Gelişmiş Arama
Ziyaret
9458
Güncellenme Tarihi: 2009/07/12
Soru Özeti
Niçin Hz. Ali’nin evine saldırıldığında, Hz. Ali kendi ailesini savunmak konusunda bir tepki göstermedi.
Soru
Hz. Ali’nin biat için camiye götürmek istediklerinde evine saldırıp evini yaktıklarında ve onca tarihi facialar meydana getirdiklerinde niçin Hz. Ali bir tepki göstermedi?
Kısa Cevap

Ehl-i Beyt imamları her türlü hata ve günahtan masum olduklarına göre onların tüm davranışlarının doğruluğuna inanmamız gerekir. Sadece bu davranışların hikmetini anlamak bizlere onlara uymaya ve onları örnek kılmaya yardımcı olur.

 Diğer yandan Ehl-i Beyt imamlarının gidişat ve tavırlarını tahlil etmekle onların ne denli işlerinin ileri görüşlü ve hikmetli olduklarını anlarız. Çünkü imamların davranış ve tutumları tarihsel etkileri ve hakkın batıla son zaferi doğrultusunda gerçekleşmektedir. Bu bakışla Hz. Ali’nin sabır ve susması onun mazlumluğunu açıkça göstermiş ve tarihi yönden hakkın zaferini sağlamıştır.

Hz. Ali’nin susması, düşmanlarının art niyetli çabalarını etkisiz bırakmış ve İslam’ın ilerlemesi için gereken ortamı hazırlamıştır.

Hz. Ali’nin kendisi susmasının sebebinin İslami birliği korumak ve İslam dünyasının genel maslahatlarını riayet etmek için yapılan bir giriş olduğunu açıklamıştır.

Ayrıntılı Cevap

Masumların davranış ve tutumlarını tahlil etmek için ön bakış ve son bakış olarak iki açıdan değerlendirmek mümkündür.

Ön bakış olarak şöyle değerlendirmek mümkündür: İmamlar masumdurlar, onların davranış, söz ve onaylamaları her türlü hata ve yanlışlıktan uzaktır. Özellikle toplumun hidayetini ilgilendiren konularda.

Bu gibi konularda bütün alimler imamların masumluğunda söz birliği içindedirler. Bu ilke gereğince imamların davranış ve tutumlarının doğruluğuna inanmamız ve onların davranışlarının hikmetini anlamaya çalışmamız gerekir.

Son bakışla da imamlarının tutumlarının doğurduğu etkileri nazara alarak onların ileri görüşlülüklerini anlamamız mümkündür.

Çünkü imamların davranış ve tutumları kısa vadeli hesaplar için değil tarihsel etkileri ve hakkın batıla son zaferi doğrultusunda gerçekleşir. Bu tutum ve tavırlar o dönem için hakkın batıla zaferini sağlamamış ve yaşantılarında ağır sıkıntılara yol açsa da onlar bütün insanlık tarihine yol gösterecek şekilde davranmışlardır. Bu bakışla İmam Ali’nin sabır ve susması tarih boyunca onların mazlumiyetini açıkça ortaya koymuş ve düşmanların birçok art niyetli girişimlerini etkisiz bırakmıştır.

Bu konunun açıklık kazanması için şu örneğe dikkat edelim:

Ebu Süfyan fırsatçı bir tavır sergileyerek Hz. Ali’ye birleşip halifelerle savaşmak önerisinde bulundu ama İmam tam bir bilinç ve ileri görüşlülük sergileyerek bu teklifi reddetti ve onun İslam aleyhindeki düşüncelerine meydan vermedi.

Hz. Ali (a.s) Hz. Fatıma’nın, niçin bunca gücüne rağmen bu gibi seciyesiz kişileri cezalandırmak için bir girişimde bulunmuyorsun, diye sorusuna şöyle cevap verdiler: “Eğer babanın ismi olduğu gibi bakı kalmasını istiyorsan sabretmelisin.”[1] Diğer bir rivayette şöyle buyurdular: “Allah’a yemin ederim ki eğer din yok olmak tehlikesiyle karşı karşıya gelmiş olmasaydı ve küfrün geri dönmesinden ve Müslümanların dağılmasından korkulmasaydı bu şekilde sabretmezdim.”[2]

Bu iki tarihi örnek ve onlarca diğer örnekler o dönemdeki şartların hassasiyetini Ehl-i Beyt’in ve özellikle Hz. Ali için İslam’ın zahirini korumak için bile olsa sabretmesini ve gözünde diken ve boğazda kemik olduğu halde günlerini geçirmesini zorluyordu.

Diğer önemli nokta şu ki bu sabrın yanı sıra hak ve hakikatin tarih boyunca açıklanıp işlenen zulmümün kimler tarafından yapıldığı bilinmeliydi.

Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın hüneri de işte bu acı ve zorlukları tahammül ederken bu zulmün yüz karasının zalimlere kalacak şekilde davranmalarıydı. Onların sergiledikleri tavır sonucu tarih boyunca her insaflı kişinin vicdanı Ehl-i Beyt’ın hak olduklarına şahitlik etmektedir.

 Buna göre bir genel ilke olarak şöyle denebilir:

Hakkı açıklamak bir nevi mazlimiyeti sergilemekle olursa bunun kalıcılığı da fazla olur ve mazlimiyet oranında o hakkın tarih boyunca yarattığı yankı da daha tesirli olur. Hakkaniyet ve mazlumiyetin en doruk noktada birlikteliğini Ehl-i Beyt’in özellikle Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hüseyin’in hayatında görebiliriz. Bu yüzden Hz. Ali’nin biat için zorla götürülmesi ve Hz. Fatıma’nın çektiği ıstıraplar tarihi yönden açık bir zulüm örneğini oluşturmakla birlikte ilahi yönden en güzel bir seçim ve karar sayılırdı. Bazı irfan ehli şöyle demişlerdir.

Gerçekte onlar Hz. Ali’yi biat için götüremediler Hz. Ali’nin kendisi gitti ancak bu gidiş tarzı tarih boyunca gasıpların yaptıkları zulmün kimse tarafından inkar edilmeyecek şekilde idi.     



[1] Bk. Biharu’l-Envar c. 29 s. 625

[2] Ade c. 32 s. 61

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • cinsel sapıklık ve inhiraftan korkulmadığı taktirde evlilik bırkalabilinir mi?
    10114 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/01
    Evlilik olgusu bütün milletler arasında süre gelmiş bir gelenektir. Ancak islam dini evliliğe ve aile yuvasının ve teşkilatının kurulmasına çok önem vermiştir. Ayet ve rivayetlerdeki bütünlükten evliliğin ne kadar önemli olduğu çok güzel bir şekilde anlaşılıyor. Allahu teala kuranı kerimde bekar olanları evlendirin, şeklinde emr ...
  • İmam Musa Kazım’ın (a.s) hayatı, evlatları ve torunlarını özetle benim için açıklar mısınız?
    21759 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Melekler Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bilmekteydiler?
    13280 Tefsir 2011/06/20
    Meleklerin Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bildiği hususunda bir takım ihtimaller beyan edilmiştir:1. Lavh-i Mahfuz kanalıyla Âdem’in zürriyetinin yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağı ve kan akıtacağı öğrenilmiştir. 2. İlahi haberler yoluyla öğrenilmiştir.3. Bu konu gerçekte meleklerin öngörüsüydü; çünkü onlar insanın bir takım tabii çelişkiler taşıyan toprak ...
  • Cennet ve cehennemde ölüm var mıdır?
    18303 Eski Kelam İlmi 2010/07/05
    Kur’an, rivayet ve aklî deliller, insanların cennete veya cehenneme gittiği zaman artık bir ölümün olmadığı hususunda müttefiktirler. Kur’an’ı Kerim bir taraftan kıyameti daimi gün (ebediyet günü) olarak adlandırmış ve öte taraftan da cennetlikleri daimiler (ebediler) sıfatıyla nitelemiştir. Rivayetlerde geldiği üzere cennetlik ve cehennemliklere şöyle ...
  • Yolculuktayım ve yolculuğumun müddeti belli değil. Lütfen seferî kılma ve tam kılma açısından namazımın durumunu belirtiniz.
    6948 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Cemaat namazı niyetinde namaz rekâtlarının sayısı belirtilmeli midir?
    6376 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Asıl yanıta değinmeden önce niyette iki önemli konunun dile getirildiği noktasını hatırlamak gerekir:1. Niyette söz gerekli midir?2. Niyette muteber olan şeyleri dile getirmenin lazım olmadığı açıklığa kavuştuktan sonra[1] hangi şeylerin niyette gerekli ve muteber olduğu konusu ortaya çıkmaktadır. ...
  • Hicr suresi 91. ayetteki bölenlerden Allah’ın kasti nedir?
    11333 Tefsir 2010/11/27
    Bu ayet-i şerifede yer alan “el-muktesimin” kavramı bölen ve bölücüler anlamındadır. Bu ayetin nüzul sebebinin ne olduğu ve kimler hakkında nazil olduğu hususunda ise tefsirlerde birkaç ihtimal beyan edilmiştir. 1. Hac aylarında yolculara Muhammed adındaki bir şahsın bir takım iddiaları olduğunu ve kesinlikle kendisinin sözlerini dinlememelerini ...
  • Üç Haslet hadisinin senedi sahih midir?
    7310 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/10/23
    Söz konusu hadisin bazı ravileri hakkında elde herhangi bir bilgi yoksa da birkaç sebepten dolayı ona istinat edilebilir:1-Hadis, çeşitli birinci grup rivayet kaynaklarında gelmiştir. Ve biliyoruz ki bir rivayet değişik kaynaklarda gelmişse ve büyük muhaddisler ona önem vermişlerse bu, onun itibarını ve muhaddislerin ...
  • Sigaranın orucu bozduğunu bilmeyen biri, sigara içerek tuttuğu oruçların kazasının yanı sıra keffarette vermeli midir?
    8350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    İmam Humeyni (r.a) ve diğer büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: (Oruç tutan kişi) Meseleyi bilmediğinden dolayı orucu bozan bir şey yapsa, eğer meseleyi öğrenme imkanı vardıysa farz ihtiyat gereği üzerine keffaret gelir. Eğer meseleyi öğrenme imkanı yoktuysa veya meselenin farkında değildiyse yahut filan şeyin orucu bozduğunu kesin olarak ...
  • Hz. Müslim kimdi?
    19268 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2010/12/22
    Akil’in oğlu olan Müslim üç imam (müminlerin önderi Ali, İmam Hasan, İmam Hüseyin (a.s) ) ile aynı asırda olup onları yakından görmüş, İmam Hüseyin’in (a.s) imameti zamanında imamının hedefleri için canını feda etmiş ve Übeydullah b. Ziyad emriyle şahadete ulaşmıştır. O bu zamanda İmam Hüseyin’in (a.s) ...

En Çok Okunanlar