Gelişmiş Arama
Ziyaret
11421
Güncellenme Tarihi: 2011/04/13
Soru Özeti
iffete ters olan amellerin hükmü nedir? Bu ameller zina haddine ulaşmazsa yine günah sayılıyor mu?
Soru
zina türünden olan eylemi açıklar mısınız? İffete aykırı olan ameller zina haddine ulaşmazsa yine günah sayılıyor mu?
Kısa Cevap

Zina türünden yapılan bu amel kuranı kerim açısından büyük günah sayılmaktadır. Allah u Teâlâ konuyla alakalı şöyle buyuruyor: Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur”.[1] Bu kısacık ayette üç noktaya işaret edilmiştir:

a)   Utanç verici bu çirkin amele yaklaşmayınız. İfade edilen bu tabirin derinliğinde bu çirkin amele yönelik tekit içerikli bir anlam var olmakla birlikte nazikçe şu noktaya işaret ediyor: zina gibi çirkin bir eyleme bulaşmak bazı mukaddimelere sahiptir. Bu mukaddimeler insanı tedrici olarak şu çirkin amele yakınlaştırıyor. Haram bakışlar ve göz zinası, hicapsızlık ve çıplaklık, fasit kitapları ve neşriyatları mütalaa yapmak, “bulanık filmlere” bakmak, fasit olan merkez ve kurumlarla irtibatlı olmak, namahrem olan bir kimseyle tek başına kalma, (yani erke ile namahrem bir kadınla tek başın halvet olan bir yerde birlikte kalmak), gençlerin evliliğe sırt çevirerek evlenmemeleri, oğlan ve kızın tarafları bu konuda evlilik için her hangi bir gerekçe olmaksızın gösterdikleri zorluklar gibi bu amiller insanı zina gibi çirkin olan bir eyleme yakınlaştırıyor. Bunlardan her birisi bu çirkin eylemin gerçekleşmesi için birer mukaddimesi sayılmaktadır. Kuranı kerimde kısacık bir cümleyle bütün bunlar haram kılınmıştır. Elbette rivayetlerde her birisi tek başına konu edilmiş ve bu bağlamda incelemektedir.

b)   “innehu kane fahişeten” “gerçekten bu eylem çirkindir” cümlesi üç tekit içermektedir. İnne adatı, mazi fiilinden yararlanması ve fahişe kelimesini getirilmesi; bu üç kelimenin zikredilmesi üç tekit anlamındadır. Bu üç tekidin bir cümlede bir eyleme yönelik getirilmesi o eylemin ne kadar büyük bir günahın olduğunu aşikar etmektedir.

c)   Zinanın çirkin bir yol olduğu anlamını veren “Sa’e sebila” cümlesi, şu noktaya işaret etmektedir ki, bu çirkin iş yapılırsa camiada daha farklı fesatlara götürecektir.[2]  

Her halükarda nikâhı kıyılmamış gayri şer’i olan bir hanımla cinsel ilişkide bulunmak şeklindeki bir eyleme zina denilmektedir. Bu eylem kuranı kerim anlayışına göre haram ve günahtır. Hakeza bu eyleme vardıran yukarıdaki mukaddimeler konumunda olup tedrici olarak insanı zinaya yaklaştıran şeylerin hepsi haramdır. Zina ile zina haddine ulaşmayan diğer şeyler (mukaddimer) arasında var olan tek bir fark var olmaktadır. Oda şudur: zina gibi çirkin bir eylemde bulunana yargı sistemi ve şarii hâkim tarafından Allah u Teâlâ tarafından kuranı kerimde belirtilen ceza[3] uygulanılacaktır. Ama zina merhalesine ulaşmayan iffet ve ahlaka aykırı olan diğer eylemler namahrem erkek ve kadın tarafından gerçekleştirilirse her ne kadar günah olma bakımından zinadan farklı değildir ise de zina için belirtilmiş olan ceza uygulanılmıyor. Ancak yargı gücü ve şerii hâkim bu günahların şiddet ve zaafına göre tazir ve caydırıcı cazalar uygulayabilir.  



[1]  İsra, 32; Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur”; zinanın haram oluşu bağlamında aşağıdaki ayetlere bakınız:, Furkan, 68 – 69; araf; 33; enam, 151; KULAEYNİ, Yakup, tercüme: MUSTEFEVİ, Seyit CEVAT, “usulu’l-kafi”, intişarati vefa, 1382, c. 3, s. 391; HUR AMULİ, “vesailu’ş - Şia”, c. 28, kitabulhudud; NECEFİ, Muhammed Hasan “cevahiru’l - kelam”, Lübnan: darul – ihyaut – turasul – Arabi, 1981, c. 41, s. 258 - 260.   

[2] Tefsiri numune”, c. 12, 103.

[3] Nur, 2, “Ezzaniyetu vez zani feclidu kulle vahidin minhuma miete celdeh, ve la te'huzkum bi hima ra'fetun fi dinillahi in kuntum tu'minune billahi vel yevmil ahir, velyeşhed azabehuma taifetum minel mu'minîn = “Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini(nin koymuş olduğu hükmü uygulama) konusunda onlara acıyacağınız tutmasın. Mü’minlerden bir topluluk da onların cezalandırılmasına şahit olsun”.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ölen ve cenazesi geç defnedilen bir ferdin ruhu nasıl bir duruma girer?
    31081 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Kur’an-ı Kerim’den istifade edildiği kadarıyla, Yüce Allah ölenlerin ruhunu özel bir âlemde korumaktadır ve geç defnedilme durumunda ruha bir zarar gemlememektedir; bununla birlikte rivayetlere göre, cenazenin çabuk defnedilmesi icap eder. ...
  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    6150 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Miraç nedir? Hz. Muhammed’in (s.a.a) dışında da bir peygamber miraca gitmiş midir?
    22418 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Miraç, Arapça’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir. Rivayet ve tefsirlerde ise Peygamberimizin (s.a.a) fiziki olarak Mekke’den Beytu’l-Mukaddes’e gitmesine, oradan göğe çıkmasına, sonrada tekrar Mekke’ye dönmesine miraç denmektedir. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Resulullah’ın (s.a.a) dışında herhangi bir peygamber miraca gitmemiştir; sadece Hz. Süleyman, Hz. İdris ve Hz. İsa ...
  • Şia ile sünninin evlenmesi caiz midir?
    47244 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/02/28
    Continue... ...
  • Şia Hz. Ali(a.s)'ın faziletlerini ispatlamada Ehl-i Sünnet'in mütevatir hadislerine dayanabilir mi?
    7463 Masumların Siresi 2011/06/21
    Tevatür yalan üzere anlaşmaları mümkün olmayan büyük bir kalabalığın bir konuyu nakletmelerine denir. Biz inanıyoruz ki Hz. Ali'nin faziletleri ve onun imameti hakkındaki nas tevatürle sabittir. Bunu Şia'nın hadis ve tarih kaynaklarının yanı sıra Ehl-i sünnetin kitaplarından ve sahabilerin hadislerini nakleden eserlerden istifade ediyoruz. Buna göre bizim bu konuyla ilgili ...
  • hangi sınıra kadar kocasına itaat etmelidir? Erkek onu yolculuğa mecbur edebilir mi?
    10470 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Hadevi Tahrani’nin belirtilen soru hakkındaki cevabının açıklaması şudur:Kadın cinsel doyum konusunda erkeğe itaat etmelidir ve erkek evden çıkmayı yasaklarsa bu durumda kendisi evden çıkamaz. Elbette evlilik hayatının farz ve haramlarla yetinmeyle sorundan yoksun olmasının imkânsız olduğuna dikkat edilmelidir. Ama ahlaka riayet etmek evliliğin pekişmesi ve tatlılığını ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    17497 هدیه 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
    8946 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/10/18
    Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8453 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • İslam’ın Tebliğ Yöntemi Nasıldı?
    12515 Masumların Siresi 2011/08/17
    Tebliğ mesaj iletmek anlamındadır. Tüm ilahî peygamberlerin ve özellikle de yüce İslam Peygamberinin misyonu insanları karanlıklardan nura yöneltmek olduğundan, İslam’da tebliğ Allah’ın mesajını kullarına ulaştıran bir vesile olarak çok önemlidir. İslam’da tebliğ yöntemleri sözlü, yazılı ve amelî olarak üç kısma ayrılabilir. Bu her üç kısmın da değişik türleri vardır. ...

En Çok Okunanlar