Gelişmiş Arama
Ziyaret
101430
Güncellenme Tarihi: 2011/08/21
Soru Özeti
Sadakayı kime ve nasıl vermemiz gerekiyor? Sadakanın en az limiti ne kadardır?
Soru
Nasıl sadaka vermeliyiz (zekât ve humus dışında)? Neye ve kime sadaka vermeliyiz, Sadakanın en az limiti ne kadardır?
Kısa Cevap

İslam’da sadaka vermek müstehap bir ameldir. Sadaka Allah rızası için, fakire minnet etmeden, riyadan uzak bir şekilde ve haram yolda harcanmaması şartıyla verilir. İnsanın yakınları önceliklidir. Gizli bir şekilde yapılması ise daha faziletlidir.

Sadaka temiz ve helal olan mallardan olmalıdır. Miktar olarak da ifrat ve tefrite düşülmeyecek şekilde olmalıdır ve şahsın durumuna bağlıdır. Yani ne sadaka vermekte ihmalkar olacak nede bütün her şeyini sadaka vererek kendisini zor ve muhtaç duruma düşürecek. Sadakanın en az limiti şahsın kendi durumuna bağlıdır hatta bazı rivayetlerde şöyle gelmiştir: sadaka verin hatta bir içim su dahi olsa.

Ayrıntılı Cevap

Giriş:

Kutsal İslam dininde sadakanın değeri ve önemi hakkında birçok tavsiyeleri vardır. Ayet ve hadislerde sadakanın keyfiyeti ve önemi açıklanmıştır.

İslam dinin de iki çeşit sadaka söz konusudur: 1- Farz olan sadaka o da zekâttır.  Kur'an ayetlerinde ve hadislerde miktarı ve nerelerde ve kimlere verileceği beyan olmuştur.[1] 2- Müstehap olan sadakadır. Burada sadece soruda kastedilen müstehap sadakaya değineceğiz.

a)     Sadakanın önemi:

 Hadis ve rivayetlerde geldiği üzere sadakanın fazileti oldukça fazladır ve sadaka vermenin birçok faydası beyan olmuştur. Örneğin: Sadaka rızkın artmasına, hastalıkların şifa bulmasına, cehennem ateşinden uzaklaşmaya, dünyada 70 musibeti ve belayı def etmeğe, ömrün uzamasına ve … vesile olur.[2]

b)    Sadaka vermenin şekli ve içeriği:

 Allah Teâlâ sadaka vermeyi övmüştür, ama sadaka vermenin iki şeklini de yermiştir. Bu sadakalardan biri riya için olandır ve ilk baştan batıldır. Diğeri ise sadaka verildikten sonra minnet ve eziyet etmektir bu da sadakanın sevabını yok eder. Bu iki yöntemin batıl olmasının sebebi şu açıdandır:

"Allah rızası için yapılmamıştır veya Allah rızası için yapılmış olsa bile şahıs halis niyetini koruyamamış, minnet ve eziyetle onu batıl etmiştir.[3]

Diğer bir nokta ise sadaka verme gizli olmasıdır.

 Allahu Teâlâ Kuran’da iki şekil sadaka vermeyi beyan eder: Biri açıktan olan sadaka diğeri ise gizli olan sadaka ve her ikisi de meşru'dur. Bunlardan her birinin değişik eserleri ve neticeleri vardır.

Açıktan olan sadaka halkı iyi bir amele teşvik ve davet etmek ve fakirlerin ve miskinlerin hoşnutluğunun sebebidir. Çünkü halkın içinde şefkatli onların haline acıyan ve mallarını onların sıkıntılarını gidermek için kullanan kişilerin olduğunu görürler. Bunu kıyamet gününde bir azık olsun diye yapıyorlar. Bunlar fakirlerin ümitsiz hallerine bir derman olur ve onları umutlandırır. Fakirlerin; paralıların sadece kendi menfaatleri için çalışmadıklarını bilmelerinin ve bu bakış açısına sahip olmalarının bile birçok olumlu sonucu vardır.

Gizliden sadaka vermenin etkileriyse, insanı riyadan uzak tutar fakirin onurunu, izzetini korur ve fakir küçük düşürüldüğünü hissetmez.

Sonuç olarak diyebiliriz ki açıktan olan sadakanın faydaları daha fazladır. Gizli olan sadaka ise daha halis ve daha temizdir. İhlâs İslam ‘ın temelini oluşturduğu için amel her ne kadar halis olursa fazileti daha fazladır ve bu yüzden Münezzeh olan Allah gizli de verilen sadakanın açıkta verilenden evla oluşunu şöyle buyurur: "Eğer sadakayı gizli verirseniz sizin için daha hayırlıdır.”[4]

İmam Sadık’tan nakledilen bir rivayette İmam şöyle buyurmuştur: “ Allah’ın size vacip kıldığı şeyleri açıktan yapmanız gizlide yapmanızdan daha hayırlıdır ve Allahın size müstehap kıldığı şeyleri ise gizlide yapmanız açıktan yapmanızdan daha hayırlıdır”.[5]

Elbette sadaka verirken de insan mutedil olmaya riayet etmeli yani ne sadaka verirken cimrilik etmeli ne de kendini zor duruma düşürecek şekilde sadaka vermelidir.[6]

c)     Neylerden sadaka verilir:

Neylerden sadaka verileceğine dair Kuran da ve rivayetlerde şöyle buyrulmuştur: temiz olanlardan sadaka verin. Yani temiz ve helal olan ve haram yolla elde edilmemiş mallar ve buna ek olarak da kullanımı olmayan (eski veya çalışmayan veya bozulmuş) mallardan verilmemeye çalışılmalıdır. Çünkü sadaka Allah’ın rızasını kazanmak için verilir, bir tarafı fakirler ve yoksullardır diğer tarafı ise Allah'tır. Eğer bu noktalara riayet edilmese hem Allah’a saygısızlık olur hem de yoksullar tahkir edilmiş olur.[7]

d)    Kimlere sadaka verebiliriz?

Yaşlı ve zengin olan “Amr b Cumuh”, Peygamber (s.a.a.)’a şöyle sordu: Neylerden ve kimlere sadaka verelim? Ayet nazil olup şöyle buyurdu “Sana (Allah yolunda) ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: "Harcayacağınız her türlü mal, ana baba, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalanlar için olmalıdır. Şüphesiz, Allah yapacağınız her iyiliği bilir.".[8]

Açıktır ki bu yerlerin adlarıyla zikredilmesi açık bir ölçüdür ama sadece bunlarla sınırlı değildir verilebilecek eşyalar ve infak edilebilecek insanların dairesi daha geniştir.

Buna binaen infak edilecek yerlerin geniş olmasıyla birlikte önceliklerde vardır. Malumdur ki anne, baba, daha sonra akrabalardan fakir olanlar bu konuda önceliklidirler. Onlardan sonra ihtiyaç sahipleri gelir ki aslında zati olarak fakir değildirler ama bir sorun sebebiyle mesela: yolculukta erzakı yada parası bittiği için muhtaç olmuştur ve bunları da kapsar.[9]

Bunlara ek olarak sadakanın en az limiti şahsın kendi durumuna bağlıdır bazı rivayetlerde bir içim su dahi, sadaka olarak beyan edilmiştir.[10]

Sonuç:

Ayet ve rivayetlerde belirtildiği üzere sadaka vermek çok değerli bir ameldir ama sadaka veren kişi bu işi sadece Allah’ın rızası için yapmalıdır. Dikkatli olmalıdır, minnet ve eziyet ederek sadakanın sevabını yok etmemelidir. Miktar olarak ise şahsın gücü yettiğince sadaka vermesi yeterlidir ve sadakanın verilmesinde öncelik yakınlara verilemelidir.



[1] Tevbe:60.

[2] Hur Amili, Vesail-uş Şia, 6.c,257.s.

[3] Tabatabayi, Seyit Muhammet Hüseyin, El-Mizan, 2.c,601.s.

[4] Aynısı, 2.c, 610.s.

[5] Kuleyni, Furu'l-Kafi,c. 1.s.7.

[6] Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Numune, c. 2 s. 130.

[7] Daver penah, Ebulfazl, Envaru'l-Mearif fi tefsiri'l-Kuran, 4.c,500.s.

[8] Bakar:215.

[9] Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Numune, c. 2, s. 104.

[10] Tayyip, Abdul Huseyin, Tefsiri Atyabu'l-Beyan, c. 1, s. 230

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar