Gelişmiş Arama
Ziyaret
8016
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
Kur’an’da Allah’ı ispat etmek için kesin bir delil öne sürülmüş müdür?
Soru
Kur’an’da Allah’ı ispat etmek için kesin bir delil öne sürülmüş müdür? Düzen, ahlak ve estetik burhanlarının kesin olmadığını biliyoruz.

Kısa Cevap

İnsanın temel kaygılarından ve aynı şekilde dinlerin temel ve önemli konularından birisi, tanrının varlığı meselesidir. Kur’an’da Allah’ı ispat etmek için birçok kesin delil mevcuttur. İmkân ve zorunluluk burhanı, imtina burhanı, doğrular burhanı ve hareket burhanı bu burhanlardır. Doğrular burhanı ile hareket burhanı ayrıntılı cevapta belirtilecektir. Düzen burhanı ve onun ile ilgili bazı eleştiriler hakkında 198. soruya (site: 996) müracaat edebilirisiniz.

Ayrıntılı Cevap

İnsanın temel kaygılarından ve aynı şekilde dinlerin temel ve önemli konularından birisi, tanrının varlığı meselesidir. Tanrının varlığını ispat etme ve ispat etmeme hakkında değişik görüşler vardır ve biz imkan dahilinde onlara işaret edeceğiz. Bazı filozof ve mütekellimler tanrının varlığını apaçık görmekte, delile muhtaç bilmemekte ve deyim yerindeyse fıtrî bilmektedir. Müslüman filozof ve mütekellimler kendi inançları için Kur’an ve masumların rivayetlerine atıfta bulunmaktadırlar. Kur’an bu hususta şöyle buyuruyor: “Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var”?[1] Müminlerin önderi Ali (a.s) şöyle buyuruyor: Ey Allahım sen kalpleri sevgin ve muhabbetin ve akılları da marifetinle yoğurmuşsun.”[2] Bu hususta başka ayet ve rivayetler de mevcuttur. Bu esasla Müslüman düşünürler bu ayet ve rivayetlerden tanrının varlığının her şeyden daha bedihi olduğu neticesini almışlardır. Batı dünyasında da “Plantinga” gibi bazı düşünürler tanrının bedihi bir olgu olduğu ve her bedihi olgu gibi bir apaçıklık taşıdığı görüşündedirler.[3]

Burhanın Tanımı:

Burhan, işlerin hakkaniyetini kati ve kesin bilgiyle ispat eden şeye denir. Bu kelime, etimoloji uzmanlarının kökeni hakkında değişik görüşlere sahip olduğu Arapça bir kavramdır. Ama bu kelimenin “bere ve yebreu” mastarından olup beyaz olma anlamında olması ve ondan sonra ipham taşımayan söz veya kendisinde bir gizliliğin olmadığı açık bir şey için kullanıldığı ve hüccet, açık beyan ve kati delil manasına geldiği uzak bir ihtimal değildir.[4] Kur’an mantığında burhan, bir şeyin hakkaniyetini kesin bilgiyle ispat eden ve hiçbir kuşkuya mahal vermeyen açık ve net şeylere denir.[5] Bu tanımı esas alarak şöyle söylemek gerekir:

Tanrının Varlığını İspat Etme Yolları

Tanrının varlığını ispat etmek için üç genel yol ve değişik burhan öne sürülmüştür:

1. Ruhî, fıtrî veya kalbî yol;

2. Bilimsel ve felsefî addedilen yol;

3. Felsefî yol.[6]

Ruhî, Fıtrî Veya Kalbî Yol: Bu, insan varlığı yoluyla tanrının ispat edildiği yoldur; yani herkesin fıtratında bir his ve eğilimin olması ve bu his ve eğilimin insanı kendiliğinden Allah’a çekmesidir. Bu delil, bazı ayet ve rivayetlerde açıkça belirtilmiştir. Zikredilen ayet ve rivayetler bu kabildendir.[7]

Bilimsel Ve Felsefî Addedilen Yol: Bu yol, yaratıkların düzenini ve onların yönlendirilmesini öğrenme aracılığıyla Allah’ı tanıma yoludur. Bu yol kendi içinde daha cüzî yollara da ayrılabilir ve bunlardan birisi varlıklardaki düzen veya düzen burhanıdır.[8] Düzen burhanı, tanrının varlığını ispat etmek için öne sürülen en yaygın burhanlardan biridir. Kur’an-ı Kerim düzen burhanına çok vurguda bulunmaktadır.[9] Kur’an-ı Kerim’de Allah’ı ispat etme hakkında birçok kesin ve kati delil mevcuttur. İmkân ve zorunluluk burhanı, imtina burhanı, doğrular burhanı ve hareket burhanı bu burhanlardır. Doğrular burhanı ile hareket burhanına burada işaret edeceğiz. Diğer burhanlar içinse bu husustaki detaylı kitaplara müracaat edilmesini tavsiye ediyoruz.

Doğruların (Sıddıkin) Burhanı:

Bilgelerin yolu en doğru ve en sağlam yol olduğundan bu burhana doğruların burhanı dendiği söylenmiştir. Sözlükte (Arapça) ise kendisinden doğrunun çok duyulduğu, söylem ve inancında doğru olan ve fiilinin sözünü tasdik ettiği kimseye sıddık denmektedir.[10] Kur’an’da işaret edilen burhanlardan birisi de doğruların burhanıdır. Örneğin Kur’an şöyle buyurmaktadır: “Allah, melekler ve ilim sahipleri, ondan başka ilâh olmadığına adaletle şahitlik ettiler. O’ndan başka ilâh yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”[11] Kur’an ve rivayetlerden alınan ilhamla şekillenen bu delilin esası, yaratıkları inceleme ve düşünme yerine Yüce Allah’ın münezzeh zatını düşünerek O’nun varlığına ermeyi hedefler. “Ey zatıyla zatına delalet eden kimse.”[12] Doğrular burhanı biraz girift olmakla birlikte zarif ve ruhu geliştiricidir. Doğrular burhanı, Hak Teala’yı ispat etmek için Hakk’ın zatından yola çıkıp Hakk’ın zatını kanıtlayan bir burhandır[13]; zira gerçekte Yüce Allah, yaratıkları ve eserlerinin kendisine delalet etmesi ve kendisini aşikar kılmasından daha üstün ve aşikardır. O; varlık bahşeden, eşyayı yetiden eyleme ve yokluk zulmetinden varlık nuruna geçirendir. O halde O, varlık ve zuhurda her şeyden daha öncedir. O kendi zatının ve her şeyin burhanıdır.[14] Bu burhan İbn. Sina, Şeyh İşrak, Molla Sadra ve Allame Tabatabai tarafından değişik şekillerde ifade edilmiştir. Burada iki ifade tarzı belirtilecektir:

Molla Sadra varlığın asilliği, yalınlık, varlığın değişken birliği ve zatıyla müstağni olan ve başkasına bağımlı olan varlık diye varlığı ayırma temelinde, varlığın değişken mertebeleri silsilesinde kendisinden daha kâmil ve ergin bir mertebenin olmadığı bir mertebenin olduğunu ispatlar. Bu mertebe zatında müstağni olan, kendisinde hiçbir ihtiyaç ve eksikliğin olmadığı ve zatıyla kaim olan bir varlıktır.[15] Kendisi bunu yukarıdaki ayet-i şerifenin altında ifade etmiştir.[16]

Allame Tabatabai’nin Fussilet suresinin elli üçüncü ayetini açıklarken ifade ettiği takrir ise şudur: Yüce Allah her şey için gözlemlenecektir. Çünkü her varlık her açıdan O’na muhtaç ve bağımlıdır. Her varlığı ayakta tutan ve ona galip olan O’dur. O halde bazıları O’nu tanımadan gafil olsalar bile O her şey tarafından bilinmekte ve tanınmaktadır.[17] Kur’an ayetlerinde bu burhana işaret edilmiştir. Fussilet suresi elli üçüncü ayet, Âli İmran suresi on sekizinci ayet, Buruc suresi yirminci ayet, Hadid suresi üçüncü ayet ve Nur suresi otuz beşinci ayet ilgili ayetlerdir.

Hareket Burhanı:

Molla Sadra, Enam suresinin yetmiş yedi ila yetmiş dokuzuncu ayetleri gibi Kur’an’dan bazı ayetleri açıkça bu burhana uyarlayan ilk kimsedir.[18] Yüce Allah şöyle buyuruyor: “İşte böylece İbrahim’e göklerdeki ve yerdeki hükümranlığı ve nizamı gösteriyorduk ki kesin ilme erenlerden olsun. Üzerine gece karanlığı basınca, bir yıldız gördü. “İşte Rabbim!” dedi. Yıldız batınca da, “Ben öyle batanları sevmem” dedi. Ay’ı doğarken görünce de, “İşte Rabbim!” dedi. Ay da batınca, “Andolsun ki, Rabbim bana doğru yolu göstermezse, mutlaka ben de sapıklardan olurum” dedi. Güneşi doğarken görünce de, “İşte benim Rabbim! Bu daha büyük” dedi. O da batınca (kavmine dönüp), “Ey kavmim! Ben sizin Allah’a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım” dedi. “Ben, hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben, Allah’a ortak koşanlardan değilim.” Varlıkların değişmesi ve hareketi, onların hadis olduklarının açık delilidir. Onların yokluktan meydana geldiklerini ifade eden hadis oluşları da kendilerini yaratan bir yaratıcının varlığına delil sayılmaktadır. Başka bir deyişle, varlık âleminde hareketin kökeninin incelenmesiyle Allah’ın varlığını ispat eder bu delil.[19] Burhanın genel ifade ediliş tarzı şöyledir: Varlık âlemindeki mevcut hareketler var olmak için bir özneye ihtiyaç duyar ve bu ihtiyaç bir hareket bulunduğu müddetçe devam eder. Hareketin öznesi de eğer hareketli olursa, o da bir hareket ettiriciye ihtiyaç duyar. En sonda devrin ve teselsülün imkânsız olması esasınca ilk hareket ettirici olarak adlandırılan hareketsiz olan bir hareket ettiriciye ulaşmalıyız.[20] Bu yorum uyarınca, yukarıdaki ayet-i şerifedeki gündüz ve gecenin değişimi ve günün geceye ve gecenin de gündüze intikal etmesi ve de güneşin doğuş ve batışı, varlık âleminde hareketin delilidir. Bu, hiçbir hareket ettiriciye ihtiyaç duymayan bir özneye muhtaçtır. Bu da Yüce Allah’tır. Bu nedenle, bilimsel ve felsefî nitelikli bir burhan olan düzen burhanı dışında, Kur’an-ı Kerim’de başka burhanlar da zikredilmiştir.[21]

İlgili başlıklar:

1. Teselsül Burhanı Ve Allah’ın İspatı, 2223. Soru (site: 2326).

2. Allah’ı Tanımanın İmkânı, 98. Soru (site: 889).



[1] İbrahim, 10.

[2] Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 95, s. 403.

[3] Muhammed Rızayi, Muhammed, el-İlahiyat-ı Felsefî, s. 178 – 179, İntişarat-ı Defter-i Tebliğat-ı İslamî Hovze-i İlmiye-i Kum, çap-ı Kuds, çap-ı evvel, 1383.

[4] Merkez-i Ferheng Ve Maarif-i Kur’an, Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 502 ve 503, Merkez-i Çap Ve Neşr-i Defter-i Tebliğat-ı İslamî Kum, çap-ı dovvom, 1386.

[5] Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 505.

[6] Mutahhar, Mürteza, Tevhid, s. 15.

[7] el-İlahiyat-ı Felsefî, s. 181.

[8] el-İlahiyat-ı Felsefî, s. 181; Tevhid, s. 34.

[9] Bakara, 164; Düzen burhanı hakkında 198. Soruya (site: 998) müracaat ediniz.  

[10] Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 534.

[11] Âli İmran, 18; Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 534.

[12] Biharu’l-Envar, c. 84, s. 339.

[13] el-İlahiyat-ı Felsefî, s. 239; Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 534.

[14] Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 534.

[15] a.g.e. s. 536.

[16] a.g.e.

[17] a.g.e. s. 537, be nakl ez el-Mizan, c. 17, s. 405.

[18] Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 532.

[19] a.g.e. s. 531.

[20] a.g.e.

[21] Allah’ı ispat eden burhanlar hakkında bilgi edinmek için Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c. 5, s. 517 – 548’e müracaat ediniz.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Sol ayakla tuvalete girmenin müshehap olmasının sebebi nedir?
    30181 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/13
    İslam’da, tuvalete gireceğiniz zaman sol ayakla giriniz ve çıkacağınız zaman, sağ ayakla çıkınız tavsiyesi müstehap şeklinde yapılmıştır. İslam hükümlerinin tamamının hikmet ya da hikmetler taşıması hasabiyle, - her ne kadar bunların tamamı bizim için açıklığa kavuşmuş olmuş olmasa da – sol ayakla tuvalete girin şekildeki istihbabi tavsiyesi de ...
  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    23385 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • İnsanın kendi zihninde küfür etmesi günah mıdır?
    40283 Teorik Ahlak 2019/09/29
    İnsanın işlediği günahlar bazen zihin dünyamızın dışında dış alemde gerçekleşir. Örneğin: yalan, gıybet, iftira,... bazen ise zihin dünyamızda ve kalbimizde vuku bulur. Örneğin: insanın hakkı gizlemesi, şirk, riya,... insanın iç dünyasında işlediği günahların dışa vuran sonuçları ve etkileri olsada bu etkiler ve sonuçlar günahın kendisi değildir.
  • Eğer işe acil ihtiyacımız varsa ve iş yerinde kendi isteğimiz ve normal olarak namaz kılma imkânımız yoksa ne yapmalıyız?
    2269 Varie 2019/02/18
    Namazın her ne şart altında olursa olsun eda edilmesi gerekir. İnsanın işe olan ihtiyacı vakaların büyük çoğunluğunda namazın eda edilmesini engelleyecek bir zaruret taşımamaktadır. Öyleyse insan namazını eda edecek kadar serbest olacağı bir fırsat yaratmak için bir düzenleme yapmalıdır. Bahsi geçen soruda fakihlerin fetvalarının delaleti işi bahane ...
  • Edepsizliğin tedavi yolu nedir?
    9637 Pratik Ahlak 2012/07/24
    Edep küçük, büyük, tanıdık ve yabancılardan oluşan etrafımızdaki bireylere karşı özel ve ölçülü davranışa denir ve bu güzel bir terbiyeden kaynaklanır. Akıllıca yaşamak, konuşmada metanet sahibi olmak ve davranışlarda vakar sergilemek edebin göstergesidir. Akılsızlık, çirkin söz, kötü konuşma, sert huy, çirkin söz, küfretmek ve hakaret, hafiflik, inatçılık ...
  • Riyayı tedavi etmenin yolu nedir?
    11990 Pratik Ahlak 2011/10/22
    Riya, insanın güzel amel ve davranışları başkalarına göstererek toplumda itibar ve konum kazanmak istemesine denir. Riya ihlâsın karşı noktasında yer alır. Riya ameline yönelik ilahi gazap ve öfkeye dikkat etmek, halkın ödül ve teşvikinin değersiz olduğunu bilmek, insanların kadirşinaslıkta sözlerini tutmamalarına, şükranda bulunmamalarına, işleri unutmalarına ve güçsüzlüklerine bakmak, gönülleri ...
  • Kur'an'da namazın genel hükmü açıklanmıştır, ancak imametten genel olarak da söz edilmemiştir. Kur'an'dan imametin hak olduğuna dair bir kaynak verebilir misiniz?
    5495 Eski Kelam İlmi 2010/09/22
    Kur'an'da bir çok ayet imamet konusuna değinmiştir. Allame Hilli, El-Feyn adlı eserinde ve Allame Meclisi, Biharu'l-Envar adlı eserinde bu ayetleri genişçe açıklamışlardır. Bu ayetlerden bazı örnekleri şöyledir: Tebliğ ayeti, velayet ayeti, ulu'l-emir ayeti ve sadıkın ayeti. ...
  • İntihar gibi bazı günahlar insanın otomatik bir şekilde cehenneme girmesine neden olur mu?
    11329 گناه 2012/08/12
    İnsanın paraşüt ve yardımcı araçlardan istifade etmeksizin kendisini yüksek bir noktadan atması onun bedeninin parçalanmasına neden olur. Aynı şekilde insan kendini derin bir denize atar ve yüzme tekniklerini de bilmezse doğal olarak kendisinin boğulmasına zemin hazırlar. Bu her iki durumda da dönüş yolu bulunmaz. Bazı günahlar da tövbe ...
  • İslam dini en kâmil din ve bu dini getiren Hz. Muhammed de son peygamber olarak tanınıyor. İslam dinini diğer dinlere ve Hz. Muhammedi de diğer peygamberlere üstün kılan özellikler ve nitelikler nelerdir?
    9289 Eski Kelam İlmi 2011/10/29
    İslamın iki niteliği vardır. Bu iki nitelik sayesinde nübüvvete olan ihtiyaç ortan kalkar ve başka bir nebinin gelmesine gerek kalmıyor.1-      Bu din hatem dinidir: Yani İnsan için vahiy yoluyla ...
  • Kravat takmanın hükmü nedir ve neden sadece İran’da kullanılmamaktadır?
    14293 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/21
    Bugünkü dünyada simge ve sembollerin kendine has bir dili vardır. Hatta bazen bir sembol bir mesajın mefhum ve manasını öylesine güzel ve hızlı bir şekilde aktarabilmektedir ki bir konuşma veya kitap telifi bunu yapmaktan aciz kalabilmektedir. Bugün dolandırıcılar da dâhil her grubun bir takım sembolleri bulunmaktadır ve ...

En Çok Okunanlar