Gelişmiş Arama
Ziyaret
11048
Güncellenme Tarihi: 2010/01/20
Soru Özeti
Dine dayalı ahlakın manası nedir?
Soru
Size göre dine dayalı ahlak ne anlama gelmektedir? Ahlakın dine dayalı olduğunu ileri süren kimselerin düşüncesini açıklar mısınız?
Kısa Cevap

Din ve ahlak arasındaki ilişki bağlamında ahlaki değerlerin temelleri hususunda iki genel bakış vardır:

1. Ahlak dinden bağımsız bir disiplindir ve din bir ile ilişkisi yoktur.

2. Ahlak din, iman ve Allah’a inanmayla bağlantı kurmaksızın gerçekleşmez.

Batı toplumlarında bu konu geniş bir şekilde gündeme gelmiştir ve bunun tarihsel geçmişi Rönesans’tan sonra meydana gelen gelişmelere dayanmaktadır; çünkü Rönesans’tan önce bu toplumlarda yaygın olan Hıristiyanlık dini bilim, kültür, toplum, ahlak ve diğer konuları içeren halkın hayatının tüm yönlerine egemendi. Kilisenin değişik alanlarda yenilgiye uğramasıyla birlikte halk da din ve dinsel eğilimlerden soğudu ve tanrıya yönelme yerine hümanizme yönelmek günün konusu oldu ve yavaş yavaş dinden bağımsız ahlakın var olabileceği düşüncesi ortaya çıktı. Bu düşünce tedricen güçlendi ve son asırlara dek tanrısız ahlak olarak resmi bir şekilde dile getirildi. Bunun karşısında ise bazıları ahlakın dinsel temellerini vurgulamış ve din olmadan ahlakın gerçekleşmeyeceğine inanmıştır. Dine dayalı ahlakı açıklarken şu hususu hatırlatmak zorunluluk addeder: Bir ahlaki sistemi öne sürmek, içinde ahlaki sistemin kabul edildiği özel bir dünya görüşünü kabul etmeyi gerektirir. Bildiğimiz gibi dinsel dünya görüşüne göre insanın yetkinliği Allah’a ulaşma ve O’na yakın olmadadır; bu yüzden bu hedefe ulaşmada insana yardımcı olan amel ahlaki sayılır. Bu esası kabul ettikten sonra tekâmül yolunda veya bu etkinliğin başlangıç merhalesinde bulunan bir insanın kat etmesi gereken yolu tam anlamıyla bilip bilmediğini sormak gerekir. İnsan kendini bu hedefe ulaştıracak bir yol ve ahlaki sistemin varlığından bağımsız sayılır mı, bir kılavuza ihtiyaç duymayabilir mi? Doğal olarak eğer insanın hedefi Allah’a ulaşmak ise onun ahlakı da ilahi olmalıdır. Bu ahlakın esaslarında ve detaylarında insan ilahi ve vahyani kaynaktan müstağni olamaz. Elbette burada şu noktayı hatırlatmak gerekir: Ahlakın dine dayalı olmasından söz ederken, eşyanın güzellik ve çirkinliğinin ve amellerin ahlaki ve ahlak dışı oluşunun ilahi emir ve sakındırmadan türemiş olduğu kast edilmez. Bilakis kastedilen şey güzellik ve çirkinliğin zati olmasıyla birilikte birçok yönlerde bu hususları şeriat ile tanımanın ve aklı tüm detaylarda bağımsız bilmemenin gerekliliğidir.  

Ayrıntılı Cevap

Ahlak, tüm dünya halkının dilinde yaygın bir sözcüktür, lakin ahlak tanımlanırken en zor ve ipham taşıyan sözcüklerden biri haline gelir. Ahlak hakkında bilginler ve âlimler arasında görüş birliği azdır; çünkü felsefi, dini ve içtimai her bakış ve her grup sahip olduğu dünya görüşü ile ahlak ve ahlaki eylem hakkında özel bir tanım ileri sürmüştür. Lakin bu yazıda din ve ahlak arasındaki ilişkiye değinen ahlak ve ahlaki değerlerin temelleri hakkındaki iki temel görüşe işaret edilmesi daha uygundur. Bu iki bakış şunlardan ibarettir:

1.  Ahlak dinden bağımsız bir disiplindir ve din bir ile ilişkisi yoktur.

2. Ahlak din, iman ve tanrıya iman ile ilişki kurmaksızın gerçekleşmez.

Konunun Geçmişi:

Din ve ahlak ilişkisi bağımsız bir şekilde İslam toplumunda çok az incelenmiştir. Bunun nedeni dinsel öğretilerin İslam toplumlarında yaygınlaşmasıyla, din ve ahlak arasında ne gibi bir farkın olduğu ve hangisinin temel sayıldığı konusu sorulmamış ve pek önemsenmemiştir. Ama bizim toplumumuzun tersine batı toplumlarında bu konu geniş bir şekilde ele alınmıştır. Konunun tarihsel geçmişi Rönesans’tan sonra meydana gelen olaylardır; çünkü Rönesans öncesi dönemde batı toplumunda hâkim olan Hıristiyanlık dini bilim, kültür, toplum, ahlak ve diğer tüm meseleler kabilinden insanların hayatının tüm yönlerine egemendi. Kilisenin değişik alanlarda yenilgiye uğramasıyla birlikte batı toplumu da din ve dini eğilimlerden soğudu ve tanrıya eğilim göstermek yerine hümanizme yakınlaştı ve tedricen dinden bağımsız bir ahlakın var olabileceği düşüncesi meydana geldi. Bu düşünce tedrici olarak güçlendi ve son asırlara dek resmi olarak tanrıdan bağımsız ahlak sıfatıyla dile getirildi. Elbette bunun mukabilinde bazıları bir takım karşı tutumlar sergiledi ve ister Hıristiyanlık olsun ister başka bir din olsun ahlakın dinden bağımsız bir şekilde gerçekleşmeyeceğini savundurlar.[1]

Dine Dayalı Ahlak

Dine dayalı ahlakı açıklarken şu noktayı hatırlatmak zorunludur: Bir ahlaki sistemi sunmak içinde ahlaki sistemin kabul edildiği özel bir dünya görüşünün kabul edilmesini gerektirir; çünkü her dünya görüşü esasınca insanın yetkinliğinin zirvesi özel bir şekilde tanımlanır ve ahlaki davranış insanı bu yetkinliğe yakın kılan amele denir. Dinsel dünya görüşü esasınca insanın yetkinliği Allah’a ulaşmadadır; bu yüzden insana bu hedefe ulaşmasında yardımcı olan davranış ahlaki davranış sayılır. Bu esası kabul ettikten sonra tekâmül yolunda olan ve beklide bu tekâmülün ilk merhalelerinde bulunan insanın kat etmesi gereken yolu kâmil bir şekilde bilip bilmediğine bakmak gerekir. İnsan yol belirleme ve nihai hedefine uygun bir ahlak belirleme noktasında bağımsız olabilir mi, bir kılavuzdan yoksun olabilir mi? Doğal olarak eğer insanın hedefi Allah’a ulaşmaksa onun ahlakı da ilahi olmalı ve esasta ve detaylarda bu ahlak vahyani ve ilahi kaynaktan alınmalıdır. Bu bağlamda tanrısız ve hümanist bir ahlakın insanı tanrıya mı yoksa insanın kendi isteklerine mi ulaştıracağı belli değildir. Bu yüzden aklın bağımsızlık iddiası, özellikle beşeri sübjektivizm ve menfaat talep eden akılcılık, gerçek ve hakiki bir ahlak oluşturmada hedefin insanın Allah’a ulaşması olduğunu belirten görüş açısından kabul edilmeyecektir. Elbette insanın yetkinliğini ilahi hususlardan ayrı bir şekilde araştıran hümanist ahlak oluşturmak için dine hiçbir ihtiyaç yoktur, bilakis bu bakışta birçok dinsel ahlaki önerme anlamsız ve manasız olacaktır. Bundan dolayı din ve tanrısız bir ahlak iddiasında bulunan insanlar ister istemez beşerin sınırlı nefsini ahlakın kaynağını addederler. İnsanın üstün ve tanrı eksenli benliğini ve aşkınlık talep eden aklını eksene almazlar; çünkü bu üstün akıl her zaman vahiy ile birliktedir ve onun ışıldamasıyla aydınlanır. Oysaki egoizmde manasızlığa ulaşan menfaat talep ve dünya eksenli akıl tanrısız ahlak inşa etmede de anlamsızlığa ulaşır. Dostoyevski’nin “eğer tanrı olmazsa her şey caizdir”[2] diye meşhur olan sözü, belirtilen bu hakikate işaret eder; insan ilahi kimlikten arı bir şekilde ahlaki amel için hiçbir dürtü taşımaz. Ahlak otantik olduğu oranda insanda ilahi ve dinsel kimliğin belirginleşmesinin göstergesi olur ve bu ilahi kimlik tanrıyla irtibata geçmeksizin gerçekleşmez. Bundan dolayı dine dayalı ahlak, ahlaki sistem ileri sürme noktasında bu bağımsız ve hümanist anlayışla çelişir ve dinsiz ahlakın ne tasavvur edilebileceğine ve ne de gerçekleşebileceğine inanır. Ahlakın esas ve detaylarında vahiyden yardım alınmalıdır. Elbette burada şu noktayı hatırlatmak gerekir: Ahlakın dine dayalı olmasından eşyanın güzellik ve çirkinliğinin ve amellerin ahlaki veya ahlak karşıtı olmasının ilahi emir ve yasaklamadan türediği kastedilmemektedir. Aksine kastedilen şey, birçok yerde güzellik ve çirkinliğin zati olmasının yanı sıra, şeriatın açıklamasından bunun alınması ve aklı tüm detaylarda bağımsız bilmemek gerektiğidir. Bundan dolayı burada vahyin rolü sübut bağlamında değil, ispat bağlamındadır.[3]

İlgili başlıklar:

Din ve insan, 226 (Site: 2128).

Din ve kültür, 5297 (Site: 5489).

Ahlakta dinsel kaynakların rolü, 8094 (Site: 8161).

 


[1] Misbah, Muhammed Taki, Durusu Felsefe-i Ahlak, s. 195, İntişaratı ittilaat, Tahran, 1376.

[2] Mutahhari, Murtaza, Felsefe-i Ahlak, s. 195, İntişaratı sadra, Tahran, 1381.

[3] Durusu Felsefe-i Ahlak, s. 170.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar