Gelişmiş Arama
Ziyaret
6907
Güncellenme Tarihi: 2011/07/21
Soru Özeti
Bir yere girdiğimizde orada kadın sesiyle müzik yayınlanıyorsa nasıl davranmalıyız?
Soru
Eğer taksi bindiğimizde veya bir yere gittiğimizde orada kadın sesiyle müzik yayınlanıyorsa nasıl davranmalıyız?
Kısa Cevap

Bu tür şarkılar haramdır. Buna göre sizin için iki görev söz konusudur:

1- Taksi veya araba şoförüne karşı tutumunuz

2- Dinlemek veya dinlemek konusunda göreviniz

Birinci görev konusunda şunu bilmek gerekir ki bu tür şarkılar münkerdir ve göreviniz münkerden alı koymaktır.

Marufa emretmek ve münkerden alı koymak gerekli şartlar oluştuğunda farzdır ve terk edilmesi günahtır. Müstehaplar ve mekruhlar konusunda ise emir ve nehiy müsthaptır.

Marufa emretmek ve münkerden alı koymak farz-i kifayidir yani mükelleflerden bazıları onu üstlenirse diğerlerinden yükümlük kalkar.

İkinci yükümlüğe gelince göreviniz mümkün olan her vesileyle örneğin zorluğa düşmediğiniz takdirde arabadan inerek veya kulağınıza bir şey tıkayarak ya da en azından müziğe ilgi duymayıp dinlemeyerek (yani ona kulak vermeyerek) o müziği dinlemekten uzak durmaktır.

Ayrıntılı Cevap

 Bu tür şarkı sizin de teşhis ettiğiniz gibi haramdır ve ondan sakınmak gerekir.[1] Buna göre sizin için iki görev söz konusudur:

1- Taksi veya araba şoförüne karşı tutumuz

2- Dinlemek veya dinlemek konusunda göreviniz

Birinci görev konusunda şunu bilmek gerekir ki bu tür şarkılar münkerdir ve göreviniz münkerden alı koymaktır.

Marufa emretmek ve münkerden alı koymak gerekli şartlar oluştuğunda farzdır ve terk edilmesi günahtır. Müstehaplar ve mekruhlar konusunda ise emir ve nehiy müsthaptır.

Marufa emretmek ve münkerden alı koymak farz-i kifayidir yani mükelleflerden bazıları onu üstlenirse diğerlerinden yükümlük kalkar.

Eğer marufa emretmek ve münkerden alıkoymak birkaç mükellefin bir araya gelmelerine bağlıysa bunu yapmalıdırlar. Münkerden alıkoymanın bir takım şartları ve aşamaları vardır ki biz kısaca bunları açıklayacağız:

Marufa emretmek ve münkerden alıkoymanın şartları şunlardır:

1- Münkerden alı koymak ve marufa emretmek isteyen kişi mükellefin yapmadığı işin farz veya yaptığı işin haram olduğunu bilmeli

2- Emir ve nehyetmenin bir faydası olacağına ihtimal vermeli

3- Günah işleyen kişinin yaptığı günahı devam ettireceğini bilmeli. Buna göre eğer o adamın yaptığı günahı tekrarlamayacağını biler veya zanneder ya da doğru bir şekilde ihtimal verirse o zaman farz olmaz.

4- Emir ve nehyetmenin bir kötülüğe yol açmaması

Buna göre eğer marufa emretmek veya münkerden nehyetmek insana can veya şahsiyet ya da mal yönünden zarar vereceğini bilir veya ihtimal verirse o zaman bu marufa emretmek veya münkerden alı koymak farz değildir.

Hatta can tehlikesi veya şahsiyetine ya da malına önemli bir zarar söz konusu olursa o zaman bazen haram bile olabilir.[2]

Marufa emretmenin ve münkerden nehyetmenin aşamaları:

1- Günah işleyen kişiye karşı günah işlediği için kendisiyle özel bir muamele edilmesi. Örneğin ondan yüz çevrilmesi, ya da ekşi surat ile onunla karşılaşması veya onunla ilişkiyi azaltması ve bütün bu işlerin onun günahtan uzak durmasını sağlamak için yapıldığının bildirilmesi.

2- Dille emir ve nehiy edilmesi,

Tesir edeceği muhtemel ise ve önceden açıklanan şartlar var olduğu takdirde günah işleyen kişiyi dille o işi terk etmeğe emretmek ve farzı yerine getirmeye emretmek vaciptir.

Eğer günahı önlemek günahkar kişiyi dövmeğe ve ona baskı yapmayı gerektirirse bu da caizdir ancak haddin aşılmamasına dikkat edilmelidir. Bu işte şartları haiz bir müctehitten izin almak daha iyidir.[3]

Ayetullah Uzma Hamenei, münkeri önlemenin o işle onu yapan kişinin arasında engel oluşturmaya bağlı olduğu takdirde ve bunun da o adamı dövmeğe veya hapsetmeye ya da onun malında tasarruf etmeğe hatta o malı telef etmeğe bağlı olursa müctehidin izni olmadan bu işlere başvurmak caiz midir? sorusuna şöyle cevap vermiştir:

 "Bu konunun çeşitli kısımları vardır. Genel olarak marufa emretmek ve münkerden alı koymak haramı işleyen kişinin canında ve malında bir tasarruf etmeğe bağlı değilse bunda hiç kimseden izin almaya ihtiyaç yoktur. Bu miktar bütün mükelleflere da farzdır. ancak marufa emretmek ve münkerden alı koymak dille yapılan emir ve yasaklamadan öte de bir girişime ihtiyacı varsa eğer o bölgede İslam hükümeti var ve bu hükme de önem veriliyorsa o zaman yönetici fakihten veya ilgili sorumlulardan ya da bölge polisinden veya yetkili mahkemelerden izin alınmalıdır.[4]

Eğer münkerleri önlemek birini yaralamaya bağlıysa o zaman bu iş şartları haiz müçtehidin izni olmaksızın caiz değildir.[5]

Sonuç:

Sizin de açıkladığınız konuda münkerden sakındırmanın şartları var olduğuna göre bu vazifeyi mertebelerine riayet ederek yerine getirmesi farzdır.

Ama ikinci göreve gelince (yani o yayınlanan müziği dinlemek konusuna gelince) mümkün olan her vesileyle örneğin zorluğa düşmediğiniz takdirde arabadan inerek veya kulağınıza bir şey tıkayarak ya da en azından o müziğe ilgi duymayıp dinlemeyerek (duysa da kendisi ona kulak vermeyerek vb. yollarla…) o müziği dinlemekten sakınmalıdır.[6]

 



[1] Mirlevhi, Seyyid Muhammed Hadi, İ'lamu'l-ahya fi hurmeti'l-ğina, tahkik, Sadıkı, Muhsin, Mirsad yay, H. 1418, 1. baskı. Kum; Darabi, Muhammed, Makamatu's-Salikin, tahkik, Seyyid Ca'fer, Mirsad yay. H. 1418, 1. baskı, Kum, Muhtari, Riza ve Sadiki, Muhsin, Gina, musiki, Mektebu'l-İlam el-İslami yay. 1. baskı, Kum

[2] Tevzihu'l-Mesail, el-muhaşşa, İmam Humeyni, c. 2 s. 756-757.

[3] Tevzihu'l-Mesail, el-muhaşşa, İmam Humeyni, c. 2 s. 762 mes'ele: 2823.

[4] Ecvibetu'l-İstiftaat (farsça metni) s. 230 soru: 1055

[5] Tevzihu'l-Mesail, el-muhaşşa, İmam Humeyni, c. 2 s. 760-763.

[6] Mirlevhi, Seyyid Muhammed Hadi, İ'lamu'l-ahya fi hurmeti'l-ğina, tahkik, Sadıkı, Muhsin, Mirsad yay, H. 1418, 1. baskı. Kum; Darabi, Muhammed, Makamatu's-Salikin, tahkik, Seyyid Ca'fer, Mirsad yay. H. 1418, 1. baskı, Kum, Muhtari, Riza ve Sadiki, Muhsin, Gina, musiki, Mektebu'l-İlam el-İslami yay. 1. baskı, Kum

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar