Gelişmiş Arama
Ziyaret
16094
Güncellenme Tarihi: 2012/03/12
Soru Özeti
“Ve necmu ve şeceru yescudan” ayetinde yıldız ile ağaç secde ediyor diyor ve bundan bahis edilmektedir, onların secde etiklerinden maksat nedir?
Soru
İnsan secdeye gitmek içi eğiliyor ve alnını toprağa koyuyor, hal böyle iken “Ve necmu ve şeceru yescudan” ayetinde olduğu üzer necm ile ağaç secde ediyor deniliyor ve bundan bahis edilmektedir. Onların secde etiklerinden maksat nedir?
Kısa Cevap

Necm yıldız anlamındadır. Bazen de sapı (sake) olmayan ot anlamına gelir. Bu ayette (rahman, 6) ise şecere (ağaç) karinesinden ötürü ikinci yani sapı (saka) olmayan bitki anlamına gelmektedir. Bu kelime asıl itibarıyla çıkmak (tuluu) anlamındadır. Eğer sapı olamayan bitkileri için “necm” kelimesi kollanılıyor ise bitkilerin yer altından çıktıkları içindir.

“Şecer” kelimesi sapı ve kökü olan otlar için kollanılıyor. Hububat meyve ağaçları ve… gibi bitkiler Arapçada “şecer” deniliyor. Buna binen ve “necm” ve “şecer” kelimelerinin ayette yan yana kollanıldığına dikkat ederek birçok müfessir “necm” ve “şecer”in secde etmelerinden maksat bu iki tür varlıkların Allah’ın emri karşısında boyun eğmek ve onun emrine teslim olmak mahiyetindedir. Yani onun emrine itaat ederek yer altından başını çıkarıp ve Onun emri doğrultusunda gelişiyor ve rüşt ediyorlar.

Elbette bazı müfessirler de “necm” kelimesini asıl manasına yani gökyüzünde var olan yıldızlara hamletmişlerdir. “Şecer” kelimesini de yeryüzünde var olup tanıdığımız ağaç olduğunu söylemişlerdir. Şayet bu ikisine birlikte işaret edilmesinden güdülen hedef tabiat ve doğal âleminde bir birinden veya bize en yakın ve bizden en uzak olan şeylerin Allaha teslim olduklarını hatırlatmaktır.   

Netice itibariyle “Necm” kelimesinden maksat ister yıldız manasında olsun ister ot ve bitki olsun onların secde etmeleri insanın yaptığı şeklinde (alnını yere koyarak) secde ettiği gibi değildir. Belki Allah karşı huzuu etmek ve ona teslim olmak anlamındadır. Bütün varlıklar onun karşısında teslim olmuş ve Onu tespih ediyorlar. Elbette her birisi kendi varlık türüne münasip bir dille.

Ayrıntılı Cevap

Söz konusu ayetin manası ve “necm” ve “şecer” gibi varlıkların yaptıkları secdeden maksadın ne olduğunun anlaşılması için zorunlu olarak ilkin bu iki kelimenin anlamını inceliyoruz. Daha sonra ayetin tefsirine geçiyoruz ki kuranda “necm” ve “şecer”in yaptıkları secdeden maksadın ne olduğunu açıklamaya çalışacağız.

Necm: “Necm” Ragıbi Isfehani’nin “Müfredad” adlı eserinde söylediğine göre “necm kelimesinin aslı yıldızdır. Bazen de sapı olmayan bitki anlamına geliyor.[1] Asıl itibariyle de bu kelime tuluu yani çıkmak anlamındadır. Eğer sapı olamayan bitkiler için “necm” kelimesi kullanılıyor ise otların yer altından çıktıkları için ve eğer gökyüzündeki yıldızları için kullanılıyor ise onların tuluu ettikleri içindir. Bu ayette (rahman, 6) ise şecere (ağaç) karinesinden ötürü ikinci yani sapı (sakesi) olmayan bitki anlamına geldiği anlaşılmaktadır. Bu bakımdan “necm” kelimesi sapı olamayan; kabak, salatalık, karpuz ve…gibi ürünlerin bitkisine (otuna) deniliyor.

Şecer: “Şecer” sapılı olan[2] değişik bitkilere denilir.[3] Hububat, ağaç ve…gibi şeylere şecer deniliyor. Buna binaen “necm” kelimesinin asıl anlamı yıldız olmasına rağmen bazı müfessirler bu kelimenin “şecer” kelimesinin yanında kollanıldığından dolayı “necm” kelimesini sapı olmayan bitkiler şeklinde mana etmişlerdir. Zikir edilen bu mukaddime ve bu iki kelime (necm ve şecer) için zikredilen manayı dikkate alarak bu iki varlığın yaptığı secdeden maksadın ne olduğunun açıklanması için müfessirlerin bu ayete getirdikleri tefsirlere geçeceğiz.

Kuranın birçok müfessirleri necm kelimesinin sapı olamayan bitkiler anlamında olduğunu söyledikten sonra bitkilerin ve ağaçların yaptıkları secdeden maksat onların soru ve sualsiz Allah u Teâlâ’ya itaat etmeleri anlamında olduğunu savunmuşlardır. Buradaki itaat de onların tekvin âlemine hâkim olan kanuna tabi olmaları ve Allahın tekvin âlemi için belirtmiş olduğu yörüngeye ters ve aykırı gitmemeleridir.

Allame Tabatabai meşhur müfessirlerin necm için zikretmiş oldukları manayı zikrettikten sonra şöyle diyor: “…bu mana güzel bir manadır. Bu tefsiri teyit ve güçlendiren şey “necm” kelimesinin “şecer” kelimesiyle yan yana gelmesidir. Bir önceki ayette “şems” (güneş) ve kamer (ay) kelimelerin zikredilmesi necm kelimesinin göklerdeki yıldız anlamında olduğu tasavvurunu zihinlerde şekillendirse bile. Bu secdeden maksat bu iki tür varlıkların Allah’ın emri karşısında boyun eğip onun emrine teslim olmak mahiyetindedir. Yani onun emrine itaat ederek yer altından başını çıkarıp ve Onun emri doğrultusunda gelişiyor ve rüşt ediyor olmalarıdır…”[4]  

Bazı müfessirler de necm kelimesini asıl anlamına (yıldız) hamlederek şöyle diyorlar: Şayet bu ikisine birlikte işaret edilmesinden güdülen hedef tabiat ve doğal âleminde bizden en uzak ve en yakın olan şeylerin Allaha teslim olduklarını bize hatırlatmaktır. Bunlar her ne kadar zahiri itibarlarıyla camit ve ruhsuzdurlar ise de ama onları rablerinin itaatine davet eden bir miktar his ve anlama kabiliyetleri vardır. “Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tespih ederler. Her şey O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz onların tespihlerini anlamazsınız”.[5]

Secde huzuu ve ubudiyetin en son mertebesine delalet ettiğinden dolayı yıldız ve ağaçların secde etmeleri onların huzuu ettikleri anlamında değil belki Allahın onlar hakkında tecelli eden ilahi sünnetle irtibatlıdır. Zira hiçbir yıldız kendisi için belirtilmiş olan yörüngenin dışına çıktığını ve hiçbir ağacın kendi meyvesi dışında başka bir meyve verdiğini göremezsiniz.[6]    

Netice itibariyle; “Necm” kelimesinden maksat ister yıldız olsun ister ot ve bitki olsun onların secde etmeleri insanın yaptığı şeklinde (alnını yere koyarak) secde gibi değildir. Belki Allaha karşı huzuu etmek ve ona teslim olmak anlamındadır. “Bütün varlıklar onun karşısında teslim olmuş ve Onu tespih ediyorlar. Elbette her birisi kendi varlık şeklinkine münasip bir dille. Zira her çeşit varlığın kendisine has bir secde şekli var. Ama biz başımızda var olan bu gözlerle onların yaptığı secdeyi derk edemiyoruz”.[7] Her çeşit varlığın kendisine has yaptıkları bir tespih türü var ama biz onların tespih türünü anlayamıyoruz. Bunun delili şu ayettir: “Ancak, siz onların tespihlerini anlamazsınız”. Konuyla alakalı daha fazla bilgi edinmek için er-rehman suresinin 6. Ayetinin zeylinde tefsir kitaplarına müracaat ediniz. 

 


[1] Rahgıb Isfehani, “el-mufredat fi garibi’l-kuran”, madde:“necm”. 

[2] A.g.e., madde: “şecer”.

[3] Turayhani, Fahruddin, “Mecmeü’l-Bahreyn” madde: “şecer”.

[4] Tabatabai, Seyit Muhammed Hüseyin , “Tefsiri el-Mizan”, Kum: Defter-i İntişarat-i İslami,  1417, c. 19, s. 96. 

[5] İrsra, 44.

[6]  Müterciman, “Tefsir-i Hidayet”, baskı, 3, Meşhed: Bunyadi , Pejohışhyı İslam-i Astan Kudsi Rezevi, c. 14, s. 291.

[7]  Ma sami’im ve besirim ve huşim  

ba şoma na mahreman ma hamuşim.

Yan: Biz dinleyeniz ve basiriz ve uyanığız,

Biz siz namahremlere karşı sönüğüz.

(Mevlevi, mesnevi manevi, defteri sivum, s. 387).

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    5329 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Hz. İsa’nın evlenmemesinin özel bir nedeni mi vardı?
    25658 Eski Kelam İlmi 2012/05/30
    Hz. İsa’nın evlenmesi konusunda dini öğretilerde işaret edilen bazı meselelere bakıldığında ilk anda Hz. İsa’nın evliliğe karşı olduğu düşüncesini doğurmaktadır. Ancak Kur’an ve rivayetlerin önemle yaptıkları tavsiyeler göz önüne alındığında ve Hz. İsa’nın (a.s) yaşamı incelediğinde Onun evliliğe karşı olmadığı görülecektir. Onun evlenmemesinin nedeni kendi özel yaşamının ...
  • Dünyevi ihtiyaçları karşılamak için Goldquest (Quest.net) faaliyetlerine katılmak haram mıdır?
    6719 Ahlak 2011/07/14
    1- Böyle şirketlerin faaliyetlerine katılmak halkımızın ekonomisine zarar verdiği için İslam cumhuriyetinin yargısı tarafından yasaklanmış ve bütün taklit merciileri de birçok şer’i sakıncaları olduğundan onlara katılıp ortak olmanın haram olduğu yönünde fetva vermişlerdir. Bizlerde bu ülkede yaşadığımızdan dünyevi ihtiyaçlarımızı karşılamak kastıyla da olsa bu ...
  • Peygamberin (s.a.a) soyundan gelenlerin de humus vermesi gerekiyor mu?
    5861 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    İnsanın ticaret, endüstri veya diğer işlerden elde ettiği mal kendi ve ailesinin yıllık harcamasından fazla olursa, bu zamanda onun humusunu yani beşte birini gerekli şartlara sahip bir müçtehide vermesi veya o müçtehidin harcanmasına izin verdiği yere ulaştırılması gerekir.
  • Acaba irfan bağlamında Nehcü’l Belağa’da numuneler mevcut mudur?
    6591 Pratik İrfan 2012/07/21
    İrfan, imamların nazarında pratik ve teorik irfan olmak üzere iki kısma ayrılmamaktadır ve onların sire ve lisanlarında pratik irfan teorik irfandan ayrı değildir; zira onlar pratik irfanla hakikatlerin tanımını elde ettiler ve sonra elde etikleri hakikatlerin tanımını kelam kalıbına dökerek insanlara sundular. Ayriyeten irfanın teorik ve pratik ...
  • Kuran’ı Kerim’de zikredilen Hz. Musa (a.s)’ın dokuz mucizesi nedir?
    2307 پیامبران و کتابهای آسمانی 2020/01/19
  • İslam’ın, tenasüh (reenkarnasyon) hakkındaki görüşü nedir?
    12836 Eski Kelam İlmi 2008/11/02
    Asırlar önce Hindistan’da, reenkarnasyon görüşü ortaya atılmış ve ruhların defalarca tekrar dünyaya geri dönmesi hakkında dünya çapında bir inanç yaygınlaşmıştır. Bu görüş, asırların geçmesiyle dünyadaki halkların birçoğunun ilgisini çekmiş ve hatta bazıları, mezhebi bir inanç olarak ona bağlanmışlardır. Bu kesintisiz süre içersinde, büyük bilginler ...
  • Hz. Ebu Talib'in imanını ispatlayan deliller nelerdir?
    16457 تاريخ بزرگان 2010/03/09
    Soruda nakledilen hadis "merfu'e"dir ve senet yönünden müsnet hadisler derecesinde bir itibarı bulunmamaktadır. Fakat biz Hz. Ebu Talib'in imanını ispat etmek için bu rivayete istinat etmiyoruz. Çünkü o hazretin imanını ispatlamak için birçok sahih ve güçlü hadis ve rivayet nakledilmiştir. Hz. Ebu Talib'in Allah'a ve ...
  • Domuz enzimli cips yemek caiz midir?
    7288 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Büyük taklit mercileri yukarıdaki soruyu şöyle yanıt vermişlerdir:Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (ömrü uzun olsun):Sorudaki varsayımda caiz değildir.Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi (ömrü uzun olsun):Caiz değildir.
  • Keramet (Değerlilik ve onurluluk) nedir? Onurluluk nasıl kazanılır? Değerli ve onurlu insanların Allah katındaki makamı nedir?
    16719 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    Keramet (onurlu olmak) aşağılık ve alçaklıktan uzak olmak ve her türlü zillet ve aşağılıktan uzak olan temiz ve değerli ruha kerim (onurlu) insan denir. Kerim (onurlu) sözcüğünün karşıtı seciyesiz anlamında leim’dir. Onurluluk ve saygınlığın zirvesine varmak için insanın takvayla donanması gerekir. Takva kişinin ...

En Çok Okunanlar