Gelişmiş Arama
Ziyaret
6617
Güncellenme Tarihi: 2014/10/01
Soru Özeti
Acaba ruh ve Cin’in insana eziyet etme gücü varmı?
Soru
Acaba Ruhlar ve Cinler insana eziyet etme zarar verme gücüne sahip mi?
Kısa Cevap
Bizlerin Cin hakkında sahip olduğu bilgi oldukca kısıtlıdır. Buna rağmen hadislerden anlaşılan Cinlerinde insanlar gibi mesuliyetleri ve görevleri olduğudur. Onlarda çeşitli inançlara sahiptir. Bazıları itaat ehli bazıları ise isyankardırlar. Cinler düşünce güçü açısından zayıf olmakla birlikte birçok işi süratle yerine getirecek kayde değer harikulade güçe sahiptir.
Aynı şekilde Ruhun hakikati ve faaliyet şekli en karmaşık konulardan birisidir. Şuana kadar insan oğlunun sahip olduğu bilgi ve birikim onu anlamaya ve idrak etmeye kadir değildir. Ayet ve rivayetlerden anlaşılan bedenin ve cismin aksine ruh mücerret ve maddi özelliklerden uzak bir varlıktır. Buna binaen ölümden sonra dünya meselelerine agah olabilir.
Kısmen Cinlerin insana eziyet etme güçü olduğunu kabul etmekle birlikte bilinmesi gerekir ki:
Öncelikle onlarda kendi içlerinde şer ve salih olarak ikiye ayrılırlar. Liza halk arasında yagın olan Cinler sadece insana eziyet eden, zarar veren, kin ehli ve kötü huylu yaratıklardır inançı hurafeden ibarettir. Akla ve mantığa uymaz.
Saniyen insanın onun eziyetlerinden güvende olma kudreti vardır.
Aynı şekilde Habis ve başı boş ruhların eziyet ve zarar kaynağı olduğu ve alemin tedbirinde dehaletleri olduğu iddiası  boş ve temelsiz hiçbir akli, nakli ve bilimsel dayanağı olmayan bir görüştür.
Ayrıntılı Cevap
Sorunuza cevap verebilmemiz için birkaç noktayı açıklamamız gerekmektedir.
  1. Ruh ve Cin nedir?
Cin lügatta örtülü ve saklı anlamındadır. Bu kelime Kuran’ı Kerimde birçok yerde zikredilmiştir. Ayrıca bu adla Kuran’ı Kerimde bir sure bulunmaktadır. Bu surede bu saklı varlığın bazı özellikleri açıklanmıştır. Kuran’ı Kerimde diğer surelerde geçen ayetler ışığında bu varlık insan gibi maddi bir varlıktır. Ateşten[1] veya ateş karışımından yaratılmıştır.[2]  Şuur ve irade sahibi, doğası itibariyle insanın duyu organlarıyla normal şartlar altında hissedemeyeceği bir varlıktır. İnsan gibi mükellef kılınmıştır.[3] Kıyamette tekrar diriltileceklerdir; bu dünyada bizler gibi itaat ehli veya asi, mümin veya müşrik, kafir...vb olabilirler.[4] Cinlerin mümin olanları Masum İmamların itaati altında Münin ve Şia insanlarlı kendi kardeşleri bilmektedirler.[5]                           Aynı şekilde Ruhun hakikati ve faaliyet şekli en karmaşık konulardan birisidir. Şuana kadar insan oğlunun sahip olduğu bilgi ve birikim onu anlamaya ve idrak etmeye kadir değildir. Bazı bilim insanlarının  ifadesi Ruh ve ona bağlı meseleler hakkında binden fazla görüş açıklandığı üzeredir.[6]
Kuran'ı Kerim insanoğlunun Ruhu tanıma güçüne ve kudretine sahip olmadığını vurgulamaktadır. "Senden Ruh hakkında soruyorlar; De ki, Ruh Rabbimin emrindendir. Size ilminden az bir şey dışında başka bir şey verilmemiştir.[7]
Ayet ve rivayetlerden anlaşılan Ruh mücerret, canlı, kudret sahibi, bilinçli ve iradeli bir cevhere sahiptir. Ruhtan nefsi natıka ve can da denilmektedir.[8] Bu varlık zamana ve mekana kısıtlanabilen sınırlı bir varlık değildir.[9]Buna binaen ölümden sonra dünya meselelerine agah olabilir.
Ruhun bedene olan taaluku tedbiri bir taaluktur; yani Ruhun hayatı esalet üzeredir. Bedene taaluk ettiği sürece bedende hayat bulur. Bedenden ayrıldığı zaman beden hayat özelliklerini kaybeder ve tedrici olarak yok olmaya başlar ama Ruh hayatına devam eder.[10] [11]
  1. Ruh ve Cin'in güçleri:
Cin fikir ve düşünce güçü yönünden zayıf bir varlıktır. Zira idraki akli ve güçlü bir idrak değildir. En fazla hayal ve düşe dayalı bir idraka sahiptir. Ama fiziksel güçü oldukca fazladır. Ezcümle süratle harikulade işleri yerine getirebilir. Ağır yükleri en kısa zamanda taşıyabilir. Kuran'ı Kerim'de Hz. Süleyman (a.s)'ın kıssasında İfrit adlı Cin Belkız'ın tahtını çok kısa bir zamanda Belkız'ın yaşadığızı o uzak diyardan Hz. Süleyman(a.s)'ın yanına getire bileceğini iddia ettiği zaman[12] Hz. Süleyman (a.s) onu yalanlamamaktadır.[13] Bu vakıa Cinlerin harikulade güçlerine bir delildir.
Cinlerin İnsanlar eziyet ettikleri ve zarar verdikleri konusununda Şeyh Müfit "İrşad" adlı eserinde söyle yazar: İbn. Abbas'ın eserinde şöyle nakledilir:  "İslam Peygamberi (s.a.a) Mustalak adlı kabileyle harb etmek için Medine'nin dışına çıktığı zaman geceleyin geçmenin zor olduğu korkunç bir vadiye ulaştı. Gecenin sonlarına doğru Cebrail Hazrete nazil oldu ve Cinlerden bir kabilenin vadinin ortasında size ve ashabınıza eziyet etmek, zarar vermek, şer ve hile yapmak için toplandığı haberini verdi.[14] Bu olaydan anlaşılan hatta mümin ve salih insanlar bile cinlerin ve cin gruplarının eziyet ve zararına maruz kalabilirler. Elbette teveccüh etmek gerekir cinlerin varlığı gerçek olmakla, harikulade işler yapmaya güçleri olduğu ve içlerinde salih ve şer fertler olmasına rağmen bu varlıklar hakkında oldukca fazla abartı mevcuttur. Bu konuda çokca yalan hurafe halkın zihninde yer etmiştir. Örneğin onları sadece eziyet, zarar veren, kin ve kötülük dolu bilmektedirler. Bir kap sıcak su dökersek onların evleri ateşe vereceği  gibi hiçbir aklın ve mantığın kabul etmeyeceği batıl inançlar bulunmaktadır.[15] Bunun yanında insanın elinde onların eziyet ve zararlarında korunabileceği imkanlar bulunmaktadır.
Ruhun güçü ve kudreti hakkında ifade etmemiz gerekir ki Ruh maddi bir varlık olmadığından maddı kısıtlamalara maruz kalmaz. Bir örnek verecek olursak örneğin güneş ışığı nasıl bulutların ve camların arkasından evimizin içinı aydınlatabiliyorsa ve bu engellerin hiçbir onu engelleyemiyorsa ve her yerde varlığını hissetiriyorsa ruh ile madde arasında düzlemi bu şekilde düşünebiliriz.[16]
Ayet ve rivayetlerden anlaşılan İnsanların ruhları ölümden sonra dünya meselelerinden agah olabilirler. Mümin insanların ruhları kudretleri ve faziletleri ölcüsünde ailelerini ziyaret edebilirler.[17] Elbette rivayetlere göre bu hak sadece mümin insanların ruhlarına özgüdür. Allah Teala'nın izniyle nisbi bir özgürlüğe sahiptirler. Ama kafirlerin, müşriklerin, kötülük ve zulüm ehlinin ruhları "berhut" vadisinde tutsak edilmiş ve kendi amellerinin cezasıyla başbaşadırlar. Dolayısla özgürce bu dünyaya gidip gelme hakkına sahip değillerdir.
Aynı düzlemde habis ve başı boş ruhların eziyet ve zarar kaynağı olduğu, alemin tedbirinde dehaletleri olduğu, insanların başarılarında ve başarısızlıklarında etki ettikleri iddiası  boş ve temelsiz hiçbir akli, nakli ve bilimsel dayanağı olmayan bir görüştür. Zira açıktır ki ne ruhlar halikin yarttıklarının işlerine dehalet edecek kadar boş ve işsiz güçsüzdürler.[18] Nede Allah teala onlar böyle bir güç ve kudret vermiştir. Bilinmelidir alemde etki kudreti olan yegane varlık Allah Tealadır.
Bu konuda daha fazla bilgi ve araştırma içi aşağıda zikrediln kaynaklara müracaat ediniz:
Garaip ve Ecaib'il-Cin, Bedriddin ibn. Abdullah Eş'Şebli, tecüme, tahkik ve haşiye İbrahim Muhammed El'Cumel.
Cin ve Şeytan, Ali Rıza Ricali, Tahran, neşri Nubuğ.
Oud Ervah, Nasır Mekarim Şirazi.
İrtibat ba Ervah, Nasır Mekarim Şirazi, İntişarat Nesl Cevan.
Dizin: Şeytan, Cin mi Melek mi, soru 100, Site: 857.
Şeytan ve Cin’in güçleri, soru 138, site: 883.
 
 

[1] Hicr,27: "والجانَّ خلقناه من قبلُ من نارالسموم" Ve Cânn'ı da daha önce 'nüfuz eden kavurucu' ateşten yaratmıştık.
[2] Rahman, 15: "وخلق الجان من مارج من نار" Cinleri de yalın dumansız bir ateşten yarattı.
[3] Hicr, 27-42; Cin, 11-15.
[4] Kamus Kuran, Cin kelimesi.
[5] Acaba Cinler Müslüman ve gayrimüslümdürler mi?; Mizan'ul-Hikme, Muhammet Rey Şehri, Yayıncı: Mekteb'ul-Ellam'ul-İslami, 1403.h,1362.ş, 2.c, 11.s, 2658.h; Usul'u-Kafi, Kitab'ul-Hucce, Cinlerin İmamların yanına gelip dini meselerini sorması –babı-, 243.s, 4.h, bu eserde 7 tane daha hadis cinler hakkında nakledilmiştir; Sefine'tul-Bihar, Şeyh Abbas Kummi, Dar'ul-Usve, ikinci baskı, 1416.h, 1.c, bab'ul-Cim bedihul-Nun, 673; Mearif Kuran, Ustad Misbah Yezdi, 316.s.
[6] Mekarim Şirazi, 50 derste gençler için Akaid Usulleri.
[7] İsra, 85, «وَ يَسْئَلُونَكَ عَنِ الرُّوحِ قُلِ الرُّوحُ مِنْ أَمْرِ رَبِّي وَ ما أُوتيتُمْ مِنَ الْعِلْمِ إِلاَّ قَليلا»
[8] Cisim ve ruh arasında karşılıklı ilişki söz konusu olduğu zaman nefis tabiri kullanılmakta; ruhun mustakil olarak eserleri ve konumu söz konusu olduğu zaman Ruh tabiri kullanılmaktadır.
[10] Tercüme El'Mizan, 19.c, 344.s)
[12] Neml, 30-40.
[13] Cevadi Amuli, Abdullah, Tefsir Mozuui, 1.c, 119.s.
[14] Şeyh Mufit, İrşad, 399.s, Tibyan sitesinden nakledilmiştir.
[15] Mekarim şirazi, Nasır, Tefsir Numune, 25.c, Dar'ul-Kutub'ul-İslamiye, 9.bk, 155-156.(iktibas edilmiştir)
[16] Daha fazla bilgi işçin müracaa edin: Ruhun Münafıklar tarafından ihzarı, soru 650 (site:1050).
[17] Meclisi, Bihar'ul-Envar, 6.c, 268.s; Daha fazla bilgi işçin müracaa edin: Ruh'un uyku ve baygınlık halinde iken faaliyetleri, soru:1524 (site:1059).
[18] Mekarim şirazi, Nasır, Ervahla İrtibat, Nesli Cevan yayınları, 10.bk, 162.s.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    12279 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • Beyin ölümünden sonra organ bağışı hakkında taklit mercilerinin görüşünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
    5981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Aşağıdaki cevaplar taklit mercilerinin bürolarından alınmıştır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer diğer hastaları tedavi etmek için söz konusu hastaların beden organlarından istifade etmek kendilerinin ölümlerini çabuklaştırır ve hayatlarının noktalanmasına neden olursa, caiz değildir. Bu ...
  • Allah bir işi yapamayacak kadar güçsüz müdür ve bir başkasının O’nun işini yapması gerekir mi?
    7555 Eski Kelam İlmi 2012/06/23
    Bu soruda dile getirilen iddia ve varsayım şudur: Her nerede Allah’ın zatı bir işi yapmaya güç yetirebiliyorsa O’nun kendisi bu işi yapar ve eğer buna güç yetiremezse sebeplerden istifade eder. Allah’ın her işe güç yetirebildiğini bildiğimizden dolayı O’nun fillinin nedenler kanalıyla gerçekleşmesi muhaldir ve her kim bir ...
  • Öldürmenin çeşitlerini ayrıntılarıyla anlatınız.
    6619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/03
    Öldürme, çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Aşağıda kısaca onlara değiniyoruz:1- Haklı ve haksız olarak öldürme.2- Öldürmenin ne zaman yapıldığı3- Öldürmenin idamla, silahla veya sopayla olması, yine taşlanmak ve diğer şekillerde cezaları yönünden gerçekleşmesi. 4- Öldürmenin kasıtlı, kasıtlıya ...
  • İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
    7493 Pratik Ahlak 2012/01/23
    Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    17590 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Hazreti Muhsin Kimdir ve nasıl şehit edildi, onun katili kimdir?
    33885 تاريخ بزرگان 2012/09/20
    Şia ve ehlisünnetin rivayet ve tarihi kaynaklara göre hazreti Muhsin (a.s.) Hz. Ali ve hazreti Fatma’nın çocuklarındandır. Ömer veya Kunfüz hazreti Fatma’yı (a.s.) duvar ile kapı arasına sıkıştırdı ve onun bu işi o kadar şiddetli ve baskısı o denli bastırıcı idi ki o hazretin kaburgalarının kırılmasına ve ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7487 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    9155 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Peygamberden (s.a.a) gelen kırk hadis ezberleme hakkındaki rivayetler sahih midir? Bu kırk hadisin ölçütlerini söyleyiniz.
    12558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Şii[1] ve bazı sünni[2] kaynaklarda çeşitli ibarelerle İslam Peygamberinden (s.a.a) ‘Erbain’ diye meşhur olan hadiste, kırk hadis ezberlemeye önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: ‘Ümmetimdem kim, halkın ihtiyaç duyduğu hadislerimden kırkını ezberlerse Allah ...

En Çok Okunanlar