Gelişmiş Arama
Ziyaret
8278
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
Kur’an’da Allah’ı ispat etmek için kesin bir delil öne sürülmüş müdür?
Soru
Kur’an’da Allah’ı ispat etmek için kesin bir delil öne sürülmüş müdür? Düzen, ahlak ve estetik burhanlarının kesin olmadığını biliyoruz.

Kısa Cevap

İnsanın temel kaygılarından ve aynı şekilde dinlerin temel ve önemli konularından birisi, tanrının varlığı meselesidir. Kur’an’da Allah’ı ispat etmek için birçok kesin delil mevcuttur. İmkân ve zorunluluk burhanı, imtina burhanı, doğrular burhanı ve hareket burhanı bu burhanlardır. Doğrular burhanı ile hareket burhanı ayrıntılı cevapta belirtilecektir. Düzen burhanı ve onun ile ilgili bazı eleştiriler hakkında 198. soruya (site: 996) müracaat edebilirisiniz.

Ayrıntılı Cevap

İnsanın temel kaygılarından ve aynı şekilde dinlerin temel ve önemli konularından birisi, tanrının varlığı meselesidir. Tanrının varlığını ispat etme ve ispat etmeme hakkında değişik görüşler vardır ve biz imkan dahilinde onlara işaret edeceğiz. Bazı filozof ve mütekellimler tanrının varlığını apaçık görmekte, delile muhtaç bilmemekte ve deyim yerindeyse fıtrî bilmektedir. Müslüman filozof ve mütekellimler kendi inançları için Kur’an ve masumların rivayetlerine atıfta bulunmaktadırlar. Kur’an bu hususta şöyle buyuruyor: “Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var”?[1] Müminlerin önderi Ali (a.s) şöyle buyuruyor: Ey Allahım sen kalpleri sevgin ve muhabbetin ve akılları da marifetinle yoğurmuşsun.”[2] Bu hususta başka ayet ve rivayetler de mevcuttur. Bu esasla Müslüman düşünürler bu ayet ve rivayetlerden tanrının varlığının her şeyden daha bedihi olduğu neticesini almışlardır. Batı dünyasında da “Plantinga” gibi bazı düşünürler tanrının bedihi bir olgu olduğu ve her bedihi olgu gibi bir apaçıklık taşıdığı görüşündedirler.[3]

Burhanın Tanımı:

Burhan, işlerin hakkaniyetini kati ve kesin bilgiyle ispat eden şeye denir. Bu kelime, etimoloji uzmanlarının kökeni hakkında değişik görüşlere sahip olduğu Arapça bir kavramdır. Ama bu kelimenin “bere ve yebreu” mastarından olup beyaz olma anlamında olması ve ondan sonra ipham taşımayan söz veya kendisinde bir gizliliğin olmadığı açık bir şey için kullanıldığı ve hüccet, açık beyan ve kati delil manasına geldiği uzak bir ihtimal değildir.[4] Kur’an mantığında burhan, bir şeyin hakkaniyetini kesin bilgiyle ispat eden ve hiçbir kuşkuya mahal vermeyen açık ve net şeylere denir.[5] Bu tanımı esas alarak şöyle söylemek gerekir:

Tanrının Varlığını İspat Etme Yolları

Tanrının varlığını ispat etmek için üç genel yol ve değişik burhan öne sürülmüştür:

1. Ruhî, fıtrî veya kalbî yol;

2. Bilimsel ve felsefî addedilen yol;

3. Felsefî yol.[6]

Ruhî, Fıtrî Veya Kalbî Yol: Bu, insan varlığı yoluyla tanrının ispat edildiği yoldur; yani herkesin fıtratında bir his ve eğilimin olması ve bu his ve eğilimin insanı kendiliğinden Allah’a çekmesidir. Bu delil, bazı ayet ve rivayetlerde açıkça belirtilmiştir. Zikredilen ayet ve rivayetler bu kabildendir.[7]

Bilimsel Ve Felsefî Addedilen Yol: Bu yol, yaratıkların düzenini ve onların yönlendirilmesini öğrenme aracılığıyla Allah’ı tanıma yoludur. Bu yol kendi içinde daha cüzî yollara da ayrılabilir ve bunlardan birisi varlıklardaki düzen veya düzen burhanıdır.[8] Düzen burhanı, tanrının varlığını ispat etmek için öne sürülen en yaygın burhanlardan biridir. Kur’an-ı Kerim düzen burhanına çok vurguda bulunmaktadır.[9] Kur’an-ı Kerim’de Allah’ı ispat etme hakkında birçok kesin ve kati delil mevcuttur. İmkân ve zorunluluk burhanı, imtina burhanı, doğrular burhanı ve hareket burhanı bu burhanlardır. Doğrular burhanı ile hareket burhanına burada işaret edeceğiz. Diğer burhanlar içinse bu husustaki detaylı kitaplara müracaat edilmesini tavsiye ediyoruz.

Doğruların (Sıddıkin) Burhanı:

Bilgelerin yolu en doğru ve en sağlam yol olduğundan bu burhana doğruların burhanı dendiği söylenmiştir. Sözlükte (Arapça) ise kendisinden doğrunun çok duyulduğu, söylem ve inancında doğru olan ve fiilinin sözünü tasdik ettiği kimseye sıddık denmektedir.[10] Kur’an’da işaret edilen burhanlardan birisi de doğruların burhanıdır. Örneğin Kur’an şöyle buyurmaktadır: “Allah, melekler ve ilim sahipleri, ondan başka ilâh olmadığına adaletle şahitlik ettiler. O’ndan başka ilâh yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”[11] Kur’an ve rivayetlerden alınan ilhamla şekillenen bu delilin esası, yaratıkları inceleme ve düşünme yerine Yüce Allah’ın münezzeh zatını düşünerek O’nun varlığına ermeyi hedefler. “Ey zatıyla zatına delalet eden kimse.”[12] Doğrular burhanı biraz girift olmakla birlikte zarif ve ruhu geliştiricidir. Doğrular burhanı, Hak Teala’yı ispat etmek için Hakk’ın zatından yola çıkıp Hakk’ın zatını kanıtlayan bir burhandır[13]; zira gerçekte Yüce Allah, yaratıkları ve eserlerinin kendisine delalet etmesi ve kendisini aşikar kılmasından daha üstün ve aşikardır. O; varlık bahşeden, eşyayı yetiden eyleme ve yokluk zulmetinden varlık nuruna geçirendir. O halde O, varlık ve zuhurda her şeyden daha öncedir. O kendi zatının ve her şeyin burhanıdır.[14] Bu burhan İbn. Sina, Şeyh İşrak, Molla Sadra ve Allame Tabatabai tarafından değişik şekillerde ifade edilmiştir. Burada iki ifade tarzı belirtilecektir:

Molla Sadra varlığın asilliği, yalınlık, varlığın değişken birliği ve zatıyla müstağni olan ve başkasına bağımlı olan varlık diye varlığı ayırma temelinde, varlığın değişken mertebeleri silsilesinde kendisinden daha kâmil ve ergin bir mertebenin olmadığı bir mertebenin olduğunu ispatlar. Bu mertebe zatında müstağni olan, kendisinde hiçbir ihtiyaç ve eksikliğin olmadığı ve zatıyla kaim olan bir varlıktır.[15] Kendisi bunu yukarıdaki ayet-i şerifenin altında ifade etmiştir.[16]

Allame Tabatabai’nin Fussilet suresinin elli üçüncü ayetini açıklarken ifade ettiği takrir ise şudur: Yüce Allah her şey için gözlemlenecektir. Çünkü her varlık her açıdan O’na muhtaç ve bağımlıdır. Her varlığı ayakta tutan ve ona galip olan O’dur. O halde bazıları O’nu tanımadan gafil olsalar bile O her şey tarafından bilinmekte ve tanınmaktadır.[17] Kur’an ayetlerinde bu burhana işaret edilmiştir. Fussilet suresi elli üçüncü ayet, Âli İmran suresi on sekizinci ayet, Buruc suresi yirminci ayet, Hadid suresi üçüncü ayet ve Nur suresi otuz beşinci ayet ilgili ayetlerdir.

Hareket Burhanı:

Molla Sadra, Enam suresinin yetmiş yedi ila yetmiş dokuzuncu ayetleri gibi Kur’an’dan bazı ayetleri açıkça bu burhana uyarlayan ilk kimsedir.[18] Yüce Allah şöyle buyuruyor: “İşte böylece İbrahim’e göklerdeki ve yerdeki hükümranlığı ve nizamı gösteriyorduk ki kesin ilme erenlerden olsun. Üzerine gece karanlığı basınca, bir yıldız gördü. “İşte Rabbim!” dedi. Yıldız batınca da, “Ben öyle batanları sevmem” dedi. Ay’ı doğarken görünce de, “İşte Rabbim!” dedi. Ay da batınca, “Andolsun ki, Rabbim bana doğru yolu göstermezse, mutlaka ben de sapıklardan olurum” dedi. Güneşi doğarken görünce de, “İşte benim Rabbim! Bu daha büyük” dedi. O da batınca (kavmine dönüp), “Ey kavmim! Ben sizin Allah’a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım” dedi. “Ben, hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben, Allah’a ortak koşanlardan değilim.” Varlıkların değişmesi ve hareketi, onların hadis olduklarının açık delilidir. Onların yokluktan meydana geldiklerini ifade eden hadis oluşları da kendilerini yaratan bir yaratıcının varlığına delil sayılmaktadır. Başka bir deyişle, varlık âleminde hareketin kökeninin incelenmesiyle Allah’ın varlığını ispat eder bu delil.[19] Burhanın genel ifade ediliş tarzı şöyledir: Varlık âlemindeki mevcut hareketler var olmak için bir özneye ihtiyaç duyar ve bu ihtiyaç bir hareket bulunduğu müddetçe devam eder. Hareketin öznesi de eğer hareketli olursa, o da bir hareket ettiriciye ihtiyaç duyar. En sonda devrin ve teselsülün imkânsız olması esasınca ilk hareket ettirici olarak adlandırılan hareketsiz olan bir hareket ettiriciye ulaşmalıyız.[20] Bu yorum uyarınca, yukarıdaki ayet-i şerifedeki gündüz ve gecenin değişimi ve günün geceye ve gecenin de gündüze intikal etmesi ve de güneşin doğuş ve batışı, varlık âleminde hareketin delilidir. Bu, hiçbir hareket ettiriciye ihtiyaç duymayan bir özneye muhtaçtır. Bu da Yüce Allah’tır. Bu nedenle, bilimsel ve felsefî nitelikli bir burhan olan düzen burhanı dışında, Kur’an-ı Kerim’de başka burhanlar da zikredilmiştir.[21]

İlgili başlıklar:

1. Teselsül Burhanı Ve Allah’ın İspatı, 2223. Soru (site: 2326).

2. Allah’ı Tanımanın İmkânı, 98. Soru (site: 889).



[1] İbrahim, 10.

[2] Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 95, s. 403.

[3] Muhammed Rızayi, Muhammed, el-İlahiyat-ı Felsefî, s. 178 – 179, İntişarat-ı Defter-i Tebliğat-ı İslamî Hovze-i İlmiye-i Kum, çap-ı Kuds, çap-ı evvel, 1383.

[4] Merkez-i Ferheng Ve Maarif-i Kur’an, Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 502 ve 503, Merkez-i Çap Ve Neşr-i Defter-i Tebliğat-ı İslamî Kum, çap-ı dovvom, 1386.

[5] Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 505.

[6] Mutahhar, Mürteza, Tevhid, s. 15.

[7] el-İlahiyat-ı Felsefî, s. 181.

[8] el-İlahiyat-ı Felsefî, s. 181; Tevhid, s. 34.

[9] Bakara, 164; Düzen burhanı hakkında 198. Soruya (site: 998) müracaat ediniz.  

[10] Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 534.

[11] Âli İmran, 18; Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 534.

[12] Biharu’l-Envar, c. 84, s. 339.

[13] el-İlahiyat-ı Felsefî, s. 239; Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 534.

[14] Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 534.

[15] a.g.e. s. 536.

[16] a.g.e.

[17] a.g.e. s. 537, be nakl ez el-Mizan, c. 17, s. 405.

[18] Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 532.

[19] a.g.e. s. 531.

[20] a.g.e.

[21] Allah’ı ispat eden burhanlar hakkında bilgi edinmek için Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c. 5, s. 517 – 548’e müracaat ediniz.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Toplumsal yaşamdan tamamen uzaklaşarak yalnızlığa gömülmenin hükmü nedir?
    20481 Pratik Ahlak 2010/05/19
    İnzivaya çekilmek bazen devamlıdır, bazende geçici.Devamlı inzivaya çekilmek çeşitli sakıncaları beraberinde getirmektedir. Örneğin:1- İnziva ilahi sünnet ve tedbire aykırıdır; çünkü Hak Teâlâ’nın sünnet ve meşiyyeti insanın tekamüle erme temeli üzerine kurulmuştur; bunuda insanın kendi iradesiyle ve onun ortamlarını hazırlayarak, ...
  • Günahta ısrar etmek cezanında artmasına neden olur mu?
    28162 Pratik Ahlak 2010/10/07
    Günahta ısrar etmek, deyimi iki manada kullanılmaktadır: 1)Günahı tekrarlamak, 2)Günah işledikten sonra tövbe ve istiğfar etmemek.Günahta ısrar etmenin çok kötü sonuçları vardır. Ayet ve rivayetlerde bu durum şiddetle kınanmış ve küçük günahın büyük günaha dönüşmesi, takva dairesinden çıkılması, bedbahtlık, itaat etmemek, insanı küfür ve ...
  • Yüz güzelliği için bir zikir var mıdır?
    63136 Pratik Ahlak 2011/07/21
    İslam’ın bakışında güzellik maddî güzellik ve manevî güzellik diye iki kısma ayrılır. Yüzün manevî güzelliği namaz gibi manevî hususlar vesilesiyle kazanılır. Yüzün maddî ve zahiri güzelliği ise doğal olarak maddî hususlar vesilesiyle kazınılır. Rivayetler perspektifinden manevî güzellik: Manevî güzellikte değişik amel ve zikirler etkilidir. İmam Sadık (a.s) bu ...
  • Ehl-i Sünnet kitaplarında halifelerin sahabelere karşı yanlış tutumlarını gösteren örnekler var mı? Varsa onları yazabilir misiniz?
    10883 تاريخ کلام 2011/03/03
    Bu soruya cevap verbilmek için sahabeyi, Ehl-i Beyt’in (a.s) yolundan giden sahabeler ve diğer sahabeler diye ikiye ayırmak gerekiyor. Bunu yapmamızın nedeni, Peygamberimizin Ehl-i Beyt’e verdiği özel önemden dolayıdır. Birinci grupta, 1) Peygamberimizin vefatından sonra Hz. Ali’den ve Onun (a.s) evinde toplananan sahabelerden biat alınması ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10329 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Suyun bedene ulaşmasına engel olan bedenin doğal yağının gusül sırasında sabunla temizlenmesi gerekir mi? Ben Ayetullah el-Uzma Hamanei’yi taklit ediyorum.
    5357 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Genel olarak gusül alınacağı sırada suyun bedene ulaşmasına engel olan şeyin giderilmesi gerekir. Giderildiğine yakin etmeden önce gusül alınırsa gusül batıldır.[1] Ayetullah el-Uzma Hamanei, doğal yağlanma ve saç ve yüzde doğal olarak oluşan ...
  • Abdest alırken yıkanması gereken derinin bir kısmı ayrık duruyorsa onun altı yıkanmalı mıdır?
    19022 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/28
    Sizinde okuduğunuz gibi ilmihallerde şöyle yazar:Yüzde, ellerde, başın ön kısmında ve ayakların üzerinde yanık veya başka bir sebepten dolayı şişkinlik oluşursa, onun üzerinin yıkanması veya üzerinin mesh edilmesi yeterlidir. Şişkinlik delinse bile, suyu derinin altına ulaştırmak gerekmez. Hatta derinin bir kısmı ...
  • Su fiyatlanın yüksek olduğu taktirde cenabet guslü için ne yapmalıyız?
    5659 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/20
    Cenabet guslü kendiliğinde farz değildir, ancak farz namazı yerine getirmek ve benzeri bazı işler için farz olur. [1] Ancak gusül için su kullanmak size tahammül edilmesi mümkün olmayacak derecede iktisadi yönünden zorluk getiriyor, sizi ...
  • Allah kimdir? Neden ben Allah olmadım? Neden ben sürekli ve sonsuza dek Allah’tan daha zayıf, daha aşağı ve daha az bilgili olmalıyım? Ve …
    11338 Eski Kelam İlmi 2011/04/12
    İnançlar hakkında şüphe ve kuşku duymak ruhsal hastalıklardan olup birey ve toplumun ruhsal ve bedensel sağlığını tehdit eder. Bundan dolayı dikkat ile incelenmesi gerekir. Elbette bazen inançlar hakkında şüphe ve kuşku duymak aklî ve düşünsel erginliğin alametidir. Böyle bir durumda tedavi daha rahattır ve ondan endişe ...
  • Tahtel Hanekten (Çene altı)Maksat nedir?
    7560 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/10/09
    Namaz esnasında (sarığın bir ucuyla) çene altını bağlamanın sünnet olduğu hakkında her hangi bir rivayet elimizde yoktur. Sadece şeyh Saduk “Men la Yahdurul-Fakih” adlı kitabında bu amelin meşhur oluşunu kendi şeyh ve üstatlarına nisbetlendirmiş. Ama yolculukta veya her hangi bir ihtiyacı gidermek peşinde olduğu esnada çene altını ...

En Çok Okunanlar