Gelişmiş Arama
Ziyaret
9097
Güncellenme Tarihi: 2011/08/17
Soru Özeti
Müziğin faydası hakkında bir hadis var mıdır?
Soru
Müziğin faydası hakkında bir hadis var mıdır?
Kısa Cevap

Sözlük yazarları müziğin tanımı hakkında şöyle demişlerdir: Müzik veya musiki Yunanca Moosika veya Latince Musica kelimesinden alınmıştır. Kökü ise Yunan mitlerindeki “dokuz tür rabbinden” birinin adını taşıyan ve güzel sanatlar hamisi olan Mosa veya Misse’dir. İhvan-ı Sefa risalelerinde müzik şarkı ve müzik yapan da şarkıcı olarak tanıtılmış ve müzik ve müzik yapan, çalgı aleti karşısında görünmektedir. Şeyh-i Azerî Cevahiru’l-Esrar yazarı şöyle demektedir: “Mu” Süryani dilinde hava ve “siki” de bağ anlamındadır; yani müzik yapan kişi işi zarafet ile yaparak sanki havayı bağlamaktadır. [i] Müzik, hoşlandırıcı olan, kulağın lezzet almasına ve ruhun gevşeme ve devrimine sebep olan seda ve seslerin terkibi sanat ve yeteneğidir. Bu tanıma göre müziğin asıl rüknü ses ve sedadır. Ses ve seda sesli cisimlerin titremesinden hâsıl olur. Sesli cisimlerin titremesi havada dalga üretir ve bu dalgalar da havayı titretir ve sesi kulağa ulaştırır. Kulağın içinde bulunan perde hava dalgalarının titremesi neticesinde titremeye başlar, kulağımızda ses üretir ve biz de icat edilmiş sesi duyarız.

Ses Türleri

Ses iki kısımdır. Birincisi, avaz olarak adlandırdığımız ve insan avazı veya bülbülün ötmesi gibi müzik seslerini içerir. İkincisi ise müzik sesi dışındaki mutlak düzensiz seslerdir. Kalem, kılıç ve top sesleri bu türdendir. Bundan dolayı, müzik ilmi düzenli ve sayılabilen hareketler esasınca seslerin terkibidir. Elbette bunun belirli bir haddi vardır. Tecrübî ilimler bizim sadece her saniyede hareketleri 32’den az ve 70552’den çok olmayan sesleri duyabileceğimizi ispat etmiştir. [ii] Müzik veya musiki kavramı dinî metinlerde göze çarpmamaktadır. Ama onun yerine teganni, lüzumsuz oyun, oyuncak kavramları ve ney, flüt, çalgı, ut, davul ve tambur gibi müzik aletleri beyan edilmiştir. [iii] Güzel ses hakkında övücü rivayetler mevcuttur. Özellikle Kur’an tilaveti hakkında belirtilmiştir. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: “Güzellerin en güzeli güzel saç ve güzel sesin nağmesidir.” [iv] Diğer bir hadiste de Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: “Her şey için bir ziynet vardır ve Kur’an’ın ziyneti de güzel sestir.” [v] İmam Sadık’tan (a.s) şöyle nakledilmiştir: “Kur’an hüzünle inmiştir, o halde onu hüzünle okuyun.” [vi] Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle nakledilmektedir: “Kur’an’ı Arap’ın üslup ve seslerine göre okuyun.” [vii] Devenin hareketini hızlandırmak için şarkı söylemek hakkında da rivayetler aktarılmıştır. Bu, rivayetlerde men edilmeyen güzel şarkının faydalarından sayılabilir. [viii] Ama müzik aletleri çalmanın faydası hakkında rivayetlerde bir şey zikredilmemiştir. Bilakis bu hususta aktarılmış hadisler bütününden boş ve faydasız meclislerle bağdaşır müzik aletleri ile çalmanın, bir takım zararları olduğu ve bunun yasaklandığı anlaşılabilmektedir. Bu konu ve onun sınırıyla ilgili detaylı açıklama defalarca sitede dile getirilmiştir. Bu yüzden daha fazla bilgi için aşağıdaki adreslere müracaat etmeniz tavsiye edilir:

1. İndeks: Fıtrat Ve Müziğin Haram Oluşu, 1078 (Site: 1256).  

2. İndeks: Kadın Sesiyle Müzik Dinlemek, 2833 (Site: 3065).

3. İndeks: Batı’da Helal Ve Haram Müziği Belirleme Ölçüsü, 1690 (Site: 1859).

4. İndeks: Müziğin Haram Ve Helal Oluşunun Delilleri, 10781 (Site: 10611).


[i] Afak-ı Musiki Der İslam, Sayt-ı Tibyan.

[ii] Şeriati Sebzivari, Muhammed Bakır, Makale-i Ğına Ve Musiki Der İslam, Sayt-ı Tibyan.

[iii] Şımare-i 46, s. 25 (ba endeki dahl ve tasarruf), Hüseyni, Seyid Mücteba, Mecelle-i Porseman.

[iv] Kuleyni, el-Kafi, c. 2, s. 615, çap-ı çarom, Naşır: Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1407 h.k.

[v] a.g.e.

[vi] a.g.e., s. 614.

[vii] a.g.e.

[viii]   خَرَجْنَا مَعَ النَّبِیِّ (صَلَّى اللَّهُ عَلَیْهِ وَ سَلَّمَ) إِلَى خَیْبَرَ فَسِرْنَا لَیْلًا فَقَالَ رَجُلٌ مِنْ الْقَوْمِ لِعَامِرٍ یَا عَامِرُ أَلَا تُسْمِعُنَا مِنْ هُنَیْهَاتِکَ وَکَانَ عَامِرٌ رَجُلًا شَاعِرًا فَنَزَلَ یَحْدُو بِالْقَوْمِ یَقُولُ اللَّهُمَّ لَوْلَا أَنْتَ مَا اهْتَدَیْنَا وَ لَا تَصَدَّقْنَا وَ لَا صَلَّیْنَا فَاغْفِرْ فِدَاءً لَکَ مَا أَبْقَیْنَا

Sahih-i Buhari, c. 12, s. 97, Ğazve-i Hayber. Aynı şekilde bu hususta a.g.e., 19, s. 127’ye bakın. Biharu’l-Envar, c. 16, s. 298.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar