Gelişmiş Arama
Ziyaret
8309
Güncellenme Tarihi: 2010/02/06
Soru Özeti
İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı suları az olmasına rağmen Aşura günü nasıl gusül aldılar?
Soru
Tarih kitaplarında, İmam Hüseyin (a.s)'ın ashabıyla beraber sabah namazını kılıp ordusunu düzene koyduğu anlatıldıktan sonra şöyle denilmiştir: İmam (a.s), çadır kurulması emrini vermiş ve temizlik malzemeleri istemiş, onu bir kaba koymalarını emretmiş, sonra çadıra gitmiş, bedeninde ki istenmeyen tüyleri hamam otuyla gidermiştir.' Hatta devamında: 'Ashabından iki kişi İmam (a.s)'dan sonra çadıra çabuk girmek için biribiriyle yarışıyorlardı.' diye yazmaktalar
Bazıları İmam (a.s)'ın orada şehadet guslü aldığını söylüyorlar. Ancak şehadet guslü almak için hamam otuna gerek olmadığını biliyoruz.
Böyle bir temizliğin yapıldığına Abdurrahman b. Abdurabbih ile Bureyr b. Huzeyri'l Hemedani'nin arasında geçen şu konuşma delil olabilir: Bureyr, Abdurrahmanla şaka yapıyordu. Abdurrahman ona dedi ki: Şimdi şaka yapma zamanı değil. Bureyr dedi ki: Vallahi, kavmim gençlikte ve yaşlılıkta boş konuşmayı sevmediğimi bilir. Ama önümde olan ve müjde verildiğim şeyden dolayı mutluyum. Andolsun Allah'a bizimle cennet hurileri arasında ki uzaklık onların (Ömer b. Saad'ın ordusunun) kılıçlarını bizim üzerimize indirecekleri zamana kadardır.'
Her neyse, sebep o kadar önemli değil ve bu durum İmam (a.s) ve ashabını ilgilendiren bir şeydir. Ancak insanın kafasına takılan soru şudur: İmam Hüseyin (a.s)'ın matem meclislerinde anlatılan İmam (a.s)'ın çadırında yeterli miktarda suyun olmadığıdır. Bununla tarih kitaplarında yazılanlar biribirini tutmuyor. Bu tezat teşkil etmiyor mu? Ben bunu İbn-i Esir Cezri'nin (öl. 630 h.) eseri olan el-Kamil fi't Tarih, (c.3, s.418, Beyrut baskısı, 1987, Daru'l Kutubi'l İlmiye) kitabından aktardım.
Bu olayı anlatan diğer bazı kaynaklar da şunlardır:
-Makteli'l Hüseyin ve Vakidi'nin 'Tabakat' (c.5) adlı eseri
-Tarih-i Taberi (Muhammed b. Ceriri't Taberi, 224-310 h.k.), c.5, s.422 ve 423, ikinci baskı, Kahire, 1967, Daru'l Maarif
-el-Bidaye ve'n-Nihaye (İbn-i Kesir), c.11, s.534, birinci baskı, Dar-u Hicr, 1998
-Sire-i Ma'suman (Seyyid Muhsin Cebel Amuli), Ali Hücceti Kirmani'nin Farsça tercümesi, c.4, s.152, vs. kaynaklar
Bunlar, en azından Aşura sabahına kadar su sıkıntısı olmadığını, yeterli derecede su olduğunu bu yüzden en azından İmam (a.s) ve iki ashabının temizlik yaptığını gösteriyor. Eğer matem meclislerinde söylendiği gibi su sorunu yaşayacakları ihtimali vermiş olsalardı çocukların susuzluk çekmemesi için yanlarına bol miktarda su alırlardı.
Bu tezadı nasıl açıklayabilirsiniz?
Kısa Cevap

İmam Hüseyin (a.s)'ın Ehl-i Beyt'i ve ashabının susuzluğuna ait rivayetlerle İmam (a.s) ve ashabının Aşura sabahı gusül, abdest ve temizlik yaptıklarına dair olan rivayetler hakkında söylemek gerekir ki, İmam (a.s)'ın kafilesinin suya ulaşmaması için muhasaraya alındığı ve İmam Hüseyin (a.s)'ın şehadet anında susuz olduğu kesin olan bir şeydir. Tarih kitaplarında bunun dışında gelen şeyler kesin olmayıp senetlerinde tamamen sorun var ve güvenilmezdirler.

Rivayetlerin senetlerindeki sorunu bir tarafa bırakıp, tarihlerde yazılanların hepsini ele alacak olursak birkaç noktaya dikkat çekmek gerekir:

1-İmam (a.s) ve ashabı kesin olarak şehid olacaklarını biliyorlar ve kendilerini şehadete hazırlıyorlardı. Bu yüzden İmam (a.s) bu şehadetin en güzel şekilde gerçekleşmesini, en küçük ayrıntısının bile kutsiyet ve temizlik deryasında olmasını istiyordu. Gusül ise hem dış temizlik ve paklıktır, hem de iç ve manevi temizliğe zemine hazırlamaktadır. Ayrıca bilmek gerekir ki (bizim adetlerimizin aksine) gusül almak için çok su kullanmaya gerek yoktur. İnsan çok az suyla da gusül alabilir.

2- Zaman ilerledikçe hem hava ısınıyordu, hem de düşman, su konusunda ki muhasara ve zorluğunu artırıyordu. Buna göre diyebiliriz ki: İmam (a.s) gusül ve temizliğe emir verdiği zaman suya ulaşmak mümkündü. Ama düşmanın baskısı ve havanın sıcaklığı arttıkça öğlenden sonra büyük bir susuzluk baş gösterdi.

3-Gusül alınan su, içilemeyen su olabilirdi.

Bu yüzden iki gruba ait rivayetler kabul edilebilir rivayetler olabilirler.

Ayrıntılı Cevap

İmam Hüseyin (a.s) ve ashabının susuzluğu ve suya ulaşmalarının engellenmesi hakkında bize ulaşan rivayetler

şöyledir:

1-Hemen hemen bütün tarihi nakiller İmam (a.s)'ın şehadetinden yaklaşık üç gün önce suya ulaşmalarının engellendiğini yazıyor. İbn-i Ziyad, Ömer b. Saad'a Hüseyin b. Ali (a.s)'ın suya ulaşmasına engel olmasını emrini verdi.Ömer b. Saad'da Amr b. Haccac'ı beş yüz askerle su yolunu kapatmakla görevlendirdi. Rivayete göre bu engelleme İmam (a.s) ve ashabının şehadetinden üç gün önce başlamıştı.[1]

2-Şii[2] ve Sünni[3] tarih kitaplarına, Resulu-u Ekrem (s.a.a)[4] ve Masum İmamlar (a.s)'ın[5] rivayetlerine ve ziyaretnamelere[6] dayanarak İmam Hüseyin (a.s)'ın kesin olarak susuz şehid olduğunu söyleyebiliriz. Mütevatir rivayetler bunu götermektedir.

3-Bir çok nakillerde İmam (a.s)'ın, Ehl-i Beyt ve ashabının Aşura günü susuz oldukları açıkca yazılmıştır. Örneğin:

a) Hz. Ali Ekber şehid olurken babasına şöyle seslendiği rivayet edilir: 'Susuzluk beni öldürdü.'[7]

b) Hz. Abbas'ın, şehid olmadan önce su bulmak ve çocukların susuzluğunu gidermek için meydana gittiği yazılıdır.[8]

c) Hür b. Riyahi, Kufelilere şöyle hitap ediyordu: 'Fıratı, Hüseyin'e, kadınlara, çocuklara ve Ehl-i Beyt'ine yasakladınız; Yahudi, Hıristiyan ve Mecusi ondan su içiyor, domuz ve köpek susuzluğunu gideriyor, oysa Hüseyin'in ashabı ve Ehl-i Beyti susuzluktan baygınlık geçiriyorlar.'[9]

 

Ancak bazı rivayet ve tarih kitaplarında İmam (a.s) ve yaranının muhasara altına alındıkları süre içinde suya ulaşabildikleri de nakledilmiştir. Örneğin:

a) Muhasaranın Hz. Abbas tarafından yarılması: Bir çokları, su yasaklandıktan sonra susuzluk şiddetlenince İmam (a.s), Hz. Abbası bir grupla beraber su getirmeye yolladı. Onlar suyun yanına gelince Amr b. Haccac'ın askerleriyle çatışmaya girdiler. Bu çatışmanın sonucunda çoğu kaynaklar (genellikle Ehl-i Sünnet kaynakları) diyor ki, onlar çadırlara su götürmeyi başardılar.[10]

Fakat Ensabu'l Eşraf, bu olayı aktardıktan sonra şöyle diyor: 'Ömer-i Saad'ın ordusunun engellemesi sonucu onlar İmam'ın karargahına fazla miktarda su götüremedikleri söylenmektedir.'[11]

Mesiru'l Ahzan adlı kitapta da İmam (a.s)'ın ashabı su getirmeye gittiklerinde yanlızca Amr b. Haccac'ın onlara engel olduğunu yazıyor, başka da bir şey yazmıyor.[12]

b) Bazıları naklediyor ki, suya engel olunduktan sonra, İmam (a.s) çadırların arkasına gidip bir kaç yeri kazdı; kazdığı yerlerden su çıktı ve bütün ashabı ondan içip tulumlarını da doldurdular. Ömer Saad bunu duyunca onada engel oldu.[13]

c) İmam ve ashabının gusül ve temizlik yaptığını söyleyen rivayetler: Şeyh Saduk, İmam Sadık (a.s)'ın şöyle buyurduğunu rivayet eder: 'İmam Hüseyin (a.s) (galiba Aşura sabahı) ashabına buyurdu ki: 'Su için, bu sizin elinizdeki son sudur, abdest alın, elbiselerinizi yıkayın ki onlar sizin kefeniniz olacaktır.' Sonra sabah namazını onlarla beraber kıldı.'[14]

 

Yukarıda kısaca getirdiğimiz tarihi kaynaklardan şu sonuçları almaktayız:

1- Ömer Saad'ın ordusunun, İmam (a.s) ve ashabının şehadetinden üç gün önce onların suya ulaşmalarını engellemeye çalıştıkları kesindir. Bu da gösteriyor ki, İmam'ın ashabı şiddetli bir su sıkıntısı çekiyordu ve suya ulaşmak için muhasara süresince savaşmak zorunda kalıyorlardı.

2- Bütün Müslümanlar ve tarihçiler yakinen biliyorlar ki, sıbt-ı peygamber ve cennet gençlerinin efendisi İmam Hüseyin (a.s) susuz şehid oldu ve katı kalpli düşmanlardan hiç biri İmam'ın mübarek ömrünün son anlarında suya ulaşmasına izin vermediler.

3- Tarih kitaplarında gelen diğer rivayetler hakkında kesin bir görüş belirtilemez, zira ne tevatür haddine ulaşmışlar, ne de itina edilecek bir senetleri var. Çünkü ya ravileri arasında ki uzaklık fazladır, ya bazı ravilerin kim olduğu belli değil ya da belli olsa da güvenilir değiller.

Dolayısıyla ne kesin olarak iki-üç gün susuz kaldıklarını söyleyebiliriz, ne de İmam (a.s)'ın hareminde bol miktarda su bulunduğunu.

4- Rivayetlerin senetlerinde ki güvensizlikleri bir kenara bırakır ve tarihi nakillerin tümünü ele almak istersek bir kaç noktaya dikkat çekmemiz gerekir:

a) İmam ve ashabı şehid olacaklarına yakin etmiş ve kendilerini şehadete hazırlıyorlardı. Delil ve karineler de gösteriyor ki: 1) savaşın sonucu İmam ve ashabının şehid olmalarından başka bir şey olamayacaktı, 2) savaşın süresi doğal olarak uzun olamyacaktı, çünkü İmamın ashabının sayısı düşmana göre azdı. Binlerce kişinin yetmiş küsür insanı öldürmesi için fazla zamana ihtiyaç yoktu. Nitekim yaklaşık elli kişinin yani İmam (a.s)'ın ashabının yarısından çoğu Aşura sabahı yapılan ilk saldırıda şehid oldular.[15] Bu yüzden İmam (a.s) bu şehadetin zahiri ve batıni yönden en güzel şekilde gerçekleşmesini, en küçük ayrıntısının bile kutsiyet ve temizlik deryasında olmasını istiyordu. Gusül ise hem dış temizlik ve paklıktır, hem de iç ve manevi temizliğe zemine hazırlamaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki (bizim adetlerimizin aksine) gusül almak için çok su kullanmaya gerek yoktur. İnsan çok az suyla da gusül alabilir.

b) Unutmamak gerekir ki zaman geçtikçe hem düşmanın su konusunda ki[16] muhasara ve zorluğu artıyordu, hem de havanın sıcaklığı. Dolayısıyla İmam ve ashabının suya ulaşması da zorlaşıyordu. Şehadete geç ulaşan daha çok susuzluk çekiyordu. Şöyle bir şey de söyleyebiliriz: İmam (a.s), gusül, temizlik ve elbise yıkamaya emir verdiği zaman su temin etmek mümkündü. Düşmanın baskı ve sınırlaması ve hava sıcaklığı arttıkça öğlenden sonra İmam'ın kafilesi de daha şiddetli bir susuzlukla karşı karşıya kalıyordu.

c) Gusül için kullanılan suların içilemeyen su olma ihtimali de vardır.

 

Bütün bunları göz önüne alındığında rivayetlerde ki tezad bir ölçüye kadar giderilmektedir.



[1] -Tarih-i Taberi, c.5, s.409; el-Bidaye ve'n Nihaye, c.8, s.175; el-Ahbaru't Tival, s.255; Ensabu'l Eşraf, c.3, s.181; Ravzatu'l Vaizin, c.1, s.182; el-İrşad, c.2, s.86; bu manada Keşfu'l Gumme, c.2, s.47'de gelmiştir; A'lamu'l Vera, s.235; el-İmame ve's-Siyase, c.2, s.11'de de gelmiştir.

[2] -el-Luhuf, s.117; Biharu'l Envar, c.45, s.56

[3] -el-Bid'u ve't Tarih, c.6, s.11; el-Ahbaru't Tival, s.258

[4] -Biharu'l Envar, c.44, s.245

[5] -Kamilu'z Ziyarat, s.131; Vesailu'ş-Şia, c.3, s.282 ve c.5, s.278; Müstedrek-il Vesail, c.10, s.237 ve 239

[6] - Kamilu'z Ziyarat, s.151, 168 ve 131

[7] - Biharu'l Envar, c.45, s.43; el-Futuh, c.5, s.115

[8] - Biharu'l Envar, c.45, s.41

[9] - Biharu'l Envar, c.45, s.10; el-İrşad, c.2, s.100; A'lamu'l Vera, s.242; Tarih-i Taberi, c.5, s.428; el-Kamil, c.4, s.65

[10] -Tarih-i Taberi, c.5, s.412; el-Ahbaru't Tival, s.255; el-Futuh, c.5, s.6; Ensabu'l Eşraf, c.3, s.181; Biharu'l Envar, c.44, s.387 ve aynı manada el-İmame ve's-Siyase, c.2, s.11'de de gelmiştir.

[11] -Ensabu'l Eşraf, c.3, s.181

[12] -Mesiru'l Ehzan, s.71

[13] - Biharu'l Envar, c.44, s.387; el-Futuh, c.5, s.91

[14] - Şehy Saduk, el-Emali, s.150

[15] - Biharu'l Envar, c.45, s.12

[16] - Biharu'l Envar, c.44, s.388

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar