Gelişmiş Arama
Ziyaret
43150
Güncellenme Tarihi: 2010/03/14
Soru Özeti
Hz. Adem (a.s) yaratılmadan önceki cinlerin peygamberleri kendi cinslerinden mi idi?
Soru
Hz. Âdem (a.s) yaratılmadan önce yeryüzünde cinler vardı. Yine herkesin (her kavmin) hidayet olması için bir peygamber gönderilmiştir. Ama cinlerden hiç peygamber yoktur, peygamberler hep insanlardan gelmiştir. Buna göre onlar (cinler) insandan önce yaşadıkları halde nasıl bir peygamberleri olmaz? Böyle bir düşünce -Allah’a sığınırız- Allah’ın rahmet ve adaletinin dışında kalır. Lütfen geniş bir şekilde açıklama yapar mısınız?
Kısa Cevap

Kur’an-ı Kerim’de cinlerin varlığı teyit edilmiş ve özellikleri beyan edilmiştir.

Cinler hakkındaki bilgilerimiz az olmasına rağmen Hz. Âdem (a.s) yaratılmadan önceki cinlerin kendi cinslerinden peygamberleri olduğunu ortaya koyan çeşitli deliller vardır. Söz konusu deliller şunlardır:

1- Cinler de insanlar gibi sorumlu varlıklardır. Sorumluluk ise tebliğ, beşaret ve uyarıyla meydana gelir. Öyleyse bu önemli mesele için Allah-u Teala tarafından mutlaka Peygamberler gönderilmiştir.

2- Bu varlığın da insan gibi haşrı, meadı, cezası ve mükafatı vardır. Ceza ve mükafat hüccetin tamamlanmasına, hüccetin tamamlanması ise peygamberlerin gönderilmesine bağlıdır.

3- Kur’an buyuruyor: ‘Ey cin ve insan topluluğu, içinizden, size ayetlerimi nakleden ve içinde bulunduğunuz şu günün bir zaman olup geleceğini haber vererek sizi korkutan peygamberler gelmedi mi?’[i] Bu ayet-i kerime Hz. Adem (a.s) yaratılmadan önceki dönemi de kapsamaktadır.

4- Şamlı biri Hz. Ali (a.s)’dan ‘Acaba Allah cinlere de peygamber göndermiş midir?’ diye sorduğunda şöyle buyurdu: ‘Evet, onların peygamberi Yusuf adında biriydi ve O onları Allah’a davet ediyordu, onlarda Onu şehid ettiler.’  



[i] - En’am/130

Ayrıntılı Cevap

Kur’an-ı Kerim’de cinlerin varlığı teyit edilmiş ve özellikleri de şu şekilde beyan edilmiştir:

1- Cinler, insanlar gibi topraktan değil ateşten yaratılmıştır.[1]  

2- İlimleri, algılamaları, hak ve batılı ayırma güçleri, mantıkları ve istidlalleri vardır.[2]

3- Sorumlulukları olan varlıklardır.[3]

4- Haşredilecekler ve meadları vardır.[4]

5- Onlarında mü’min ve salihleriyle müşrik ve kafirleri vardır.[5]

6- Göklere musallat olabiliyor, haber alabiliyor ve dinleme yapabiliyorlardı.[6]

7- Bazı insanlarla irtibata geçerek sınırlı olarak bildikleri sırları onlara verip insanları kandırıyorlardı.[7]

8- Onların bazılarının güçleri fazladır.[8]

9- Onlar insanların bazı ihtiyaçlarını gidermeye yetecek güçleri vardır.[9]

10- Onlar insan yeryüzünde yaratılmadan önce vardılar.[10]

11- İnsanların makamı onlardan daha üstündür. Bu yüzden Allah-u Teala İblise insana secde etmesini emretti. İblis, cinlerin büyüklerindendi.[11]

 

Cinlerin peygamberleri var mıydı? Sorusuna gelince, daha öncede belirtildiği gibi cinler için iki zaman dönemi farz edilmektedir. Biri insan yaratılmadan önceki dönem, diğeri de insan yaratıldıktan sonraki dönemdir.

İkinci dönemde, yani cinle insanların ortak dönemi olan insanın yaratılışından sonraki dönemde (ister İslam’dan önce olsun, ister İslam’dan sonra) Kur’an’a göre cinlerde insanlar gibi sorumlu varlıklar olup insanlar için gönderilen ve insan cinsinden olan peygamberleri takip etmek zorundaydılar.[12] Buna göre bir çok cin peygamberlere iman getirmiş, kimileri de iman getirmeyip kafir olmuşlardır.

 

Ama insanın yaratılmadığı ve sadece cinlerin olduğu dönemde acaba cinlerin hidayeti için peygamberler gönderilmiş miydi? Gönderilmiş ise acaba o peygamberler cinlerin kendi cinslerinden miydi?

Cevap şudur: Hz. Adem yaratılmadan önce cinlerin kendi cinslerinden peygamberler vardı, zira:

1- Kur’an-ı Kerim, insan ve cinlerin yaratılış hedeflerinin ubudiyet ve tekamüle ulaşmak olduğunu belirterek: ‘Cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.’[13] Diye buyuruyor. Gerçek kemal olan gerçek ubudiyyet makamına ulaşmak sorumluluk yüklenmeden olmaz. Bu yüzden cinlerin de mükellef olduklarını söyleyebiliriz.[14] Buna Kur’an da tanıklık etmektedir.[15]

Öte yandan hikmet sahibi olan Allah, cinleri mükellef edip onlara mükellefiyetlerini öğretmeyip, kılavuzsuz bırakmaz. Dolayısıyla insan ve cinin mükellef olması nebilerin gönderilmesine bağlıdır. Nebi gelmediği sürece yükümlülükte caiz değildir.

2- Allah-u Teala adil ve hekim olduğundan boş ve anlamsız iş yapmaz. Nitekim şöyle buyuruyor: ‘Andolsun ki cehennemi, cinler ve insanlarla (günahkar ve imansızlarıyla) dolduracağım.’[16] Adil ve hekim olan Allah, Peygamber göndermeden ve hücceti tamamlamadan onlara azap edebilir mi? Haşa, asla böyle bir şey yapmaz. Peygamber göndermeden ve hücceti tamamlamadan mükellefin azap edilmesi kabihtir. Kabih bir fiil de Allah’tan beklenmez. Cinler de bu genel kaidenin dışında değillerdir. Ayrıca Kur’an’ın kendisi de şöyle buyuruyor: ‘Biz, peygamber göndermedikçe hiçbir topluluğu azaplandırmayız.[17] Öyleyse kesinlikle onlarında peygamberleri vardı.

 

3- ‘Ey cin ve insan topluluğu, içinizden, size ayetlerimi nakleden ve içinde bulunduğunuz şu günün bir zaman olup geleceğini haber vererek sizi korkutan peygamberler gelmedi mi?’ ayetinden açıkça cinlerin, Hz. Adem (a.s) yaratılmadan önce ve sonra var oldukları, hatta İslam’dan önce ve sonra peygamberleri olduğu anlaşılmaktadır. Ancak insan yaratılmadan önce bu peygamber kendi cinslerinden idi.[18] Bunun delili şu ayettir: ‘Şüphe yok ki biz seni gerçek üzere bir müjdeci ve bir korkutucu olarak gönderdik ve hiçbir ümmet yoktur ki içlerinden bir korkutucu çıkmasın.’[19]

4- Bir rivayette Şamlı biri Hz. Ali (a.s)’dan ‘Acaba Allah cinlere de peygamber göndermiş midir?’ diye sorduğunda şöyle buyurdu: ‘Evet, onların peygamberi Yusuf adında biriydi ve O onları Allah’a davet ediyordu, onlar da Onu şehid ettiler.’[20] Bu rivayet cinlerin de peygamberlerinin olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Buraya kadar söylediklerimizden cinlerin de mükellef oldukları, insan yaratılmadan önce onların hidayeti için peygamberlerin gönderildiği anlaşılmaktadır, ama bu gönderilişin nasıl olduğu konusu bize malum değildir.



[1] - er-Rahman/15

[2] - Cin suresinin çeşitleri ayetleri

[3] - Cin ve er-Rahman sureleri

[4] - Cin/15

[5] - Cin/11

[6] - Cin/9

[7] - Cin/6

[8] - Neml/39

[9] - Sebe/12-13

[10] - Hicr/27

[11] - Kehf/50

[12] - Ancak unutmamak gerekir ki, bu mesele Hz. Musa (a.s) ve Hz. Peygamber (s.a.a) hakkında kesindir. İnsan cinsinden olan diğer peygamberler hakkında müfessirlerin görüşleri farklıdır. Ahkaf/29. ve 30. ayetler bu konuda hakkındadır: ‘An o zamanı ki hani cinlerin bir bölüğünü, Kur'an dinlesinler diye senin bulunduğun tarafa yollamıştık; oraya gelince birbirlerine, susun demişlerdi; okunuşu bitince de korkutmak için kavimlerine dönmüşlerdi de,. Ey kavmimiz demişlerdi, gerçekten de biz, Musa'dan sonra indirilmiş bir kitap duyduk ki önceki kitapları gerçeklemede, gerçeği ve doğru yolu göstermede.’ Bu ayette İncil’den bahsedilmemesinin nedeni Tevrat’ın asıl olup Hıristiyanların da şer’i hükümleri şimdi bile ondan almalarından dolayıdır. (Bkz: Tefsir-i Nümune, c.21, s.370). Allame Tabatabai’de Tefsir-ul Mizan’da açıkça şöyle diyor: ‘Ayetin ‘Gerçekten de biz, Musa'dan sonra indirilmiş bir kitap duyduk ki önceki kitapları gerçeklemede’ bölümü cinlerin Hz. Musa (a.s)’ın dinine ve kitabına mümin olduklarını göstermektedir.’ (Bkz: el-Mizan, c.18, s.350).

İslam’dan sonraki dönem hakkında ise deniliyor ki: Resul-ü Ekrem (s.a.a), Mekke’den Taif’teki Ukkaz pazarına orada toplanan büyük topluluğu İslam’a davet etmek için gittiğinde kimse davetine icabet etmedi. Dönüşte Cin Vadi’si denen yere geldi. Gece orada kaldı ve Kur’an okumaya başladı. Bir grup cin bu ayetleri duyup iman getirdiler. Ve kavimlerine tebliğ için geri döndüler. (Bkz: Tersir-i Nümune, c.25, s.100, Cin/1. ve 2. ayetlerin tefsirinde).

Ancak kimileri de ‘Ey cin ve insan topluluğu, içinizden, size ayetlerimi nakleden ve içinde bulunduğunuz şu günün bir zaman olup geleceğini haber vererek sizi korkutan peygamberler gelmedi mi?’ ayetinin ‘içinizden…sizi korkutan peygamberler gelmedi mi?’ bölümünden Adem (a.s)’ın yaratılışından sonrada cinlerin peygamberlerinin kendi cinslerinden olduğunu anlamışlardır. Ama İslam Peygamberinin (s.a.a) cin, insan bütün herkesin peygamberi olduğunu kabul etmekteler. (Bkz: Tefsir-u Ruh-ul Maani, c.3, s.105; İsmail Hakkı Bursevi; Tefsir-i Rahnema, c.5, s.354;

Bir başka grup müfessir ise bu görüşü redderek diyorlar ki: ‘Cin suresinin ayetlerinden İslam ve Kur’an’ın herkes için hatta onlar için bile nazil olduğu ve İslam Peygamberi (s.a.a)’in de herkes için gönderildiği anlaşılmaktadır. Ancak Peygamber (s.a.a) tarafından onların kendilerinden elçiler görevlendirilmesinin de sakıncası yoktur. ‘İçinizden’ kelimesi de herkesin peygamberinin kendi cinsinden olacağına delil olmaz; zira bir topluluğa ‘sizden bir grup…’ dendiğinde bu grup bir topluluktan ya da bütün topluluktan olabilir. (Bkz: Tersir-i Nümune, c.5, s.443). Yani ‘İçinizden’ kelimesi, peygamberlerin kendi cinslerinden ve genel olarak insan ve cinlerin kendilerinden olmasından fazlasına delil değildir. Genel olarak insan ve cinler için gönderilmişlerdir. Allah-u Teala, peygamberleri meleklerin cinsinden göndermedi yoksa onları gördüklerinde korkuya kapılırlardı, dillerini anlamazlardı. Ayet Cinler için kendi cinslerinden, insanlar içinde kendi cinslerinden bir Peygamber gönderme konusuna delil olmamaktadır. (Bkz: el-Mizan, c.7, s.540; Tefsir-u Menhec-us Sadikin, c.3, s.452).

[13] - Zariyat/56

[14] - Bihar-ul Envar, c.60, s.311

[15] - ‘Bunlar, öyle kişilerdir ki, onlardan önce cinden ve insanlardan gelip geçen ümmetler içinde, onlara da, azaba uğrayacaklarına dair söylenen söz hak olmuştur; şüphe yok ki onlar, ziyana uğramışlardır.’ (Ahkaf/18)

[16] - Secde/13, Hud/119

[17] - İsra/15

[18] - Bu nokta bazı müfessirlere göre, ‘içinizden…peygamberler gelmedi mi?’ cümlesinden çıkıyor. Bu da bütün zamanları içine almaktadır. Ama Hz. Musa (a.s) ve İslam Peygamberi (s.a.a)’in dönemleri bunun dışındadır. O dönemler peygamberleri onların kendi cinslerinden değildi.

[19] - Fatır/24

[20] - Bihar-ul Envar, c.10, s.76

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kabirde soru ve sual nasıldır ve gayri Müslimler için hangi şekildedir?
    16030 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Berzah sözlükte iki şey arasında yer alan perde ve engel anlamındadır. Istılahta ise Yüce Allah’ın dünya ve ahiret arasında karar kıldığı ve ölümden sonra insanın ilk menzili olan âleme denmektedir. Berzah âleminden kastedilen, kabir âlemidir; bu âlemde insan kıyamete dek özel bir tür yaşam sürecektir. Burada kabirden kastedilen şey ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    10174 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...
  • Zihinde gayrimeşru bir ameli canlandırmanın hükmü nedir?
    7417 Yeni Kelam İlmi 2011/11/21
    Günah ve gayrimeşru amel düşüncesi her ne kadar insan zihin, düşünce ve ruhunu kirletse ve birçok başarıyı engellese de haram amel işlemeye varmayana dek günah sayılmaz. Ama cünüp olmaya neden olursa, mastürbasyon türlerinden sayılır ve haram olur.[1]
  • İslam’ın telepati hakkındaki görüşü nedir?
    77765 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/03/15
    Telepati deyimi Yunanca bir deyim olup,uzaklık anlamında tele ve duygu anlamında patus sözcüklerinden oluşmuştur. Telepati kendi duygu organlarından yararlanmadan esrarengiz bir şekilde başkalarının hislerini bilmesi veya duymasını ifade eder. Telepati yanlıları şöyle diyorlar: Normal insanlar için bile yüzlerce kilometre uzakta bulunan dost ve akrabalarının ölümü zamanında tevehhüm ...
  • Bura b. Azip Kimdir? Ehl-i Beyt’in dostlarından mıdır? Hz. Ali’nin imamlığını kabul etmiş midir?
    7649 تاريخ بزرگان 2008/05/13
    Evs kabilesinden olan Bura b. Azip İslam Peygamberi’nin sadık dostlarındandır. Peygamber’in savaşlarının çoğunda Peygamber’in yanında savaşmıştır. O, 14 gazvede Peygamber’in emrinde savaştım, demiştir. Onun katıldığı ilk savaş Handek savaşıdır. Bedir savaşında ise yaşının küçük olduğu için birkaç arkadaşıyla birlikte yarı yoldan geriye döndürülmüştür. Hicri 24 ...
  • Erkek ölmüş olan kaynanasına gusül aldırabilir mi?
    7015 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Büyük fakih ve merciler kadın ve erkeğin gusül aldırması hakkında şöyle fetva vermişlerdir: Eğer erkek kadına ve kadın erkeğe[1] gusül aldırırsa gusül geçersizdir.[2] Ama kadın kocasına ve koca karısına gusül ...
  • Neden namaz, oruç ve hac gibi farzların eda edilmesinin somut eserleri bulunmamaktadır?
    7712 Pratik Ahlak 2011/10/30
    Namaz, oruç ve hac gibi tüm ibadetler birçok bireysel ve toplumsal esere sahiptir. Namazın en üstün eserlerinden biri, Allah’a yakınlaşmak ve kötülük ve haramlardan sakınmaktır. Oruç da birçok esere sahiptir. Bedensel sağlık, dertleşme hissinin icat edilmesi ve takvalı olmak bunlardandır. Hac da ruhanî ve manevî yolculuk sıfatıyla kendine has ...
  • Müstehcen filmlere bakmaktan nasıl tövbe edebiliriz?
    25199 Pratik Ahlak 2010/02/01
    Günah, kötü kokulu bir lağım kuyusu gibidir, insan ona ne kadar çok dalsa kokusunu o kadar az alır. Zira insanın koku alma duyusu iş yapamaz hale gelir ve daha fazla battığının farkında olmaz. Öte yandan, insanın bu ...
  • Mürmenliler (Murmen dinsel fırkası) ehli kitap mıdır?
    6137 Eski Kelam İlmi 2011/11/21
    1. Hıristiyanlığın birçok fırkası vardır ve Amerika’da bulunan çok meşhur bu fırkalardan birisi de Murmen adındaki gruptur. Bu grup, Jozef Smit adında bir ferdin önderliğinde 1820 yıllarında kurtarıcılık faaliyet ve tebliğine başladı. Jozef Smit, 1830 yılında yazdığı “Murmen” kitabında şöyle bir iddiada bulundu: Amerika kıtasını bulan Kıristof Kolom, Amerika’nın ...
  • Kur’an ve rivayetlerde Hz. Hızır hakkında ne gibi bilgiler var?
    30012 تاريخ بزرگان 2010/10/12
    Kur’an-ı Kerimde, Hz. Hızır’ın adı açıkca gelmemiş, ondan ‘...kullarımızdan bir kul...ki biz, katımızdan ona rahmet ihsan etmiştik ve katımızdan ilim belletmiştik.’[1] diye söz edilerek onun ubudiyetine ve sahip olduğu özel ilmi makama ...

En Çok Okunanlar