Gelişmiş Arama
Ziyaret
17060
Güncellenme Tarihi: 2012/05/19
Soru Özeti
Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
Soru
Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
Kısa Cevap

Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ulaşılamaz.

Ayrıntılı Cevap

Dini öğretilerde vurgulanan emirlerden bir tanesi de başkalarına hediye vermektir; elbette şu konuya da belirtmemiz gerekmektedir ki hediyenin dini metinlerdeki mefhumu maddi hediyeler dairesinden daha geniştir ve manevi hediyeleri de kapsar.

Peygamber Efendimizden (s.a.a) bu konu hakkında çok fazla rivayet nakledilmiştir ki onlardan bir kaçını zikredeceğiz:

 

1. Peygamber Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur:  “İnsanın Müslüman kardeşine yönelik şereflilik ve büyüklüğü, onun kendisine veren hediyeyi kabul etmesi ve yanında mevcut olan şeylerden ona hediye etmesidir. (Elbette) onun (hediye vermek) için kendisini zahmete düşürmemelidir.”sonra şöyle buyuruyor: "Ben bu konuda kendini meşakkate atanı sevmem.”[1]

Bu rivayette Peygamber Efendimiz (s.a.a) hediye vermeyi ve hediye almayı Müslüman bir kimsenin şerefliliğine delalet eden niteliklerden saymaktadır.  Rivayette işaret edilen bir diğer zarif nokta da hediye vermek meşakkat ve zahmete neden olmamalıdır. Dolayısıyla hediye seçerken mali gücünde göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Hediye bu özellik ve nitelikten yoksul olduğunda “hediye”, hediyenin kendisinde nazara alınan maksadın dışına çıkar ve faklı yere yani “tekellüfe” (kendini zora sokma) saplanmış olur.

2. İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Peygamber Efendimiz (s.a.a) hediyeleri kabul ederdi, ama sadaka almaktan kaçınırdı ve şöyle derdi: Birbirinizle hediyeleşin; zira hediye kırgınlıkları yok eder ve derin kin ve düşmanlıkları da ortadan kaldırır.”[2]

3. İmam Rıza (a.s) babaları ve ceddinin sözünden naklederek şöyle buyurmaktadır: “Peygamber efendimiz (s.a.a) hediyeyi severdi ve onun için hoşnut idi ve talep ediyordu ve onun karşılığında telafi etmek için hediye veriyordu.”[3]

4. Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Hediye üç çeşittir: Birincisi başkasının hediyesi karşılığında verilen hediye,  diğeri arabuluculuk hediyesi ve üçüncüsü Allah rızası için hediye.”[4]

5. Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Eğer bir inek veya koyun paçasını yemeye bile davet edilsem kabul ederim, eğer bana bir paça bile hediye edilse onu kabul ederim.”[5]

Peygamber efendimiz (s.a.a) inek veya koyun paçasını örnek olarak zikretmişlerdir ve maksat ise değeri az olan bir şeyi bile bana hediye etseler kabul ederim.

6. Peygamber Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Hediye tabaklarını geri döndürmede acele edin; zira (karşı taraf hediye verdiğinden dolayı pişman olmadan) yine size hediye getirmesine sebep olur.”[6]

7. İmam Rıza (a.s) ecdadı ve ceddi Allah Resulünden (s.a.a) şöyle rivayet etmektedir ki şöyle buyurdular: “Hediyeleşmek güzel şeydir; zira sorunların kilididir.”[7]

Hediye hakkında zikrettiğimiz rivayetlerden şu neticeler alınabilinmektedir; her ne kadar bu amel önemli bir yere sahip olmakta ve Allah Resulü de (s.a.a) teşvik etmektedir; ama onun için zikredilen adap, şart ve özelliklerine teveccüh edilmesi gereklidir; zira hediye verme ve almadaki asıl hedef ünsiyet, muhabbet oluşturmak ve dargınlıkların ortadan kalkması vb.. içindir.

 

 


[1] Tabersi, Ali bin Hasan, Mişkatu’l Envar”, Kitaphane-i Hayderiye, Necef, 1385 h.k, s: 219,

[2] a.g.e

[3] a.g.e

[4] Küleyni, Muhammed bin Yakup, “El- Kafi”, c: 5, s: 141

[5] Saduk, Muhammed bin Ali, “Men la Yehduru’l Fakih”, Kum: İntişaratı camiayi muderrisin, 1413 h.k, c: 3, s: 299,

[6] a.g.e, s: 300

[7] Saduk, Muhammed bin Ali, “Uyunu Ahbaru’r Rıza (a.s)”, İntişaratı cihan, 1378 h.k. c: 2, s: 74, hadis 342,

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar