Gelişmiş Arama
Ziyaret
8517
Güncellenme Tarihi: 2012/05/16
Soru Özeti
Firavun, Allah’ın imtihan vesile olan ameller aracılığıyla nasıl azap edilmektedir?
Soru
Bakara suresin 49. ayeti şöyle buyurmaktadır: Hani, sizi azabın en kötüsüne uğratan, kadınlarınızı sağ bırakıp, oğullarınızı boğazlayan Firavun ailesinden kurtarmıştık. Bunda, size Rabbinizden (gelen) büyük bir imtihan vardı. Bu ayet uyarınca imtihan etmek için Allah’ın memuru olan Firavun neden öte taraftan Allah’ın kahrına maruz kalmaktadır?
Kısa Cevap

İlahi değişmeyen sünnetlerden biri kulların imtihana ve sınamaya tabi tutulmasıdır. Bu imtihan değişik ve farklı sebep, vesile ve olaylar ile gerçekleşir. Bazı durumlarda yüce Allah zalimleri başka fertlerin imtihan vesilesi kılar ve böyle bir durumda zalimlerin ilahi imtihanın vesilesi olduklarına dair haberleri olmaz. Zalimin imtihanın vesilesi karar kılınması, onun işinin çirkinliği ve azaba müstahak oluşundan bir şeyi eksiltmez. Zira yüce Allah ona sınamanın vesilesi olmasını emretmemiştir. Yüce Allah, tekvini olarak şartları, zalimin her ne zaman kendi irade ve seçimiyle bir zulüm işlediğinde, Allah’a muhalefet etmek olan mevcut zulmün başkalarının sınanma vesilesi olacak şekilde oluşturmuştur. Bu esas uyarınca, bu zulmün bu ferdin seçtiği bir fiil olması hasebiyle cezası bulunur ve zalim buna mürtekip olduğundan azaba maruz kalır.

Ayrıntılı Cevap

Yüce Allah bu ayette İsrail oğulları kavmine bahşetmiş olduğu büyük nimetlerden birine işaret etmektedir. Bu nimet Allah’ın en büyük nimetlerinden sayılan zalimlerin sultasından kurtulma nimetidir: Hani, sizi azabın en kötüsüne uğratan, kadınlarınızı sağ bırakıp, oğullarınızı boğazlayan Firavun ailesinden kurtarmıştık. Bunda, size Rabbinizden (gelen) büyük bir imtihan vardı. Hal fiili genellikle devam ve süreklilik manasına geldiğinden, İsrail oğullarının sürekli Firavunların işkencesi altında olduğunu anlıyoruz. Onlar kendi gözleriyle günahsız oğullarının öldürüldüğünü ve öte taraftan da kızlarının da köle yapıldığını müşahede etmekteydi. Artı kendileri de daima işkence altında bulunmakta ve Kıptilerin ve firavunun etrafındakilerin köle, hizmetçi ve işçileri sayılmaktaydılar. Önemli olan şey, Kur’an’ın bu vakıayı İsrail oğulları için zorlu ve azim bir sınama saymasıdır (belanın manalarından biri imtihandır). Evet, gerçektende bütün bu eziyetlere tahammül etmek zor bir imtihan idi.[1] Ama neden firavun ilahi imtihanların vesilesi olan bu amellerinden dolayı azaba maruz kalmıştır? Cevabın açığa kavuşması için evrende meydana gelen hadiselerin değişik boyutlara sahip olduğuna dikkat etmek gerekir; bir hadise bir şahıs için azap ve bir başka şahıs için imtihan ve üçüncü bir şahıs için ise Allah katında yüksek bir derece ve makama gelmenin vesilesi olabilir. İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: Meydana gelen bela ve hadiseler, zalimlerin edeplenmesi, müminlerin imtihana tabi tutulması ve müminlerin derecelerin yükselmesi ve de ilahi velilerin kerametinin vesilesidir.[2] Öte taraftan ilahi değişmeyen sünnetlerden biri kulların imtihan ve sınanmasıdır. Kur’an bu ilahi sünnet hakkında şöyle buyuruyor: İnsanlar, “İnandık” demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler. Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Allah, doğru söyleyenleri de mutlaka bilir, yalancıları da mutlaka bilir.[3] Bu imtihan değişik ve farklı sebep, vesile ve hadiseler ile gerçekleşir. Bazı fertler fakirlik, bazıları servet, bazıları hastalık, bazıları sağlık, bazıları güç, bazıları güçsüzlük ve olanaksızlık, bir halk sel ve deprem ve bir başka halk ise rahatlık ve huzur, bazıları hayır ve bazıları ise şer ile ilahi imtihana tabi tutulur. Kur’an sınama türlerini beyan ederek şöyle buyurmaktadır: Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz.[4] Böylece insanların bazısını bazısı ile denedik ki, “Allah, aramızdan şu adamları mı iman nimetine lâyık gördü?” desinler. Allah, şükreden kullarını daha iyi bilen değil mi?[5] Yani sizin bazınızı diğer bazılarınıza sınama vesilesi karar kılıyoruz. Bazı durumlarda yüce Allah zalimleri başka fertleri imtihan etmek için vesile karar kılar ve onlar ilahi imtihanın bir vesilesi olduklarından habersiz olurlar. Zalimin imtihan vesilesi karar kılınması, onun işinin çirkinliği ve azaba müstahak oluşundan bir şey eksiltmez; zira yüce Allah ona sınama vesilesi olmasını emretmemiştir. Allah tekvini olarak şartları öyle bir şekilde hazırlamıştır ki her ne zaman bir zalim kendi irade ve seçimiyle bir zulme mürtekip olursa, yüce Allah onun bu zulmüyle başka fertleri imtihan eder. Ama başka bir taraftan ise bu zulüm ferdin seçmiş olduğu bir fiil olması hasebiyle ceza taşır ve zalim buna bulaştığından azaba maruz kalır. Hakeza diğer taraftan da yüce Allah birçok yerde kendi dinini zalimlerin vasıtasıyla desteklemiş ve dinine yardım etmiştir. Hz Peygamber şöyle buyurmuştur: “Allah bu dine (İslam) hiç ehliyeti olmayan kimseler vesilesi ile yardım etmektedir.”[6] Her ne kadar bazen bu kâfir ve zalim fertlerin zalimce amelleri dinin güçlenmesi ve takviye edilmesine sebep olsa da onlar bu neticeden hiçbir ecir ve sevap almazlar. Bu açıklamayla söz konusu ayetin manası aydınlanmış oldu ve zalim bir ferdin amelinin ilahi sınamaya vesile olmasının onun işinin çirkinlik ve kötülüğünü yok etmediğini ve onun azabından bir şeyi eksiltmediği belirlenmiş oldu; zira yüce Allah ona bu sınamanın vesilesi olmasını emretmemiştir ve sınamaya vesile olan şey gerçekte onun zalimce yaptığı fiildir.   

 


[1] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsiri Numune, c: 1, s: 248 ve 429 (00000), Neşri Daru’l Kutubu İslamiye, Tahran, 1374 h.ş.

[2] Nuri, Müstedrekü’l Vesail, c: 2, s: 438, 23 – 2400, Camiu’l Ahbar, قَالَ أَمِيرُ الْمُؤْمِنِينَ ع إِنَ الْبَلَاءَ لِلظَّالِمِ أَدَبٌ وَ لِلْمُؤْمِنِ امْتِحَانٌ وَ لِلْأَنْبِيَاءِ دَرَجَةٌ وَ لِلْأَوْلِيَاءِ كَرَامَةٌ, İntişaratı A’lul Beyt, Kum, 1408 h.k.

[3] Ankebut Suresi, 2 ve 3. ayet, " أَ حَسِبَ النَّاسُ أَن يُترَْكُواْ أَن يَقُولُواْ ءَامَنَّا وَ هُمْ لَا يُفْتَنُونَ(2)وَ لَقَدْ فَتَنَّا الَّذِينَ مِن قَبْلِهِم‏"

[4] Enbiya Suresi, 35. ayet, " وَ نَبْلُوكُم بِالشَّرِّ وَ الخَْيرِْ فِتْنَةً  وَ إِلَيْنَا تُرْجَعُونَ "

[5] En’am Suresi, 53. ayet, "وَ كَذَالِكَ فَتَنَّا بَعْضَهُم بِبَعْضٍ..."

[6] Kuleyni, Muhammed bin Yakup, El- Kafi, c: 5, s: 19, :"... إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَ جَلَّ يَنْصُرُ هَذَا الدِّينَ بِأَقْوَامٍ لَا خَلَاقَ لَهُمْ ...", Neşri Daru’l Kutubu İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Ehli Sünnete mensup bir Müslüman Şiilerin duasını okuyabilir mi?
    7140 Pratik Ahlak 2011/09/13
    Şiiler tarafından nakledilen duaların tümü Peygamberin (s.a.a) ailesi olan imamlardan bize ulaşması, Peygamberin (s.a.a) tavsiyesince onlara tutunma ve uymanın kurtuluşa neden olması ve buna ek olarak Şia ve Ehli Sünnetin itirafıyla imamların dua ve münacatta insanların önderi sayılması nedeniyle, onlar tarafından nakledilen duaların gerçeğe ve icabete daha yakın olacağı ...
  • Şia’nın bakışında sihir nedir? Nasıl iptal edilebilir?
    11559 Tefsir 2011/01/20
     Sihir olağanüstü bir fiil olup bazen bir tür hipnotizma ve hokkabazlıktır ve bazen de sadece ruhsal, hayali ve telkinsel yöne sahiptir. Bazen tanınmamış fiziksel ve kimyasal özelliklerden yararlanarak, bazen bir takım cisim ve unsurlardan istifade ederek ve bazen de şeytanlardan yardım alma yoluyla gerçekleşir. Sihirbazlar sapık ...
  • Bankalardan alınan faizin hükmü nedir? İslami ve İslami olmayan devletlerin bankalarından alınan faizin hükmünün bir farklılığı var mı?
    12943 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/15
    Müslüman olmayan ülkelerin bankalarında gerçekleştirilen işlemler hakkında Ayetullah Hamanei’nin fetvası şöyledir:A)                  Faiz vermek haramdır. Yani bankadan fazla ödemek kaydıyla bir para borç alınırsa bu haramdır. Ancak haramı işlemeyi helal kılan bir zaruret söz konusu olursa o başka. Ama şahıs harama düşmemek ...
  • İyi ve kötülerin birbirlerine karşı olan sevgi ve kini nasıldır?
    5857 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/11/12
    Sorunun açıklığa kavuşması için İmam Askeri’nin (a.s) hadisinin metnini hatırlatacağız. İmam Hasan Askeri (a.s) şöyle buyurmuşlardır: “İyilerin, iyilerle dostluğu, iyiler için sevaptır, kötülerin, iyilere muhabbeti, iyiler için büyüklüktür; kötülerin, iyilerle düşmanlığı, iyiler için süstür (ziynettir) ve iyilerin, kötülerle düşmanlığı, kütüler için rüsvalıktır.”[1] Buna ...
  • Amerika ve İngiltere müşrik sayılır mı? Onlar müşriklerden uzak olma merasiminin içine girer mi?
    7325 Eski Kelam İlmi 2012/06/16
    Müşrik, Allah-u Teâlâ için ortak ve eş gözeten kimseye denir. Hıristiyanlar teslise (bağımsız olarak üç şeye tapmak) inanır. Bazı Yahudiler de Uzeyr’i Allah’ın oğlu bilir. Bu her iki husus da ilahi zatta terkibe neden olur. Hâlbuki Allah’ta terkip bulunmaz ve o tam, kâmil ve yalın bir varlığa ...
  • Bilal evlenmiş midir, yoksa evlenmemiş midir? Eğer evlenmiş ise çocuğu veya çocukları var mıdır?
    5720 تاريخ بزرگان 2010/09/04
    Tarih kitaplarında Bilal’in evliliği hakkında bilgi bulunmaktadır. Örneğin peygamberin ısrarı ile beni Kenan kabilesinden bir kadınla evlenmiştir.[1] Bir başka yerde de beni Zühre kabilesinden bir kadınla evlendiği nakledilmiştir.[2] Bir başka kaynağa göre de ...
  • Peygamber (s.a.a) zamanında ve Peygamber (s.a.a)’den önce kadınların tesettürü nasıldı?
    11758 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/29
    Bazen tesettür kelimesi yerine hicap kelimesi kullanılmaktadır; hicap sözlükte; perde, örtü ve iki şey arasındaki engel ve ayırıcı anlamına gelmektedir. Tabi müfessirlerin ve araştırmacıların söylediği gibi, hicap kelimesinin kadınların örtüsü anlamında kullanılması günümüzde ortaya çıkmıştır, yani yeni bir terimdir. Geçmişte, özellikle fakihlerin kullandığı kelime, ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6236 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Neden Hz. Ali, Ömer’in tayin ettiği altı kişilik şurada hilafet hakkının kendisinin olduğunu belirten nasslara ve delillere istinat etmedi?
    12508 تاريخ بزرگان 2011/05/23
    İlkin; Hz. Ali (a.s.) şuranın üyesi olan altı kişi için Peygamberin (s.a.a.) kendisi hakkında söylemiş olduğu tavsiyeleri hatırlattı. Sahip olduğu faziletleri ve bu makama liyakatli olduğunu onlar için açıkladı. İkinci olarak; Hz. Ali (a.s.) eğer bazı zamanlarda ve bazı yerlerde sükût ediyor ve konuşmuyordu ise bu her ...
  • Dua psikolojisi hakkındaki kaynakları tanıtır mısınız?
    5184 Pratik Ahlak 2010/10/12
    Dua psikolojisi hakkındaki kaynaklar üç kısımdır:a)Din psikolojisini genel olarak ele alan kaynaklar.Ancak bunlardua psikolojisini özel olarak işlememişlerdir. Örneğin William James’inyazdığı, Muhammed Kaini’nin tercüme ettiği ‘Din ve Revan’ (Din ve Ruh) ve Mesut Azerbaycani’nin yazdığı ‘Revanşinasi-i Din’ (Din Psikolojisi) bu türendir.

En Çok Okunanlar