Gelişmiş Arama
Ziyaret
11465
Güncellenme Tarihi: 2011/05/21
Soru Özeti
Resul-i Ekrem’e (s.a.a) ve İslamî kutsallara hakaret edilmesinin fıkhî hükmü ve buna karşı koymanın yolu nedir?
Soru
Sürekli değişik periyotlarla Batı medyasında Yüce İslam Peygamberinin (s.a.a) şahsiyetine hakaret edilmektedir. Bu işe teşebbüs eden fertlerin aleyhine bir fetva verilmiş midir? Sizin bakışınıza göre bu davranışlara karşı koymak için ne yapılmalıdır?
Kısa Cevap

Yüce İslam Peygamberine hakaret eden ve bu çirkin davranışıyla milyonlarca insanı üzen kimse idama müstahaktır. İslam düşmanları Müslümanlar arasında tefrika yaratmak, İslam’ın yayılmasının önünü almak ve yolları üzerinde din adındaki engeli kaldırmak gibi utanç verici hedeflerine ulaşmak için İslamî kutsallara hakaret etmeye ve sövmeye yönelmişlerdir. Vahdeti korumak, kendi İslamî kültürümüzü derin bir şekilde tanımak, dinin çehresinden hurafeleri gidermek ve İslam dinini tanıtmak için çeşitli araçlardan istifade etmek düşmanların hücumu karşısındaki önemli savunma mekanizmalardan sayılmaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Maalesef değişik periyotlarla İslamî kutsallara hakaret kalıbında batının kültürel saldırısına tanıklık etmekteyiz. Kur’an, İslam ve Peygambere hakaret etmek ve İslamî buyruklara ve İslam dünyasının büyüklerine sövmek bu hakaretlerin açık örnek ve numunelerindendir. Bu hakaretler kitap, gazete, dergi, film, konuşma ve karikatür gibi araçlar ile yapılmaktadır. Ellerinde bulundurdukları güçlü ve kapsayıcı medya sistemi sayesinde İslam ve Müslümanlar aleyhine örgütlü ve her yönlü bir saldırı yapmaktadırlar. Batı bu programlarıyla İslam’ı terörist ve terörist yetiştiren, şiddet yanlısı, özgürlük düşmanı, istibdat yanlısı ve mantıksız bir din olarak tanıtmaya çalışmakta ve bu haksız ithamlarıyla utanç verici hedeflerine ulaşmak istemektedir. Oysaki bu utanmaz ve gayri insani hakaret ve sövmeler bunları söyleyenlerin mantıksız ve şiddet yanlısı olduklarının delilidir.

Resul-i Ekrem’e (s.a.a) Hakaret Etmenin Fıkhî Hükmü

İslam hukukundaki özel cezalardan birisi Peygambere hakarettir. Hakaret; sövmek ve de müstehcen ve insan ahlakına aykırı sözcükler kullanmaktan ibarettir. Eğer hakaret İslam Peygamberi (s.a.a) veya Şia imamları hakkında yapılırsa, hakaret eden şahıs idam olur.[1] İmam Humeyni bu yüzden Selam Rüşdi’nin ölüm hükmünü vermiştir. Muhakkik Hilli Şerayiu’l-İslam kitabında şöyle yazmaktadır: “Eğer bir kimse Peygamber-i Ekrem’e (s.a.a) hakaret ederse, bunu duyan şahıs can ve malına bir zarar gelmesinden korkmaması şartıyla onu öldürebilir. İmamlardan (a.s) herhangi birisine hakaret etmek de böyledir.”[2]

Düşmanın İslam’ın Kutsallarına Hakaret Etmedeki Hedefleri

Bu kültürel saldırıya karşı koymak ve uygun bir savunma sistemi geliştirmek için ilkönce onların bu saldırıdaki hedeflerini tespit etmek gerekir. Bu hakareti yapanların önemli hedefleri olarak aşağıdaki hususlara işaret edilebilir:

1. Batıda İslam’ın Yayılmasını Engellemek İçin Onun Gerçek Dışı Bir Portresini Sunmak:

Batıda İslam’ın gelişimi gözle alıcı bir şekilde artmaktadır. Batı medyası Müslümanların gelecek birkaç on yıl içinde şimdi dinî azınlık oldukları bazı batı ülkelerinde ekseriyete dönüşeceklerini ilan etmişlerdir. Bazı batı ülkelerinin liderleri batıda İslamcılık tehlikesinden endişe duymuş ve İslamcılığın gelişiminin önünü almak için çare arayışına girmişlerdir. Onlar akıllarınca ellerinde bulundurdukları medya ve propaganda araçlarından istifade ederek ve İslam hakkında gerçek dışı bir portre sunarak İslam’ın çekiciliği ve neticede de batı coğrafyasındaki günbegün artan gelişimini durdurabileceklerini sanmaktadırlar. “Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler hoşlanmasalar da Allah, nurunu tamamlamaktan başka bir şeye razı olmaz.”[3]

2. Müslümanlar Arasında İhtilaf Ve Tefrika İcat Etmek:

Müslümanlar ne zaman birliktelik ve ittihada yönelmişlerse onları kendilerine itaatkâr kılamadıklarına kâfirler sürekli tanıklık etmişlerdir. Bu yüzden “ayrılık yarat ve yönet” sloganını ilk işleri olarak belirlemişlerdir. Sürekli Müslümanları kendileriyle meşgul etmeye, zayıf ve geri kalmışlığa sürüklemeye ve de onların İslam’ı batı ülkelerine intikal ettiremeyecek hale gelmesine çalışmaktadırlar. Oysaki onlar bu gibi utanç verici hakaretlerin tüm İslam fırkalarının daha çok birleşmesine neden olacağından gafildirler.

3. Müslümanlara İslam’ın Gerçek Dışı Bir Portresinin Sunulması:

İslam düşmanları Müslümanlara yanlış ve gerçek dışı bir İslam portresi sunarak onları kendi dinlerine yönelik kötümser kılmak ve İslam’dan ayırmak istemektedir. Müslümanların kendi dinlerini bilmemelerinden kötü istifade etmekte ve ellerinde bulundurdukları modern ve propaganda eksenli gereçlerden yararlanarak İslam’ı istedikleri gibi tanıtmaya çalışmaktadırlar. Elbette düşmanlar her zaman kendilerinin menfaatleriyle çelişmeyen bir İslam’ı tanıtırlar.

4. Kirli Emellerine Ulaşma Doğrultusunda Büyük Engel Sıfatıyla İlahi Dinler İle Mücadele Etmeleri:

İslam dininde tüm peygamberlere iman etmek, son peygambere iman etmek gibi lazım olsa da son peygamber olarak Nebi-i Hatemin (s.a.a) özelliği şudur: Hz. Muhammed (s.a.a) kamil ve tüm ilahi dinleri kuşatan bir dine sahiptir. Geçmiş asırların toz ve dumanları bu dinin üzerine konmamış ve bu din başkalaşmaya, değişmeye ve tahrife maruz kalmamıştır. Sadece kendisi diri olmakla kalmamış önceki tüm peygamber (a.s) ve dinleri de diriltmiştir.[4] Dünya müstekbir ve zorbaları, Kur’an’ın buyruklarını ve özellikle de iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak, zulüm ve sitem düzenini yıkmak ve küresel adaleti tesis etmek gibi İslam’ın toplumsal öğretilerini despotluk ve zorbalıklarının yolu üzerinde büyük bir engel olarak görmekte ve bu yüzden bu dini insanın hayat sahnesinden ve en azından onun toplumsal hayatından uzaklaştırmaya ve kendilerinin bozgunculuğuna engel olmaması için ruhsuz bir dine dönüştürmeye çabalamaktadırlar. Bundan dolayı onlar kendileri için bir engel çıkarmayan dinlere muhalefet etmemektedirler.

Kutsallara Hakaret Etmeye Karşı Koyma Yolları:

1. Değişik İslamî Grup Ve Mezheplerinin Bütünlüğü Ve Dayanışması:

Değişik İslamî grup ve mezheplerinin bütünlüğü ve dayanışması ve de bir ve ortak tutum takınılması, emellerine ulaşmada hakaret edenleri başarısız kılacaktır. Özellikle İslam dünyasının önde gelen şahsiyet ve düşünürleri kendi toplumlarının düşünsel önderliğini üstlenmeleri nedeniyle ihtilaf yaratacak her türlü görüş bildirmekten kaçınmalıdırlar.

2. Müslüman Toplumlar İçindeki Hurafeleri Gidermek:

Bazen bilgisizler ve bazen de kötü niyetli kimseler tarafından İslamî kaynaklara ve Müslümanların arasına sokulan bazı hurafe ve de zayıf ve asılsız konuları düşmanlar böyle hakaretler için araç olarak kullanmaktadır. Bu yüzden İslamî kaynakların ve Müslümanların davranışlarının şeffaflaştırılması ve arındırılması gereklilik arz etmektedir. İslam düşmanları başkalarının görebilmesi ve yargıda bulunabilmesi için en küçük zaafları dahi büyütmektedir. Bundan dolayı yabancıların ayıp ve eksiklerimizden haberdar olmalarından önce bizim öncülük edip zaaf ve sapmaları ortadan kaldırmamız lazımdır.

3. İslam Kültürünü Tanımak İçin Daha Çok Okumak:

Müslümanların İslam kültürünü tanımamaları, İslam’ın batılılar tarafından yanlış tanıtılmasına zemin hazırlamaktadır.

4. Dinler Arası Diyalog:

Dinler arası diyalog, Müslümanlar ile Müslüman olmayanlar arasındaki ilişkinin iyileşmesi ve barışçıl bir yaşam dinlerin kutsallarına hakaret etmeyi engelleyen en etkili öğelerden sayılır. Barışın tesis edilmesinde, değişik dinlerin müntesiplerinin birbirlerinin dinlerine dönük doğru bilgilenmelerinde ve neticede de birçok önyargı ve fırsatçıların kötü istifadelerinin önünün alınmasında dinler ve özellikle de tevhidi dinler arasındaki diyalog etkili bir rol oynayabilir.

5. Gerçek İslam’ı Tanıtmak İçin Değişik Araçların Kullanılması:

Müslümanların doğru öğretileri dünyaya sunmadaki zaaf ve güçsüzlükleri, İslam’ın kutsallarına hakaret edilmesinin zeminini hazırlamıştır. Maalesef Müslümanların çoğu İslamî olmayan ortamlarda yaşamakta ve kendi dinlerinin adap ve göreneklerini oryantalistlerden ve batılı İslam bilimcilerden öğrenmektedirler. Onların gerektiği gibi İslam’ı Müslümanlara tanıtamayacakları ve tanıtmak istemeyecekleri açık bir husustur. Bu yüzden Müslümanların kendilerini değişik araçlarla mücehhez kılması ve de kültürel ve medya eksenli mahsuller ile iletişim dünyasına girmesi gerekmektedir. Müslümanların ve dünyadaki diğer halkların bilinçlenmesi durumunda bu gibi hakaretler İslam ve İslam toplumuna bir zarar veremeyecek, aksine düşmanların ve hakarette bulunanların yenilmesine vesile olacaktır.



[1] İmam Humeyni, Tahrirü’l-Vesile, c. 2, s. 477.

[2] Muhakkik Hilli, Şerayiu’l-İslam, c. 8, s. 58, çap-ı Beyrut, Lübnan 1409.

[3] Tövbe, 32.

[4] Bkz: 476. Soru (Site: 517).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar