Gelişmiş Arama
Ziyaret
8820
Güncellenme Tarihi: 2019/07/10
Soru Özeti
Kısaca Hz. Nuh (a.s)’ın kıssasını açıklarmısınız?
Soru
Hz. Nuh (a.s)’ın hayatını ve kıssasını özet olarak beyan edermisiniz?
Kısa Cevap

 Bazı tarihi nakiller ‘Muteşelh’in oğlu ‘Lemek’in Nuh (a.s)’ın babası olduğunu ve ‘Brakil’in kızı ‘Kaynuş’unda annesi olduğunu yazmaktadır.[1]

Ayrıca Hz. Nuh (a.s)’ın Hz. Adem (a.s)’ın vefatından 126 yıl sonra doğmuştur. Böylece Hz. Adem (a.s)’ın dünyaya gelmesinden  1056 yıl sonra doğmuş olmaktadır.[2]

Hz. Nuh (a.s) Şeriat sahibi beş büyük peygamberden biri olup yaklaşık bin yıl boyunca insanların Hakka hidayeti için çaba göstermiştir.

İlahi mesajın davetcisi olan Hz. Nuh (a.s) hakkında tarihi kaynaklarda ve rivayetlerde adıyla ilgili AbdulGaffar[3], AbdulMelik[4] ve AbdulÂla[5] isimler zikredilmiştir. Elbette bazı nakillerde ise adı AbdulCabbar[6] olarak geçmektedir.

Şeyh Saduk bu konuda geçen farklı rivayetleri naklettikten sonra şöyle yazmaktadır: ‘Hz. Nuh (a.s)’ın adıyla ilgili söz konusu olaran haberler ve bilgilerde özde bir çelişki söz konusu değildir. Zira bu adların hepsinde AbdulGaffar, AbdulMelik, AbdulÂla önce ‘Abd’ kelimesi geçmektedir.’[7] Bütün bu adlar Nuh (a.s)’ın kulluğunun ve ubudiyete olan bağlılığının göstergesidir. Çünkü Allah Teala gaffar, melik ve âla olandır.[8]

Ayrıca zikredilen bu isimlerin Nuh (a.s) adının diğer dillere tercümeside olabilir.

Ama neden bu Peygamber ‘Nuh’ adıyla meşhur olmuştur konusuna gelecek olursak; bazı filologlar bu kelimenin arapca olmadığını açıklamışlardır.[9] Ama bu kelimenin arapcada kökünü bulmak mümkün hatta bu ismin şu kökten geldiğine delalet eden verilerde söz konusudur: «نَوح» kelimesi «ناحَ يَنُوحُ»’nun masdarı olup ağlama, matem, ağıt anlamlarına gelir. «نائحه» kelimesi ise feryat eden kadına denir.[10]

Rivayetler  Nuh (a.s)’ın bu adla anılmasının sebebini onun uzun süre ağlaması ve ağıt yakması olarak bildirmektedir.[11]

Elbette bazı anlamlar çeşitli dillerde takriben birbirne yakın sözcükler kullanılarak ifade edilir. Örneğin farsca geçen berader, mader,  peder kelimeleri ingilizcede Brother, mother, father olarak telefuz edilmektedir. Doğal olarak ‘Nuh’ kelimesi kök olarak arapca olmama, ancak o dilde arapcada söz konusu olan kelimeye yakın anlamda kullanılmış olma ihtimalide söz konusudur.

Nuh (a.s)’ın ömrü:

Hz. Nuh (a.s) en çok ömür süren İlahi peygamberdir. Bu yüzden peygamberlerin şeyhi olarak bilinmektedir.  Kuran’ı Kerim’in tasrihi üzere sadece kavmi arasında ki risaleti  büyük tufan’a kadar 950 yıl sürmüşdür. Tarihi kayaklarda ömrü hakkında çeşitli nakiller söz konusudur bu nakillere aşağıda değineceğiz:

  1. Bazı tarihi nakillerde Nuh (a.s)’ın 2300 yıl yaşadığı nakledilmektedir. Bu nakle göre nübüvvet öncesi 850 yıl, nübüvvetin’den büyük tufan’a kadar 950 ve tufandan sonra 500 yıl yaşamıştır.[12]
  2. Başka bir tarihi nakilde ise 2500 yıl yaşadığı nakledilmiştir. Bu nakilde ise 850 yıl nübüvvet öncesi, 950 yıl halkın içinde Hakka davet, 200 yıl halkın hidayetinden ümitsiz olup büyük tufana kadar gemiyi yapması ve tufan sonrası 500 yıl.[13]

Elbetta bazı tarihi kaynaklarda ise bu süre farklı zaman dilimlerine ayrılmıştır:

850 yıl nübüvvet öncesi, 950 yıl nübüvvet ve Hakka davet, 700 yıl büyük tufan sonrası.[14]

  1. Diğer bir tarihi kaynakta ise Nuh (a.s)’ın ömrü 2450 yıl olarak geçmektedir.[15]
  2. Bazı kaynaklar ise Nuh (a.s)’ın ömrünü Kuran’ı Kerim’de geçen 950 yıl olarak kayda geçmişlerdir. Ayeti kerime’de geçen zaman diliminin sadece nübüvvet ve davet süresine değil bütün ömrüde dalalet ettiğine kanaat getirmişlerdir. Şöyle ki: Nuh (a.s.) nübüvvete eriştiğinde 480 yaşında idi ve 120 yıl boyunca insanları Hakka davet etti. Allah Teala ona gemi yapmasını emrettiğinde 600 yaşındaydı. Sonra büyük tufan yaşandı ve 350 yıl daha ömür sürdü.[16]
  3. Genel olarak tarihi kaynaklar Nuh (a.s)’ın ömrünü 1450 ile 2800 arasında zikretmişlerdir.[17]

Hz. Nuh (a.s)’ın Evlatları:

Tarih kitaplarında bu konuda var olan anektot  Nuh (a.s)’ın  500 yaşındayken üç çocuk sahibi olduğu yönündedir. İsimleri ise ‘Sam, Ham ve Yafs’ dır.[18]

Hz. Nuh (a.s)’ın Risalet süresi:

İdris (a.s)’dan sonra Allah Teala o dönemin insanlarına Hz. Nuh (a.s)’ı peygamber olarak seçmiştir. Şimdiki ismiyle Irak olan bölgede ikamet etmiştir. Dönemin insanları Hakka davetini geri çevirip onu yalanlamışlardır. Allah teala ise onlara azap göndererek büyük tufanda bütün bölgeyi su altında bırakmıştır. Hz. Nuh (a.s)’a inananlar Hazretin Allah Tealanın emriyle yapılan gemiye binerek kurtulmuşlardır.[19]

Kuran’ı Kerim Nuh (a.s)’ın risalet süresi hakkında şöyle buyurmaktadır:

«وَ لَقَدْ أَرْسَلْنا نُوحاً إِلى‏ قَوْمِهِ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلاَّ خَمْسِينَ عاماً فَأَخَذَهُمُ الطُّوفانُ وَ هُمْ ظالِمُونَ» “Andolsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı, sonunda haksızlık etmekte olan insanları Tûfân yakaladı.”[20]

Yukarıda zikredilen ayeti kerime ışığında Hz. Nuh (a.s) büyük tufandan önce 950 yıl boyunca halkı Hakka davet etmiştir. Bu süre zarfında o bölgede sadece Hz. Nuh (a.s) peygamberlik yapmaktaydı.[21] Ama İmam Sadık (a.s)’dan naklolan rivayette şöyle geçer: “Nuh gemiden indikten sonra 500 yıl yaşadı, daha sonra Cebrail (a.s) ona nazil oldu. Dediki: ‘Senin nübüvvetin son buldu ve ömrün tamam oldu’.”[22] Bu hadis ışığında Hz. Nuh (a.s)’ın nübüvvet süresinin 1450 yıl olduğunu söyleyebiliriz.[23]

Nuh (a.s)’a nazil olan kitap:

Rivayetlerde Nuh (a.s)’a nazil olan kitap hakkında özel bir ada yer verilmemiştir.

 Genel olarak «صحف نوح» ‘Nuh’un Sahifesi’ olarak yad edilmiştir.[24]

Büyük Tufan:

Kuran’ı Kerim’in önceki kavimlerin kıssasını zikretmesinde  hikmet ibret almamız ve terbiye olmamızdır. Bu hikmet ışığında gerekli olmayan noktalara değinmemiştir. Örneğin: Ashab-ı Kehf’in kıssasında Ashab-ı kehfin sayısı arasında ki ihtilafa değinmiş ançak kaç kişi olduklarını söylememiştir. Büyük tufanda ise tufanın bir bölgedemi yaşındığı yoksa bütün dünya için söz konusu olduğunu açıklamamıştır. Dolayısıyla bu konuda iki görüş söz konusudur.

İlk görüş: Bu tufanın bir bölgede gerçekleştiği bütün dünya için söz konusu olmadığı yönündedir.[25] Bu bağlamda bazı müfessirler bir bölgede gerçekleşme ihtimalini göz ardı etmemişlerdir. Zira «ارض» ‘yer’ kelimesi Kuran’ı kerimde büyük bir gölgeye itlak olacak şekilde mükerrer zikredilmiştir. Öyleki İsrailoğullarının kıssalarında şöyle geçmektedir:

 «وَ أَوْرَثْنَا الْقَوْمَ الَّذِينَ كانُوا يُسْتَضْعَفُونَ مَشارِقَ الْأَرْضِ وَ مَغارِبَهَاالَّتٖى بَارَكْنَا فٖيهَا» “Hor görülüp ezilmekte olan kavmi (İsrailoğullarını), toprağına bolluk ve bereket verdiğimiz yerin doğu ve batı taraflarına mirasçı kıldık.”[26]

Bu görüşe yöneltilen bir eleştiri söz konusudur. Eğer tufan bölgesel bir tufandıysa neden gemiye hayvanlar alınmıştır? Bu görüşü savunan müfessirler cevaben şöyle ifade etmişlerdir: ‘Hayvanların gemiye alınma sebebi o bölgeye has olan hayvanların türünün yok olmaması olabilir. Ayrıca tekrar bu bölgeye hayvanların taşınması o dönem şartlarında oldukca zor ve zahmetli bir olacağıda göz önünde bulundurulmalıdır. [27]

İkinci görüş: Büyük tufan’ın cihanşümul olduğu yönündedir. Dünyanın fiziki özellikleri göz önüne alındığında gerçekleşme ihtimali oldukca zayıftır.

Nuh’un gemisinin yapımı:

Hz. Nuh (a.s)’ın gemiyi nasıl yaptığı konusunda üzerinde çok uzun bir süre geçmiş olması hasebiyle yok fazla veri elimizde bulunmamaktadır.  Kuran’ı Kerim’in bir tarih kitabı olmadığı, insanların hidayeti ve terbiyeti için nazil olduğu için daha çok bu kıssanın ibretlik ve eğitici yönlerine değinmiştir. Kesin olan noktalar ise Hz. Nuh (a.s)’dan önce marangozluk zanaatının var olduğu yönündedir. Zira odundan şekil vermek ve istenilen işlerde kullanmak kolay olduğu için istifade edilmekteydi. Ama Nuh (a.s)’ın nübüvvete yetişmeden önce marangoz olup olmadığı hakkında kesin bir görüş bildirmek mümkün değildir. Elbette  ‘Mecme’ul-Beyan’ adlı tefsirin yazarı bazı nakillere istinat ederek Hz. Nuh (a.s)’ın marangoz olduğunu yazmaktadır.[28] Elbette yazar Nuh (a.s)’ın gemiyi yaparken muhaliflerin Onunla alay etmek için söyledikleri ‘Peygamberliği bıraktın marangoz mu oldun?’ sözünü naklederek Hz. Nuh (a.s)’ın halkın arasında marangozluk zanaatıyla tanınmamış olduğuna işaret etmektedir.[29] Lakin tarihi kaynaklarda ondan  gemi yapımı hakkında hiçbir verinin söz konusu olmadığı göz önüne alınırsa. Zahiren Nuh (a.s)’ı Allah teala’nın ilhamıyla gemiyi yapan ilk insan olduğunu söyleyebiliriz.[30]

Nuh’un gemisi’nin özelikleri:

Tarih, Hadis ve Tefsir kaynaklarında Hz. Nuh (a.s)’ın yaptığı geminin çeşitli özellikleri zikredilmiştir. Bazen bu anektotlar aklın kabul etmesi zor olmasının yanı sıra bazende birbirleriyle çelişmektedirler. Buna rağmen ayetler ve rivayetler ışığına genel olarak Nuh’un gemisinin sade bir gemi olmadığını söyleyebiliriz. Dönemin teknolojisi ve alt yapısı göz önünde bulundurulacak olursa kolay kolay böyle bir gemi yapmak mümkün değildi. Gerçek müminlerin dışında çift çift hayvanları barındıracak büyük bir gemiydi. İnsanların ve hayvanların uzun süre boyunca beslenmelerini sağlayacak erzağıda barındırmaktaydı. Böylesi kapasiteye sahip bir gemi o dönem için eşsizdi. İşte buyüzden nakillerde geminin büyüklüğüyle ilgili 1200 arşın boyu 600 arşın eni tabir geçmektedir.[31] Ayrıca nakillerde geminin yapımının ikiyüz yıl sürdüğü rivayet edilmiştir.[32] [33]

Nuh (a.s)’ın Kabri:

Masum İmalardan bizlere ulaşan birçok rivayette  Nuh (a.s)’ın kabrinin ‘Necef’ şehrinde İmam Ali (a.s)’ın kabrinin olduğu yerde olduğu bildirilmektedir. O dönemde ‘Necef’ kuru susuz bir çöldü ve Kufe şehrinin yakınındaydı.[34]

 

 

 

[1] Mukaddesi, Mutahhar bin. Tahir, El-bed’e ve et-Tarih, 3.c, 16.s, Bur seyid, mektebetu es-segafetu ed-diniyye.

[2] Taberi, Muhammed bin. Cerir, Tarih Taberi, Tercüme Farsi: EbulKasım Payende, 1.c, 174.s, tahran, Esatir, 5.bk, 1375.ş.

[3] Saduk, Muhammed bin Ali, İlel’ul-Şerai, 1.c, 28.s, kum, daveri, 1.bk, 1375.h.

[4] Aynısı.

[5] Aynısı.

[6] Kutbuddin Ravendi,  Seid bin Hebbetullah, Kısas’ul-Enbiya, Muhakkık ve musahhih: İrfaniyan Yezdi, Gulamrıza, 84.s, Merkezi pejuheşhayi islami, 1.bk, 1409.h.

[7] Aynısı, 28.s.

[8] Müracaat ediniz: Hz. Nuh (a.s)’ın bu adla anılma sebebi, 103998 nolu cevap.

[9] Firuz abadi, Muhammet bin yakup,1.c, 349.s, beyrut, dar’ul-kutub’ul-İlmiye, 1.bk, 1415.h.

[10] İbni menzur, Muhammed bin mukrim, lisan’ul-arap, 2.c, 628.s, beyrut, dar sadır, 3.bk, 1414.h.

[11] İlel’ul-Şerai, 1.c, 28.s.

[12] Kuleyni, Muhammed bin Yakup, Kafi, muhakkık ve musahhih: Gaffari, Ali ekber, Ahundi, Muhammed, 8.c, 284.s, tahran, dar’ul-kitab’ul-İslamiye, 4.bk, 1407.hicri.

[13] Şeyh Saduk, Emali, 512.s, beyrut, Eelemi, 5.bk, 1400.hicri.

[14] Şehy Saduk, Kemal’ud-din ve Temam’un-Nimet, Muhakkık ve musahhih: Gaffari, Ali ekber, 2.c, 523.s, tahran, dar’ul-kitab’ul-İslamiye, 2.bk, 1395.hicri.

[15] Aynısı.

[16] Tarih Taberi, tercüme farsi, 1.c, 117.s.

[17] Mesudi, Ali bin. Huseyn, İsbat’ul-Vesiyye, tercüme farsi: Necefi, Muhammed Cevat, 41.s, tahran, İslamiye, 2.bk, 1362.ş.

[18] Atnısı, 116.s.

[19] Deynuri, Ebu hanife, ahmet bin davut, Ahbar’ul-Teval, 1.s, menşurat er-rezi, 1368.ş.

[20] Ankebut/14.

[21] Kafi, 8.c, 115.s.

[22] Meclisi, Muhammet Bakır, Bihar’ul-Envar, 23.c, 33.s, beyrut, dar ihya-i et-teras’ul-arabi, 2.bk, 1403.h.

[23] Müracaat ediniz: Ulül-azm Peygamberlin nübüvvet dönemi, 45253.nolu cevap.

[24] Bihar’ul-Envar, 35.c, 22.s.

[25] Elbette bu Hz.Nuh (a.s)’ın risaletinin  cihanşümul oluşuyla celişmez.

[26] Araf/137.

[27] Müracaat ediniz: Nuh’un Tufanı, 36941.nolu cevap.

[28] Tabersi, Fazıl bin Hasan, Mecme’ul-Beyan fi tefsir’ul-Kuran, 4.c, 66.s, tahran, Nasırhüsro, 3.bk, 1372.ş.

[29] Aynısı, 5.c, 24.s.

[30] Müracaat edniz: Hz. Nuh (a.s) ve Marangozluk zanaatı, 4373.nolu cevap.

[31] Mekarim Şirazi, Nasır, tefsir numune, 9.c, 95.s, tahran, dar’ul kutub’ul-İslamiye, 1.bk, 1374.ş.

[32] Şeyh Saduk, Emali, 512.s.

[33] Müracaat ediniz: Nuh’un gemisinin özelikleri, 53810 .nolu cevap.

[34] Müracaat ediniz: Hz. Adem ve Nuh’un kabri Necef’te, 8427.nolu cevap.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar