka yol yoktur. Söylediği şeyleri teşvik edelim ve eğer hata yaparsa sevgiyle, hürmetle ve tevazuyla düzeltelim.

Sohbetlerde ve meşveretlerde onunda görüşünü almak, hatırlarını söylemesine fırsat vermek, yine sorumluluk yüklemek onun kişiliğinin tecelli etmesine, utangaçlıktan kurtulmasına, sessizlik ve korkuya düşmesine engel olur.

Önemli olan çocuğun varlık gösterirken, düşünce ve görüşünü söylerken küstahlaşmaması ve başkalarının onur, görüş ve inancına saygı göstermesidir. Eğer bir yerde kendi kişiliğine hakaret edilir ve darbe değerse açıkca ve edeple hakkını savunabilmelidir.

Bu hastalığın tedavisi için gençlik döneminde yapılması gereken şeyler:

1-Telkin

Psikiyatiristlere göre, telkin birçok ruhsal ve bedensel hastağın tedavisinde etkilidir. ‘Ben işlerin üstesinden gelebirim (örneğin başkalarının karşısında konuşabilirim).’ cümlesini devamlı olarak tekrar edin. Çünkü utangaçlık korkunun göstergesi ve kişilerin karşısında vahşete kapılmanın delilidir. Bu ruhsal zaaf toplumdan kaçmakla giderilemez. Geceleri uyuyacağınız zaman ve bedeniniz sakinleştiğinde şu cümleleri sakinlikle tekrar edin: Benimde başkaları gibi yeteneklerim vardır. Resul-ü Ekrem’in (s.a.a.) buyurduğu ‘İnsanlar altın ve gümüş gibi madenlerdir’[2] sözü gerçektir. İstediğimi her şeyi söylemeye gücüm yeter. Başkalarından asla korkum yoktur. İstediğim şekilde olmaya gücüm var.

2-Kendine Güven

İnsanın mutlu ve saadetli olabilmesi için kendisine, niyetine ve ameline dayanması lazımdır. Ve inanmalı ki, ilerleme ve takmül basamaklarını kendi ayaklarıyla çıkmalıdır.[3] Kendi akıl ve düşüncesine başvurduğunda, doğru bir tahlil yaptığında ve Allah’ın merhametli olduğunu, onuda diğer kulları gibi yaratıp, sağlam bir akıl, beden ve iyi bir yetenek verdiğini anladığında hiç kimseden bir eksiği olmadığı sonucuna ulaşacaktır. Başkaları gibi olduğunu görünce, onlar gibi davranması gerektiğini anlayacak ve onların karşısında utanmayacaktır.

Allah, insana irade denen bir güç vermiştir. Bu güç kullanıldığında sorunları gidermeye kadir olacaktır.

İnsan, Allah’a dayanırsa kendine olan güvenini kazanır ve insani hedeflerinde sarsılmaz. İnsanın saadeti onun inanç ve ameline bağlıdır. Mutsuzluğuda kötü davranışlarından kaynaklanmaktadır. Düşman ya da cahil dostların vesveselerine kulak vermeyen kimse, çalışıp çabalarsa sonuç alır ve her geçen gün ümidi artar. Aşağılayıcı bir gözle  mücadelesini bırakan ve ümidini kaybeden kimsenin ise her geçen gün halsizlik ve moralsizliği artacaktır.

3- Tekrar

Kötü bir alışkanlıktan kurtulmak için tekrar etmek gereklidir. Grupsal çalışmalar ve grubun üyeleriyle          işbirliği yapmak, kendi görüşlerini söylemek ve sohbet ederken muhatapların gözüne bakmak bunun örneklerindendir. Başlangıçta her konuşmacının az çok bu sorunlarla karşılaşması doğaldır. Hatta kelimeleri söylemekte bile zaaf ve eksiklikleri olabilir. Ama sabır ve tekrarla eksikliklerini giderebilir ve bu tekrarların sonucunda zamanla utangaçlıktan tamamen kurtulabilir.

4- Ümit

Ümitli olmak, yakin etmek, ve güçlü bir iradeye sahip olmakla utangaçlık sorunu tümüyle halledilir.

Dilinde pelteklik olan Hz. Musa, Allah’a dayanarak toplumsal ilişkilerde öyle bir zahir oluyordu ki, düşmanlar bile bu noktayı alay vesilesi edip, Onu inzivaya sürükleyemediler. Ümitsizlikten kurtulmanın yolları çoktur. Onlardan biri Allah’a tevekkül etmektir. İnsan, yaratıcısına ve alemlere varlık bahşedene gönülden dayanırsa yalnızlık, ümitsizlik ve iradesizlik kabusundan kurtulur.

5- Başkalarının kusur bulmasından korkmamak.

Dünyada kimse hatasız değildir. Anlayan ve akıllı kimseye, hatasını kendisine söylediklerinde rahatsız olmayan, korkmayan ve onu gideren kimsedir.

İmam cafer-i Sadık (a.s) buyuruyor: ‘En sevdiğim dostum bana hatamı söyleyen kimsedir.‘[4] Eksiklik belli olunca ve bize ‘senin hatan şudur’ diye hatırlatıldığı zaman, rahatsız olacağımız yerde sevinmeli ve ona teşekkür etmeliyiz. Ve en kısa zamanda onu gidermenin çaresine bakmalıyız. Bu açıdan bakıldığında, konuşma yapacağımız zaman bizde bir eksiklik görülecek diye korkmamalıyız. Aksine cesurca konuşmaya başlamalıyız.

6- Toplumsal Olmak

Utangaçlığı gidermek için toplumsal olmak gerekir. Bu da, aşağıdaki noktaları yerine getirmekle gerçekleşir:
a) Herkesten önce selam vermek, b) Selam verdikten sonra kalıplaşmış cümlelerle hal hatır sormak ve karşımızdaki kişiden hemen ayrılmamak, c) Toplumsal işlerde, evde, okulda, üniversitede, kapmta, topluca oynanan oyunlarda oynamak gibi girişimlerde bulunmak, d) Bedenin uzuvlarına (el, ayak, sohbet etme şekli vb.) dikkat etmemek ve başkalarıyla veya bir topluluğa konuşurken konuya odaklanmak, e) Hareketli, girişken ve utanmayan iyi kimselerle dost olmak.

7- Ta-Ha suresinin 25 ila 28. ayetleri olan ‘Rabbi’ş rah li sadri ve yessir li emri va’hlul ukdeten mi’l lisani ve yafkahu kavli.’ (Rabim dedi, kalbime genişlik ver, işimi kolaylaştır, dilimin bağını çözde sözümü iyice anlasınlar.)  ayetlerini okumak.

Kalp genişliği, her işte başarılı olmanın şartıdır. İnsan korku ve sorumluluktan kaçmak yerine Allah’tan yardım alarak imkan, mukaddimat ve vesileleri hazırlamalıdır.[5] Bu ayetler Hz. Musa’nın macerasını anlatmaktadır. Hz. Musa (a.s), Allah’ın verdiği ağır görevden korkmadığı gibi, Allah’tan en küçük bir hafifletme de istemedi. Büyük bir istekle onu kabul etti. Ancak bu görevde Allah’tan başarı vesilelerini istedi. Başarılı olmanın ilk vesilesi yüce bir ruh, üstün düşünce ve güçlü bir akıl olduğundan, başka bir deyişle kalp genişliğine ihtiyaç duyduğundan şöyle arzetti: ‘Rabbim! Kalbime genişlik ver.’ Bu yolun zorluklarını Allah’ın lütfündan başka bir şeyin gideremeyeceğini bildiğinden ikinci merhalede Allah’tan işleri kolaylaştırmasını ve müşkülleri yolunun üzerinden kaldırmasını diledi: ‘İşimi kolaylaştır.’ Sonra sözlerinin daha iyi olması için şöyle arzetti: ‘Dilimin bağını çöz.’ Bunun nedenini de özellikle belirtmektedir: ‘Sözümü iyice anlasınlar.’[6]

Ayetin nüzul sebebi her ne kadar başkalarının karşısında konuşmak hakkında olsa da, utangaçlığın olduğu yerlerde de geçerlidir. Ayetten, Allah’a tevekkül etme, toplumsal şartlardan ve başkalarının alay etmelerinden korkmamak vb. gibi dersleri çıkarabiliriz. Utangaçlık zamanlarında bu ayetleri okuyarak bu dersleri kendimize hatırlatalım.


[1] -Utangaçlığın temeli ve nedenleri hakkında daha fazla bilgi için bkz: Utangaçlığın Temelleri ve Nedenleri, 1709. Soru (site:1715).

[2] -Bihar-ul Envar, c.58, s.65.

[3] -Kur’an bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Şüphe yok ki bir topluluk, ahlakını değiştirmedikçe Allah o topluluğu değiştirmez.’ (Rad/11).

[4] -Bihar-ul Envar, c.71, s.282; Mizan-ul Hikme, Ayıp maddesi, No: 14684.

[5] -Tefsir-i Nur, c.7, s.337.

[6] -Tefsir-i Nümune’nin Özeti, c.3, s.116.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Yasin Suresi’nin altıncı ayetiyle İsra Suresi’nin on beşinci ayeti arasında bir uyuşmazlık mı var?
    10452 Tefsir 2008/08/12
    Bu iki ayet arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Çünkü ikinci ayette (İsra Suresi, on beşinci ayet) bir peygamber göndermedikçe azap olmadığını söylüyor ancak birinci ayette (Yasin Suresi, altıncı ayet) “ataları uyarılmamış” diyor ve herhangi bir azaptan bahsetmiyor. ...
  • İmam Mehdi’nin (a.c.f) kıyam etmesinden sonra evrensel adalet devleti ne zaman kurulacaktır? Devletin kurulmasından sonra fakirlik ve zulüm ortadan kalkacak mıdır?
    11457 Eski Kelam İlmi 2012/10/24
    Rivayetlerden istifade edildiği kadarıyla Hz. Mehdi’nin (a.c.f) zalimler ve zorbalar ile yapacağı savaş sekiz ay sürecektir. Hz. Mehdi’nin (a.c.f) ortaya çıkmasından sekiz ay geçtikten sonra değişik ülkeler onun tarafından fethedilecek, tüm dünyada adalet devleti kurulacak ve küfür, şirk ve nifakın kökü kurutulacaktır. Bu yüzden hiçbir zalim topluma ...
  • Maliki ve Hanefi mezhebinin ne yanlışlığı var?
    3887 شیعه و دیگر مذاهب 2018/12/08
    Her şeyden önce aydınlığa kavuşması gereken nokta sizin Şia’ya olan ilginiz sadece ilgi ve sevgiden ibaret mi yoksa kuvvetli delillere mi dayanmaktadır? Eğer sizin ilgi ve alakanız delil ve burhan üzere ise bunun doğal sonucu olarak diğer mezheplerin ve fırkaların eksiklikleri ve zayıflıkları aydınlığa kavuşmuş olacaktır. Şia’nın ...
  • Kadınlar, arka arkaya 31 gün olan orucun keffaretini hayız halinde nasıl yerine getirebilirler?
    5938 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Arka arkaya tutulması şart olan oruçlarda (keffaret veya adak orucu gibi), hastalık, hayız, nifas vb. özürlerden dolayı mükellef arka arkaya oruç tutamazsa özrü (hastalık, hayız, nifas...) giderildikten sonra orucunu tutmaya hemen devam ederse orucu sahih olur ve yeni baştan oruçları tutmasına gerek yoktur.
  • Bir grup hata yapabilen insanın el yazımı olan tarih neden kabul edilmelidir?
    5863 تاريخ کلام 2011/09/13
    İnsan tarafından düzenlenip tedvin edildiğinden ve insan da hataya mürtekip olabileceğinden tarih kabul edilmemelidir diye ifade edilen istidlali kabul etmiyoruz; zira bu istidlal doğru olursa, tüm beşerî bilimler itibarını kaybedecek ve günümüz dünyasında da hiçbir habere güven duyulamayacaktır. Çünkü onların hepsi insanın mahsulüdür. Biz insanların doğruyu yanlıştan ve iyiyi ...
  • İslam dinine göre Hindular necis midir; onların vücutlarındaki rutubetin sirayet etmesinden kaçınmam gerekir mi?
    7635 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/07/24
    Bütün taklit mercilerin fetvasına göre Allah’ı inkar eden kâfirler necistir ve onların vücudunun rutubetinden sakınılması gerekir. (Yani örneğin elleri ıslak olarak bir şeye değdiğinde ...
  • İnsan üzerinde mayo varken yüzme havuzunda irtimasî gusül alırsa, aldığı gusül doğru mudur?
    15137 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    İlmihallerdeki iki meseleye dikkat etmek yanıta ulaşmanız için size kolaylık sağlayabilir:1. İnsan eğer irtimasî gusülde irtimasî gusül niyetiyle tüm bedeni suyun altına girecek şekilde tedricen suyun içine girerse kendisinin guslü doğrudur.[1] İhtiyat onun bir defada suya girmesindedir.2. İrtimasî gusülde eğer tüm beden suyun altında olursa
  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    5346 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Yüzüğün kaşını avuç içine döndürmenin (çevirmenin) kaynağı nedir?
    9465 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/11/13
    Bu konuda “Vesailu’ş-Şia” kitabında rivayet zikredilmiştir, rivayet şöyledir:Hz. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurur: “Parmağında akik yüzüğüyle sabahlayan ve hiç kimseyle görüşmeden önce yüksüğün kaşını avuç içine döndürerek “Kadir” Suresini sonuna kadar okuyup ardından “ Amentü billahi vahdehu la şerikeleh ve amentü bıserri âli muhammedi ve alaniyyetihim” duasını tilavet eden ...
  • Hz. Mehdi'den gelen tevki'lerin doğru olduğuna nasıl güvenebiliriz?
    6709 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/07/26
    Masumlardan bize ulaşan hadisler sözlü ve yazılı olarak iki kısma ayrılır. Masum İmam'ın yazılı olarak sorulara verdiği cevaba tevki' denir. Buna göre tevki'ler yazılı hadisler sınıfına girer. Bu hadislerin Hz. Mehdi'den geldiğini bilmek için izlenen yol diğer hadislerin doğruluğunu belirlemekle ayınıdır. Aslında rical ve diraye ilimleri hadis ve rivayet kaynaklarında ...

En Çok Okunanlar