Gelişmiş Arama
Ziyaret
9860
Güncellenme Tarihi: 2011/08/17
Soru Özeti
Ölüler için Kur’an okumak doğru mudur?
Soru
Ölüler için Kur’an okumak doğru mudur? Bu hususta hadisler var mıdır?
Kısa Cevap

Ölüler için Kur’an okumanın müstehap oluşu hakkında iki tür delil öne sürülebilir: Birinci türde genel olarak ölü ve göçmüşlerinizi hatırlayın ve kendi iyi işlerinizden onları faydalandırın diye belirten rivayetler mevcuttur. Çok açık olduğu üzere Kur’an okumak da iyi ve beğenilen işlerdendir. Hz. Peygamberden (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: Kabirlerde dinlenen ölülerinizi unutmayın. Ölüleriniz sizin iyiliğinizi beklemektedir. Ölüleriniz hapistedir ve sizin iyi işlerinize göz dikmişlerdir. Onların bir iş yapacak güçleri yoktur, sizler sadaka ve dua onlara hediye edin.” İkinci türde ise ölüler için Kur’an okumanın eserlerini beyan hadisler mevcuttur. Mesela İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmaktadır: Herkim bir müminin kabrini ziyaret eder ve onun kenarında yedi defa Kadir suresini okursa, Allah onu kabir sahibiyle birlikte bağışlar.”

Ayrıntılı Cevap

Cevaptan önce bir takım noktaları açıklamak gerekmektedir.

1. İslam Bakışında Ölümün Manası:

İslam’ın bakışında ölümün manası insanın zail ve yok olması değildir. Bilakis ölümün manası, yok olmayan insan ruhunun bedenden ilişki ve irtibatını kesmesi, neticede bedenin yok olması, ruhun belirli bir zamana dek hayatına devam etmesi ve sonra yeniden bedene dönmesidir.[1] Yüce Allah şöyle buyuruyor: “(Kâfirler dediler ki:) Biz toprakta yok olduktan sonra mı, biz mi yeniden yaratılacakmışız? Hayır, onlar Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler. De ki: Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.”[2] Yüce İslam Peygamberi (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Mümin bireylerin dünyadan ayrılması karanlık, darlık ve baskılardan aydın ve geniş bir fezaya giren bebeğin anne karnından çıkması gibidir.”[3] İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Ey insanlar biz ve sizler yok olmak için değil, baki kalmak için yaratıldık. Sizler ölüm ile dünyadan gitmemektesiniz, sadece bir evden başka bir eve taşınmaktasınız. Bundan dolayı tarafına hareket etmeniz gereken ve ebedi kalacağınız evin azık ve erzakını hazırlayın.”[4] İmam Hasan’dan (a.s) ölüm nedir diye soruldu ve kendisi şöyle buyurdu: “Ölüm mümine nasip olan en güzel sevinçlerdendir.”[5] İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyuruyor: “Ölüm sizi dünya dertlerinden Allah’ın refah ve lütfüne ulaştıran bir köprüdür ve Allah’ın düşmanları içinse saraydan zindana intikal etmektir.”[6] Neticede ayet ve rivayetler ölmeyle ve cesedin çürümesiyle ruha bir zarar gelmediğini göstermektedir. Ruhumuz olduğu gibi kalmakta ve kendi başına bağımsızlık ve öznellik taşımaktadır; zira bizim şahsiyetimiz beden ve cesedimizle değil, ruh ve canımız iledir. Ölüm yokluk, bitiş ve fena değildir. Sadece bir âlemden başka bir âleme intikal etmektir ve insan hayatı bir şekilde sürmektedir.

Ölüler İçin Kur’an Okumak

İnsan öldükten sonra kendisinin yakınları ve diğer müminlerin bazı farz amelleri yapması gerekir. Gusül, kefenleme, namaz, defnetme ve ölünün edebildiğince çabuk kaza edilmesi gereken farzları bu kabildendir. Yanı sıra ölüler için bazı amellerin yapılması da müstehaptır. Sadaka vermek, dua etmek ve Kur’an okumak bunlardan sayılır. Ölüler için Kur’an okumanın müstehap olduğunu ispat etmek hakkında ise iki tür delil öne sürülebilir: Birinci türde genel olarak ölü ve göçmüşlerinizi hatırlayın ve kendi iyi işlerinizden onları faydalandırın diye belirten rivayetler mevcuttur. Çok açık olduğu üzere Kur’an okumak da iyi ve beğenilen işlerdendir. Bu hususta bazı rivayetler mevcuttur ve onların bazılarına işaret ediyoruz:

1. Hz. Peygamberden (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: Kabirlerde dinlenen ölülerinizi unutmayın. Ölüleriniz sizin iyiliğinizi beklemektedir. Ölüleriniz hapistedir ve sizin iyi işlerinize göz dikmişlerdir. Onların bir iş yapacak güçleri yoktur, sizler sadaka ve dua onlara hediye edin.”[7]

2. Hz. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Dirinin kendisine verilen hediyeden dolayı sevinmesi gibi, ölü de kendisi için istenen rahmet ve bağışlanmadan dolayı sevinir.”[8]

İkinci türde ise ölüler için Kur’an okumanın eserlerini beyan hadisler mevcuttur. Mesela İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmaktadır: Herkim bir müminin kabrini ziyaret eder ve onun kenarında yedi defa Kadir suresini okuyacak olursa, Allah onu kabir sahibiyle birlikte bağışlar.”[9]



[1] Tabatai, Seyid Muhammed Hüseyin, Amuzeş-i Din, Cem Averi, Telfik ve Tamzim: Ayetullahi, Seyid Mehdi, s. 133, Defter-i İntişarat-ı İslamî, Vabeste be Camia-i Müderrisin-i Havza-i İlmiye-i Kum, çap-ı çarom, 1375 ş.

[2] Secde, 10 ve 11.

[3] Gerdeaveri ve tercüme, Payande, Ebu’l-Kasım, Nehcü’l-Fesahe, hadis. 2645, sazman-ı Çap Ve İntişarat-ı Cavidan.

[4] Şeyh Mufid, İrşad, s. 229, tercüme-i Muhammed Bakır Saidi Horasani, İntişarat-ı İslamiye.

[5] Feyz Kaşani, Molla Muhammed Muhsin, Muhecebbetü’l-Beyza, c. 8, s. 255, Çaphane-i Saduk, Tahran.

[6] Muhecebbetü’l-Beyza, c. 8, s. 255.

[7] Yezdi, Şeyh Hasan b. Ali, Envaru’l-Hidayet, s. 115, Çaphane-i Numan, Necef.

[8] Muhecebbetü’l-Beyza, c. 8, s. 292.

[9] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 82, s. 169, Ez Menşurat-ı Çaphane-i İslamiye, Tahran.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar