Gelişmiş Arama
Ziyaret
20655
Güncellenme Tarihi: 2009/10/18
Soru Özeti
Kur'an'dan İmam Ali (a.s)'ın imametini ispat eden ayetleri beyan edebilir misiniz?
Soru
Kur'an'ın ayetleriyle İmam Ali (a.s)'ın imameti ispat edilebilir mi (ben bu delilleri Ehl-i Sünnet Kardeşlerimize sunmak için istiyorum. Lütfen ispat şeklimin nasıl olacağını da beyan ediniz)?
Kısa Cevap

İmam Ali (a.s)'ın imametini Ehl-i Sünnete ispat etmenin güzel yollarından biri Kur'an'ın ayetleri ve onların açıklamasını yapan Ehl-i sünnet kitaplarında gelen rivayetlere baş vurmaktır.

Kur'an-ı Kerim'de bir çok ayet var ki, onların nüzul sebepleri hakkında Resulullah (s.a.a)'den gelen rivayetlerle İmam Ali (a.s)'ın imameti ispat edilebilir.

 

Aşağıda o ayetlerden bazılarını getiriyoruz:

 

1-Tebliğ ayeti:

 

'Ey Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun…' [i]

 

Ehl-i Sünnetin rivayetlerinde bu ayetin Gadir-i Hum'da nazil olduğu yazılmaktadır. O tarihi günde Resulullah (s.a.a), Hz Ali (a.s)'ın velayet ve hilafetini ilan ederek risaletini tekmil etti.

 

2-Velayet ayeti:

 

'Sizin veliniz, sahibiniz Allah, Resulü ve namaz kılıp, rüku halinde zekat veren inananlardır.' [ii]

 

Bu ayette Hz. Ali (a.s)'ın velayeti[iii] Allah ve Resulünün velayetlerinin yanında zikredilmiştir.

 

3-Ulu'l Emr ayeti:

'Ey iman edenler, Allah'a, Peygamber'e ve içinizden emredecek kudret ve liyakata sahip olanlara itaat edin.' [iv]

 

Ayette ulu'l emr'e itaat mutlak olarak vacip edilmiştir. Bu mutlak lüzumdan imamın masum olması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Hz. Ali (a.s)'dan başkası da masum olmadığı için imam olamaz. Ehl-i Sünnetin kitaplarında bu ayetin Hz. Ali (a.s)'ın Hz.Peygamber (s.a.a)'in halifesi olduğunu gösteren hadisler vardır.

 

4-Sadigin ayeti:

 

'Ey inananlar! Allah'tan çekinin ve doğrularla beraber olun.' [v]

 

Rivayetlerde doğrular'dan kasıtın Hz.Ali (a.s) ve Hz.Peygamber (s.a.a)'in Ehl-i Beyt'i olduğu belirtilmiştir.



[i] -Maide/67

[ii] -Maide/55

[iii] -Muteber rivayetler rükuda yüzüğünü fakire verenin Hz. Ali (a.s) olduğunu yazılmaktadır.

[iv] -Nisa/59

[v] -Tövbe/119

Ayrıntılı Cevap

İmam Ali (a.s)'ın imametini Ehl-i Sünnete ispat etmenin yollarından biri Kur'an'ın ayetleri ve onların açıklamasını yapan Ehl-i sünnet kitaplarındaki rivayetlere başvurmaktır. Ayetlerin ne demek istediğini, amacının ne olduğunu anlayabilmek için lafzi ve hali karinelere; tefsir ve nüzul sebebini açıklayan rivayetlere bakmak, çok önem arz etmektedir.

 

Kur'an-ı Kerim'de birçok ayet Hz. Ali (a.s) ve diğer Masum İmamların (a.s) imametini ispat eden birçok ayet vardır. Bu ayetlerin[1] nüzul sebepleri hakkında, Resulullah (s.a.a)'den bir çok hadis (tevatür haddinde) rivayet edilmiştir.

 

Aşağıda Şii ve Sünnilerin kabul ettiği bu hadislerden bazılarını getiriyoruz:[2]

 

1-Tebliğ ayeti:

 

'Ey Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan korur. Doğrusu Allah kafir topluluğa doğru yola gitme hususunda başarı vermez.' [3]

 

Allah-u Teala peygamberine risaletini tebliğ etmesi için şiddetle emir veriyor. Ve hadislere göre Resulullah (s.a.a), bu ayet nazil olduktan sonra Gadir-i Hum denen yerde Hz. Ali (a.s)'ı kendisinin halifesi olduğunu herkese duyurdu.[4]

 

Gadir olayı Allah Resulü (s.a.a)'in ömrünün son günlerinde veda haccında gerçekleşti. 'Ben kimin mevlası isem Ali'de onun mevlasıdır' cümlesiyle Ali b. Ebitalibin imametini açıkladı ve kendi risaletini iblağ etti.

 

Bu olay 110 sahabe[5], 84 Tabiin ve 34 bilgin ve yazar tarafından rivayet edilmiştir. Allame Emini bütün bunları 'el-Gadir' adlı değerli eserinde sağlam belge ve delillerle Sünni ve Şiinin meşhur İslami kaynaklarından getirmiştir.

 

2-Velayet ayeti:

 

'Sizin veliniz, sahibiniz Allah, Resulü ve namaz kılıp, rüku halinde zekat veren inananlardır.'[6]

 

Bir çok müfessir ve muhaddis bu ayetin Hz. Ali (a.s)'ın hakkında nazil olduğunu söylüyorlar.

 

Ehl-i Sünnet alimlerinden Suyuti, ed-Durru'l Mansur adlı eserinde bu ayet hakkında İbn-i Abbas'tan şöyle naklediyor: 'Ali (a.s) namazın rükusunda iken bir fakir yardım istedi. Hz. Ali (a.s) yüzüğünü çıkarıp ona sadaka olarak verdi. Hz. Peygamber (s.a.a) fakirden 'Bu yüzüğü kim sana verdi' diye sorduğunda fakir Hz. Ali (a.s)'ı işaret ederek şöyle dedi: 'Şu rükuda ki adam.' Bu esnada söz konusu ayet nazil oldu.'[7]

 

Ehl-i Sünnet alimlerinden Vahidi[8] ve Zemahşeri de[9] bu hadisi rivayet etmiş ve Velayet ayeti'nin de Hz. Ali (a.s)'ın hakkında nazil olduğunu söylemişlerdir.

 

Fahru Razi, kendi tefsirinde Abdullah b. Selam'dan şöyle rivayet ediyor: 'Bu ayet nazil olduğunda ben Allah Resulü (s.a.a)'e 'Ben kendi gözlerimle Ali'nin rüku halinde yüzüğünün fakire sadaka olarak verdiğini gördüm. Bu yüzden biz Onun velayetini kabul ediyoruz.' Diye arzettim.'

 

Fahru Razi, ayetin nüzul sebebi hakkında bu hadislerin benzeri başka bir hadisi Ebuzer'den rivayet ediyor.[10]

 

Taberi de, tefsirinde ayetin nüzul sebebi hakkında çeşitli rivayetler naklediyor ki, onların çoğu ayetin Hz. Ali (a.s) hakkında nazil olduğunu açıklıyor.[11]

 

Merhum Allame Emini el-Gadir de ayetin Hz. Ali (a.s) hakkında nazil olduğuna dair Ehl-i Sünnet'in yaklaşık yirmi muteber kitabından kaynak ve belgeleri dikkatle inceleyerek nakletmiştir.[12]

 

Söz konusu ayette Hz. Ali (a.s)'ın velayeti Allah ve Resulü'nün velayeti ile aynı sırada gelmiştir.

 

3-Ulu'l Emr ayeti:

 

'Ey iman edenler, Allah'a, Peygamber'e ve içinizden emredecek kudret ve liyakata sahip olanlara itaat edin.'[13]

 

Alimler,[14] Ulu'l Emr ayetinin Hz.Ali (a.s)'ın hakkında nazil olduğunu söylüyorlar. Örneğin Hakim Haskani Hanefi Nişaburi (Ehl-i Sünnetin tanınmış müfessiri) bu ayetin hakkında beş tane hadis getirmiştir ki onların hepsinde Ulu'l Emr'in Hz.Ali (a.s) olduğu belirtilmiştir.[15]

 

Ebu Hayyan Endülisi Mağribi, el-Bahru'l Muhit adlı eserinde üç müfessir Mukatil, Meymun ve Kelbi'den ulu'l emr'den maksadın Ehl-i Beyt imamlarının olduğunu söylüyor.[16]

 

Ehl-i Sünnet alimlerinden Ebubekr b. Mü'min Şirazi, İtikat adlı risalesinde İbn-i Abbas'tan Ulu'l Emr ayetinin Hz.Ali (a.s) hakkında olduğunu rivayet ediyor.[17]

 

Öte yandan üslubun bir olması ve 'İtaat edin' kelimesinin tekrar edilmemesiyle Allah'ın, Resulünün ve Ulu'l Emr'in itaatleri farz kılınmıştır. Dolayısıyla Allah ve Resulü masum olduğu gibi ulu'l emr de masumdur. Yoksa onlara mutlak olarak itaat etmenin istenmesinin manası olmazdı. Bilindiği üzere Peygamber’den sonra Şia imamlarından başka kimsenin masum olduğu iddia edilmemiştir.

 

Buraya kadar söylediklerimiz Hz.Ali (a.s)'ın velayet ve imameti hakkında nazil olan yalnızca üç ayet hakkında ki Ehl-i Sünnetin kitaplarında ve onların güvendiği ravilerden ve yine Şii kitaplarında beyan olunan hadislerdi. Söz konusu ayetler ve diğer ayetler hakkında Ehl-i Sünnetin kitaplarında dikkat çeken bir çok nokta var ki daha fazla bilgi için o kitaplara başvurulabilir.

 

Üzerinde kısaca durduğumuz bu üç ayetin dışında Sadikin ayeti olan: 'Ey inananlar! Allah'tan çekinin ve doğrularla beraber olun.' [18] ayeti, aynı şekilde Kurba ayeti olan 'De ki: Sizden tebliğime karşılık yakınlarıma sevgiden başka bir ücret istemiyorum.' [19] ayeti direkt olarak Hz.Ali (a.s)'ın ve diğer Ehl-i Beyt İmamlarının velayet ve imameti hakkındadır.

 

Yukarıda getirdiğimiz ayetlerin yanı sıra Hz. Ali (a.s)'ın faziletlerini, Onun diğer sahabelere olan üstünlüğünü otaya koyan başka ayetlerde vardır. Aklın kesin hükmü gereği aşağı mertebede olanın fazilette üstün mertebede olana uyması gerektiğine göre. Bundan yola çıkarak diyebiliriz ki, Allah Resulü (s.a.a)'in halifeliğine ve imamete hakkı olan Hz. Ali (a.s)'dır.

 

Daha fazla bilgi için Ayetullah Mekarim Şirazi'nin denetiminde yazılan Tefsir-i Peyam-ı Kur'an ('Kur'an'da İmamet ve Velayet' bölümü, C.9, s.170 ve sonrasına) başvurunuz.



[1] -İmamlar (a.s)'ın isimleri neden Kur'an'da gelmemiştir? Sorusu için bkz: 'Kur'an'da İmamlar (a.s)'ın İsimleri'

[2]- Daha fazla bilgi için bkz: 'İmamet ve İmamlar İnancının Delilleri'

[3]-Maide/67. Daha fazla bilgi için bkz: Ehl-i Sünnet ve Tebliğ Ayeti.

[4] -Mekarim Şirazi, Peyam-ı Kur'an, c.9; İmamet der Kur'an, s.182

[5] -Ebu Said Hudri, Zeyd b. Erkam, Cabir b. Abdullah Ensari, İbn-i Abbas, Berra b. Azip, Huzayfa, Ebu Hueryre, İbn-i Mesut, Amir b. Leyla bu 110 sahabeden bazılarıdır.

[6] -Maide/55

[7] -ed-Durru'l Mensur, c.2, s.293

[8] -Esbabu'n Nüzul, s.148

[9] -Tefsir-ul Keşşaf, c.1, s.649

[10] -Tefsir-i Fahru Razi, c.12, s.26

[11] -Tefsir-i Taberi, c.6, s.186

[12] -el-Ğadir, c.2, s.52-53

[13] -Nisa/59

[14] -Tefsir-i Burhan'da bu ayet hakkında Ehl-i Beyt (a.s)'ın kaynaklarından onlarca hadis getirmiştir. Hadislerde ayetin Hz. Ali (a.s) veya Ehl-i Beyt'in diğer imamları hakkında nazil olduğu belirtilmiştir. Hatta bazı rivayetlerde on iki imam (a.s)'ın isimleri ayrı ayrı gelmiştir. (Tefsir-ul Burhan, c.1, s.381-387),

[15] -Şevahidu'l Tenzil, c.1, s.148 ila 151

[16] -el-Bahru'l Muhit, c.3, s.278

[17] -İhkaku'l Hak, c.3, s.425

[18] -Tövbe/119. Rivayetlerde doğrular'dan kasıtın Hz.Ali (a.s) ve Hz.Peygamber (s.a.a)'ın Ehl-i Beyt'i olduğu beyan edilmiştir. Ayrıca bu ayette doğrular deniyor doğru konuşanlar denmiyor açıktır ki her yönden doğruluk masumlarda olan bir vasıftır ve bu vasfa Resulullah’tan (s.a.a) sonra Hz. Ali ve diğer Ehl-i Beyt imamlarından başka hiçbir kimsenin masum olmadığında ittifak vardır. (Bkz. Yenabiu'l Meveddet, s.115, Şevahidu'l Tenzil, c.1, s.262)

[19] -Şura/23. Daha fazla bilgi için bkz: Ehl-i Beyt (a.s) ve Meveddet Ayeti.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresini 1000’den 50 yıl az olarak ilan etmiştir?
    12371 Tefsir 2019/10/21
    Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresi hakkında şöyle buyuruyor:«وَ لَقَدْ أَرْسَلْنا نُوحاً إِلى‏ قَوْمِهِ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلاَّ خَمْسِينَ عاماً فَأَخَذَهُمُ الطُّوفانُ وَ هُمْ ظالِمُونَ» “Andolsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı, sonunda haksızlık etmekte olan ...
  • Daha fazla ücret vererek taksitle araba satın almanın bir sakıncası var mıdır? Peşin olarak araba satın almak için kar ile borç almanın da bir sakıncası var mıdır?
    8181 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Borç şekliyle peşin fiyatından daha fazla bir fiyatla otomobil gibi bir malı satın almak ve satmak doğrudur. Ama sizin ikinci sorunuzdaki husus borç faizi olup haramdır. ...
  • İran İslam Cumhuriyetinin dışındaki Ülkelerde oy kollanmanın hükmü nedir?
    6912 Diğer Konular 2012/05/19
    Diğer ülkelerin seçimlerine iştirak etmek eğer Müslümanların maslahatına ters ise veya İslam düşmanlarının güçlenmesine neden oluyor ise caiz değildir. İslam ve Müslümanların maslaha­tını ardında getiriyor ve onların güçlenmesine neden oluyor ise seçimlere iştirak edip oy kol­lanmak uygundur. Bu durum dışında oy kollan­mak mubahtır. Mükellefin ihtiyarine bağlıdır. ...
  • Ojeli tırnakla cenabet guslü alınabilir mi?
    11546 Suyun Ulaşmasını Engelleyen Şeyler 2012/06/09
    Abdest ve guslün şartlarından biri suyun abdest ve gusül azalarına ulaşmasına engel olacak bir şeyin olmamasıdır.[1] Bu açıdan abdestle gusül arasında bir fark yoktur. Buna göre engel teşkil edecek şeyi gusülden önce gidermek gerekir. Giderildiğine emin olmadan gusül alınırsa o gusül batıldır.
  • erkek ve kızların gelecekteki evlilikleriyle ilişkin konuları onlara nasıl öğretebiliriz?
    7513 Pratik Ahlak 2011/04/13
    Çocuklar tarafından bağımsız ve yeni bir yaşam yuvasının kurulmasıyla ilişkin meseleler, duygusal, sosyal ve cinsel meseleler ile irtibatlı olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır, dolaysıyla bu bağlamda var olan meseleler iki bölümde ele alınmalı ve tahkik edilmelidir. Ailenin başarılı veya ta sorunlara kadar varan vücuda gelen ...
  • Bedenin hangi bölgelerine gusül vermek lazım ve hangi bölgelerine gusül vermek lazım değildir?
    3563 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/25
    Gusülde bedenin bütün dış yüzeyine gusül vermek gerekir. İğnenin ucu kadar yer yıkanmazsa gusül batıl olur. Elbette insanı vesveseye düşürecek şüphelere itina edilmemelidir. Lakin bedenin kulak içi, burun içi, ve ağız içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak caiz değildir. Aynı şekilde bedenin görünen veya görünmeyen yeri olduğu hakkında ...
  • Kur’an ayetleriyle mukayese ettiğimizde hadislerin itibar derecesi ne ölçüdedir?
    9299 Kur’anî İlimler 2009/06/06
    Kur’an-ı Kerim ve muteber hadislerin her ikisi dini kaynaklardan sayılırlar ve her ikisi de şer’i hüccettirler. Kur’an hakkında senet yönünden inceleme yapılmaz Çünkü Kur’an’ın tümünün Allah katından indiğinde ve aynı şekilde Peygamber (s.a.a) tarafından bize ulaştığında bir şüphe yoktur. Sadece Kur’an ayetleri ifade ettikleri mana bakımından ...
  • Abdest alırken ve zorunlu bir durum yokken bir başka şahıs elimize su dökerse, bu bir sakınca ifade eder mi?
    38335 Abdest Şekli 2012/04/04
    Abdestin bir takım şartları vardır ve onlardan her birine riayet etmeme durumunda abdest geçersizdir. Abdestin şartlarından birisi, bizzat insanın yüzünü ve ellerini yıkması ve de baş ve ayaklarını mesh etmesidir. Eğer bir başkası insana abdest aldıracak olursa veya yüz ve ellere su ulaştırmada ve baş ve ayakları ...
  • Ayet ve rivayetlere göre salih amellerin yok olmasına neden olan ameller hangileridir?
    12376 Pratik Ahlak 2012/02/04
    Ayet ve rivayetlerde, Allah’a iman, şirke düşmemek ve mürted olmamak amellerin kabul olunmasının ilk şartları olduğu, bunlar olmadan hiç bir salih amel kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Namazı terketmek, minnet ederek salih amel yapmak, başa gelen işlere razı olmamak vb. gibi amellerin yok olmasına neden olan şeyler -ayrıntılı cevap ...
  • Niçin Abdulmuttalib oğlunun adını Abduluzza koymuştur?
    23883 تاريخ بزرگان 2008/07/22
    Abdulmuttalibin oğlu Ebu leheb (Haşim oğlu Abdulmuttalib oğlu Abduluzza) künyesi Ebu utbe’dir, Peygamber (s.a.a) efendimizin amcası ve aynı zamanda onun en katı düşmanlarından biridir. Annesi Beni Huzae kabilesinden Lubna ve eşi Harb ibn-i Umeyye’nin kızı ve Ebu süfyanın kız kardeşi, Ümm-i cemil adıyla tanınan Arvi veya Avra’dır. ...

En Çok Okunanlar