Gelişmiş Arama
Ziyaret
5920
Güncellenme Tarihi: 2015/04/16
Soru Özeti
ben kasetlerden ve has şirketlere ait sd.lerden kopyalama yapıyordum. Şirketleri tanımadığımı dikkate alarak onların hakkını nasıl eda edebiliyorum?
Soru
Selamun aleykum: ben geçmiş senelerde kasetlerden ve has şirketlere ait sd.lerden yazılımların kopyalıyordum ve bu işin şeran işkalı olduğunu bilmiyordum. Şimdiki sorum şu: hangi şirketler olduğumu bilmediğimi dikkate alarak söz konusu şirketlerin hakkını nasıl eda edebiliyorum?
Kısa Cevap
Kopyalama ve manevi haklar noktasında değerli mercilerin görüşleri farklıdır.
Ayetullah, İmam Humeyni, Tebrizi, Sistani, ve Safi hazretleri şuna inanmaktadırlar: yazılım türü bir şeyi icat etmek usulen üretkenine hak icat etmiyor ve dolayısıyla sahiplerinden izin almaksızın kopyalamaları ve çoğaltması caizdir.
Ayetullah Hamenei, Behcet, ve Vahit hazretleri şöyle diyorlar: ihtiyati vacip gereğince sahipleri için hak icat ediyor ve dolayısıyla sahibinin izni olmaksızın çoğaltılması ihtiyati vacip gereğince caiz değildir.
Ayetullah Fazıl, Mekarım ve Nuri Hemedani hazretleri yazılım ve her hangi bir programı icat etmek sahibine hak icat ediyor ve dolayısıyla sahibinin izni olmaksızın çoğaltılması caiz değildir.
Bütün bu taklidi mercilerce bu hükümlerde daha önce başkaları tarafından şifresi kırılmış olsun veya ilk defa şahsın kendisi tarafından şifresi kırılmış olsun fark koyulmamışlar.
Elbette eğer yazılım muamele edildiği sırada satıcı (üreten kişi) çoğaltılmamasına dair şart koymuş veya satışı çoğaltılmaması üzerine bina edilmişse ve hakeza: eğer söz konusu program sd.sinin çoğaltılmaması için bir kanun söz konusuysa, bu durumda söz konusu kanuna riayet edilmesi bütün mercilerce gereklidir.[1]  
Her halükarda eğer kopyalama caiz olmadığını farz eder ve kişinin üreten kimseye karşı meşgulü zimme (borçlu) olduğunu farz edersek şunu söylemek gerekir:
İnsanın boynunda borç olur ve borç sahibi belli değil veya kendisine ulaşılmıyorsa malından bir miktarını kendisine borçlu olan kimsenin adına (reddil mezalım/mazlüm hakkı niyetiyle) gerekli şartlara haiz olan müçtehidin izniyle fakirleri verilmesi gerekiyor.[2]  
Genle anlamda başkasının her çeşit hakkı ve malı insanın boynunda var ve sahibi belli olmazsa “meçhulül malik” yani sahibi belli olmayan maldan sayılıyor, dolayısıyla sahibini bulmak için gereken çalışma yapılıp bulunamayacağına dair yese düşerse ihtiyat gereğince hâkimi şer’i izniyle sadaka olarak fakirlere verilsin.[3]
Her halükarda sizin sorunuz mercilerin defterlerinden soruldu ve verdikleri cevap şöyledir:
Ayetullahil Uzma Sistani ve Hamenei hazretleri (damet berakatuhuma)
Eğer kendi şahsi istifaden için yapmışsan işkalı yoktur ve boynunuzda her hangi bir borç söz konusu değildir.
Ayetullahil uzma Safi gülpaygani hazretleri (medde zilluhul ali):
Eğer Sd veya kaset satın alınırken kopyalamaması şart koşulmuşsa şarta muhalefet edilmesi haramdır. Ama eğer şart edilmemişse işkâlı yoktur. Birinci halette (şart edilmiş şarta muhalefet yapılmışsa) de tövbe etmelisin ve borç olarak boynunda bir şey yok.
Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani hazretleri (damet berekatuhu),
Kültürel mahsullerinden izni olmaksızın caiz olmayan şirketler –yani Müslüman şirketler veya İslami ülkelerle karşılıklı olarak bir birinin haklarına riayet edilmesine dair antlaşma yapılmış şirketler - eğer icmalen tanınıyorsa hakları geri verilmelidir.      
Yani eğer örneğin, biliyorsun ki a ve b şirketine borçluysan ve borcunun en az miktarı senin için malum ise onu söz konusu şirkete kavuşturman gerekiyor. Ama eğer şirketler icmalen de olsa tanımıyorsanız ama borç miktarı azda olsa senin için yakini olarak belli ise onu tanımadığın şirketler adına reddi mezalım (zülüm görmüş) unvanıyla sadak ver.
 

[1] Alıntı: soru: 1410 (site: 1430).
[2] Lenkerani, Muhammed Fazıl Muvvehidi, “Risale- Tevdihül Mesail”, s. 542, Kum: sedu çahardehum, 1426, hicri kameri.
[3] 12718 sorudan iktibas.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar