Gelişmiş Arama
Ziyaret
8403
Güncellenme Tarihi: 2014/05/19
Soru Özeti
Acaba Kuran’ı Kerim’de açıkça karaborsacılığa değinilmiş midir?
Soru
Acaba Kuran’ı Kerim’de açıkça karaborsacılığa değinilmiş midir?
Kısa Cevap
Kuran’ı Kerim’de karaborsacılık terimi açıkça ifade edilmiş olmasa da karaborsacılıkla ilgili olan ve aynı sonucu doğuran meseleler beyan edilmiştir. Hileli satış ve stokçuluk açıkça beyan edilmiştir. Başka bir ifadeyle stokçuluğun yasaklanması, stokçunun melun ve suçlu tanıtılması gerçekte karaborsacılığın men edilmesi ve kınanmasıdır. Zira stokçunun temel gıda ürünlerini depolarda saklamakta amacı halkın zora düşmesi, talebin artması ve fiyatların yükselmesidir.
Kuran’ı Kerimde karaborsacılık teriminin açıkça tasrih edilmeme sebebi Kuran’ın yöntemsel olarak genel çerçeveyi beyan ettiği ve bunun açıklamasının müfessirlerine yani Masum İmamlarına bırakılmış olması olabilir. Masum İmamlar İslam dinin hakikatlerini beyan ederken ezcümle karaborsacılıktan sakınılması gerektiğini özellikle vurgulamışlardır. Elbette Kuran’ı Kerim ticaret için belirlediği çerçeve karaborsacılığın önünü alma noktasında oldukça etkin bir çözüm yolu sunmaktadır. Örneğin Kuran hırsı, tamahı, zulmü, stokçuluğu ve malı değersizleştirmeyi kınamış insafa ve adalete davet etmiştir.
Ayrıntılı Cevap
 Kuran’ı Kerim’de karaborsacılık terimi açıkça ifade edilmiş olmasa da karaborsacılıkla ilgili olan ve aynı sonucu doğuran meseleler beyan edilmiştir. Hileli satış ve stokçuluk açıkça beyan edilmiştir.
Buna göre söze hileli satışla ilgili ayet ve rivayetlerden faydalanarak devam edeceğiz. Böylelikle söz konusu soruya cevap vermiş olalım.
İfade etmek isteriz karaborsacılık, hileli satış ve stokçuluk özü itibariyle bir başkasının malını dalavere yoluyla elde etmede rolü olan suçlardandır. Bu suçlar ya özü itibariyle ya da itibar ve anlaşma türü hasebiyle fasittirler. Karaborsacılık dalavere yol açtığı için özü itibariyle fasit bir suçtur. Zira insan fıtratı buna karşı çıkmakta ve aklıselim onu kötü bilmektedir. İşte bu yüzden hem şeriat hem örf onu kınamakta, yasaklamakta ve cezayı müstahak bilmektedir.
Kuran’ı Kerim’de hileli satış açıkça ve tekrar tekrar şiddetle kınanmış ve bu suça karşılık dünyevi ceza olarak “Medyen” şehrinin yerle bir ve halkının yok olması tanıtılmıştır.
Kuran’ı Kerim’de bazı surelerde ve ayetlerde hileli satış şöyle geçmektedir:
  1. Mutaffifin suresine tartıda hile yapanlar adı verilmiştir. “Ölçüde ve tartıda hile yapanların vay hâline! Onlar insanlardan (bir şey) ölçüp aldıkları zaman, tam ölçerler. Fakat kendileri onlara bir şey ölçüp yahut tartıp verdikleri zaman eksik ölçüp tartarlar. Yoksa onlar, büyük bir günde diriltileceklerini sanmıyor mu? İnsanların, alemlerin Rabbi için kalkacağı günde.”[1]
  2. İsra suresi:  İsra suresi: " وَ أَوْفُوا الْكَيْلَ إِذا كِلْتُمْ وَ زِنُوا بِالْقِسْطاسِ الْمُسْتَقيمِ ذلِكَ خَيْرٌ وَ أَحْسَنُ تَأْويلا"[2]
      Ölçtüğünüz vakit tam ölçün ve doğru terazi ile tartın, bu hem hayırlı hem de akıbetçe daha    güzeldir.
  1. Rahman suresi: "والسماء رفعها و وضع الميزان. الا تطغوافي الميزان. واقيموا الوزن بالقسط ولاتخسروا الميزان" [3] “Göğü yükseltti ve mizanı koydu. Ölçüde haddi aşmayın. Tartıyı adaletle yapın, teraziyi eksik tutmayın.”
  2. Araf suresi: Bu surede Allah Teâlâ Medyan ahalisi olan Şuayb’in kavmine hitap ederek şöyle buyuruyor: “Artık ölçüyü ve tartıyı tam yapın. İnsanların mallarını eksiltmeyin. Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk etmeyin. İnananlar iseniz bunlar sizin için hayırlıdır.”[4]
  3. Hud suresinde: Bu surede de Allah Teala Medyen halkının hikayesine, Şuayb peygambere karşı yakışıksız davranışlarına ve başlarına gelen korkunç sona değinerek hileli satış hakkında şöyle buyuruyor:  
"وَ إِلى‏ مَدْيَنَ أَخاهُمْ شُعَيْباً قالَ يا قَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ ما لَكُمْ مِنْ إِلهٍ غَيْرُهُ وَ لا تَنْقُصُوا الْمِكْيالَ وَ الْميزانَ إِنِّي أَراكُمْ بِخَيْرٍ وَ إِنِّي أَخافُ عَلَيْكُمْ عَذابَ يَوْمٍ مُحيطٍ"
“Medyen halkına da kardeşleri Şuayb'ı peygamber gönderdik. O, şöyle dedi: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka hiçbir ilâhınız yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Ben sizi hayır(bolluk) içinde görüyorum. Ben sizin adınıza kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum."[5]
"Ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. İnsanların eşyalarını (mallarını ve haklarını) eksiltmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın. Ben sizi refah içinde görüyorum ama adınıza kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum. Ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle üzere tam ve eksiksiz yapın. İnsanların haklarını çiğnemeyin. Bu işinizle yeryüzünde fesadı yaymayın. Allah’ın emir ve yasaklarına itaat ederek hilesiz satış yapmanızdan size kalacak olan daha fazla hayır bereketin sağlanması olacaktır. Eğer inanan iseniz; ben sizin başınıza bekçi değilim, Allah sizlerin halini gören ve bilendir. Ben sadece bir uyarıcıyım.[6]
  1. Enam suresinde "واوفوا الكيل و الميزان بالقسط" [7] Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. Allah Teâlâ bu surede kullarına haram kıldığı şeyleri saymaktadır. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. (Zina ve benzeri) çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın.  Yetimin malına el uzatmayın ve aşırıya gitmeyin. Allah'ın haram (dokunulmaz) kıldığı canı öldürmeyin. Son olarak ta ölçü ve tartının doğru olması ve hileli satıştan uzak durmak.
Burada dikkate değer olan nokta şudur ki hileli satışı büyük günahların yanında sayması bu konunun önemini açığa çıkarmaktadır.
İfade etmek isteriz ki karaborsacılığın direkt ve açıkça Kuran’ı Kerimde beyan edilmiş olmamasının sebebini birkaç nüktede açıklamak mümkündür.
Evvela sizlerin de bildiği gibi Kuran’ı Kerimin konuları beyan yöntemi genel olarak meseleyi açıklamak ayrıntıları Onun müfessiri olan Ehlibeyt (a.s)’a bırakmaktır. Kuran’ı Kerimde açıklanmamış veya genel çerçevenin belirtildiği konuların ayrıntılı beyanı sünnetin uhdesine bırakılmıştır. Karaborsacılık konusu da bu konulardan olup hükmünü açıklamak Ehlibeyt (a.s)’ın beyanına bırakılmıştır. Örneğin İmam Cafer Sadık (a.s) desturuyla girişilen ticaret hadisesinde böyle bir olay vuku bulmuştur.[8]  Bu yöntemin Kuran’ı Kerim’in Kapsayıcı oluşuyla hiçbir çelişki taşımaz. Kuran’ı Kerim’in insanoğlunun kıyamet gününe kadar ihtiyaç duyduğu her şey Kuran’ı Kerim de gelmiş olup İslam Peygamberine hepsi açıklanmıştır. Ama bundan anlaşılması gereken Kuran’ın matematik, coğrafya ve… bütün bilimlerin ayrıntılarıyla açıklandığı büyük bir Ansiklopedi olduğu değildir. Bilakis Kuran temel ve genel kanunların açıklandığı bir kitaptır. Örneğin: vergi, hukuk, Ticaret kanunu, kira, anlaşma gibi işlem kanunları veya kamu yasaları açıklanmıştır. Örneğin kısas, had… Genel yasalar örneğin namaz, oruç, haç, abdest gusül vb… bütün bunlar Kuran’da gelmiş ama ayrıntılarının beyanı Masum İmamlara bırakılmıştır.
Saniyen Kuran’ın nazil olduğu zamanda fiyatların belirlendiği ve tespit edildi bir kurum ve merkez bulunmamaktaydı. Ürünlerin kıymetini o küçük ve sınırlı alanda var olan arz talep ilişkisi belirlemekteydi. Kuran’ı Kerim’in insanoğlunun bütün ihtiyaçlarına cevap veren ve her konunun hükmünün açıklandığı bir kitap olduğu göz önünde bulunduracak olursak. Bizlerin ele aldığı hileli satış konusu açık ve net bir şekilde incelenmiş olup defalarca üzerine basa basa ayıplanarak bu işin yok edici, kötü sonuçları tanıtılmıştır. Hileli satış ve karaborsa satışta ana mekanizmanın ürün ile fiyatı arasında denge ve ölçü faktörünün ortadan kaldırılması olduğu aşikardır. Zira hileli satış tayin edilen ölçüden daha az ürüne karşılık o ölçüye tayin edilen karşılığı almak karaborsa ise tayin edilen ölçüye karşılık tayin edilen karşılıktan fazlasını almaktır. Bu durumda toplumda yaygın olan alışveriş tarzı ve zamanın gereklilikleri göz önünde bulundurularak toplumun maslahatı ve aklın hükmü üzere aynı hukuki mantaliteyi taşıdıklarına hükmedilir. Hileli satış için geçerli olan ahkam karaborsacılık içinde tatbik edilir.
Salisen bütün bunları bir kenara bırakacak olsak dahi Kuran ticaret babında ahlaki boyutta bir çerçeve beyan etmiştir. Bu öngörü karaborsacılığın engellenmesinde önemli bir çözüm yolu bizlere sunmaktadır. Bu ahlaki çerçeve örneğin: tamah ve hırstan uzak olma, zulme razı gelmeme, stokçuluk yapmama, indirim yapma, insaf sahibi olma ve… aynı şekilde stokçuluğun yasaklandığı ve stokçunun[9] melun ve haksız sayıldığı deliller gerçekte karaborsacılığın ayıplandığı ve men edildiği yargılardır. Zira stokçunun temel gıda ürünlerini stok yapmaktaki kastı arzı azaltıp talebi çoğaltmak ve insanları zora sokarak ürünün fiyatını yükseltmektir. Gerçekte stokçuluk karaborsacılığın hazırlığı ve mukaddemesidir.
 

[1] بسم الله الرحمن الرحيم . ويل للمطففين الذين اذا اكتالوا علي الناس يستوفون. و اذا كالو هم او وزنو هم يخسرون. الا يظن اولئك انهم مبعوثون. ليوم عظيم. يوم يقوم الناس لرب العالمين.
[2] İsra,35.
[3] Rahman, 7-9.
[4] Araf, 85.
[5] Hud, 84.
[6] Medyen halkı hadisesi hakkında hud suresinin 84-95 ayetlerine müracaat edebilirsiniz.
[7] Enam, 125.
[8] Şehit Mutahari, Dastan rastan, Rivayet edilir ki: İmam Sadık (a.s)’ın bakımını üslendiği insanların sayısı artığı için geçim için ihtiyaç duyduğu harcamalarda artmıştı. İmam Sadık (a.s) ticaret ve alışveriş yoluyla ev halkının geçim ihtiyaçlarını karşılayacak bir gelir elde etmeye karar verdi. Hazret bin dinar hazırlayacak “Musadif” adında çalışanına şöyle buyurdu: “Bu bin dinarı al ticarete ve Mısıra gitmeye kendini hazırla dedi.” Musadif’in kafilesi Mısıra yaklaştığı sırada Mısır’dan ticaretten dönen başka bir kafileyle karşılaştı.  Birbirleriyle sohbet edip piyasanın durumundan haberdar oldular. Sohbet sırasında son zamanlarda Musadif ve arkadaşlarının satmak istedikleri ürünün Mısır piyasasında az bulunduğu için fiyatının yükseldiği ve arzın fazla olduğunu öğrendiler. Ezkaza bu ürün temel gıda ürünlerinden olup halk ne pahasına olursa olsun almak zorunda olduğu bir üründü. Mal sahipleri şansın kapılarını çaldığını düşünüp bu sevinçli haber üzerine birbirleriyle ahdederek yüzde yüz kardan aşağı bu ürünü satmamayı kararlaştırdılar. Aldıkları karar üzere Mısıra girer girmez karaborsa oluşturdular. Mallarını da bütün masraflar dahil iki katı karına sattılar.
Musadif bin dinar net kar ile Medine’ye döndü. Her birinde bin dinar olan iki çantayı İmam Sadık (a.s)’ın önüne koydu.
İmam Sadık (a.s) bunlar nedir diye sordu. Musadif bu çantaların birinde sizin bana verdiğiniz sermaye diğerinde ise sermayeye eşit olan elde edilen net kardır dedi.
İmam Sadık (a.s) bu kazan çok fazladır anlat bakalım nasıl oldu da siz bu kadar kazanç elde edebildiniz diye sordu? Musadif ise başlarından geçen hadiseyi anlatmaya koyuldu Mısır yakınlarında götürdükleri ürünün piyasada az bulunduğu ve arzın yüksek olduğunu öğrendiklerini ve yol arkadaşlarıyla bu malı yüzde yüz net kardan aşağıya satmamaya anlaştıklarını ve böylede yaptıklarını anlattı.
İmam Sadık (a.s) fesuphanallah siz ne yaptınız?! Halka karşı karaborsa yapacağınıza dair ahit leştiniz?! Yüzde yüz net kardan aşağıya sermaye eşit kazanca satacağınıza dair yemin mi ettiniz?! Hayır ben böyle bir kazancı ve ticareti kesinlikle kabul edemem diye buyurdu… .
 
[9] Vesail’uş-Şia, 17.c, 424.s, "عَنْ أَبِي عَبْدِ اللَّهِ ع قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ص الْجَالِبُ مَرْزُوقٌ وَ الْمُحْتَكِرُ مَلْعُونٌ"، daha fazla bilgi için Vesail’uş-Şia da stokçuluk hakkında geçen hadislere müracaat edebilirsiniz; Vesail’uş-Şia, 17.c, 27.bab, Müslümanların temel ihtiyaçlarında stokçuluğun haram oluşu; بَابُ تَحْرِيمِ الِاحْتِكَارِ عِنْدَ ضَرُورَةِ الْمُسْلِمِين.‏
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar