Gelişmiş Arama
Ziyaret
33406
Güncellenme Tarihi: 2011/12/20
Soru Özeti
Acaba İmam Hüseyn’in (a.s.) Şehribanu imindeki hanım efendiyle evlendiği iddiası doğru mudur?
Soru
Acaba İmam Hüseyin’in (a.s.) Şehribanu denen hanımla evlendiği iddiası doğru mudur? Lütfen vereceğiniz kaynaklar “Tarihi Belami”tarihi gibileri tarihler olsun.
Kısa Cevap

İmam Hüseyin’in (a.s.) İslam ordusu tarafından esir alınan Şehribanu ismindeki hanım ile evlendiği konusuyla alakalı birkaç muhtelif rivayet var olmaktadır. Zira bazı rivayetlere göre bu hanım efendi ikinci Halife Ömer döneminde İslam ordusu tarafından esir alınmış, bazılarına gör de üçüncü halife Osman döneminde İslam ordusu tarafından esir alınmıştır. Yani bu bağlamda var olan rivayetler farklı görüşler içermektedir. Kendisi ve babasının hakkında da çok farklı isimler yazan nakiller var olmaktadır. Bu farklılıkları (noktaları) göz önünde bulundurduğumuzda Onun İranlı birisinin, (böyle bir isimle bir kadının var olup), İmam Hüseyin’in (a.s.) eşi ve İmam Seccad’ın da Annesi olduğunu kabul etmek çok zordur.

Ayrıntılı Cevap

İmam Hüseyin’in (a.s.) üçüncü Yazdgerd isminde birisinin kızı Şehribanu’yla evlendiğini tarihçiler ve muhaddisler arasında birçok söz ve söylenti bulunmaktadır:

1-   Şeyh-i Saduk (r.a) İmam Seccadın Annesi hakkında şöyle bir hadis nakletmektedir: “Sehl b. Kasım Nuşcani İmam Seccad’ın (a.s.) Annesi Hakkında şöyle diyor: “imam Rıza (a.s.) Horasanda bana Şöyle buyurdu: Aramızda akrabalık bağı var. Aramızda nasıl bir akrabalık vardır diye sordum? Şöyle dedi: Abdullah b. Amir b. Koriz, Horasan’ı fethettiği zaman İran’ın padişahî olan Yazdgerdin kızlarından ikisini buldu ve onları Osman’ın yanına gönderdi. Osman onlardan birisini İmam Hasan’a diğerini İmam Hüseyin’e hediye etti”. Bu iki bayan doğum yaptıktan sonra vefat ettiler. İmam Hüseyin’in hanımı imam Seccad’ı dünyaya getirdi ve Onun Hanımı vefat ettikten sonra İmam Hüseyin’in bir (başka) cariyesi imam Seccad’a bakma mesuliyetini üstlendi”.[1] Görüldüğü gibi bu rivayete göre Yazdgerd’in kızı ikinci Halife döneminde değil, bilakis üçüncü halife Osman döneminde Medine’ye götürülmüştür.

Şeyh Abbas Kumi bu rivayet Hakkında şöyle diyor: “bu rivayet Yazdgerd’in kızı ikinci halife döneminde getirildiğini söyleyen rivayetlere muhaliftir. Oysaki bu rivayetler daha meşhur ve daha güçlüdür.[2]

2-   Küleyni İmam Seccad’ın (a.s.) Annesinin kimliği hakkında şu hadisi zikrediyor: “Yazdgerd’in kızını Ömer’in yanına getirdikleri vakit Medine bayanları onu seyir etmek için sabırsızlanmışlardı. Mescide girdiği vakit, Mescit onun nurundan aydınlandı. Ömer ona bakınca bayan kendi yüzünü kapattı ve şöyle dedi: “vay, Hurmuzu zamanı kara olsun) (“of, biruc bada hermuz”). İkinci halife; bu bayan bana kötü söz söylüyor ve bana sövüyor diyerek onu cezalandırmak için ona yöneldi. Emirulmüminin hz. Ali (a.s.) Ömer’e şöyle buyurdu: Sen ona zarar kavuşturma hakkına sahip değilsin. Onu rahat ve serbest bırak kendisi Müslüman erkeklerden birisini seçsin ve o Müslümanlardan hangisini seçerse onu o şahsın ganimet payından hesaplayacaksın. İkinci halife Ömer Onu serbest bıraktı ve kendisi Hz. Hüseyin’in  (a.s.) başına elini vurarak onu kendisi için seçti. Hz. Ali (a.s.) ona; “senin ismin ne? Diye sordu. O, “Cihan şah” diye cevap verdi. Hz. Ali; “Senin ismin Şehribanu’dur” diyerek Hz. Hüseyin’e yönelerek şöyle buyurdu: Ey Aba Abdullah! Bu hanımdan yeryüzünün en hayırlı insanı dünyaya gelecektir”. Ali İbn. Hüseyin (a.s.) (yani imam Zeynelabidin (a.s)) ondan doğdu. Bu kadından doğan bu çocuğa ibnul-hayreteyn (yani iki seçkinin çocuğu) diyorlardı. Zira o Araplar içinde en seçkin kabile olan Haşim kabilesinden ve acemler içinde de Allahın en seçkini olan toplumu olan “farıslılardan”dir.[3]

Bu rivayet senet ve metin bakımından bazı araştırmacıların eleştirisine maruz kalmıştır. Örneğin şöyle denilmiş: Bu rivayetin senedinde Amr bini Şimr gibi kişiler var olmakta. Bu kişi rical ilminin âlimlerine göre zayıf ve güvenilmeyen bir kimsedir.[4]   Metin açısından da bu rivayet birçok eleştiriye tabi tutulmuş. Örneğin:

a)   Yazdgerd’in kızının esir düştüğü çok şiddetli bir şekilde şüphe konusu olmuştur.

b)   İmam Hüseyin’in (a.s.) böyle bir kadınla evlendiği günümüzde de şüphe konusudur. Zira birinci rivayete göre bu bayanın esir düşmesi Horasanın fethinde yani hicretin 22. Senesinde ve üçüncü halife Osman döneminde gerçekleşmiş. İkinci rivayete göre ise bu ikinci halife döneminde gerçekleşmiş. Eğer bu ölçü olursa bu dönemde İmam Hüseyin (a.s.) 10 ile 11 yaşında idi. Zira İran’ın fethi ikinci halifenin ikinci senesinde gerçekleşmiştir. Buna binaen imam Hüseyin (a.s.) bu yaşta evlenmiş olması uzak görünmektedir.

c)   İmam Secadd’ın (a.s.) annesinin nesebi konusunda da eski tarihi ve rivayi kaynaklar ihtilafa duçar olmuşlar. “Tarihi Yakubi” (ö. 284 k.),[5]Muhammed b. Hasan-Kumi,[6]Küleyni[7] (ö. 329 k.),[8]Muhammed b. Saffar Kumi” (ö. 290 k.), “Allame Meclisi”,[9]Şeyh-i Saduk” (ö. 381 k.), Şeyhi Müfit (ö 413 k.)[10] gibileri hanımın ismi üzerinde ittifak etmeseler bile onu Yazdgerd’in kızı olarak bilmişlerdir.

Bu görüş karşısında eski ve yeni bazı kaynaklar kadının babasını Sistani, Seyyidi, Kabulli olduğunu hatırlatmışlardır. Birçok kaynak da onun esir düştüğü yerin ismini zikretmemiş sadece “ümmü veled” (yani çocuk sahibi cariye) şeklinde ondan bahis etmişler.[11] İranlı bazı büyük şahsiyetler ise Subhan’ı, Sencan, Nuşcan ve Şiruye’yi onun babası olduğunu zikretmişlerdir.

Bu rivayetleri incelemek ve eleştirmek için bu haberlerin senetsel konularına dayanarak yapamayız. Zira bu nakillerin hiçbirisi güçlü ve güvenilir bir senedi yoktur. Bunun yanı sıra Yakubi gibi tarihi kitapların birçoğu kendi konularını isnatsız naklediyorlar. Buna binaen bu nakilleri incelemek için muhtevasını ve içeriğini göz önünde bulundurmamız gerekir. Bu bağlamda bu nakillere baktığımızda aşağıdaki işkâllar söz konusudurlar:

1-   Bu haberlerde göze çarpan en önemli işkâl, onun ve babasının ismi hakkında yaptıkları ihtilaftır. Bu kaynaklar hanımın kendisi için çok farklı isimler; “Şehribanu, Selahe, Gazale” gibi isiler zikretmişlerdir.

2-   Onun esir düştüğü zaman hakkında düşmüş oldukları ihtilaf bir diğer işkâldır ki bunlara varittir. Bazıları onu ikinci halife Ömer döneminde esir düştüğünü söylerken bazıları da üçüncü halife Osman döneminde esir düştüğünü söylemiş Şeh-i Müfit gibi bir diğer kısımda hz. Ali döneminde esir düştüğünü söylemişler.[12]

3-   Tarihi Tabari ve İbnu Esir gibi tarih kitapları Müslümanların İran’la savaştıkları savaşları “senenin olayları” unvanıyla yazmışlar. Bunlar kendi kitaplarında Yazdgerd’in kaçıp İran’ın farklı şehirlerine ve yerlerine gittiğini bir bir yazmışlar ama çocuklarının esir alındığı konusunda hiçbir şey söylememişlerdir. Usulen bu mesele çok önemli meselelerdendir. Normalde buna işaret edilmesi gerekirdi ama buna hiçbir şekilde işaret edilmemiştir. Ama bundan daha cüzi ve önemsiz olan meselelere değinmiş ve hakkında konuşmuşlardır. Bunun kendisi bu padişahın çocuklarının esir alınmadığına dair bir argumandır.

4-   Mes’udi gibi eski yazarlardan bazıları üçüncü Yazdgerd’in çocuklarını zikrederlerken onun için Adrek, Şahin, Merdavend isminde üç kızı zikrediyor. Bunlardan hiçbirisi imam Secad’ın (a.s.) Annesi için zikredilen isimle uyuşmuyor. Bu bir taraftan, diğer taraftan yazılan yazılarının hiçbirinde kızlarının esir alındığını yazmıyor.[13]

Her halükarda bu karinelerin hepsini ve İmam Seccad’ın (a.s.) annesi hakkında var olan daha başka görüşleri bir araya getirdiğimizde ve bunun yanı sıra üçüncü asrın son dönemine kadar birçok tarihçi yazar onu Sined ya Kabul cariyelerinden saymış[14] olmalarını dikkate aldığımızda İmam Secad’ın (a.s.) annesinin kim olduğu hakkında kesin ve net bir şey söylememiz çok zordur.[15]

 



[1]Uyunul- Ahbari-Rıza”, Tashih ve Tahkik: Seyit Mehdi, Hüseyni Lacurdi,baskı, 1, h.k., intş. Mirza Muhammed Rıza Mehdi, (noor cd. Sinden anlıntı yapılmış), c. 2, s. 128.

[2] Kumi Şeyh Abass, “Müntehal Amal”, çap’i hicret, c. 2, s. 30.

[3]Usuli Kafi”, intş. Ahundi, c, 1, s. 467.

[4]Hulasetul Akval Fi Marifetir-Rical”, bahşi duvum, s, 241, bab 7, kemle Amru; bkz. Şehr banu hemseri İmam Hüseyin.

[5]Tarihi Yakubi”, c. 2, s. 303.

[6]. “Tarihi Kum”, s. 195.

[7]Usulu’l-Kafi”, c. 2, s. 369.

[8]Biharul Envar”, c. 46, s. 9.

[9]Uyunil-Ahbarir-Rıza” c. 2, s. 128

[10]El-İrşad”, s. 492.

[11]Biharul Envar“, c. 46, s. 9.

[12]El-İrşad”, s. 492.

[13]Zendagani Ali Bini Hüseyin” (a.s.), s. 12.

[14]Şuubiye”, s. 305.

[15] Bakz. “Mader İmam Secad”.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar