Gelişmiş Arama
Ziyaret
10331
Güncellenme Tarihi: 2010/11/21
Soru Özeti
"Bu asrın yaşlıları dahi imam-ı zamanın (Allah ferecini yakınlaştırsın) zuhur edeceği zamanı derk edeceklerdir" sözü Ayetullah Behcet'e aittir. Bu söz hakkında görüşünüz nedir?
Soru
"Bu asrın yaşlıları dahi imam-ı zamanın (Allah ferecini yakınlaştırsın) zuhur edeceği zamanı derk edeceklerdir" sözü Ayetullah Behcet'e aittir. Bu söz hakkında görüşünüz nedir?
Kısa Cevap

Ayetullah Behcet'in defterinden yapılan araştırmaya göre kendisi böyle bir şey söylememiştir. Onun söylemiş olduğu söz şudur; "sorunlar ve zorluklar şiddetlendikçe imamın zuhur edeceği zaman yakınlaşacaktır". Ve bu söz, rivayetlerden alıntı yapılmıştır. Rivayette şöyle denilmiş: "zuhur gerçekleşmeden önce fitneler çoğalacak ve dünya zulüm ve adaletsizlikle dolacaktır".

Bunun yanı sıra rivayetlerde imanın (a.f.) zuhurunun vakti tanınmadığıyla kalınmamış, belki, zuhuru için vaktin tayin edilmesi menedilmiştir. Elbette imamın (a.f.) zuhurunun gerçekleşmesi için has nişaneler ve alametler zikir edilmiştir. Bu has alamet ve nişaneler gerçekleştiğinde zuhuru da gerçekleşecektir.

Ayrıntılı Cevap

Bu soruya cevap vermek için birkaç noktaya dikkat etmek lazım:

a)   Ayetullah Behtecet'ten nakil edilen şu söz; " Bu asrın yaşlıları dahi imam-ı zamanın (acelellah-u ferecehu = Allah ferecini yakınlaştırsın) zuhur edeceği zamanı derk edeceklerdir", defterinden soruldu ve bu kanaldan yapılan araştırmaya göre ona ait olduğu doğru değildir. Ayetullah Behtecet'tin söylemiş olduğu söz şudur; "zorluklar ve sorunlar şiddetlendikçe farecin (imamın zuhuru) zamanı da yakınlaşacaktır". Onun söylemiş olduğu bu söz aşağıdaki rivayetten alıntı yapılmıştır. Rivayet şöyle diyor: "zuhur gerçekleşmeden önce fitneler aşikâr olacak ve dünya zülüm ve adaletsizlikle dolacaktır".

b)   Rivayetlerde yalnız imanın (a.f.) zuhuru için has bir vakit belirtmemekle kalınmamış belki, bunun yanı sıra zuhuru için vaktin tayin edilmesi menedilmiştir. Konuyla ilgili örnek olsun diye birkaç rivayeti zikir ediyoruz:

1)    Füzeyl diyor: imam Sadık dan (a.s.); imam zamanın (imam mehdi (a.f.) zuhur edeceği için has bir zaman var mıdır? Diye sordum. Hazret cevaben üç defa, "yalan söylüyorlar vakit belirleyenler"[1] buyurdu. Elbette imamın (a.f.) zuhurunun gerçekleşmesi için has nişaneler ve alametler zikir edilmiştir.

2)    Başka bir rivayette imam Sadık (a.s.) şöyle buyuruyor: "zuhurun vakti unvanıyla has bir vakti tayin edenler yalancıdır. (Zira) biz ehli Beyt olarak kesinlikle imamın (a.f.) zuhurunun ne zaman gerçekleşeceği için has bir zaman tayin etmemişiz".[2]  

3)    Başka bir rivayette imam sadık (a.s.) şöyle buyuruyor: "zuhurun vakti unvanıyla belli bir vakti tayin edenleri yalancı olduklarını biliniz. Zira biz ehli Beyt olarak kesinlikle imamın (a.f.) zuhurunun ne zaman gerçekleşeceği için has bir zamanı tayin etmemişiz". Buna binaen onun söylemiş olduğu bu söz bize nispetlendirilmiş ve bizim tarafımızdan değil, Bilakis söyleyen kişi kendi tarafından uydurmuş olduğu yalan bir sözdür"[3]

4)    Bazı rivayetlerde, ne zaman zuhur edeceğini, imam-ı zamanın kendisi dahi bilmiyor olduğu açıklanmıştır. Allah u Teâlâ zuhurun zamanını bazı alametlerle hazretin kendisine bildiriyor olması da bazı rivayetlerde söz konusudur.

Amr'ın oğlu Mufazal imam Sadık'tan (a.s.) " Sûr’a üfürüldüğü zaman"[4] şeklindeki ayetin tefsiri hakkında sorduğunda, imam Sadık (a.s.) cevabında şöyle buyurdu: "bizden olan bir gizli imam vardır. Allah c.c onun zuhurunu irade ettiği vakit kalbinde bir nükte gerçekleştirir dolayısıyla kendisi de zuhur eder ve Allahın (azze ve celle) emrini emr eder". Bu rivayetten açık bir şekilde şöyle anlaşılmaktadır: imam-ı zamanın (a.f.) kedisi bile ne zaman zuhur edeceğini bilmiyor. Zuhur etmesinin zamanı geldiğinde Allah u Teâlâ has alametlerle kendisine o zamanı bildiriyor.[5]

a)   Zuhurun vaktinin tayin edilmemesinin nedeni hakkında âlimler birçok delil zikir etmişler:

1) Müminler zuhurun ne zaman gerçekleşeceğini bilmiş olsalardı o vakti (kendi) aralarında yayarlardı. Düşmanda o vakitten haberdar olurdu, dolayısıyla ona karşı koymak ve ona karşı savaşmak için bütün güçleriyle hazırlık yaparlardı.  

2) Allah u Teâlâ bekleyenlerin beklentilerini sürekli olmasını diliyor. Zira eğer zuhurun zamanı belli olmuş olsaydı sadece o dönemde müminler beklentiye gireceklerdi. Bu dönem dışında ise onun gelmesinden gafil kalıyorlardı.[6]

3) Gaybetin felsefesinden bir diğeri ise, Allah'ın kendi kullarını bununla imtihan etmesini dilemiştir.[7] Bu imtihanın gereği şudur ki, gaybetin ve zuhurun zamanı belli olmasın. Böylece gerçek mümin ile gerçek mümin olmayan kimseler birbirinden ayrılıp tanınsınlar. Bu nedenle bazı rivayetlerde şöyle denilmektedir: "gaybet döneminde bazı insanlar imamın varlığı hakkında şekke düşüyorlar". İnsanların bu şek ve şüphesine kaynaklık yapan şey, imamın zuhur edeceği zamanın belli olmayışıdır. Bu bakımdan zuhur meselesi ölüm meselesine benziyor.

4) Birçok rivayete göre zuhur meselesi "bed'a" meselelerindendir.[8] İleri ve geri alınabiliniyor. Bu nedenle zuhurun gerçekleşeceği zaman, belirlenmiş ve daha sonra bazı maslahatlara binaen tekrar ertelenmiş olsaydı insanlar, din ve imamların varlığı noktasında şekke düşüyorlardı.[9]

Bu aynen Hz. Musa'nin (a.s.) meselesi gibidir. Hz. Musa (a.s.) turi sina dağına çıkarken insanlara (bu yolculuğun) 30 gün olacağını haber vermişti, daha sonra 10 gün eklendi. 10 günün buna eklenmesiyle Samiri ve… Meselesi gerçekleşti ve birçok insan bu meseleden ötürü yoldan çıktı. İmam sadık (a.s.) bu kıssayı örnek vererek şöyle buyuruyor: "imam-ı zamanın (a.f.) zuhuru da bunun gibidir. Zuhurun zamanı tayin edilmiş ve daha sonra zuhuru ertelenmiş olsaydı insanlar din noktasında şüpheye düşeceklerdi. Bu nedenle Allah u Teâlâ zuhur için has bir zaman tayin etmemiştir".[10]

a)   Rivayetlerde hazreti Mehdinin (a.f.) zuhuru için bazı alamet ve nişaneler beyan edilmiştir. Beyan edilmiş olan bu alamet ve nişanelerden bazıları kesin değil, bazıları da kesindir. Yemani'nin çıkışı, Süfyani'nin çıkışı, göksel nida (sesleniş), nefsi zekiye'nin öldürülmesi ve hasfu'l-beyda (olayı gibi alametler)[11], kesin olan alamet ve nişanelerdendir.[12]

İmam Sadık (a.s.) şöyle buyuruyor: "imam zamanın (a.f.) çıkışından 15 gün önce nefsi zekiye şehit edilecektir".[13] Yine şöyle buyuruyor: "imam-ı zamanın çıkacağı zamandan önce göksel münadi (çağırıcı) hazretin çıktığına (zuhuruna) dair seslenecektir. Onun bu sesini bütün insanlar duyacak türünden olup yer küresinin her tarafına yayılacaktır".[14]      

Hakeza "Çağırıcının yakın bir yerden sesleneceği gün, (o sese) kulak ver. O gün insanlar, hakka çağıran o korkunç sesi işiteceklerdir" şeklinde olan ayetin tefsirinde şöyle buyuruyor: "imam zamanın çıkacağı gün göksel çağırıcı hazreti Mehdiyi (a.f.) (hem) onun kendi ismi (hem de) babasının ismiyle çağıracaktır. O hazretin çıktığına dair insanları müjdeleyecektir".[15]

Peygamberden (s.a.a.) nakil edilmiş bir rivayette; "ahir-i zamanın fitnesi ve o zamanda gerçekleşecek olaylara, Sufyaninin çıkışına ve hasf-i beyda'ya" işaret ediliyor ve rivayetin zımnında şöyle buyrulmaktadır: "sufyani, yabus vadisinden çıkar ve Dımışk Şehrine girecek, oradan; hazırladığı iki ordudan birisini, yağmacılık ve talan yapmak için Bağdada gönderecektir. İkinci orduyla kendisi Medinye gelecek, Medineyi harap ettikten sonra Mekke'ye gitmek için oraya doğru yönelecektir. Yolun yarısında "beyda" denilecek yerde yer ağzını açmış onları orada yutacaktır".[16]

İmam-ı zamanın çıkış alametlerinden sayılan bir diğer alamet'te Yemaninin çıkışıdır.[17]



[1] Safi Gülpaygani, Lutfüllah, "muntahabu'l-Aser", baskı 3, merkez-i naşr-i Tahran, s. 463; Şeyh-i Tusi, "el-Gaybe", s. 262.

[2] Age.

[3] Age.

[4] Müddessir, 9.

[5] Saduk, "ikmalu'd-din ve itmamu'n-nime" c. 2, s. 349, hadis 42.

[6] Meclisi, "bihiru'l-envar", c. 95, s. 159.

[7] Şeyh-i Tusi, "el-Gaybe", s. 206.

[8] Meclisi, "bihiru'l-envar", c. 51, s. 86

[9] Musevi İsfahani, Muhammed Taki, "Mikyalu'l-Mekarim fi fevaidi'd-dua lil-kaim (a.c)", c. 2, s. 338, el-babu's-samin fi teklifi'l-ibad bi'n-nisbeti ileyh.

[10] Şeyh-i Tusi, "el-gaybe", s. 262.

[11] Bayda medineden mekkeye giderken o gözergahda bir yerin ismidir. Hasf yutma anlamındadır. Süfyanın ordusu burada yutulacağı için "hasfu'l-beyda" denilmiştir.

[12] Saduk, "kemalu'd-din", c. 2, s. 649, hadis no: 1; Tusi, "el-Gaybe", s. 267; "muntahabu'd-durre", s. 455, hadis no: 5, s. 442, hadis no: 16.

[13] Safi Gülpaygani, Lutfüllah, "muntahabu'l-Eser", baskı 3, merkez-i naşr-i Tahran, s. 456, hadis no: 13, ve s. 439, hadis no: 1 ve 2; Şeyh-i Tusi, "el-Gaybe", s. 271; Saduk, "kemalu'd-din", c. 2, s. 649, hadis no: 2.

[14] Şeyh-i Tusi, "el-Gaybe", s. 111.

[15] Safi Gülpaygani, Lutfüllah, "muntahabu'l-Eser", s. 447, hadis no: 2.

[16] Age. s. 456, hadis no: 9 ve 11.

[17] Tusi, "el-Gaybe" s. 267.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmam evlatlarının adına yapılmış türbelere inanmanın ölçüsü nedir?
    6813 Eski Kelam İlmi 2009/07/04
    İmam evlatlarından maksat Ehl-i Beyt İmamlarının soyundan gelen zatların türbeleridir. Bir çok hadiste Resulullah’ın soyuna saygı göstermenin gerekli olduğu vurgulanmış ve bu iş için büyük bir sevap ve mükafat vaat edilmiştir.Resulullah’ın soyuna saygı göstermenin bir örneği de onların mezarlarına saygı göstermek, oraları ziyaret ...
  • Şia'nın Mehdi Muntezer hakkında görüşü nedir?
    10145 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Bu soru çok genel olduğu için, cevapta bu konuyu birkaç yönden ele alıp; İmam Mehdi (ac)'in hayatını, Kur'an ve rivayetlerdeki bilgileri ve son olarak 12. İmamın zuhurunun alametlerini kısaca inceleyeceğiz.On ikinci imamın ismi İslam peygamberinin ismiyle (m h m d) aynıdır ...
  • Neden yeni Müslüman olmuş birisi geçmiş namaz ve oruçlarını kaza etmesi gerekmezken doğuştan Müslüman olan birisi eda etmediği namaz ve oruçlarını kaza etmesi gerekmektedir?
    2736 Kaza Namazı Ve Kiralık Namaz 2020/01/19
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12734 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • “Vebtelül yetama hatta iza beleğun nikahe” şeklinde olan ayetin anlamı nedir?
    7622 Tefsir 2012/05/12
    Allah u Teâlâ bu ayeti kerimede yetimlerden sorumlu olan kimselere düstur veriyor ki yetimlerin mallarına karşı dikkatli olmalarını istiyor. Yani onların sermayesini korusunlar, sorumlulukları döneminde buluğ ve rüşt çağına erinceye kadar onları denemeye tabi tutsunlar. Sorumlular, sorumluluklarının altında olan yetimlerin buluğ ve rüşt çağına erdiklerini fark ettiklerinde ...
  • Oruç insan üzerinde ne gibi eğitici eserler bırakır?
    6967 Pratik Ahlak 2012/05/12
    Oruç, nefsin tehzip (ruhi temizlik) ve tezkiyesi için bir çeşit alıştırma ve insanın kendi nefsine tasallutunun tahakkuku için uygun bir yöntem ve nefsanî heveslerle mücadeledir. Oruç, ferdi ve içtimai iki boyutta olmak üzere, insanın bedensel boyutta bıraktığı eserlerin yanı sıra insanın ruhi boyutunda da eğitici ...
  • Haksız yere yemin eden kimsenin akıbeti ne olur?
    12187 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    Haksız yere yemin etmenin akıbetinden maksat iki şey olabilir:1- Şer’i ve fıkhi hüküm manasında akıbet.2- Getirdiği sonuçlar manasındaki akıbet. Bu etki dünya veya ahiret etkileri olabilir. Sorudan galiba bu ikinci mana kastedilmektedir.1- Şer’i HükümŞer’i Hüküme göre ...
  • Nur suresinin iniş sebebi nedir?
    30901 Tefsir 2012/05/27
    Nur suresinin bir iniş sebebi yoktur; ama 6 ila 9, 11 ila 16 ve 30 ila 31. ayetlerinin iniş sebebi vardır ve aşağıda bunlara işaret edilecektir: Nur suresinin 6 ila 9. ayetlerinin iniş sebebi: Bu ayetlerin iniş sebebi hakkında İbn. Abbas’tan nakledildiğine göre ...
  • Neden biz Şiiler Hamd suresinden sonra “elhamdülillahi rabbi’l-âlemin diye söylemekteyiz?
    8855 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Bizim ile Ehli Sünnet arasında bir takım şekilsel ihtilaflar mevcuttur. Ehli Sünnet mensuplarının el bağlayarak namaz kılması, onların abdest alma şekli ve bunun Şia ile farklılığı, fıkıh konularındaki bazı şekilsel ihtilaf noktaları olarak adlandırılabilir. Bu ihtilafların nedeni, bu sitedeki diğer sorularda detaylıca işlenen daha genel konulara dönmektedir. (1523, 248 ...
  • Aşırılık nedir ve ondan nasıl uzak kalınabilir?
    17415 Eski Kelam İlmi 2011/03/01
    “Ğuluv” (aşırılık) sözlükte fazlalık ve uzamak anlamındadır; başka bir ifadeyle had ve ölçüyü aşmaktır veya daha iyi bir tabirle her şeydeki ölçü ve konumdan çıkmak ve öteye geçmek aşırılıktır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de aşırılığa şöyle işaret etmektedir: “Ey Kitap ehli! Hakkın dışına çıkarak dininizde aşırı gitmeyin.” ...

En Çok Okunanlar