Gelişmiş Arama
Ziyaret
10218
Güncellenme Tarihi: 2011/04/21
Soru Özeti
Arapçada seslerin değişmesiyle cümlenin manası değişmektedir, hal böyleyken Kur’an’da nasıl bir tahrif meydana gelmemiştir?
Soru
Arapçada seslerin değişmesiyle cümlenin manası değişmektedir, hal böyleyken Kur’an’da nasıl bir tahrif meydana gelmemiştir?
Kısa Cevap

Tahrif için değişik manalar belirtilmiştir. İslam âlimleri Kur’an’da eksiklik ve fazlalık anlamında bir tahrifin gerçekleşmediğine dair hemfikirdirler. Başka bir ifadeyle Kur’an’dan ne bir şey azalmış ve ne de Kur’an dışında olan bir şey ona eklenmiştir. Hareke ve seslerin azalmış veya çoğalmış olması bağlamında da Kur’an’ın harf ve seslerinde hiçbir tahrifin gerçekleşmediğini söylemek gerekmektedir; zira bugün geçerli olan kıraat, İslam’ın ilk döneminde yaygın olan kırattır. Diğer kıraatler ise bir tür içtihat olagelmiş ve hiçbir zaman geçerli olmamıştır. Her halükarda hatta bu sözü kabul etmezsek bile gerçek Kur’an’ın mevcut kıraatlerden birisi olduğu kesindir ve bu Kur’an’ın ebediliğine hiçbir zarar vermez.

Ayrıntılı Cevap

Tahrifin değişik manaları vardır. Cevabın açık olması için ilkönce bu manaların her birini açıklamak ve Müslümanların onlar hakkındaki görüşlerine değinmek gerekmektedir.

1. Manevî tahrif: Bir ayetin gerçek mefhumu dışında tefsir edilmesi ve yorumlanmasına manevî tahrif denir. [1] Bu tanım itibariyle şimdiye dek öne sürülen ve bundan sonra da öne sürülecek olan rey tefsirleri ve yanlış teviller bir tür Kur’an’ın manevî tahrifidir. [2]

2. Kur’an’ın korunmasıyla ve zayi olmamasıyla birlikte harf ve harekelerin azalmış veya artmış olması manasında olan bu tür tahrifte gerçek Kur’an’ın hangi nüsha olduğu belli olmaz. Çeşitli kıraatlerde var olan durum budur. Kesinlikle kıraatlerden ancak birisi doğrudur, diğerleri ise ya Kur’an’a bir şey eklemiş veya ondan bir şey azaltmışlardır. [3] Bazı Şii âlimlerin inandığı üzere bugün mütedavil olan Asım’ın Hafs kıraati, nesilden nesle ve sineden sineye geçen gerçek Kur’an kıraatidir, halk arasında yaygın ve mütevatir olan Kur’an bu Kur’an’dır ve diğer kıraatler ise bir tür içtihattır. [4] Bu Kur’an’ın Hafs’a isnat edilmesi, Hafs’ın Kur’an’ı böyle okuduğu ve halkın da onu takip ettiği manasında değildir; aksine Hafs’ın halk arasında yaygın olan kıraate tabi olduğu manasındadır. [5] Aynı şekilde İmamlardan nakledilen rivayetlerde Kur’an “bir harf üzere birin nezdinden nazil olmuştur” diye belirtilmiştir. Bu rivayetler diğer kıraatlerin yanlış olduğunu ve onlardan sadece birisinin doğru olduğunu ispat etmektedir. [6] Eğer bu rivayetleri Kur’an’ı halkın okuduğu gibi okuyun [7] diye buyuran rivayetler ile yan yana getirirsek, gerçek Kur’an’ın halk arasında mütevatir ve yaygın olan Kur’an olduğunu anlamış olacağız. Bundan ötürü Kur’an’ın harf ve seslerinde hiçbir tahrif gerçekleşmemiştir.

3. Kur’an’ın aslının korunmasıyla birlikte kelime veya kelimelerin azalması veya eklenmesi manasındaki tahrif: İslam’ın ilk yıllarında Kur’an’da bu tür tahrifin gerçekleştiği söylenmiştir ve tarihî veriler bunu beyan etmektedir. Ama Osman’ın mushaflarının birleştirilmesiyle bu sorun halledilmiştir. Osman Kur’an’ı topladıktan sonra valilerine kendisi tarafından toplanmış mushafa aykırı olan mushafların yakılması emrini vermiştir (elbette Şia’nın inancına göre Osman’ın mushafı Peygamber (s.a.a) dönemindeki yaygın olan Kur’an’dır). Bundan dolayı, Osman zamanından sonrasına dek bu anlamıyla tahrif pratikte yok olmuştur; ama ondan önce bulunmaktaymış. [8]  

4. Asıl Kur’an’ın korunmasıyla ve Peygamberin (s.a.a) kıraatine yönelik görüş birliğinde olmakla birlikte ayet, ayetler veya bir surenin azalmış veya artmış olması manasında tahrifin vuku bulması: Mesela Ehli Sünnet arasında bazıları surelerin başında bulunan besmeleyi vahyin bir cüzü bilmekte ve bazıları da vahyin bir cüzü bilmemektedir. Elbette tüm Müslümanlar, Peygamberin (s.a.a) Tövbe süresi dışında her sureden önce bismillah’ı okuduğu hususunda hemfikirdir. [9]  

5. Azalma ve çoğalma anlamındaki tahrif: Elimizde olan Kur’an’ın tüm Kur’an’ı içermediği veya dışarıdan ona bir şeyin eklenmiş olması anlamındadır. Kur’an’da böyle bir tahrifin gerçekleşmiş olduğu Şia tarafından inkâr edilmiş ve yerinde belirtildiği üzere bunun için birçok delil getirilmiştir. [10]  

Her ne kadar yaygın kıraat dışında Kur’an’ın ses ve harekeleri bağlamında kitaplarda başka kıraatler zikredilmişse de onlar bir tür içtihattır ve mütevatir değildir. Elbette Kur’an ilimleri uzmanlarından onların doğruluk ve yanlışlığı hakkında bir takım ölçüler nakledilmiştir. [11] Kur’an’da böyle bir tahrifin kabul edilmesi durumunda bile bu anlamıyla tahrifin Kur’an’ın ebediliğine hiçbir zarar vermeyeceği belirtilmelidir; zira gerçek kıraat de mevcuttur. Kur’an’ın ebediliğine zarar veren şey, Kur’an’dan olmayan bir takım harflerin veya kelimelerin veyahut cümlelerin ona eklenmiş olması manasıyla bir tahrifin gerçekleşmesidir. Bu da tüm Müslüman âlimlerin inancına göre Kur’an’da vuku bulmamıştır.

İlgili başlıklar:

1Kur’an’ın Harekesiz Oluşu Ve Tahrifi, 8503. Soru (Site: 8544).  

2. Kur’an’ın Tahrifinin İmkânsız Oluşu, 5801. Soru (Site: 6049).

3. Kur’an’ın Toplanması, 71. Soru (Site: 314).       



[1] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 11, s. 29, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1374.

[2] el-Beyan Fi Tefsiri’l-Kur’an’dan nakledilmiştir. Seyid Ebu’l-Kasım Hoyi, s. 197-199, Neşr-i –Ümid, Bu sınıflandırmanın tümü Ayetullah Hoyi’nin kitabından nakledilmiştir.  

[3] a.g.e.

[4] Marifet, Muhammed Hadi, Telhisu’t-Tamhid, s. 399-400, Müessesetü’n-Neşri’l-İslamî.

[5] a.g.e., s. 375.

[6] a.g.e., s. 378.

[7] a.g.e., s. 379.

[8] Hoyi, Ebu’l-Kasım, el-Beyan Fi Tefsiri’l-Kur’an, s. 197-199, Neşr-i Ümid.

[9] a.g.e.

[10] Bkz: el-Beyan Fi Tefsiri’l-Kur’an, Seyid Ebu’l-Kasım Hoyi, s. 200-259; Siyanetü’l-Kur’an Mine’l-Tahrif, Muhammed Hadi Marifet, Müessesetü’n-Neşri’l-İslamî. Aynı şekilde Şia’nın bu tahrife reddiyesi 453. sayılı sorunun (site: 486) yanıtında belirtilmiştir.

[11] Bkz: Marifet, Muhammed Hadi, Telhisu’t-Tamhid, s. 399-400.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7481 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
    10676 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak ...
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9244 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    10332 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10983 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
    7409 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda ...
  • Neden Allah boşanmadan çok nefret etmektedir?
    9671 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/12
    Boşanma ve evlilik arasında bir karşıtlık bulunduğundan, Allah’ın boşanmadan nefret etmesinin nedenini öğrenmek için, ilkönce evliliğin önemi açıklanmalıdır.[1] Yüce Allah Kur’an’da insanların çift yaratılmasını huzur ve sükûnet sağlayan ilahi ayet ve nişanelerden saymıştır.[2] Masumların (a.s) rivayetlerinde de evlilik büyük bir öneme ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8109 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    14560 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • İlim ve ameli birleştirmek için uygun ve etkili çözüm nedir?
    6344 Pratik Ahlak 2012/01/18
    İslamî usuller esasınca, ancak salih ameli peşinden getiren bir ilim ve bilgi faydalı olabilir. Ama bununla birlikte bazı âlimlerin salih amel işlemekten geri kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu konu değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Mesela onlar sadece bir takım ıstılahları öğrenmiş, gerçek bilgin olmamış, bilgilerine önem vermemiş, dünya hayatını ahirete tercih etmiş, dinî ...

En Çok Okunanlar