Gelişmiş Arama
Ziyaret
30685
Güncellenme Tarihi: 2012/01/18
Soru Özeti
Cennette uyumak mümkün müdür?
Soru
Cennette uyumak mümkün müdür? Cennet ehli olan fertler uyuyabilecekler midir? Yoksa uyku orada bu dünyadakine benzer şekilde özel bir şey midir?
Kısa Cevap

Uyku bedenin taşıdığı yorgunluklara verdiği tabii bir reaksiyondur ve bildiğimiz gibi cennete giren hayırsever insanlar Kur’an-ı Kerim’in açıkça belirttiği üzere orada hiçbir yorgunluğa duçar olmayacaktır. Bu nedenle, rivayetlerde açıklandığı üzere cennete giren insanlar ölüm, uyku, rahatsızlık ve fakirlik gibi maddî dünyayla irtibatlı hususlarla karşılaşmayacaktır.

Ayrıntılı Cevap

Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de uykuyu bir nimet olarak tanıtmakta ve onun yorgunluk ve hüznü gidermek için uygun bir ilaç olduğunu ve onsuz hayatın mümkün olmadığını belirtmektedir.[1] Maddî dünyada yorgunluk veya korku ve hüznü gidermek içindir. Bu esasla, ondan sadece ihtiyaç ölçüsünce istifade edilmelidir. Aksi takdirde insanın uykuda geçirdiği zaman ölmüş zaman olarak sayılacaktır. İmanlı fertler uykularını azaltmaya ve ibadet hükmünde olan ibadetlere zaman vermeye çalışır. Maddî düşünen insanlar ise hayattan maksimum derecede faydalanmaya çalışmakta ve özellikle karlı ticarî bir anlaşma, bir arkadaşı görme ve hatta sevilen bir filmi izleme gibi uygun fırsatları kazandıklarında edebildikleri ölçüde uykularını geciktirmeye ve ele geçen fırsattan maksimum derecede faydalanmaya çaba harcamaktadırlar! Bu nedenle, uyku bir yorgunluk veya korku ve hüznü giderdiğinde değerlidir. Elbette bazıları da kendisi bir tür hüzün olan başka iş ve hedefin olmaması nedeniyle, uykuya sığınmaktadır. Ama ebedi cennette ne yorgunluk[2] ve ne de korku ve hüzün[3] vardır. Aynı şekilde mevcut türlü nimetlerden istifade edebilme nedeniyle, insanların orada işsizlik sebebiyle uykuya sığınması da söz konusu değildir. O halde uykunun cennette ne gibi bir manası olabilir?! İmam Bakır’dan (a.s) nakledilen bir rivayette şöyle buyrulmaktadır: Cennet ehli her zaman diridir, onlar asla ölmezler, uyanıktırlar, uyumazlar, ihtiyaç duymazlar, sevinçlidirler, üzülmezler, gülerler, asla ağlamazlar, kendilerine saygı duyulur ve asla saygısızlığa maruz kalmazlar.[4] Şimdi, Kur’an defalarca cennette ne istersek sizin için hazır olacaktır, diye buyurmuyor mu diye bir soru akla gelebilir.[5] Eğer cennette bulunan bir şahıs hatta uygun bir delil taşımaksızın bir müddeti uykuda geçirmek isterse, onun için böyle bir imkan hazırlanacak mıdır?! Bu bölümün yanıtı için, ilkönce bir örneğe dikkat ediniz: Eğer rengarenk meyveleri bulunan bir bağın sahibi, isteğinize göre ve hiçbir kısıtlama olmaksızın kendi bağının ürünlerinden yararlanmanıza izin verirse, müddetlerce önce ağaçlardan düşmüş ve çürümüş meyvelerden yararlanabilir miyim diye sizin kendisinden bir soru sormanız şaşırtıcı olmayacak mıdır?! Bir fert size taze meyvelerden yararlanma izni verdiğinde, tabii olarak hiçbir değeri olmayan meyvelerden faydalanma izni de verecektir, ama siz veya makul herhangi başka bir insan böyle değersiz bir isteği dile getirir mi?! Bu esasla evet diye cevap vermeliyiz! İnsanın tüm isteklerinin yerin getirileceğini bildiren ayetlere isnaden, eğer cennette bir şahıs uyuma istediğinde bulunacak olursa, kendisinin isteği kabul edilecektir. Ama emin olunuz ki; cennette bulunan sayısız ve şaşırtıcı nimetlere[6] rağmen, hiçbir şahıs böyle bir istekte bulunmayacak ve netice itibariyle de cennette uyku ve uyuma diye bir şey olmayacaktır. Bu sitede “Cennette İcat İmkânı” adıyla sizin sorunuza benzer bir soru bulunmaktadır ve isterseniz onu da okuyabilirsiniz.    



[1] Nebe, 9; Furkan, 47; Ali İmran, 154; Enfal, 11, Rum, 23 ve …

[2] Hicr, 48; Fatır, 35, "لا یمسنا فیها نصب و لا یمسنا فیها لغوب"

[3] Fatır, 34; A’raf, 49.

[4] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 8, s. 220, h. 215, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, 1404, h.k.

[5] Nahl, 31; Furkan, 16; Zümer, 34; Şura, 22; Kaf, 35, Fussilet, 31; Zuhruf, 71 ve …

[6] Bu konuyla ilgili olarak 1823 (Site: 1977) sayılı yanıtı okumanız faydalı olacaktır.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar