Gelişmiş Arama
Ziyaret
20404
Güncellenme Tarihi: 2011/04/11
Soru Özeti
Ölüm meleği her diri varlığın canını almaktadır mı?
Soru
Ölüm meleği her diri varlığın canını almaktadır mı?
Kısa Cevap

Hadislerin genel ifadesinden anlaşılan şu ki ölüm meleği (Azrail) canları alan ilahi araçların başındadır ve her canlı varlığın canını almaktadır.

Ancak önemli olan şunu bilmektir ki, bütün canlıların canını alan Allah'tır. Onun uyguladığı sünnet gereği bu iş belli araçlar vasıtasıyla gerçekleşir. Bu vasıta meleku'l-mevt olduğu gibi diğer vasıtalar da olabilir.

Ayrıntılı Cevap

Kur'an'da şu ayet yer almaktadır: "Allah canları ölüm zamanı alır."[1]

Yüce Allah bu ayette canları almak işini kendisine isnat etmiştir. Allah kelimesi "yetevvefa" sözcüğünden önce geldiği için bu bir çeşit sınırlamayı ifade eder. Yani canları almak yalnız Allah'ın işidir başkalarının değil.[2]

Ancak Kur'an'ın diğer ayetlerinden, Yüce Allah dünyanın işlerini bir takım melekler vasıtasıyla yönettiği anlaşılır. Nitekim Allah Naziat Suresinin beşinci ayetinde şöyle buyurur: "Yemin olsun işleri Allah'ın emriyle yöneten meleklere."

Bu yüzden meleklerden bir grup ve onların başında[3] meleku'l-mevt canları almakla görevlidirler.[4]

Kur'an bu konuda şöyle buyurmaktadır. "De ki, canınızı almakla görevli olan melek canınızı almaktadır. "[5] Ve yine buyuruyor ki: "Sizden birinizin ölüm zamanı gelince bizim melekler onun canını almaktadır."[6] Eğer bu iki ayeti birinci ayetle bir arada incelemeye kalkarsak şöyle bir sonuç ortaya çıkar: Canları almak işi asıl olarak Allah'a aittir, başkalarına değil. Onun izniyle Meleku'l-mevt bunu üstlenir ve diğer melekler de ölüm meleği Meleku'l-mevt'un yardımcıları olarak onun izniyle bu görevi üstlenirler.[7] Buna göre evrendeki bütün işler Allah'ın ve onun emrini icra eden meleklerin veya diğer varlıkların vasıtasıyladır.

Bir hadiste yer aldığına göre bir kimse İmam Sadık'tan: "Allah canları ölüm zamanı alır." buyurması ve diğer yandan "De ki, canınızı almakla görevli olan melek canınızı almaktadır. "[8] ve yine buyuruyor ki: "Sizden birinizin ölüm zamanı gelince bizim melekler onun canını almaktadır." Dünyada binlerce kişi bir anda ölmektedir, Ölüm meleği bir anda bunların hepsinin canını alması nasıl mümkündür?

İmam cevapta şöyle dedi: Yüce Allah Ölüm meleği için bir takım yardımcılar yaratmıştır. Ölüm meleği onların amiri sayılır. Onlardan her birini bir işle görevlendirir. Buna göre hem o ölüm meleği ruhları almaktadır hem de o melekler, Yüce Allah alınan ruhları Ölüm meleğinden almaktadır."[9]   Mülhit bir kişi Hz. Emirul-müminin Ali (a.s)'a gelerek Kur'an'da çelişki vardır dedi. Çünkü bir yerde Allah'ın insanların canlarını aldığını söylüyor ve diğer yerde meleku'l-mevtun bu işi yaptığını açıklıyor, başka bir yerde de meleklerden bir grubun bu görevi yaptığını söylüyor. İmam Ali (a.s) şöyle buyurdu: "Meleku'l-mevtun rahmet ve azap meleklerinden oluşan bir takım yardımcıları vardır. Onların işi meleku'l-mevtun işi sayılır ve yaptıkları işler meleku'l-mevta isnat edilir. Meleku'l-mevtun işi de Allah'ın işi sayılır. Çünkü Allah canları almaktadır. O vermek, esirgemek, mükafat ve azap etmeği de istediği kimsenin eliyle gerçekleştirir. Onun görevlilerinin işi Onun işi sayılır. Nitekim Kur'an şöyle buyurmaktadır: "Allah bir şeyi istemedikçe siz isteyemezsiniz.[10]"[11]

Başka bir ifade ile (genelde) meleku'mevt doğrudan canları almak yolunda bir girişimde bulunmaz. bunu yardımcıları vasıtasıyla gerçekleştirir. Bütün sebepler, gücünü Allah'tan aldığı ve Onun tedbiriyle hareket ettiği için her işi Allah'a isnat etmek mümkün olduğu gibi o işi diğer vasıtalara örneğin meleku'l-mevta ve onun yardımcılarına isnat etmek de mümkündür. Demek ki doğrudan bir işi yapan sebebe bir işi isnat etmenin yanı sıra, o işi aradaki vasıtalara ve son sebep ve yaratıcı olan Allah'a isnat etmek de mümkündür. Nitekim bir savaşta kazanılan zafer ve başarıyı hem askerlere hem de orta rütbeli komutanlara hem de baş komutana isnat etmek doğrudur.

Bu mukaddimeyi dikkate alarak sorunun cevabına geçelim:

İnsan dışındaki diğer canlıların ruhlarını kim alır?

Hz. Emiru'l-müminin Ali (a.s) bir hadiste şöyle diyor: "Şu kadarını bilmen yeter ki, dirilten ve öldüren Allah'tır. O canları istediği kimselerin eliyle alır. melekler olsun veya meleklerden başka yaratıkları vasıtasıyla olsun.[12]

Yani önemli olan şunu bilmektir ki Allah yaptığı her işi belli araçlar vasıtasıyla yapmaktadır. Bu vasıta meleku'l-mevt olduğu gibi başka bir vasıta da olabilir.

Evet başka bir rivayete göre Peygamber miraca çıktığında meleku'l-mevttan sordular ki: "Sen ölen ve ölecek olan her kesin canını alıyor musun?" O Evet… dedi. Bütün dünya ve Allah'ın bana musahhar ettiği her şey, benim yanımda elinde bir sikke olan ve onu istediği şekilde çevirebilen kimse gibidir. Ben dünyanın bütün evlerine günde beş defa uğruyorum. (Onların namazı zamanda kılıp kılmadıklarını öğrenmek için.)[13]  

Bu hadisin genel açıklaması meleku'l-mevtun insan olsun olmasın bütün canlı varlıkların canını aldığı ihtimalini güçlendirmektedir.

İlgili diğer dizinler:

1. Soru 1104 Dizin: Ömür ve meleklerin ölümü

2. Soru 96 Uyku ve insanın canın ölümü

3. Soru 849, Şeytan ve ölüm



[1]- Zümer, 42 "اللَّهُ یَتَوَفىَّ الْأَنفُسَ حِینَ مَوْتِهَا"

[2] Tabatabi, Muhammed Huseyin, Tefsir-i Mizan (tercüme) c. 17 s. 407

[3] Çünkü meleklerin varlık mertebeleri birbirlerinden farklıdırlar. Bu arada Azrail (meleku'l-mevt), canları almak için emri altında olan meleklerden daha yüksektir.

[4] Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Numune, c. 17 s. 140

[5] Secde, 11

[6] En'am, 61

[7] Tabatabi, Muhammed Hüseyin, Tefsir-i Mizan (tercüme) c. 17 s. 407

[8] Nehl, 32

[9] Şeyh Saduk, Menlayehzeruhu fakıh, c. 1 s. 136

[10] İnsan, 20; Tekvir, 29

[11] Meclisi, Biharu'l-envar, c. 6 h. 1 s. 140

[12] Ade Hadis 6 s. 143

[13] Ade Hadis 6 s. 141

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ölen ve cenazesi geç defnedilen bir ferdin ruhu nasıl bir duruma girer?
    31081 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Kur’an-ı Kerim’den istifade edildiği kadarıyla, Yüce Allah ölenlerin ruhunu özel bir âlemde korumaktadır ve geç defnedilme durumunda ruha bir zarar gemlememektedir; bununla birlikte rivayetlere göre, cenazenin çabuk defnedilmesi icap eder. ...
  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    6150 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Miraç nedir? Hz. Muhammed’in (s.a.a) dışında da bir peygamber miraca gitmiş midir?
    22418 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Miraç, Arapça’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir. Rivayet ve tefsirlerde ise Peygamberimizin (s.a.a) fiziki olarak Mekke’den Beytu’l-Mukaddes’e gitmesine, oradan göğe çıkmasına, sonrada tekrar Mekke’ye dönmesine miraç denmektedir. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Resulullah’ın (s.a.a) dışında herhangi bir peygamber miraca gitmemiştir; sadece Hz. Süleyman, Hz. İdris ve Hz. İsa ...
  • Şia ile sünninin evlenmesi caiz midir?
    47244 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/02/28
    Continue... ...
  • Şia Hz. Ali(a.s)'ın faziletlerini ispatlamada Ehl-i Sünnet'in mütevatir hadislerine dayanabilir mi?
    7463 Masumların Siresi 2011/06/21
    Tevatür yalan üzere anlaşmaları mümkün olmayan büyük bir kalabalığın bir konuyu nakletmelerine denir. Biz inanıyoruz ki Hz. Ali'nin faziletleri ve onun imameti hakkındaki nas tevatürle sabittir. Bunu Şia'nın hadis ve tarih kaynaklarının yanı sıra Ehl-i sünnetin kitaplarından ve sahabilerin hadislerini nakleden eserlerden istifade ediyoruz. Buna göre bizim bu konuyla ilgili ...
  • hangi sınıra kadar kocasına itaat etmelidir? Erkek onu yolculuğa mecbur edebilir mi?
    10470 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Hadevi Tahrani’nin belirtilen soru hakkındaki cevabının açıklaması şudur:Kadın cinsel doyum konusunda erkeğe itaat etmelidir ve erkek evden çıkmayı yasaklarsa bu durumda kendisi evden çıkamaz. Elbette evlilik hayatının farz ve haramlarla yetinmeyle sorundan yoksun olmasının imkânsız olduğuna dikkat edilmelidir. Ama ahlaka riayet etmek evliliğin pekişmesi ve tatlılığını ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    17497 هدیه 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
    8946 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/10/18
    Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8453 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • İslam’ın Tebliğ Yöntemi Nasıldı?
    12515 Masumların Siresi 2011/08/17
    Tebliğ mesaj iletmek anlamındadır. Tüm ilahî peygamberlerin ve özellikle de yüce İslam Peygamberinin misyonu insanları karanlıklardan nura yöneltmek olduğundan, İslam’da tebliğ Allah’ın mesajını kullarına ulaştıran bir vesile olarak çok önemlidir. İslam’da tebliğ yöntemleri sözlü, yazılı ve amelî olarak üç kısma ayrılabilir. Bu her üç kısmın da değişik türleri vardır. ...

En Çok Okunanlar