Gelişmiş Arama
Ziyaret
3728
Güncellenme Tarihi: 2010/12/22
Soru Özeti
Kuran’ı anlamakta aklın hata yapmayacağını nasıl iddia edebiliriz?
Soru
Kuran’ı anlamakta aklın hata yapmayacağını nasıl iddia edebiliriz?
Kısa Cevap

Eğer insan temelsiz ön kabuller olmadan, ruhsal açıdan selim bir kalple ve insaf üzere Kuran ayetlerini aklıyla tahlil, analiz ederse ve  gerekli tefekkürü yaparsa Kuran’ı anlamakta hataya duçar olmaz.  Elbette Kuran’da bulunan bazı müteşabih ayetlerde gerekli birikime sahip olmayan veyahut hasta ruhlu şahıslar bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde hataya düşmektedir. Bu hataların kaynağı akıl değil bilakis akıl gücünden faydalanılmamasıdır. Böylesi muhtemel sorunları önlemenin en doğru çözümü aklın ve düşünce gücünün takviye edilmesi ve Allah’ın bizlere tanıttığı hidayet önderleri olan Evliya’ya müracaat etmemizdir.  

Ayrıntılı Cevap

 Kuran’ı Kerim ayetlerini iki açıdan sınıflandırabiliriz.  İlk bakış açısına göre söz konusu olan meseleler muhkem ve müteşabih olarak ikiye ayrılırlar. Bu sınıflandırma Ali-İmran suresinin yedinci ayetinde açıkça beyan edilmiştir: "مِنْهُ آياتٌ مُحْكَماتٌ هُنَّ أُمُّ الْكِتابِ وَ أُخَرُ مُتَشابِهات‏". ‘Onun (Kur'an'ın) bazı ayetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müşabihtir.’

Diğer sınıflandırma ise Kuran’ın ayetlerinden idrak edilen farklı manalar nazara alınarak söz konusu edilmiştir. Zira Kuran’da geçen kelimelerin zahiri ve ilk anlamlarının yanı sıra rivayetlerde de tasrih edildiği üzere başka anlam katmanları da vardır. Her birey sahip olduğu tefekkür gücüne göre bu anlam katmanlarına ulaşabilir.

Yukarı zikredilen açıklama bağlamında Kuran’ın anlaşılmasında aklın rolü dört bölümde incelenebilir:

  1. Muhkem ayetlerin zahiri anlamı:

Muhkem ayetler Kuran’ı Kerim’in büyük bir bölümünü ezcümle dualar, tarihi vakıaların beyanı, ahlaki öğretiler… oluşturur. Muhkem ayetler bütün beniâdem tarafından akılla idrak edilebilecek türdendir. Bir örnek verecek olursak Kuran şöyle buyurur: "لا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْساً إِلاَّ وُسْعَها" ‘Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar.’[1] Düşünebilen her insan bu ayetten Allah Teâlâ’nın insana üstesinden gelemeyeceği teklifi vermediğini idrak edebilir. Bunu anlamanın özel bir kabiliyete ve özel bir düşünce gücüne ihtiyacı yoktur.

Kuran’ı Kerim’in bütün muhatapları bir ibaretten aynı manayı idrak edebiliyorsa bu bizlere akıllarının Kuranın kavramlarını anladığını gösterir. Buna binaen bizim aklımız Kuran’ı idrak etmekten acizdir bahanesine kimse sığınamaz. Zira Kuran’ın nazil oluş biçimi en azından onun zahiri ve ilk anlamının halkın geneli tarafından anlaşılır olduğunu göstermektedir.

  1. Muhkem ayetlerin anlam katmanları:

Bazı rivayetler esasınca Kuran’ı Kerim’in zahiri manasının doğru ve istifade edilebilir olmasının yanı sıra bunun ötesinde anlam katmanlarını bağrında barındırmaktadır. Lakin bu anlamlar ve manalar her birey için ulaşılabilir değildir. Ancak takvaya veya derin düşünce gücüne sahip olan insanlar ruhsal temizliği ve tefekkür güçleriyle doğru orantılı olarak Kuran’ın anlam ve mana katmanlarına sahip olabilirler.[2]

Böyle bir kudrete sahip olmayan bireyin Kuran ayetlerinin zahiri ve ilk manaları üzerinde düşünmesine gerek olmadığı anlamında değildir. Bilakis bu zahiri ve ilk anlamları doğru bir şekilde bütünleştirmek hem düşünce gücünü geliştirecek hem de diğer anlam katmanlarını anlamak için bir merdiven oluşturacaktır.

  1. Müteşabih ayetlerin zahiri manası:

Bazı Kuran ayetlerinde geçen ibaretlerin zahiri temel dini öğretilerle ve inançlarla uyumsuz olan bir anlam zihinde doğurmaktadır.  Örneğin: " يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْديهِم‏"  ‘Allah'ın eli (kudreti) onların ellerinin (kudretlerinin) üstündedir.’[3] Bu ayeti geçen ‘ید’ kelimesini sözlük olarak mana edecek olursak sonuç olarak Allah Teâlâ’nın diğer maddi varlıklar gibi elleri olduğu sonucuna ulaşırız ki bu anlam dinin temel esaslarıyla tamamen çelişir. Buna binaen bu zahiri anlam değil de delaletine teveccüh edilir. Eğer akıl bu sahada ayetin gerçek manasına kesin olarak ulaşamazsa bile muhkem ayetler ışığında bu ayeti kavrama noktasında belirsizlik olduğuna kanaat getirerek sözün zahirine istinatta bulunmaz. Bilakis müteşabih ayetin hakikatini anlamak için Allah’ın bizlere tanıttığı hidayet önderleri olan Kuran’ın tevilini bilen rasih Evliya’ya müracaat ederler.

  1. Müteşabih ayetlerin gerçek manası:

Ali-imran suresinin yedinci ayetinde müteşabih ayetlerin gerçek manasını yalnız Allah Teala ve ilimde rasih olan, Kuran’ın teviline ilmi olanların bildiği açıklanmıştır. Doğal olarak kimin ilmi ve takvası daha fazla ise müteşabih ayetleri idrak etme gücüde daha fazla olacaktır.

Elbette kalplerinde hastalık olan veya ilim ve idrakları çok zayıf olan bazı insanlar muhkem ayetlerin zahirinde dahi yanlış tefsirler sunmaktadır. Bu insanların amellerini bilinçli ve bilinçsiz olmak üzere ikiye ayırmak gerekir. Bu fertlerin bilinçsiz olanlarının eylem ve söylemini aklın Kuran’ın tefsirinde yanlış yaptığına ve muteber olmadığına delil göstermek ve ölçü kabul etmek doğru olmayacaktır. Bilakis Kuran yüzlerce ayette muhataplarını düşünmeye, tefekküre ve akıl etmeye davet etmektedir. Örnek olarak: “كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمْ اٰيَاتِهٖ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ” ‘İşte böyle Allah sizin için ayetlerini beyan etmektedir. Umulur ki akıl edersiniz.’[4]

 

 

 

[1] Bakara/286.

[2] Meclisi, Muhammed Bakır, Bihar’ul-Envar, 89.c, 78.s, muesse’tul-vefa, Beyrut, 1404.h.

[3] Fetih/10.

[4] Bakara/242; Ali-İmran-118, Muhammed/28…

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar