Gelişmiş Arama
Ziyaret
13930
Güncellenme Tarihi: 2012/07/24
Soru Özeti
Oburluk nedir ve onun manevi açıdan ruhtaki etkileri nelerdir?
Soru
Oburluk nedir ve onun manevi açıdan ruhtaki etkileri nelerdir?
Kısa Cevap

Yaratılış düzeninde “beslenmek” yaşamak gayesiyle güç elde etmek ve yüce Allah’a kulluk etmek için bir araçtır. Genel olarak bir vesiledir. Yaşam beslenmek için bir araç değildir ve başka bir ifadeyle yaşamın araç olması ve beslenmenin hedef olması diye bir şey söz konusu olamaz. İslam’ın beslenmek hakkındaki kılavuzluklarından biri oburluktan yüz çevirmek ve az yemeye yönelmektir. Hadislerde oburluk sert bir şekilde yerilmiştir. Masumların rivayetlerinden elde edildiği kadarıyla oburluk, ihtiyaç haddinden fazla yemek ve içmeye denir. Hadisler esasınca bu oburluk şöyle açıklanabilir: Oburluk, insanın hem cisimsel ataletine ve hem de rahat bir şekilde nefes alamamasına ve de zor ve problemli bir şekilde bir iş veya ibadeti yapabileceği tarzda yemek yemesi veya su ve benzeri şeyleri içmesidir. Böyle bir şey insanda gerçekleştiği vakit insan aç olmadan yemek yer ve yemek yemeye veya içmeye başladığında da son merhaleye dek bu yemeyi ve içmeyi sürdürür ve karnını doldurur. Gerçekte oburluk olumsuz eserleri ve zararları kanalıyla tanınabilir ve tanımlanabilir. Hadisler açısından oburluk ibadette atalet, kalp nurunun yok olması ve az namaz kılmak gibi olumsuz eserler meydana getirir.  

Ayrıntılı Cevap

Yeme ve içmede sağlık kurallarına riayet etmek; sağlık, mutluluk ve ömrün uzun olmasının en önemli etkenlerinden sayılır. Eğer insanlar ne yemeleri, ne kadar yemeleri, nasıl yemeleri gerektiğini bilir ve bu bilgileri uygularlarsa, kuşkusuz toplumdaki hastalıkların çoğu ortadan kalkacak ve insan yaşam zevki ve mutluluğunu tadacaktır. Yaratılış düzeninde “beslenmek”, yaşamak gayesiyle güç elde etmek ve yüce Allah’a kulluk etmek için bir araçtır. Genel olarak bir vesiledir. Beslenmek, yemek için bir araç ve vesile değildir. İslam’ın bu husustaki tavsiyeleri önemli ve değerlidir. Bu konu hakkında iki noktaya dikkat etmek önem taşımaktadır:

A. İslam’ın yemek hakkındaki tavsiyeleri, sadece beden sağlığını güvenceye almaz, insan cisim ve ruhunun sağlığını da garantiler.

B. Akıl ve bilimin yaratılışın tüm sırlarını bilmemesi nedeniyle, bugünkü bilim açısından İslam’ın bazı tavsiyelerinin hikmetinin meçhul kalması doğaldır, ancak bu husus söz konusu tavsiyelerin delilsiz oluşu anlamına gelmez. Nitekim İslam hükümlerinin bazılarının felsefesi geçmişte bilinmiyordu, lakin bugün bilim onların sırrını keşfetmiştir. Tavsiyelerden biri oburluktan sakınmak ve az yemeye yönelmektir. Oburluk hadisler açısından sert bir şekilde yerilmiştir. Masumların rivayetlerinden anlaşıldığı kadarıyla oburluk, ihtiyaç haddinden fazla yemek ve içmek ve aşırılığa kaçmaktır. Hadisler esasınca, oburluk insanın hem cisimsel ataletine neden olacak ve hem de rahat bir şekilde nefes alamayacak şekilde yemek yemesi veya su ve benzeri şeyleri içmesi tarzında açıklanabilir. İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Eğer oburluk yapılırsa nefes yolu tıkanır.”[1] İnsan oburluk ederse zorlukla ve problemli bir şekilde bir işi veya ibadeti yapar. Böyle bir şey insanda gerçekleştiğinde insan acıkmadan yer ve yemeye ve içmeye başladığında da son merhaleye dek yemek yemeyi ve içmeyi sürdürür ve karnını doldurur. Gerçekte oburluk olumsuz eserleri ve zararları kanalıyla tanınabilir ve tanımlanabilir. Burada hadisler esasınca oburluğun bazı manevi ve cismi olumsuz eserleri açıklanacaktır:

1. İmam Ali (a.s) bir hadiste şöyle buyurmaktadır: “Oburluk ve fazla uyumak insan bedenini bozar ve insan için zarar ve ziyan getirir.”[2]

2. Oburluk ağır ve çok harcamaları peşinden getirir. Bir hadiste şöyle buyrulmaktadır: “Oburun sağlığı bozuk ve işi ağır ve meşakkatlidir.”[3]

3. Oburluk kalbin katılaşması ve şehvetin harekete geçmesine neden olur. İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen bir hadiste şöyle okumaktayız: “Müminin kalbi için oburluktan daha zararlı olan bir şey yoktur. Oburluk iki şeye neden olur: Kalbin katılaşması ve şehvetin harekete geçmesi.”[4]

4. Oburluk insanın az namaz kılmasına neden olur. Allah Resulü’nden (s.a.a) nakledilen bir hadiste Hz. İsa’nın (a.s) kavmi İsrail oğullarına şöyle buyurduğu belirtilmiştir: “Oburluk etmeyin. Her kim oburluk ederse çok uyur. Her kim çok uyursa namazı azalır ve her kimin namazı azalırsa, kendisi gafillerden yazılır.”[5]

5. Oburluk ibadetlerde atalet ve isteksizliğe neden olur. Allah Resulü’nden (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: “Oburluktan sakının. Oburluk bedeni bozar, hastalığı miras bırakır ve ibadette atalete neden olur.”[6]

6. Dolu karın Allah nezdinde menfurdur. Allah Resulü’nden (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: “Allah nezdinde dolu karından daha menfur bir şey yoktur.”[7]

7. Oburluk kalbin nuraniyetini yok eder. Allah Resulü (s.a.a), İmam Ali’ye (a.s) verdiği bir nasihatte kalbin nuraniyetini gideren unsurlardan biri olarak oburluğu dile getirmiştir.[8]

Özetle oburluk hadislerde sert bir şekilde yerilmiştir. Oburluk sağlığı bozar ve değişik cisimsel ve ruhsal hastalıklar için bir altyapı oluşturur. Oburluk nefsin özünü tahrip eder, takvayı zedeler, zekânın hicabı olur ve kalbi katı ve siyah kılar.  

 


[1] MekarimŞirazi, Nasır, tercümeyi güya ve şerhi fişordeberNehcü’lBelağa, ba tercüme: Aştiyani, Muhammed Rıza, ve İmami, Muhammed Cafer, c. 3, s. 249, şumare 108, İntişaratıMetbuatiyi Hedef, Kum, çapı evvel.

[2] Muhaddis Nuri, Müstedrekü’lVesail, c. 5, s. 119, hadis sevvum, Müessese-i A’lulBeyt, Kum, 1408 h.k.

[3] Temimi Amedi, Abdu’lVahid bin Muhammed, Gureru’l Hikem, s. 360, hadis 8168, İntişaratı defteri tebligatı İslami Kum, 1366 h.ş.

[4] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’lEnvar, c. 63, s. 337, hadis 33, Müessesetu El- Vefa Beyrut, Lübnan, 1404 h.k.

[5] Veram bin EbiFeras, Mecmuayı Veram, c. 1, s. 47, İntişaratıMektebetu’l Fakih, Kum.

[6] Biharu’lEnvar, c. 59, s. 266.

[7] Amuli, Hürr, Vesailu’ş Şia, c. 25, s. 24, hadis 31049, Müessese-i A’lulBeyt, Kum, 1409h.k.

[8] Vesailu’ş Şia, c. 24, s. 244, hadis 30447.

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar