Gelişmiş Arama
Ziyaret
20233
Güncellenme Tarihi: 2012/05/03
Soru Özeti
Tur dağının İsrail oğullarının başı üzerine kaldırılmasından ne kast edilmektedir?
Soru
Bakara Suresinin 63. ayetinde şöyle buyrulmaktadır: “Hani, (Tevrat ile amel edeceğinize dair) sizden sağlam bir söz almış, Tûr dağını da tepenize dikmiş ve “Sakınasınız diye, size verdiğimiz Kitab’ı sıkı tutun, onun içindekileri düşünün (gafil olmayın)” demiştik.” Bu ayet esasınca Tur dağının kaldırılması İsrail oğullarından söz alındıktan sonradır. Bu ayetin bilimsel gerçeklerden ne kadar uzak olduğunu açıklamaya gerek yoktur. Eğer Tur dağını kaldırmaktan maksat yaratılışın başında gerçekleşmişse, İsrail oğullarından söz alındıktan sonra bu cümleyi zikretmek Kur’an-ı yazan kişinin hezeyanından başka bir şeye delalet etmez. Bu ayet nasıl açıklanabilir?
Kısa Cevap

Kur’an’ın birkaç ayetinde “وَ رَفَعْنا فَوْقَكُمُ الطُّور” tabiri ve benzerleri İsrail oğulları hakkında beyan edilmiştir. Tefsir kitaplarında yazıldığına göre bu ayetler tarihsel bir gerçeğe işaret etmektedir ve Hz Musa zamanında İsrail oğullarının yüce Allah’ın buyruklarına muhalefet etmesi nedeniyle gerçekleşmiştir. Kadir olan yüce Allah Tur dağının bir bölümünü İsrail oğullarının başı üzerine getirmiştir. Milyonlarca yıldız, galaksi ve gök cisimleri kümelerini yaratan ve gökte belirli aralıklarla onların hareket etmesini sağlayan ilahi sonsuz kudret göz önünde bulundurulduğunda, Kur’an’da gerçekleştiği bildirilen böyle bir olayın imkânı ve vuku bulmuş olmasının akıl ve bilim açısından muhal olmadığı ve şaşkınlık taşımadığı belirtilmelidir. 

Ayrıntılı Cevap

Bakara Suresinin 63. ayetinde İsrail oğulları ile ilgili iki noktaya işaret edilmiştir:

1. İsrail oğullarından söz almak: Bazı maddeleri Kur’an-ı Mecit[1] ve Tevrat’ta beyan edilen bu söz şundan ibarettir: Rabbin birliği, tüm ilahi peygamberlere iman etmek, anneye, babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilik etmek, Allah yolunda sadaka vermek ve infak etmek, güzel söz söylemek, namaz kılmak, zekat vermek, kan akıtmaktan sakınmak ve … Maide suresi 12. ayetinde bu anlaşmaya sadık kaldıkları takdirde kendilerinin cennet ehli olacağına dair güvence verilmiştir.

2. Tur dağının İsrail oğulları başı üzerine kaldırılması: Tefsir kitaplarında belirtildiğine göre, Tur dağının İsrail oğullarının başı üzerine kaldırılması gerçek bir olay olup Hz Musa zamanında gerçekleşmiştir. Bu, yaratılışın başında gerçekleşmiş bir olay değildir. Kur’an-ı bazı ayetlerinde “وَ رَفَعْنا فَوْقَكُمُ الطُّور” tabiri ve benzerleri ile İsrail oğulları hakkında bu nokta ve hakikate işaret edildiği belirtilmelidir.[2] Tabersi, İbn. Zeyd’in sözünden şöyle nakletmektedir: Musa Tur dağından dönünce ve kendiyle Tevrat’ı getirince, kendi kavmine dinsel buyruklar ve helal ile haramı içeren bir semavi kitap getirdiğini ilan etti. Yüce Allah bu kitabı sizin hayat progmanız karar kılmıştır, onu alın ve hükümleri ile amel edin diye ilanda bulundu. Yahudiler zor yükümlülükler getirdiği bahanesi ile itaatsizlik ve inatçılığa başvurdular. Yüce Allah da melekleri Tur dağının bir bölümünü onların başının üzerine kaldırması için memur kıldı. Bu esnada Musa (a.s) şöyle dedi: Eğer söz verir, Allah’ın buyrukları ile amel eder ve itaatsizlik ve inatçılıktan el çekip tövbe ederseniz bu azap sizin üzerinizden kaldırılacaktır. Aksi takdirde hepiniz helak olacaksınız. Onlar teslim oldular ve Tevrat’ı kabul ettiler ve Allah için secdeye gittiler. Oysaki onlar her an dağın başları üzerine düşmesini bekliyordular, ama tövbenin bereketi ile en sonda bu ilahi azap kendilerinden uzaklaştırıldı.[3]  Bundan dolayı yukarıdaki ayet tarihte gerçekleşmiş olan Peygamberlerin buyruk ve sözlerine karşı itaatsizlik ve inatçılık sergileyenleri cezalandırmak babında yüce Allah’ın azamet ve kudretini göstermektedir. Milyonlarca yıldız, galaksi ve gök cisim kümelerini yaratan ve belirli aralıklarla ve çok hızlı bir şekilde onlara hareket etme kabiliyetini veren ilahi sonsuz kudret göz önünde bulundurulduğunda Kur’an’da bildirilen böyle bir şeyin imkânı ve gerçekliği akıl ve bilim açısından muhal değildir ve bunda hayret edilecek bir şey de bulunmamaktadır. Evet, normal bir bakış açısıyla bu olağanüstü bir olay olabilir, ama bu hadisenin de peygamberlerin diğer mucizeleri gibi (Hz İsa tarafından ölülerin diriltilmesi, Hz Salih (a.s) tarafından devenin dağın arasından çıkartılması) olağanüstü sayıldığını, ama Allah’ın izniyle herkesin önünde vuku bulduğunu ve gerçekleştiğini belirtmemiz gerekir. Burada şu noktanın belirtilmesi zorunludur: Tur dağının İsrail oğulları başı üzerine kaldırılmasının niteliğini betimleme bağlamında bir grup müfessir Allah’ın emri ile dağın yerinden söküldüğünü ve bir gölgelik gibi onların başı üzerinde durduğuna inanmaktadır.[4] Bu görüş şu ayetten iktibas edilmiştir: “Hani dağı sanki bir gölgelikmiş gibi onların üstüne kaldırmıştık da üzerlerine düşecek sanmışlardı. (Onlara:) “Size verdiğimiz Kitab’a sımsıkı sarılın ve onun içindekileri hatırlayın ki, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız” demiştik.”[5] Elbette bu hadisenin detayları hakkında başka ihtimaller de dile getirilmiştir; örneğin dağda şiddetli bir depremin olduğu, dağın büyük bir sarsıntı geçirdiği, dağın eteklerinde olan fertlerin onun yüksek kısımlarının gölgesini başlarının üzerinde gördükleri, her an onun kendi başları üzerine düşeceğini sanmaları, ama depremin ilahi lütuf sayesinde dindiği ve dağın kendi yerine oturduğu söylenmiştir.[6] Veya şu ihtimal de mevcuttur: Allah’ın emriyle dağın büyük bir parçası şiddetli bir deprem ve sarsıntıyla yerinden sökülmüş ve onların başı üzerinden geçmiş ve onlar bir anlığına onu kendi başları üzerinde görmüş ve onun kendi üzerlerine düşeceğini sanmışlardır.[7] Göründüğü kadarıyla dile getirilen bazı betimleme ve açıklamalar kendi muhataplarına bu ilahi mucizenin o kadar da hayret edilecek ve olağan üstü bir şey olmadığı ve insan aklının ölçülerince uyuştuğunu söyleme hedefini gütmektedir. Biz akli olarak muhal olmayan her konunun hiçbir açıklamaya gerek duymaksızın yüce Allah’ın kudret alanına gireceğini ve bir mucizenin detaylarını betimlemede sadece şer’i deliller veya akli kesin kriterlerden yararlanması gerektiğine inanıyoruz.

 


[1] Maide Suresi, 12. ayet.

[2] Bakara Suresi, 63, Nisa Suresi, 154, A’raf Suresi 171. ayet.

[3] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsiri Numune, c: 1, s: 294, Daru’l Kitabı İslamiye, Tahran, 1374 h.ş.

[4] Tabersi, Fazl bin Hasan, Mecmeu’l Beyan fi Tefsiri’l Kur’an, c: 4, s: 764, (A’raf suresi 171. ayetin bölümünde), İntişaratı Nasır Hosro, Tahran, 1372 h.ş.

[5] A’raf Suresi, 171. ayet.

[6] Reşit Rıza, Tefsiri El- Minar, konu olan ayetin bahsinde, Tefsiri Numune’den iktibas, c: 1, s: 294.

[7] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsiri Numune, c: 1, s: 294, Daru’l Kitabı İslamiye, Tahran, 1374 h.ş.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar