Gelişmiş Arama
Ziyaret
7861
Güncellenme Tarihi: 2011/03/02
Soru Özeti
Eş, evlatlara karşı güzel davranmak onların bunu kötü kullanmalarına neden olmaz mı?
Soru
Eş, halk ve öğrencilere karşı güzel ahlak göstermek ve tümüyle şefkat ve bağışlama eksenli davranmak onların bunu kötü kullanmalarına ve insana dikkat etmemelerine neden olmaz mı? Esasen güzel ahlak ile heybet ve azamet nasıl bir araya getirilebilir?
Kısa Cevap

Evvela, yüce İslam dini eş, evlat ve öğrenci gibi tüm toplum fertlerine karşı güzel bir ahlak ve hoş bir tutum gösterilmesinin taraftarıdır. Bu yüzden Kur’an ayetleri ve masumların (a.s) rivayetlerinde güzel davranış emredilmiştir. İkinci olarak, Ehli Beytin (a.s) buyruklarına dikkat etmek suretiyle davranışta esas olan güzel ahlakın yanında, bu beğenilmiş amelin haddinden çıkmamasına da özen göstermek gerekir; yani başkalarının kötü istifade etmemesi için bu amelde mutedil olmak lazımdır. Başka bir ifadeyle ancak hakikat ve hak istemiyle birlikte olan güzel bir ahlak başkalarının kötü istifadesine engel olabilir. Elbette sertlik ve kötü ahlakın heybet ve azametten farklı olduğuna ve bu ikisinin birbirinden ayrı addedilmesi gerektiğine ve de son olarak sevgi ve güzel ahlakın sınırını tanımanın elzemliğine dikkat etmek gerekir.

Ayrıntılı Cevap

Ekonomi, siyaset, toplum ve halkla ilişkiler gibi tüm alanlarda mutedillik ve orta hallilik yüce İslam dininin özelliklerinden biridir. İnsanların çoğu güzel ahlak, iyi iletişim ve bugünkü tabirle sosyal olmayı insanın herkesi kendisine dost kılması olarak algılamaktadır. Örneğin bazı Hıristiyanlar kendi dinlerini sevgi sembolü olarak insanlara tanıtmakta ve kâmil insanın da sadece sevgi taşıyan kimse olduğunu iddia etmektedir. Bazı Hint mezhepleri de salt sevgi kaidesi taraftarlardır. Ama sadece sevgi ve güzel davranışın yeterli olmadığını söylemek gerekir. Ancak hakikat ve hak istemiyle birlikte olan bir sevgi başkalarının kötü istifadelerine engel olabilir. İslam sevgi dinidir. Kur’an-ı Mecid Peygamber-i Ekrem’i âlemlere rahmet olarak tanıtmaktadır.[1] Kur’an, inananlara insanlara karşı iyi davranmayı[2] ve cahil insanlar kendilerine hakaret ettiğinde önemsemeden kenarlarından geçmeyi buyurmaktadır.[3] Kur’an’ın buyurduğu sevgi; karşı tarafın meyline göre davranmamız ve bireyi temayüllerinde özgür bırakmamız veya onun temayüllerini onaylamamız ve imzalamamız değildir. Aksine İslam eş, evlat ve öğrencilere davranma gibi tüm hayat alanlarında sürekli hakka taraftar olmayı onaylamaktadır. Bazı rivayetlerde müminin sıfatları sayılmış ve şöyle buyrulmuştur: Düşmandan hakkı kabul etmek ama dosttan yanlışı kabul etmemek müminin özelliklerindendir.[4] İnsan eğer toplumsal davranışlarda böyle bir tutum takınırsa, hem İslam’ın beğendiği bir yöntemi kullanmış olur ve hem de başkalarının kötü istifadelerinin önünü almış olur; zira başkaları ya gerçek ve hak olan istek ve beklentiler taşırlar ki bu durumda onları kabul etmek gerekir ya da davranışlarıyla insanın ahlakından kötü istifade etmeyi amaçlar ve haksız istekler talebinde bulunurlar ki bu durumda da sizin hak istemli davranışınız karşısında bu isteklere ulaşamazlar. Örneğin biri sizin güzel ahlakınızdan istifade ederek size veya başkalarına saygısızlık ve de sizin veya başkalarının bir hakkını zayi etmek isterse, size en yakın bir fert olsa da onun karşısında durmanız gerekir. Artı; gerçek sevgi bireyin hayır ve kurtuluşunu barındıran sevgidir. Dirayet ve basiretten yoksun aşırı sevgi ve güzel davranış bireye düşmanlık da olabilir.[5] Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmaktadır: Evlatlarına yönelik iyilik ve sevgide haddi aşan kimseler en kötü babalardır.[6] Elbette bu husus insanın kendi kötü huylarına ve bazen kibirli davranışlarına bahane bulmasına neden olmamalı, aksine insan edebildiğince güzel davranmalı ve insanların isteklerini yerine getirmelidir. O halde genel olarak mutedillik hak istemli bir tutumla onaylanmaktadır. Eş ve evlatlar gibi insanın egemenliğinde olanlara karşı şefkatle davranılmasını emreden rivayetler mevcuttur.[7] Dördüncü imam (a.s) küçüklere nasıl davranılacağıyla ilgili şöyle buyuruyor: Öğrenme esnasında kendisine şefkat göstermek, bağışlamak ve hatalarını örtmek, tolerans göstermek ve yardım etmek küçüğün hakkıdır.[8] Her halükarda mutedilliğe riayet edilmelidir. Çok açık olduğu üzere her zaman ifrat ve tefritten arı orta yolu tespit etmek kolay bir iş değildir. Hatta bazen onu bulmak için örneklerini uzmanlara danışmak ve onların görüşlerinden istifade etmek gerekebilir.



[1] Enbiya, 107.

[2] Bakara, 83.

[3] Furkan, 63. orta yolu

[4] Meclisi, Muhammed Taki, Biharu’l-Envar, c. 64, s. 31.

[5] Bkn: Mutahari, Mürteza, Cazibe ve Dafie-i Ali, s. 10-13.

[6] Yakubi, Ahmed b. Ebi Yakub b. Cafer b. Veheb, Tarih-i Yakubi, c. 2, s. 320, Beyrut, Dar-i Sadra, Bita.

[7] Kuleyni, Muhammed b. Yakub, Kafi, c. 4, s. 11.

[8] " و اما حق الصغیر فرحمته و تثقیفه و تعلیمه و العفو عنه و الستر علیه و الرفق به و المعونة له "  Tuhafû’l-Ukul, c. 1, s. 270, İntişarat-i Camia Müderrisin-i Kum, 1404 h.k.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    16882 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...
  • Genetik düzeltmenin hükmü ve bu yöntemle dünyaya gelen çocuğun hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/11
    Genetik düzeltmeler yapmanın birçok çeşidi söz konusudur bu yüzden tabii olarak hükümleri de farklıdır.Ancak genel olarak söylemek gerekir ki genetik düzeltme karı kocanın (eşlerin) sperm ve yumurtalığı üzerinde yapılır ve maksat dünyaya gelecek çocuğun genler ve kalıtımla geçen hastalıklara karşı bağışıklık kazanması olursa ...
  • Niçin bizim mektepte imamlık makamı babadan oğla irsi olarak geçmektedir?
    8827 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    İmamet makamı masum olmak ve bol ilim gibi vasıflara sahip olan kişiye verilir. Bu vasıflara kimin sahip olduğunu yalnız Allah Teala bilir. Bu yüzden imamlar dünyaya gelmeden önce onların isimleri ve özellikleri Allah tarafından Peygambere bildirilmiştir. Ama imamlık veya peygamberlik makamının gereken liyakati taşıdığı için önceki peygamberin soyunda yer ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9935 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    10122 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...
  • Ailenin duyarsılığından dolayı tutumadığım oruçları kaza etmek zorunda mıyım?
    5608 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/14
    Hz. Ayetullahi’l-uzma Sistaninin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Eğer itminanla orucun vacip olmadığına inanarak oruç tutmamışsa (kefaret yoktur ve) kaza yeterlidir.Hz. Ayetullahi’l-uzma Mekarım-i Şirazinin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Namaz ve oruçları tedrici bir şekilde kaza ediniz. Kefaretin ile ilgili (niteliği hakkında) tevzihu’l-mesailimizdeki 1301-1402 numaralı meselelerdeki ...
  • Ağzı temizleyen maddelerin içinde genellikle az miktarda alkol bulunur. Bunun hükmü nedir?
    6519 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sarhoş edici[1] sıvılardan olup olmadığı belli olmayan alkoller temiz hükmündedirler. Onların karıştırıldığı sıvıların alınıp satılması ve kullanılmasının herhangi bir sakıncası yoktur.[2]
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27338 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • el-Muttali ve el-Mulakkan sıfatlar kemaliye mi yoksa veya cemaliye sıfatlardan mıdırlar?
    7183 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    İster Allah’ın lütfunu, ister kahrını vs. yansıtsın bir sıfatın Allah’ta olduğunu ispat eden bütün sübuti sıfatlar kelam ilminde cemal sıfatları diye bilinmekte ve varlık açısından aralarında herhangi bir fark yoktur. Soruda gelen el-Muttali (Telkin edici) ve el-Mulakkan (Bilen)’da bunlardandır. ...
  • Şia imamlarının Son Peygamber Hz. Muhammed dışında diğer peygamberlerden daha faziletli ve üstün oluşunun sebebi nedir?
    17757 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    Bizim dini öğretilerimizde geldiğine göre Hz. Muhammed dışında hiçbir peygamber, peygamberlik vasfı dışında imamlardan üstün değildir.Yine bazı hadislere göre ism-i azam 73 harften ibarettir ki önceki peygamberler bu harflerin hepsine vakıf değildiler. Örneğin Hz. İbrahim'e yalnız sekiz harf verilmiştir ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a)'e 72 harf verilmiştir ...

En Çok Okunanlar