Gelişmiş Arama
Ziyaret
8459
Güncellenme Tarihi: 2012/03/12
Soru Özeti
İmam Ali’nin (a.s) Allah’ın bazı hükümler hakkında sustuğunu belirtmesinin anlamı nedir? Ve neden onları bulmak için kendinizi zahmete atmayın diye buyurmuştur?
Soru
Nehcü’l-Belağa’daki özdeyişlerde şöyle buyrulmuştur: «إِنَّ اللَّهَ افْتَرَضَ عَلَیْکُمُ الْفَرَائِضَ، فَلاَ تُضَیِّعُوهَا؛ وَ حَدَّلَکُمْ حُدُوداً، فَلاَ تَعْتَدُوهَا؛ وَ نَهَاکُمْ عَنْ أَشْیَاءَ، فَلاَ تَنْتَهِکُوهَا؛ وَ سَکَتَ لَکُمْ عَنْ أَشْیَاءَ وَ لَمْ یَدَعْهَا نِسْیَاناً، فَلاَ تَتَکَلَّفُوهَا» Hakkında suskun kalınan bu son kısım hangi türdendir? Rivayetin bu bölümü, “her fiil ve her şartın bir hükmü vardır” sözüyle çelişmiyor mu?
Kısa Cevap

İmam Ali (a.s) bu sözünde, Yüce Allah’ın hüküm ve bilgi olarak belirttiği şeylerin tüm hakikatten ibaret olmadığını ve Allah’ın insanı kendisiyle yükümlü kılmadığı ve hakkında suskunluğu tercih ettiği başka şeylerin de olduğunu belirtmektedir. Ahiret için faydasız olan cüzi bilgilerle yükümlü olmak bu kabildendir; zira Yüce Allah unuttuğundan suskunluğu tercih etmemiştir. Çünkü Allah unutmaktan münezzehtir. Bu, söz konusu hususların insanın ahireti için faydasız olması ve onlarla uğraşmanın faydalı bilgileri terk etmeye sebep olması nedeniyledir. Bazı yerlerde suskun kalmadan kastin astronomi, hesap, hendese, şiir ve zarif teknik işler gibi mubah işler hakkında olması ve bunun insanlar için belirtilen hususlara önem vermemesi ve itina göstermemesinden kaynaklanmış olması muhtemeldir. Elbette birçok girift kelam ve felsefe veya hükümlerin felsefesi konusuna girmek, elbette bilgin ve uzmanlar dışında kalan halk kesimleri için istenen bir netice vermeyeceği gibi, inanç sapmasını bile peşinden getirebilir.

Ayrıntılı Cevap

İmam Ali (a.s) bu değerlendirmede şöyle buyurmuştur: “Allah size bazı şeyleri farz kılmıştır; sakın onları göz ardı etmeyin, sizin için bazı hadler belirlemiştir; onları aşmamalısınız, size bazı şeyleri yasaklamıştır; onların haramlığını aşmamalısınız ve bazı şeylerde suskunluğu seçmiştir ve bu unutmasından kaynaklanmamaktadır; o halde kendinizi zahmete atmayın.” Burada İmam Ali (a.s), dünyada Allah’ın insanları yükümlü kıldığı veya onlara yasak kıldığı hüküm ve hadler hakkında söz söylemektedir. Gerçekte İmam Ali (a.s) şunu söylemektedir: Bu ilahi farz, haram ve hadler hakikatin tümü değildir; bilakis Allah’ın sizi yükümlü kılmadığı ve suskun kaldığı başka şeyler de mevcuttur. Ahiret için faydasız olan cüzi bilgilerle yükümlü olmak bu kabildendir; zira Yüce Allah unuttuğundan suskunluğu tercih etmemiştir. Çünkü Allah unutmaktan münezzehtir. Bu, söz konusu hususların insanın ahireti için faydasız olması ve onlarla uğraşmanın faydalı bilgileri terk etmeye sebep olması nedeniyledir.[1] Bazıları da şöyle demektedir: Suskun kalmadan kasıt astronomi, hesap, hendese, şiir ve zarif teknik işler gibi mubah işler hakkında olabilir ve bunların terk edilmesi unutmadan kaynaklanmamıştır; bilakis bunun insanlar için belirtilen hususlara önem vermemesi ve itina göstermemesinden kaynaklanmış olması muhtemeldir.[2] Elbette birçok girift kelam ve felsefe veya hükümlerin felsefesi konusuna girmek, elbette bilgin ve uzmanlar dışında kalan halk kesimleri için istenen bir netice vermeyeceği gibi, inanç sapmasını bile peşinden getirebilir. Bundan dolayı İmam Ali’nin sözü şuna işaret etmektedir: Yüce Allah hidayet, saadet, manevi ve uhrevi tekâmül yolunda insanın gerek duyduğu her şeyi beyan etmiştir ve Kur’an-ı Kerim’de hidayet kitabı ve insanın programı ve hidayet gereklerini gidermeyi üstlenen bir kitaptır.[3] Ama bazı hususları belirtmemesi ve susması unutmaktan ve gafletten kaynaklanmamaktadır; zira Yüce Allah bundan münezzehtir. Bu, diğer hususları bizzat öğrenmeye koyulması için insanın yükümlülük, çalışma ve çabasına bırakmasından kaynaklanmaktadır. Kendinizi zahmete atmayın diye ifade edilen söz, ilmî veriler elde etme yolunda çalışma ve çaba göstermeyin anlamında değildir; aksine çabanızın çoğunu dünya işleri ve beyhude çalışmalara adamayın ve de yaratılışın hedefi olan manevi hususlara ihtimam göstermekten alıkoyacak şekilde dünya işlerine yönelmeyin anlamı taşımaktadır. İslam Peygamberi (s.a.a) ve imamların (a.s) öğretilerinin ilim elde etmeyi ve insanî bilgilere ulaşmayı teşvik ettiğini kim bilmemektedir![4] Teorik ve tecrübî ilimler ve de ekonomik, malî ve tarım eksenli çalışmalar da buna dâhildir.[5]      

 


[1] Behrani, İbn. Meysem, Şer-i Nehcü’l-Belağa, tercüme, Atayi, Muhammed Rıza, c. 8, s. 97, hikmet. 97, Bonyad-ı Pejuheşhaye İslamî Astan-ı Kudsi Rezevi, Meşhed, çap-ı yekom, 1385 ş.

[2] Nevab Lahici, Mirza Muhammed Bakır, Şerh-i Nehcü’l-Belağa, s. 301, Neşr-i Ahavan Kitapçi, Tahran, Bi Ta.

[3] Bkz: İndeks: Kur’an’ın Kapsamlılığı, 3723 (Site: 4760).

[4] "قَالَ النَّبِيُّ (ص) اطْلُبُوا الْعِلْمَ وَ لَوْ بِالصِّينِ فَإِنَّ طَلَبَ الْعِلْمِ فَرِيضَةٌ عَلَى كُلِّ مُسْلِمٍ"Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Çin de olsa ilmin peşinden gidin; zira ilim öğrenmek her Müslüman’a farzdır. Meclisi, Biharü’l-Envar, c. 1, s. 180, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, 1049 k.

[5] "اعْمَلْ لِدُنْيَاكَ كَأَنَّكَ تَعِيشُ أَبَداً وَ اعْمَلْ لآِخِرَتِكَ كَأَنَّكَ تَمُوتُ غَداً..."İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur: Dünyanız için her zaman diri kalacak gibi çalışınız. Hür Amuli, Vesailü’ş-Şia, c. 17, s. 76, Âlu’l-Beyt, Kum, 1409 k.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Gayri Müslüman Olan bir kimse bize “esselamu Aleykum” şeklinde Selam verse bizim ona karşı cevabımız nasıl olmalıdır?
    9463 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/07
    Dini öğretilerde çok dikkate alınmış ve kendisine çok tekit edilmiş olan konulardan birisi Müminlerin birbirine selam vermeleridir. Bu düsturdan istisna edilen bazı konular ve yerler var olmaktadır. Onlardan bir tanesi gayri Müslüman olan kimselere selam vermektir. Fıkıh kitaplarında Müslüman olmayanlara selam vermek mekruhtur denilmektedir: Kâfirlerin vermiş olduğu ...
  • Kur’an’da ‘Leyl’ (gece) kelimesi neden hep ‘Nehar’ (gündüz) kelimesinden önce gelmiştir?
    11620 Tefsir 2012/04/04
    Kur’an’da ‘gece’ kelimesinin ‘gündüz’ kelimesinden önce gelmesi konusunda müfessirlerin öne sürdüğü görüşlerin önemlileri şunlardır: 1- Bazılarına göre gecenin gündüzden önce gelmesinin nedeni Hak Teala’nın geceyi gündüzden önce yaratmasından dolayıdır.[1] 2- Bazılarına göre ‘gece’ kelimesinden sonra ve ‘gündüz’ kelimesinden önce gelen ...
  • Savunma hedeflerinin gerçekleşmesinde kadın ve kızların rolü nedir?
    7246 زن و حکومت اسلامی 2012/06/14
    Düşman karşısında savunma yapmak insan ve tüm diri varlıkların fıtri ve zati bir özelliğidir. İslam’ın hayat bahşedici mektebi de bunu değerli ve kutsal bir husus olarak değerlendirmiş ve takipçilerini buna çağırmıştır. Hatta savunma ve öncüllerini Müslümanlara farz kılmıştır. Bu, özel bir grubu özgü değildir. Kadın ve erkek ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8501 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • Sami kavimlerinden olmayıp Avrupa, Hindistan vs. kavimlerden de peygamber gelmiş midir?
    17280 Eski Kelam İlmi 2010/01/02
    İnsan sorumlu bir varlıktır. Bu sorumlulukların hangi sorumluluklar olduğunun bilinmesi için Allah tarafından peygamberlerin gönderilmesi gerekir. Yoksa sorumluluğun manası olmaz.  Kur'an-ı Kerim, çeşitli ayetlerde nerede ...
  • Ben bir miktar çeyizimi kendi maaşımla hazırlayabilir miyim? Kocam, buna muhaliftir ve tüm çeyizi ailen hazırlamalıdır ve ben razı değilim demektedir! Ben onun görüşünün aksine davranabilir miyim?
    6029 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaşınızın tasarruf hakkı kendi elinizdedir ve eşinizin rızası şart değildir.Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaş size aittir ve her türlü tasarruf sizin için caizdir.Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Herkesin kendi malında tasarruf ...
  • Garanık efsanesi nedir?
    11106 Tefsir 2011/04/11
    Garanık efsanesi, Kur'an ve Peygamber'in (s.a.a) mevkisini düşürmek için çalışan düşmanlar tarafından uydurulan bir efsanedir. Onlar şöyle demişlerdir: Peygamber (s.a.a) Mekke'de en-Necm suresini okurken müşriklerin putlarının isimlerinin anıldığı ayete yani: "أَ فَرَءَیْتُمُ اللَّاتَ وَ الْعُزَّى‏ وَ مَنَوةَ الثَّالِثَةَ الْأُخْرَى"
  • İslam’ın telepati hakkındaki görüşü nedir?
    77921 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/03/15
    Telepati deyimi Yunanca bir deyim olup,uzaklık anlamında tele ve duygu anlamında patus sözcüklerinden oluşmuştur. Telepati kendi duygu organlarından yararlanmadan esrarengiz bir şekilde başkalarının hislerini bilmesi veya duymasını ifade eder. Telepati yanlıları şöyle diyorlar: Normal insanlar için bile yüzlerce kilometre uzakta bulunan dost ve akrabalarının ölümü zamanında tevehhüm ...
  • Tekvini velayet nedir? Tekvini velayet ile Masum İmamlar arasındaki irtibat nedir?
    5763 ولایت، برترین عبادت 2019/02/20
    “Velayet” kelimesi arapça bir kavram olup kök anlam olarak sözlükte “birbirini takip etmek,bir şey diğerinin ardı sıra gelmek ,aralarında mesafe olmaksızın bir şeye yakın olmak” anlamındadır. Bu bağlamda sevgi, bağlılık, yardım, nusret, uyum, egemenlik, rehberlik ve sorumlu anlamlarında kullanılmıştır. “Tekvini velayet” ise varlık alemindeki mahlukat üzerinde egemenlik ...
  • Cebrail sadece vahiy esnasında mı Peygamber-i Ekrem’e nazil oluyordu yoksa sürekli Peygamberin yanında mıydı?
    9267 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Cebrail Peygamber-i Ekrem’e sadece vahiy indirme esnasında gelmekteydi; çünkü rivayetlerde mesela Peygamber-i Ekrem (s.a.a) filan işle meşgulken Cebrail kendisine nazil oldu diye ifade edilen birçok örnek mevcuttur. Bu, Cebrail’in her zaman Peygamberle birlikte olmadığını yansıtıyor. Eğer Cebrail sürekli Peygamberin yanında olsaydı, artık nüzulün bir anlamı kalmazdı; zira nüzul mertebenin ...

En Çok Okunanlar