Gelişmiş Arama
Ziyaret
19460
Güncellenme Tarihi: 2012/05/03
Soru Özeti
Ahbariler ve Usuliler kimlerdir?
Soru
Ahbariler ve Usuliler kimlerdir?
Kısa Cevap

Ahbarilik, hadis ashabına denir ve Şiilikte onlar Ahbarî olarak adlandırılır. Bu grup içtihadı geçersiz bilmekte ve sadece habere (rivayetler ve hadisler) uymaktadır. Ahbariler karşısında olan Usuliler ise birçok İslam fakihinin içinde bulunduğu ve Usulî olarak adlandırılan gruba denir. Bu grup, İslam’ın şer’i hükümlerini belirlemede Kur’an, sünnet, akıl ve icmanın detaylı delillerine dayanarak amel edilebileceğine inanır. Onlar beraat, istishab ve tahyir usulleri gibi fıkıh usulü ve fıkıh kaideleri ilminden yararlanırlar. Usuliler ve Ahbariler arasındaki bazı ihtilaflar şunlardan ibarettir: Usuliler içtihada inanır ve müçtehit olmayan bir şahsın müçtehit olan ve uzman sayılan bir şahsa uymasını ve deyim yerindeyse onu taklit etmesini söyler. Ama Ahbariler içtihat ve müçtehidi taklit etmeyi kabul etmezler. Usuliler ölmüş müçtehidi baştan taklit etmeyi caiz bilmezler, ama Ahbariler uzman ve taklit merciine müracaat etmede ölüm ve hayatın bir şeyi değiştirmeyeceğini söylerler. Ahbariler Şia’nın dört kitabının tümünün sahih olduğunu sanırlar; çünkü onlar bu hadisleri toplayan şahısları sahih hadisleri topladığını ve sahih olmayan hadisleri ise elediklerini sanırlar, ama Usuliler bu hususlarda onlara muhalefet ederler.

Ayrıntılı Cevap

Ahbariler ve Usuliler On İki İmam Şiiliğine mensup iki gruptur ve şer’i hükümleri anlamada iki farklı tarz ve yönteme sahiptirler.

1. Ahbarilik, hadis ashabına denir ve Şiilikte bu gruba Ahbari denir. Bu grup içtihadı geçersiz sayar ve sadece haberlere (rivayetler ve hadisler) uyar. Anlaşıldığı kadarıyla bu ayrılığa sebep olan ilk şahıs Molla Muhammed Emin b. Muhammed Şerif Esterabadi’dir (Ö. 1033 K.). Kendisinin eski Şiiler arasında bu fırkanın kurucusu olduğu ve Şia müçtehitlerini yerme kapısını açan ilk şahıs olduğu sanılmaktadır. Kendisi Fevaidu’l-Medine kitabında Şii müçtehitlerini sert bir dille eleştirmiş, onlara serzenişte bulunmuş ve hakkın dinini tahrip ve zayıflatmakla kendilerini suçlamıştır. O, Şia âlimlerinin mevcut içtihatlarını eski Şii âlimlerinin içtihadına göre olmadığına inanmaktadır. Esterabadi, Kur’an’ın muhkem ve müteşabih, nasih ve mansuh ayetlere sahip olduğunu ve Kur’an’dan hükümleri çıkarmanın kolay olmadığını ve bu yüzden hadislere müracaat etmek gerektiğini söylemiştir. İçtihadın zan ve sanıya dayanması nedeniyle geçersiz olduğunu, ama hadislerin imamların yoluyla gelmesi sebebiyle kesin delil sayıldığını ve kesin verilerin karşısında sanıya dayalı verilere dayanılamayacağını belirtmiştir.

2. Usuliler, Ahbariler karşısında birçok İslam fakihini barındıran ve Usuli olarak adlandırılan gruptur. Bunlar İslam’ın şer’i hükümlerini belirlemede Kur’an, sünnet, akıl ve icmanın detaylı delillerine istinat edilebileceğine inanır. Onlar beraat, istishab ve sanıya göre amel etmek ve hadisleri birbirinden ayırmak gibi fıkıh usulü ilminden ve fıkıh kaidelerinden yararlanır. Onlar içtihadı yeter farz bilir ve salahiyet taşıyan şahsın bunu kısıtlaması durumunda onu aynî farz sayarlar.[1] Bu iki grup arasındaki genel ihtilaf, sadece şer’i hükümlere ulaşma yolundaki ilmi yöntem ve tarz oluşturur. Bu yöntemde aşağıdaki konularda yöntem ve yol olarak ihtilaf taşıdıkları söylenebilir:

1. İçtihat ve Taklit: Usuliler içtihada inanır ve müçtehit olmayan bir şahsın müçtehit olan ve uzman sayılan bir şahsa uyması ve deyim yerindeyse onu taklit etmesi gerektiğini söylerler. Ama Ahbariler içtihada ve müçtehidi taklit etmeye karşı gelir.

2. Başlangıçta Taklit: Usuliler ölmüş bir müçtehidi baştan taklit etmeyi caiz bilmezler, ama Ahbariler uzman ve taklit merciine müracaat etmede ölüm veya hayatın bir şeyi değiştirmeyeceğine inanırlar.

3. Ahbariler Şia’nın dört kitabının tümüyle sahih olduğunu sanırlar. Onlara göre bu kitaplardaki hadisleri toplayanlar sahih hadisleri toplamış ve sahih olmayanları ise elemişlerledir. Onlar hadislerin dört kısma ayrılmasını (sahih, iyi, güvenilir ve zayıf) kabul etmezler, ama Usuliler bu hususlarda onlara muhalefet ederler.

4. Usuliler, “insan gücünü aşan yükümlülük çirkindir” ve “bir açıklama yapılmaksızın ve yol göstermeksizin insana azap edilmesi kötüdür” gibi hususları kabul ederler, ama Ahbariler bu akli hususları kabul etmez ve benimsemezler.

5. Kur’an’ın Zahirlerinin Hüccet Oluşu: Ahbariler, biz Kur’an’ın zahiri ile amel edemeyiz, sadece hadis ve rivayetler ile tefsir edilen kısımlar ile amel edebiliriz diye söylerler. Ama Usuliler hadislerin olmadığı yerlerde bile Kur’an’ın zahirlerini hüccet bilirler.[2] İki asır boyunca Usuli ve Ahbari âlimleri arasında derin bir ihtilaf vardı ve Ahbariler Usulilere galip gelmiş idi. Ama Muhammed Bakır Vahid Behbehani (Ö. 1208 K.) Ahbarileri yenilgiye uğrattı, onun zamanından beri müçtehitler Ahbarilere galebe çaldı ve bugün Ahbariler küçük bir azınlığı oluştururlar.[3]

 


[1] Dairetu’l Mearif-i Teşeyyu, Medhel-i Fırak (Az bir değişiklik ve tasarruf ile).

[2] Paygahı Howze.

[3] Dairetu’l Mearif-i Teşeyyu.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar