Gelişmiş Arama
Ziyaret
78074
Güncellenme Tarihi: 2011/04/28
Soru Özeti
İnsan yeniden evleneceği zaman ilk eşinden izin mi alması gerekir? Birisine ilgi duymadan yapılan evliliğin akdi doğru mudur?
Soru
İnsan yeniden evleneceği zaman ilk eşinden izin mi alması gerekir? Birisine ilgi duymadan evlilik yapılırsa okunan akit sahih olur mu?
Kısa Cevap

İslam’da daimi olarak aynı zamanda dört kadınla evlenmek caizdir. Erkeğin daimi eşi varsa bu eşin erkek kardeşinin kızıyla veya kızkardeşinin kızıyla evlenmek istemesinin dışında ondan izin alması şart değildir. Ama kadın akitte kocası başka kadınla evlenmesin diye şart koşarsa, bazı fakihlere göre böyle bir şart doğrudur ve erkek buna aykırı davranamaz. Ancak yeni aileyi koruma kanuna göre erkeğin daimi bir eşi varsa özel şartların dışında başka bir kadınla evlenemez. Sorunun ikinci kısmına gelince, insan evliliğini sevgi üzerine kurmaya çalışmalıdır. Sevgi yoksa onun doğması için uğraşmalıdır. Ancak insan evlenirken hangi niyetle evlendiği konusunun evliliğin doğruluğunda etkisi yoktur. Fakat Allah için yapılan her amelin Allah katında sevabı vardır.

Evet eğer istenmeden olursa o zaman konu değişir. Kelimet-ut Takva adlı kitapta şöyle yazar: Akit, tarafların isteksiz olması halinde de doğrudur. Yani birisini başkasına nikah akdi okuması için zorlarlarsa böyle bir akit doğrudur. Ve o şahıs vekalet akdini okumaya zorlandığında akit inşa kastı vb. gibi doğruluk şartlarını taşırsa bu zorlama aktin batıl olmasına neden olmaz. Ama birisi kendisi için nikah akdi okumaya zorlanır ve bu zorlama halinde inşa kastı olursa böyle bir akit doğru değildir. Zorlama ortadan kalktıktan sonra ona razı olur ve izin verirse akit sahih olur ve işleme girer. Burada zorlanan kişinin kadın veya erkek olması arasında fark yoktur.  

Ayrıntılı Cevap

İslam erkeğe aynı zamanda dört kadına sahip olmayı izin vermiştir. Erkeğin daimi eşi varsa onun erkek kardeşinin kızıyla veya kızkardeşinin kızıyla[1] evlenmek istemesinin dışında ondan izin alması şart değildir. Ama kadın akitte kocası başka kadınla evlenmesin diye şart koşarsa, bazı fakihlere göre[2] böyle bir şart doğrudur ve erkek buna aykırı davranamaz. Ancak yeni aileyi koruma kanunu şöyledir:[3] Erkeğin daimi bir eşi varsa şu şartların dışında başka bir kadınla evlenemez:

1. İlk karısının rızası.

2. İlk eşin cinsel ilişkide vazifesini yerine getirememesi.

3. Kadının erkeğin cinsel isteğine karşılık vermemesi.

4. İlk eşin delilik veya tedavisi zor hastalıklara yakalanması.

5. Kadının hapise düşmesi.

6. Kadının uyuşturucu bağımlısı olması.

7. Kadının kısır olması.

8. Kadının evi terketmesi vb. gibi.

Öte yandan günümüzde akitnamelerde gelen ‘kadın boşanma talebinde bulunabilir’ şartı erkek ilk eşinin rızası olmadan ikinci eş almak istediği zaman geçerlidir.[4]

Ancak evlilik ilahi ve sürekli bir bağ olup, onun hedeflerinden biri şehveti kontrol etmektir. Sükunet, neslin çoğalması vs. şeylerde onun hedeflerinin içinde yer almaktadır. Öyleyse eş seçerken dikkatli olmalı, duygu ve sevgi yüklü kalıcı bir ortak yaşam için ortam hazırlanmalı ve evliliğin temeli sevgi ve alaka üzerine kurulmaya çalışılmalıdır. Evlilik sevgi üzerine olmazsa sevginin doğması için çaba harcanmalıdır. Açıktır ki, insanın hangi niyetle evlendiği evliliğin doğruluğunda etkisi yoktur. Fakat Allah için yapılan her amelin Allah katında sevabı olduğuda bilinmelidir.

Evet eğer istenmeden olursa o zaman konu değişir. Kelimet-ut Takva adlı kitapta şöyle yazar: Akit, istenmeden de olsa doğrudur. Yani birisi başkasına nikah akdi okuması için zorlanırsa böyle bir akit doğrudur. Ve o şahısın vekalet akdini okumaya zorlanmasında inşa kastı gibi aktin diğer doğruluk şartlarını da taşırsa akit batıl olmaz. Ama birisi kendisi için nikah akdi okumaya zorlanır ve bu zorlama halinde inşa kastı olursa böyle bir akit doğru değildir. Eğer zorlama ortadan kalktıktan sonra ona razı olur ve izin verirse akit sahihtir ve işleme girer. Zorlanan kişinin kadın veya erkek olması arasında fark yoktur.[5]

Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani bu soruya şöyle cevap vermiştir:

1. Erkek ikinci evlilik yapmak istediğinde eğer birinci eşin erkek veya kız kardeşinin kızlarından biriyle evlenmek isterse eşinden izin almak zorundadır.

Eğer evlilik akdinde kadın eşinin izniyle ikinci bir eş alabilir diye şart koşarsa, erkeğin bu şarta uyması farzdır, ama uymaz ve eşinin izni olmadan nikah kıyarsa bu nikah yanlış değildir. Ancak İslam ülkesinin kanunu (velayet-i fakih düzeninde) bu nikah batıl sayılırsa o ayrı bir konudur.

2. Evlilikte kalben ilgi duymak, her ne kadar evliliğin devamı için gerekli olsa da evliliğin doğruluğuna zarar vermez.

İlgili cevap: 3103 (site:3368).



[1]- İmam Humeyni, Tevzih-ul Mesail (Şerhli), c.2, s.466.

[2]- Değerli taklit merciilerinin ‘birinci eş, kocasına yeniden evlenme konusunda kendisinden izin almayı şart koşabilir mi veya kadın, kocasına ikinci kere evlendiğinde boşanmak için kendisini vekil olma şartını getirebilir mi?’ sorusuna verdikleri cevaplar şöyledir:

Ayat-i İzam Behcet, Hamanei, Fazıl, Mekarim ve Nuri: Hayır, bu şart geçerli değildir. Ancak ‘eğer erkek ikinci evlilik yaparsa kadın kendisini boşamak için kocasının vekili olabilir’ şartını koşabilir. (İmam, İstiftaat, c.3, Evlilik Hükümleri, 55. soru; Ayetullah Mekarim, İstiftaat, c.2, 907. Soru; Ayetullah Hamanei, İstiftaat, 7. Soru; Ayetullah Fazıl, Cami-ul Mesail, c.1, 1533. Soru; Ayetullah Nuri, İstiftaat, c.2, 637. soru ve Tevzih-ul Mesail, mesele: 2534; Ayetullah Behçet’in bürosu. Porsiman programından faydalanılmıştır.)

 Ayat-i İzam Tebrizi, Sistani ve Safi: Evet böyle bir şart doğrudur. Evlendikten sonra erkek bu şarta amel etmez ve ikinci bir evlilik yaparsa günah işlemiştir. (Ayetullah Sistani, Minhac-us Salihin, c.2, mesele:333; Ayetullah Tebrizi, Minhac-us Salihin, c.2, mesele:1395; Ayetullah Safi, Cami-ul Mesail, c.2, 5221. (Porsiman yazılım programından faydalanılmıştır.))

Ayetullah Vahid Horasani: Farz ihtiyata göre bu şart geçerli değildir. Ancak ‘eğer erkek ikinci evlilik yaparsa kadın kendisini boşamak için kocasının vekili olabilir’ şartını koşabilir. (Minhac-us Salihin, c.3, mesele:9531. (Porsiman yazılım programından faydalanılmıştır.))

[3] -Seyyid Hüseyin Safayi, Hukuk-u Hanevade, s.101, 12. Baskı, Neşr-i Mizan, Yaz:1386 h.ş.

[4]- a.g.e. s.512.

[5]- Kelimet-ut Takva, c.7, s.31, mesele:71.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar