Gelişmiş Arama
Ziyaret
12188
Güncellenme Tarihi: 2009/10/10
Soru Özeti
(İmam) Buhari’nin hayatından kesitler sunabilir misiniz?
Soru
(İmam) Buhari’nin hayatından kesitler sunabilir misiniz?
Kısa Cevap

Ebu Abdullah Muhammed b. İsmail b. İbrahim b. Muğire b. Berdeziye Cu’fi-l Buhari, Ehl-i Sünnetin en meşhur muhaddisidir. O, H. K. 194 yılında Buhara’nın köylerinden biri olan Hartenk’de dünyaya geldi. Çocukken babasını kaybetti. Güçlü bir hafızası vardı ve daha çocukken hadis ezberleyip toplamaya başladı.

Üstadı Muhammed b. Yahya Zuheli onu kıskandığı için tekfir edildi ve toplumdan uzaklaştırıldı. Mecburen Nişabur’u terk edip Buhara’ya gitti, ama orada da hükümdarın baskısına uğradı. Oradan Semerkant’a giderken yolda doğduğu köye uğradı ve orada da vefat etti. 25 eseri vardır; onların en önemlisi Sahih-i Buhari’dir.

Buhari iki Ehl-i Beyt İmamıyla yani İmam Ali Naki (a.s) ve İmam Askeri (a.s.) ile aynı dönemde yaşamasına rağmen onlardan hadis nakletmemiştir. Yalnızca 29 hadis Hz. Ali’den (a.s) ve birkaç hadis de İmam Hasan ve İmam Bakır’dan (a.s) nakletmiştir.

Bir çok Ehl-i Sünnet onu güvenilir ve kitabını Kur’an’dan sonra en üstün kitap bilmelerine rağmen bazı Ehl-i Sünnet alimleri onun naklettiği hadislere ciddi eleştirilerde bulunmuşlardır. Şii alim ve muhaddisleri de Sahih-i Buhari’yi bir çok yönden eleştirmişlerdir.

Ayrıntılı Cevap

Ebu Abdullah Muhammed b. İsmail b. İbrahim b. Muğire b. Berdeziye Cu’fi-l Buhari, Ehl-i Sünnetin en meşhur muhaddisidir. Ona Cu’fi denmesinin nedeni ikinci dedesi Muğire Buhara’nın hakimi “Yeman-i Cu’fi”nin kölelerinden idi ve onun vesilesiyle Müslüman olmuştu.

 

Muğire’nin babası Berdeziye (çiftci) Zerdüşt idi. Dolayısıyla Yakut Hamvi’nin dediği gibi, Berdeziye Buhara hakiminin eliyle Müslüman oldu, sözü yanlıştır.

 

Buhari, h. k. 194 yılında Buhara’nın köylerinden biri olan Hartenk’de dünyaya geldi. Çocukken babasını kaybetti ve annesi onun sorumluluğunu üstlendi. Safdi ve Hatib-i Bağdadi’nin naklettiklerine göre o çocukluğunda kör oldu, ama annesinin duasıyla yeniden görmeye başladı.

Hatib-i Bağdadi’nin dediğine göre Buhari’nin güçlü bir hafızası vardı ve küçüklüğünden itibaren Buhara’da ilim öğrenmeye başladı. 10 yaşında hadis ezberleyip toplamaya başladı. 11 yaşında iken üstadı “Züheli”nin rivayetin senedinde yaptığı yanlışlığı düzeltti. Ehl-i Sünnet kaynaklarında geldiğine göre arkadaşları yazdıkları hadisleri, onun ezberden okuduklarının üzerinden düzeltiyorlardı.

 

16 yaşında iken İbn-i Mübarek’in (Ö. 182 h.k) ve Keb’ b. Cerrah’ın (Ö. 197) bütün kitaplarını ezberlemiş ve aynı yıl annesiyle beraber hacca gitti ve hadis öğrenmek için Mekke’de kaldı.

 

18 yaşında Medine-i Münevvere’de (Resul-u Ekrem (sa.a)’in mezarının kenarında) “Kazay-as Sahabe ve’t Tabiin ve Ekavilihim” adlı kitabını yazdı. Hadis bulmak için Buhari’nin çok uzun yolculuklar yaptığı söylenmektedir.

 

Nişabur’da bir süre hadis toplantıları yaptı. Toplantılarına katılanlar haddinden fazla idi. Galiba bu yüzden Muhammed b. Yahya Zuheli (ehl-i hadisin büyüklerinden ve Buharinin üstadı)’nin kıskançlığına neden oldu ve bu kıskançlık Buhariyle düşman olmasına yol açtı.

 

Zuheli ve birçok kelamcı Kur’an’ın lafzının kadim olduğuna inanıyor ve buna muhalif olanları mürtet sayıyorlardı. Oysa Buhari Kur’an’ın lafzının yaratılmış olduğuna inanıyordu. Bu nedenle dinden çıkma ithamıyla karşı karşıya kaldı ve toplantılarına gidilmesi yasaklandı. Müslim ve Ahmed b. Müslime’nin dışında ki bütün öğrencileri etrafından dağıldılar. O da mecburen Nişabur’dan Buhara’ya gitti. Bir süre Buhara’da kaldı ve hadis toplantıları yaptı.

 

Hatib-i Bağdadi diyor ki, şehrin hakimi Halid b. Ahmed Zuheli onu hadis beyan etmesi için onu sarayına çağırdı. Ama o kabul etmeyerek “Ben ilimi alçaltmam ve onu halkın ayağına götürmem; hakimin ilime ihtiyacı varsa camiye veya benim evime gelmelidir” diyerek onun isteğini reddetti. Bu tutumu hükümdarın ona karşı cephe almasına neden oldu ve sonunda onu oradan sürdüler.

 

Semerkantlılar, ona bir mektup yazıp şehirlerine davet ettiler. Buhari onların davetini kabul etti. Semerkant’a iki fersah uzaklıkta olan doğum yerine ulaşınca akrabalarının evine davet olundu. H.k. 206 yılının Çarşamba günün akşamı ramazan bayramında vefat etti ve orada defnolundu.

 

Ehl-i Sünnet, Buhari’nin faziletleri hakkında çok şeyler söylüyorlar, öyle ki bazıları hadis ilminde ondan daha üstün kimsenin olmadığını iddia ediyorlar. Müslim diyor ki: “Ben şehadet veriyorum ki onun gibisi dünyada yoktur.”

 

Buhari, Ehl-i Beyt İmamlardan vasıtayla veya vasıtasız olarak çok az hadis nakletmiştir. Kitabında sadece 29 hadis Hz. Ali’den (a.s) ve birkaç hadis de İmam Hasan ve İmam Bakır (a.s)’dan nakletmiştir.

 

Araştırmacılara göre, Buhari dört Ehl-i Sünnet mezhebinden veya diğer meşhur mezheplerden birine mensup değildir. Gerçekte onun kendine has bir fıkıh yöntemi vardı ve kendi görüşüne göre amel ediyordu. Subuki kendi kitabında onun Şafii olduğunu, Kadı İbn-i Ebi Ya’la’da Hanbeli olduğunu iddia etmişlerdir.

 

Buhari’nin eserleri:

 

Onun 25 eserinin olduğu söylenmiştir ki en meşhurları şunlardır:

 

1- Tarih-i Kebir. 40 bin ravinin hayatını anlatmaktadır

2- Tarih-i Sağir

3- ez-Zuefa-us Sağir

4- Kitab-ul Kuna

5- Kitab-u Halk-u Ef’al-ul İbad (Cehmiye fırkasına reddiye)

6- el-Edeb-ul Müfred fil hadis

7- Kazay-as Sahabe ve’t Tabiin ve Ekavilihim

8- Tefsir-i Buhari

9- el-Cami-us Sahih (Sahih-i Buhari)

 

Sahih-i Buhari:

 

Bu kitabın Ehl-i Sünnet açısından özel bir yeri vardır. Bazıları, bütün İslam ümmetinin Kur’an’dan sonra en sahih kitabın Sahih-i Buhari, ondan sonrada Sahih-i Müslim olduğunu iddia etmişlerdir. Ama bazı Ehl-i Sünnet büyükleri bu kitaba ciddi eleştirilerde bulunmuşlardır. Örneğin Hafız Darkutni, Sahih-i Buhari’ye çeşitli eleştiriler yapmış ki çoğu Buhari’nin ricalinin senetlerine yöneliktir. Örneğin:

 

1- İki veya daha fazla senetle nakledilen hadislerde bazen bir senet diğerinden daha fazla ravileri içermekte veya bazen bir ravinin yerine başka ravi zikredilmiştir.

2- Bazı hadislerin ravileri kınanmış[1] kişilerdir.

3- Eleştirilmiş bazı ravilerin özgün oldukları hadisleri de nakletmemiştir.

 

Şia alimleri de Buhari’yi bir çok yönden eleştirmiştir. Bu eleştirilerin bazıları şunlardır:

 

1- Ehl-i Beyt İmamlarından hadis nakletmemek; halbu ki o, iki pak İmam’la yani İmam Ali Naki (a.s) ve İmam Hasan Askeri (a.s.) ile aynı asırda yaşamasına rağmen onlardan hiçbir hadis nakletmemiş ve sadece sınırlı sayıda İmam Ali, İmam Hasan ve İmam Muhammed Bakır (a.s)’dan hadis nakletmiştir. Ama Ehl-i Beyt karşı düşmanlık ile tanınmış Emevi yanlısı kimselerden ve haricilerden örneğin İkrime, Ömer b. Hitan ve Urve gibi nasibi ve haricilerden hadis nakletmiştir ki hatta bir çok Ehl-i Sünnet muhaddisi de bunları cerh[2] etmişlerdir. Ve bunların azılı Ehl-i Beyt düşmanı olduklarını vurgulamışlardır. Oysa Şii imamları tanınmış olmalarına, özellikle İmam Bakır (a.s) ve İmam Sadık’ın (a.s) Irak ve Hicaz da bir çok öğrencisi olmasına rağmen Buhari Şii ricalden yalnızca 20 kişinin adını getirmiştir.

Hatta o İmam Cafer Sadık’ın doğru konuştuğunda şüphe ettiğini dile getirerek Ehl-i Beyt’e karşı muhalefet ve küstahlığını daha belirgin bir şekilde ortaya koymuştur.

 

2- Ehl-i Beyt (a.s)’ın makamını bildiren hadisleri nakletmemek; Oysa bu tür hadisleri onlarca Ehl-i Sünnet ve Şia muhaddisleri kendi eserlerinde sahih senetlerle Resul-u Ekrem (s.a.a)’den nakletmişlerdir.

 

3- Meçhul ve sahte ravilerin Buharinin senetlerinde olması ve uyduruk hadisleri kabul etmesi.

 

4- Bir çok hadisi kesmesi veya tekrar etmesi

 

5- Hadislerin lafzını nakletmek yerine içeriğini başka lafızlarla aktarması. Bu da, hadislere onun kendi anlayış ve şahsi içtihatlarının karışmasına neden olmuştur.[3]



[1] - İlm-i Rical teriminde, sakıncalı bulmak, manasınadır.

[2] - İlm-i Rical teriminde, sakıncalı bulmak, manasınadır.

[3] - Bütün bu söylenenler Gulamali Haddad Adil’in başkanlığında yazılan “Danişname-i Cihan-ı İslam” adlı eserden alınmıştır. Daha fazla biligi için bu esere başvurulabilir.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Birinin bedeninin dışarıdan görünmeyen yerlerinde ‘ala’ hastalığı varsa evlenmeden önce bunu eşine söylemeli midir? Söylemezse hükmü nedir?
    11660 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/30
    Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin Bürosu: Eğer sorulmazsa söylemeye gerek yoktur. Ayetullah el-Uzma Sistani’nin Bürosu: Evlenecek kadın veya ailesi sorarsa bu hastalığın varlığını gizleyemez. Kendisini sağlıklı gösterse ve nikah kıyılsa, sonra yalan olduğu ortaya çıkarsa kadın nikah akdini feshedebilir. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu: Kadın ve erkek, ...
  • Zülkarneyn kimdir?
    19831 تاريخ بزرگان 2011/10/22
    Zülkarneyn’in ismi Kehf suresinde geçmektedir. Zülkarneyn’in tarih açısından kim olduğu ve tarihin hangi meşhur şahsiyetine tekabül ettiği konusunda müfessirler ve tarihçiler arasında görüş ayrılıkları ve tartışmalar mevcuttur. Kur’an’da belirtilen özellikler ve tarihçilerin görüşleri dikkate alındığında Zülkarneyn, Kuroş’un kendisidir. Müfessirlerin çoğu, onun insan türünden olduğuna inanmaktadır. Birçok rivayette de onun ...
  • Niçin Peygamber (s.a.a), Adanan’dan önceki -Hz. İbrahim’e kadar ve Hz. İbrahim’den Hz. Adem’e kadar olan- ecdadının (atalarının) sayılmasını men’ etmiştir?
    8684 تاريخ بزرگان 2009/06/06
    Peygamber’in (s.a.a) Adanan’dan önceki -Hz. İbrahim’e kadar ve Hz. İbrahim’den Hz. Adem’e kadar olan- ecdadının (atalarının) sayılmasını men’ ettiğini açıklayan hadisler çeşitli kitaplarda yer almıştır. Bu işten men’ etmenin sebebi Adnan’dan önceki atalarının bilinemeyişidir. Böylece Hz. Peygamber (s.a.a) tarihçilerin bu konuda ihtilafa düşmelerini önlemek ...
  • kaşların olduğu yerde dövme yapmak abdesti batıl ediyor mu?
    6326 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    aşağıdaki cevaplar müçtehitlerin defterlerinden alınmıştır. Ayetullah Hameney’nin defteri: (yapılan dövme) abdest ve gusül alırken suya engel oluyorsa, kaldırılması gerekir. Ama eğer dövme işlemi derinin dibinde yapılmış ise, abdeste zararı yoktur.Ayetullah Mekarım Şirazi’nin defteri: abdeste mani değildir.
  • Arafat sahrasında durmak (vukuf) nasıl insanın kendini tanımaya neden olu verir?
    7203 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/06/21
    Arafat Mekke etrafında olan bir yerin ismidir. Hac yapan bir kimsenin zil'hicce ayının dokuzuncu gününde orada vukuf yapması (durması) vaciptir. Arafat kelimesi etimolojik olarak "a-r-f" kökünden gelme ve tanıma anlamındadır. Bu mekân birçok marifetlere ve tanımalara neden oluyor. Kendini ve Allah ı tanımayla alakalı bilgi ve marifette ...
  • Mali gelecek korkusu sebebiyle borcum olan humusu bir sene boyunca taksitle – bir sonraki humus yılına kadar – ödeyebilir miyim?
    5869 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/12
    Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi (Allah onun gölgesini üzerimizden eksik etmesin): Sakıncası yoktur. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani (Allah onun ömrünü bereketli kılsın): 1. Humusun bir sene geçmeden önce verilmesi farz değildir ama eğer verdiyseniz yeterlidir ve yeniden verilmesine gerek yoktur.
  • Hz. Ali (a.s) Ebubekr, Ömer ve Osman’a biat etti mi? Neden?
    20737 Eski Kelam İlmi 2010/08/14
    1-     İmam Ali (a.s) ve Peygamberin ashabından bazıları başlangıçta Ebubekr’e biat etmediler. Sonradan biat ettilerse de bunu İslamın korunması ve İslam devletinin hayırı için yaptılar.
  • Kafi’de sahih hadislerin fazla olmadığı iddiası doğru mudur?
    11472 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2010/12/29
    Kuleyni’nin hadisler için söylediği ölçüler, muhalif ve çelişik hadisler içindir. Yoksa bütün sahih hadisleri tanımak için söylenen şu üç ölçüyle, yani ‘rivayetin Kur’an’la karşılaştırılması, sünniye muhalif olması ve tahyir’le sınırlı değildir; ölçüler bunlardan daha çoktur.Kuleyni’den sonra yazılan kitaplar, onun kitabının yetersiz olduğu anlamına gelmez. Çünkü ...
  • Acaba İnsanın tekâmülü sadece özgür irade ve ihtiyari ameller ile mi mümkün?
    9197 Eski Kelam İlmi 2012/10/24
    Felsefi açıdan en aşağı dereceden vücudun en üst mertebesine varıncaya kadar varlıkların seyri her zaman öyle bir şekildedir ki vücutsal olarak en alttaki derece daha üsteki mertebenin tenezzül etmiş mertebesidir. Daha üst ve kâmil mertebe de, kendisinin aşağısında olan mertebenin kemaline sahiptir. Bu silsilenin bir ucunda bütün ...
  • İnternetten film ve müzik indirmenin hükmü nedir?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/17
    Film müstehcen ve müzik haram türden olursa onları indirmek, izlemek ve dinlemek, site sahiplerinin izniyle ve parasını ödeyerek olsa bile haramdır. Ama izlenmesi ve dinlenmesi caiz olan film ve müziklerin indirilmesi, site sahiplerinin koyduğu şartlara uyularak ve parasını ödeyerek olursa sakıncasızdır. Yoksa hırsızlık olur ve caiz değildir. ...

En Çok Okunanlar