Gelişmiş Arama
Ziyaret
11564
Güncellenme Tarihi: 2011/03/03
Soru Özeti
Müslümanlar İran’ı fethettiklerinde neden İranlılara dinlerini özgürce seçme hakkını tanımadılar?
Soru
Müslümanlar İran’ı fethettiklerinde neden İranlılara dinlerini özgürce seçme hakkını tanımadılar?
Kısa Cevap

Dinde zorlama mümkün değildir ve İslamın İran’da yayılışı, İranlıların zorla Müslüman oldukları iddiasını teyit etmemektedir. Aslında böyle bir şey özgürlükçü İranlıların yapılarına da uygun değildi ve olmayacaktırda. Örneğin Moğollar İran’a saldırdıklarında -İran’a yapılan belkide en mehametsiz ve en kanlı saldırı idi ve İslami İran’ın kültür mirasının büyük bir bölümünü yoketmişlerdi- İranlılar Moğolların dinini kabul etmedikleri gibi İslam alimleri onları İslama çekmiş ve büyük Müslüman toplumuna kazandırmışlardı.

Ayrıntılı Cevap

Sorunuzun için önce iki noktaya açıklık getirmemiz gerekiyor:

1- Peygamberin (s.a.a) vefatından sonraki fetihlerde meydana gelen olayların hepsi yüzde yüz onaylanamaz. Zira Şiilere göre Peygamberin (s.a.a) hak halifesi İmam Ali (a.s)’dı. Peygamber (s.a.a) bu konuda defalarca önemli sözler söylemesine rağmen karar mekanizması başkalarının elinde olduğu için herhangi bir şey yapılamadı.

2- Bununla birlikte, siz Müslümanların İranlıları kendi dinlerini kabullenmeye zorladıklarına dair herhangi bir delil sunmadınız. Böyle bir şeyin kesin olarak gerçekleştiğini kabul ederek ona delil istediniz.

Müslümanlar İran’ı fethettikleri zaman İran’ın durumunun ne olduğunu bilmek için o dönemin olaylarını dikkatle incelemek gerekir. Bu fetihler, Sasani padişahlarının birbirlerine düştükleri ve halkın onlara olan itirazları döneminde gerçekleşti.

Bu hanedanlığın son padişahı Yazgerd III, yeni yetişen bir genç olduğundan gerekli tedbirleri alamadığı için İran’ın zayıflamasına neden oldu. Bu yüzden düşmanlar her yönden[1] İran’a saldırdılar.[2] Müslümanların saldırısında İran’ın başkenti ‘Tisfun’ (bugünkü Irak’ın Medain şehri) idi. O önce Rey şehrine kaçtı. Ama oranın amiri onu kabul etmedi. Oradan İsfahan’a geçti, orada da güvende olmayınca Kirman şehrine gitti. Kısa bir süre orada kaldıktan sonra Merv şehrine kaçtı ve oraya iki fersah uzaklıkta bir ateşkede yaptırdı. Orada bir taraftan komutanlarıyla irtibatta bulunurken diğer taraftan Çin gibi diğer ülkelerin padişahlarından yardım istiyordu. O, Çin’e sığınmak istediği zaman İran’ın ileri gelenleri buna karşı çıktılar. Onlar bu konuda onu kınayarak şöyle diyorlardı: ‘Müslümanlar dindar oldukları için ahdlerine vefa ederler. Böyle kimselerle barış yapıp, ülkemizde kalmak, dindar olmayan ve antlaşmalarına vefa edecekleri belli olmayan bir ülkeye sığınmamızdan daha iyidir.’ İranlılarla padişahları arasında bu çekişme Yezgerd’in Merv’de bir değirmenci tarafından öldürülmesine kadar devam etti.[3] Sasaniler yıkılınca Müslümanlarda hakimiyeti ellerine geçirdiler. Hakimiyetin değişmesi birkaç yerin dışında[4] kansız ve mahalli yöneticilerin yaptıkları antlaşmalarla gerçekleşiyordu. Bu aşamadan sonra artık İranlılar büyük bir istekle İslamın yayılmasında ön ayak oldular.

İranlıların İslamı zorla kabul etmediklerinin delillerinden biri en önemli Müslüman alimlerin İranlılardan çıkmasıdır.

Şia’nın en güvenilir kitapları yani Kütüb-ü Erbaa’nın yazarları Şeyh Saduk (Rey şehrinden), Şeyh Kuleyni (Rey şehrinin çevresindeki köylerden), Şeyh Tusi (Horasan’ın Tus şehrinden) İranlıdır.

Ehl-i Sünnet’in en güvenilir kitapları yani Kütüb-ü Sitte’nin yazarları olan Buhari (Buhara’lı), Müslim (Nişabur’lu), Tirmizi (Tirmiz’li), Nesai (Nesai’li), İbn-i Mace (Kazvin’li), Ebu Davud (Sistanlı) o zamanın İran sınırları içinde olan bölgelerindendirler.

Bunlardan başka kitaplara da baktığımızda İranlı diğer alimlerinde etkilerini göreceğiz.

İranlıların kendi istekleriyle İslamı kabul ettiklerinin delillerinden bir diğeri Moğollar İran’a saldırdıklarında        -belkide İran’a yapılan en mehametsiz ve en kanlı saldırı idi ve İslami İran’ın kültür mirasının büyük bir bölümünü yoketmişlerdi- İranlılar Moğolların dinini kabul etmedikleri gibi İslam alimleri zamanla onları İslama çekmiş ve büyük Müslüman toplumuna kazandırmışlardı.

Sonuç olarak diyebiliriz ki: Dünyanın en eski medeniyetlerinden biri olan o parlak kültürel geçmişe sahip İran gibi geniş ve büyük bir topluma yeni bir dini kabullendirmek mümkün değildir. İranlılar zorla İslam dinin kabul etseydiler, İslam yönetiminde en küçük bir zaaf gördükleri anda onların aleyhine kıyam ederlerdi. Halbuki, İslamın aleyhine yapılan bazı isyanlara İranlılar destek vermemiş, aksine temel İslami değerlerin ihyası için çeşitli Alevi hareketler gibi adalete dayalı kıyamlar, geniş İran kitleleri tarafından desteklenmiştir. Görüldüğü üzere İranlıların çoğunluğunun mezhebi Ehl-i Beyt’in (a.s) yolundan gitmektir. Oysa İranı ilk fetheden Müslümanların amacı bu değildi ve kendi dönemlerindeki halifelerine tabi idiler. Bu da İslamın İranlıların kalbine zorla girmediğinin delillerindendir. Çünkü Şiiler aslında devlet gücüne sahip olmadılar ki, böyle bir şeyi pratikte yapabilsinler. Ve esasen hiç bir din zorlamayla kalplere girmez. Nitekim günümüzde de görüldüğü üzere, Sovyetler Birliği gibi ülkelerde yıllarca İslam’ın kökü kazınmak istenmesine, kominist vb. ideolojiler tebliğ edilmesine ve o bölgelerdeki insanlar dinlerinden döndürülmeye çalışılmasına rağmen Müslümanlar bütün zorluklara katlanarak bir yere kadar İslami kimliklerini korumuşlardır. Bu durum oralardaki Hıristiyanlar içinde geçerlidir.


[1] -Dikkat edilirse, ‘Düşmanlar her yönden’ denildi, yani yalnızca güneydoğudan saldıran Müslümanlar kastedilmemektedir.

[2] -İbn-i Cerir Taberi, Tarih-i Umem ve’l Müluk, c.1, s.632, Müesseset-ul A’lemi, Beyrut.

[3] -a.g.e. c.3, s.244-249 (özet)

[4] -Kadisiye ve Nehavend savaşları gibi.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Aşura duasında yer alan“esselamu aleyke ya Eba Abdillah ve âla’l-ervahi’l-leti hallet bifinaik” cümlesindeki ruhlar kimlerdir?
    19373 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/04/12
    “Ervahi’l-leti hallet bifinaik”ten kastedilen Kerbela coğrafyasında Şehidlerin Efendisi (a.s) ile birlikte şahadete eren şehidlerdir. Bu tespitin delili şu noktalardır:1. Genellikle ziyaretçi ve yaşayan kimselerden ruhlar diye söz edilmemektedir. 2. Bu dua, ziyaretçi tarafından yapılan bir hitaptır ve genellikle ...
  • Hadislerin masumlardan (a.s) geldiğine nasıl güvenebiliriz?
    9766 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/04/12
    Tarihe güvenmek bir ölçüye kadar çağdan çağa, zamandan zamana ve nesilden nesle intikal eden şöhret, karine ve deliller aracılığıyla hâsıl olur. Tarihte yer alan bazı hadise ve vakıaların deyim yerindeyse tevatür derecesinde ve birçok delil ve karineleri mevcuttur ve bundan ötürü bunların doğruluğundan çok az insan şüphe ...
  • İnsan yeryüzünün mü en üstün varlığıdır, yoksa tüm varlık aleminin mi? Acaba insandan daha üstün bir varlığın yaratılması mümkün mü?
    46339 Eski Kelam İlmi 2009/11/10
    Bize göre insan, varlık âleminde -ister yerde olsun ister gökte- bütün varlıkların en üstünüdür. Biz bunu insanın yaratılışı hakkında ki ayet ve hadislerden anlıyoruz. İnsanın üstün olmasının nedeni onun sahip olduğu şu özelliklerdir: 1-İahi bir ruha sahip olması, 2-Meleklerin secde ettiği varlık olması, 3-Yaratılışın ve varlığın ...
  • Kaza namazı olan sünnet namazı kılabilir mi?
    3412 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2018/11/12
    Kaza namazı olan sünnet namazı kılabilir.[i] [i] Tevzuh’ul-Mesail (El’Mehşil-İmam’ul-Humeyni) 1.c, 750.s 1373.m. ...
  • ayet ve rivayetlere göre imamların konu mu üstündür yoksa kuranın konumu mu?
    9342 Eski Kelam İlmi 2011/02/03
    farklı rivayetlerde, ehlibeytin (a.s.) konumu kuranın konumuyla aynı derecede ve aynı seviyede olduğu belirtilmektedir. Sakaleyn (iki değerli ve ağır emaneti açıklayan) rivayeti onlardan bir tanesidir. Evet! Bazı hadis kitaplarında sakaleyn rivayeti bazı nakillere göre kuranı kerim ağırlık bağlamında daha büyük (sıklı ekber), ehlibeyt (a.s.) ise ...
  • Acaba bir insan cinle evlilik yapabilir mi?
    4184 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/05/28
    Öncelikle sagılarımızı sunarak şu noktayı hatırlatmayı gerek görmekteyiz.bu be benzeri konuları öğrenmenin hayatımıza hiçbir faydası yoktur. Bunun hükmünü öğrenmek bize hiçbir maddi ve manevi fayda sağlamayacaktır. “~~55.56~ فٖيهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ”
  • İmam Ali (a.s) ölüleri diriltebilir mi?
    12670 Tefsir 2012/07/24
    Bir kimsenin bağımsız olarak ve Allah’a ihtiyaç duymadan böyle bir işi yapması fiilsel tevhit (yaratılışta tevhit) ile çelişir; çünkü ölüm ve hayat sadece Allah’ın elindedir. Ama bir kimse ilahi izin ile böyle bir iş yapmak isterse, böyle bir fiil gerçekleşebilir ve bu hususta hiçbir akli bir engel ...
  • Niçin bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliği ile eşittir?
    21268 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/07/04
    Yüce Allah tarafında insanlar için belirlenen kanunlar yaratılış âlemi, evrenin gerçekleri ve insanın yaratılışı ile uyum içindedir. Kadının yaratılışı erkeğin yaratılış ve yapısı ile farklı olduğu için Bu iki varlığın görev ve hükümleri de farklıdır. Bu görevlerden biri mahkemede şahitlik yapmaktır Bu görev hislerin etkisinde kalınmadan ve ...
  • Regaip gecesi veya Recep ayının diğer gecelerinde cemaat namazlarına katılmak mı daha faziletlidir yoksa namazları ferdi olarak yerine getirmek ve müstehap namazları kılmak mı?
    5670 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Bu konuda şu cevap taklit mercilerinin fetva bürolarından alındı:Ayetullah Uzma Hamenei:Her iki fazileti kazanmaya çalışabilirsiniz hem cemaat namazlarına katılın hem de müstehap namazları cemaatten sonra yerine getirin.Ayetullah Uzma Sistani: Cuma ve ...
  • Şia, Ömer b. Hattab’ın eşcinsel olduğuna mı inanmaktadır?
    14732 تاريخ بزرگان 2013/12/19
    Şia’nın raşit halifeler ve özellikle Ömer b. Hattab’a yönelik bakışı, imamların (a.s) bakışıdır. Şia’nın muteber hadis kitaplarının hiçbirinde Ömer b. Hattab’ın eşcinsel oluşu hakkında bir rivayet nakledilmemiştir. Şia’ya atfedilen bu tür sözlerin çoğu temelsizdir, esassızdır ve Şia âlimlerinin inancı değildir. ...

En Çok Okunanlar