Gelişmiş Arama
Ziyaret
7371
Güncellenme Tarihi: 2011/03/02
Soru Özeti
Eş, evlatlara karşı güzel davranmak onların bunu kötü kullanmalarına neden olmaz mı?
Soru
Eş, halk ve öğrencilere karşı güzel ahlak göstermek ve tümüyle şefkat ve bağışlama eksenli davranmak onların bunu kötü kullanmalarına ve insana dikkat etmemelerine neden olmaz mı? Esasen güzel ahlak ile heybet ve azamet nasıl bir araya getirilebilir?
Kısa Cevap

Evvela, yüce İslam dini eş, evlat ve öğrenci gibi tüm toplum fertlerine karşı güzel bir ahlak ve hoş bir tutum gösterilmesinin taraftarıdır. Bu yüzden Kur’an ayetleri ve masumların (a.s) rivayetlerinde güzel davranış emredilmiştir. İkinci olarak, Ehli Beytin (a.s) buyruklarına dikkat etmek suretiyle davranışta esas olan güzel ahlakın yanında, bu beğenilmiş amelin haddinden çıkmamasına da özen göstermek gerekir; yani başkalarının kötü istifade etmemesi için bu amelde mutedil olmak lazımdır. Başka bir ifadeyle ancak hakikat ve hak istemiyle birlikte olan güzel bir ahlak başkalarının kötü istifadesine engel olabilir. Elbette sertlik ve kötü ahlakın heybet ve azametten farklı olduğuna ve bu ikisinin birbirinden ayrı addedilmesi gerektiğine ve de son olarak sevgi ve güzel ahlakın sınırını tanımanın elzemliğine dikkat etmek gerekir.

Ayrıntılı Cevap

Ekonomi, siyaset, toplum ve halkla ilişkiler gibi tüm alanlarda mutedillik ve orta hallilik yüce İslam dininin özelliklerinden biridir. İnsanların çoğu güzel ahlak, iyi iletişim ve bugünkü tabirle sosyal olmayı insanın herkesi kendisine dost kılması olarak algılamaktadır. Örneğin bazı Hıristiyanlar kendi dinlerini sevgi sembolü olarak insanlara tanıtmakta ve kâmil insanın da sadece sevgi taşıyan kimse olduğunu iddia etmektedir. Bazı Hint mezhepleri de salt sevgi kaidesi taraftarlardır. Ama sadece sevgi ve güzel davranışın yeterli olmadığını söylemek gerekir. Ancak hakikat ve hak istemiyle birlikte olan bir sevgi başkalarının kötü istifadelerine engel olabilir. İslam sevgi dinidir. Kur’an-ı Mecid Peygamber-i Ekrem’i âlemlere rahmet olarak tanıtmaktadır.[1] Kur’an, inananlara insanlara karşı iyi davranmayı[2] ve cahil insanlar kendilerine hakaret ettiğinde önemsemeden kenarlarından geçmeyi buyurmaktadır.[3] Kur’an’ın buyurduğu sevgi; karşı tarafın meyline göre davranmamız ve bireyi temayüllerinde özgür bırakmamız veya onun temayüllerini onaylamamız ve imzalamamız değildir. Aksine İslam eş, evlat ve öğrencilere davranma gibi tüm hayat alanlarında sürekli hakka taraftar olmayı onaylamaktadır. Bazı rivayetlerde müminin sıfatları sayılmış ve şöyle buyrulmuştur: Düşmandan hakkı kabul etmek ama dosttan yanlışı kabul etmemek müminin özelliklerindendir.[4] İnsan eğer toplumsal davranışlarda böyle bir tutum takınırsa, hem İslam’ın beğendiği bir yöntemi kullanmış olur ve hem de başkalarının kötü istifadelerinin önünü almış olur; zira başkaları ya gerçek ve hak olan istek ve beklentiler taşırlar ki bu durumda onları kabul etmek gerekir ya da davranışlarıyla insanın ahlakından kötü istifade etmeyi amaçlar ve haksız istekler talebinde bulunurlar ki bu durumda da sizin hak istemli davranışınız karşısında bu isteklere ulaşamazlar. Örneğin biri sizin güzel ahlakınızdan istifade ederek size veya başkalarına saygısızlık ve de sizin veya başkalarının bir hakkını zayi etmek isterse, size en yakın bir fert olsa da onun karşısında durmanız gerekir. Artı; gerçek sevgi bireyin hayır ve kurtuluşunu barındıran sevgidir. Dirayet ve basiretten yoksun aşırı sevgi ve güzel davranış bireye düşmanlık da olabilir.[5] Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmaktadır: Evlatlarına yönelik iyilik ve sevgide haddi aşan kimseler en kötü babalardır.[6] Elbette bu husus insanın kendi kötü huylarına ve bazen kibirli davranışlarına bahane bulmasına neden olmamalı, aksine insan edebildiğince güzel davranmalı ve insanların isteklerini yerine getirmelidir. O halde genel olarak mutedillik hak istemli bir tutumla onaylanmaktadır. Eş ve evlatlar gibi insanın egemenliğinde olanlara karşı şefkatle davranılmasını emreden rivayetler mevcuttur.[7] Dördüncü imam (a.s) küçüklere nasıl davranılacağıyla ilgili şöyle buyuruyor: Öğrenme esnasında kendisine şefkat göstermek, bağışlamak ve hatalarını örtmek, tolerans göstermek ve yardım etmek küçüğün hakkıdır.[8] Her halükarda mutedilliğe riayet edilmelidir. Çok açık olduğu üzere her zaman ifrat ve tefritten arı orta yolu tespit etmek kolay bir iş değildir. Hatta bazen onu bulmak için örneklerini uzmanlara danışmak ve onların görüşlerinden istifade etmek gerekebilir.



[1] Enbiya, 107.

[2] Bakara, 83.

[3] Furkan, 63. orta yolu

[4] Meclisi, Muhammed Taki, Biharu’l-Envar, c. 64, s. 31.

[5] Bkn: Mutahari, Mürteza, Cazibe ve Dafie-i Ali, s. 10-13.

[6] Yakubi, Ahmed b. Ebi Yakub b. Cafer b. Veheb, Tarih-i Yakubi, c. 2, s. 320, Beyrut, Dar-i Sadra, Bita.

[7] Kuleyni, Muhammed b. Yakub, Kafi, c. 4, s. 11.

[8] " و اما حق الصغیر فرحمته و تثقیفه و تعلیمه و العفو عنه و الستر علیه و الرفق به و المعونة له "  Tuhafû’l-Ukul, c. 1, s. 270, İntişarat-i Camia Müderrisin-i Kum, 1404 h.k.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Aşura duasında yer alan“esselamu aleyke ya Eba Abdillah ve âla’l-ervahi’l-leti hallet bifinaik” cümlesindeki ruhlar kimlerdir?
    19373 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/04/12
    “Ervahi’l-leti hallet bifinaik”ten kastedilen Kerbela coğrafyasında Şehidlerin Efendisi (a.s) ile birlikte şahadete eren şehidlerdir. Bu tespitin delili şu noktalardır:1. Genellikle ziyaretçi ve yaşayan kimselerden ruhlar diye söz edilmemektedir. 2. Bu dua, ziyaretçi tarafından yapılan bir hitaptır ve genellikle ...
  • Hadislerin masumlardan (a.s) geldiğine nasıl güvenebiliriz?
    9766 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/04/12
    Tarihe güvenmek bir ölçüye kadar çağdan çağa, zamandan zamana ve nesilden nesle intikal eden şöhret, karine ve deliller aracılığıyla hâsıl olur. Tarihte yer alan bazı hadise ve vakıaların deyim yerindeyse tevatür derecesinde ve birçok delil ve karineleri mevcuttur ve bundan ötürü bunların doğruluğundan çok az insan şüphe ...
  • İnsan yeryüzünün mü en üstün varlığıdır, yoksa tüm varlık aleminin mi? Acaba insandan daha üstün bir varlığın yaratılması mümkün mü?
    46339 Eski Kelam İlmi 2009/11/10
    Bize göre insan, varlık âleminde -ister yerde olsun ister gökte- bütün varlıkların en üstünüdür. Biz bunu insanın yaratılışı hakkında ki ayet ve hadislerden anlıyoruz. İnsanın üstün olmasının nedeni onun sahip olduğu şu özelliklerdir: 1-İahi bir ruha sahip olması, 2-Meleklerin secde ettiği varlık olması, 3-Yaratılışın ve varlığın ...
  • Kaza namazı olan sünnet namazı kılabilir mi?
    3412 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2018/11/12
    Kaza namazı olan sünnet namazı kılabilir.[i] [i] Tevzuh’ul-Mesail (El’Mehşil-İmam’ul-Humeyni) 1.c, 750.s 1373.m. ...
  • ayet ve rivayetlere göre imamların konu mu üstündür yoksa kuranın konumu mu?
    9342 Eski Kelam İlmi 2011/02/03
    farklı rivayetlerde, ehlibeytin (a.s.) konumu kuranın konumuyla aynı derecede ve aynı seviyede olduğu belirtilmektedir. Sakaleyn (iki değerli ve ağır emaneti açıklayan) rivayeti onlardan bir tanesidir. Evet! Bazı hadis kitaplarında sakaleyn rivayeti bazı nakillere göre kuranı kerim ağırlık bağlamında daha büyük (sıklı ekber), ehlibeyt (a.s.) ise ...
  • Acaba bir insan cinle evlilik yapabilir mi?
    4184 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/05/28
    Öncelikle sagılarımızı sunarak şu noktayı hatırlatmayı gerek görmekteyiz.bu be benzeri konuları öğrenmenin hayatımıza hiçbir faydası yoktur. Bunun hükmünü öğrenmek bize hiçbir maddi ve manevi fayda sağlamayacaktır. “~~55.56~ فٖيهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ”
  • İmam Ali (a.s) ölüleri diriltebilir mi?
    12670 Tefsir 2012/07/24
    Bir kimsenin bağımsız olarak ve Allah’a ihtiyaç duymadan böyle bir işi yapması fiilsel tevhit (yaratılışta tevhit) ile çelişir; çünkü ölüm ve hayat sadece Allah’ın elindedir. Ama bir kimse ilahi izin ile böyle bir iş yapmak isterse, böyle bir fiil gerçekleşebilir ve bu hususta hiçbir akli bir engel ...
  • Niçin bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliği ile eşittir?
    21268 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/07/04
    Yüce Allah tarafında insanlar için belirlenen kanunlar yaratılış âlemi, evrenin gerçekleri ve insanın yaratılışı ile uyum içindedir. Kadının yaratılışı erkeğin yaratılış ve yapısı ile farklı olduğu için Bu iki varlığın görev ve hükümleri de farklıdır. Bu görevlerden biri mahkemede şahitlik yapmaktır Bu görev hislerin etkisinde kalınmadan ve ...
  • Regaip gecesi veya Recep ayının diğer gecelerinde cemaat namazlarına katılmak mı daha faziletlidir yoksa namazları ferdi olarak yerine getirmek ve müstehap namazları kılmak mı?
    5670 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Bu konuda şu cevap taklit mercilerinin fetva bürolarından alındı:Ayetullah Uzma Hamenei:Her iki fazileti kazanmaya çalışabilirsiniz hem cemaat namazlarına katılın hem de müstehap namazları cemaatten sonra yerine getirin.Ayetullah Uzma Sistani: Cuma ve ...
  • Şia, Ömer b. Hattab’ın eşcinsel olduğuna mı inanmaktadır?
    14732 تاريخ بزرگان 2013/12/19
    Şia’nın raşit halifeler ve özellikle Ömer b. Hattab’a yönelik bakışı, imamların (a.s) bakışıdır. Şia’nın muteber hadis kitaplarının hiçbirinde Ömer b. Hattab’ın eşcinsel oluşu hakkında bir rivayet nakledilmemiştir. Şia’ya atfedilen bu tür sözlerin çoğu temelsizdir, esassızdır ve Şia âlimlerinin inancı değildir. ...

En Çok Okunanlar