Gelişmiş Arama
Ziyaret
9035
Güncellenme Tarihi: 2008/02/18
Soru Özeti
On ikinci İmam’ın gaybete çekilmesi, Şia’nın, imametle ilgili olan bütün görüşlerinin tekrar gözden geçirilmesini gerektirmez mi?!
Soru
On ikinci İmam’ın gaybete çekilmesi, Şia’nın, imametle ilgili olan bütün görüşlerinin tekrar gözden geçirilmesini gerektirmez mi?!
Kısa Cevap

Yukarıdaki, gaybete çekilmenin imamet görüşüyle çelişmesi sorusunun genel ve örneksiz bir şekilde konu edilmesinden dolayı imamın bazı görevlerini zikrederek, onun gaybetle uyumlu veya uyumsuz olduğunu incelememiz gerekmektedir.

İmamet, vahyin nazil olması dışında, nübüvvetin bir devamıdır; peygamberin bütün görevlerini üstlenmektedir ve bunların en önemlileri ise şunlardır:

 

1)       İlahi hükümeti kurmak ve insanları zalim yöneticilerin elinden kurtarmaktır. Toplumsal bir hükümetin kurulması, insanlar tarafından kabul gören birisinin önderliğinde olması gerekmektedir; çünkü toplumun önderinden, bütün zamanlarda ve şartlarda hükümeti ele geçirmeye çalışması istenemez. Peygamber(s.a.a.) de hicretten önceki dönemlerde hiçbir zaman böyle bir girişimde bulunmamıştır; bu da onun nübüvvetine herhangi bir zarar getirmemekte ve o zamanki şartların buna müsait olmadığına işaret etmektedir. Aynı şekilde, on ikinci imam(a.s.)’ın gaybet dönemi de İslam’ın ilk başlarında olduğu gibi, çok karışık ve fitnenin bol olduğu bir dönemdir. Bu yüzden on ikinci imam(a.s.)’dan kıyam etmesini istemek akıllı bir iş değildir. Diğer bir taraftan da onun en büyük özelliğinin, adalet için kıyam edeceği olmasıdır. Sonuç olarak o hazretin gaybete çekilmesi, onun ilk göreviyle hiç çelişmemekle beraber insanların da dinden uzaklığının ve İslami bir hükümeti kabullenmedeki gevşekliklerinin bir göstergesidir.

2)       İlahi öğretileri açıklamak ve insanları irşat etmek. İmam(a.s.)’ın bu ikinci görevi bazen direk ve bazen de dolaylı olarak gerçekleşmektedir. İslam Peygamberi de, kendisinin insanlara ulaşma imkânının olmaması gibi zorluklardan dolayı, takvalı ve İslam dinini bilen kimseleri, ilahi öğretileri açıklamak ve insanları irşat etmek üzere bazı bölgelere göndermiştir. Bu da aynı şekilde İmam-ı Zaman(a.f.)’ın, gaybet-i sugra(kısa gaybet) döneminde özel vekilleri ve gaybet-i kubra(uzun gaybet) döneminde de genel vekilleri ataması yoluyla gerçekleşmiş

Bunlar imamın görevlerinin bir kısmıdır ve on ikinci imamın gaybete çekilmesiyle bunların hiçbir çelişkisinin olmadığı açıklığa kavuşmuştur. Ama imamın fayda ve bereketleri, onun görevlerinden daha fazladır ve gaybette olan veya olmayan imamla da sınırlı değildir.

İmam, âlemin canı ve yeryüzü ile göğün yörüngesidir. Peygamber(s.a.a.)’in ailesi birçok defa, eğer yeryüzünde imam olmazsa, yeryüzü ehlini yutar diye buyurmuşlardır.

İmam, yeryüzü ile göklerin arasındaki irtibatı sağlayan ve ilahi bereketlerin inme kaynağıdır. Onun duası kabul ve niyetleri baştanbaşa hayır ve berekettir. Bu konu, hidayet imamlarının ziyaretlerinde, üzerinde durularak vurgulanmıştır.

Allah kullarının, başta şeytan olmak üzere yeminli birçok düşmanları vardır. İmam(a.s.) da, insanların nefislerine olan ilahi etkileme gücüyle, onları bataklıklara düşmekten kurtarmakta ve hidayet etmektedir. Bunların hepsi gaip imamın faydaları ve bereketlerinden birer parçadırlar ve genel olarak Peygamber(s.a.a.)’in meşhur olan bir hadisinde bulutların arkasındaki güneş tabiri altında ifade edilmiştir; yani insanlar imamlarını görmeden, sürekli onun varlığının feyzinden yararlanmaktadırlar.

Ayrıntılı Cevap

Sorulan soru genel ve belli bir noktada odaklanmamıştır. İmam(a.s.)’ın gaybete çekilmesinin, imamet görüşüyle hangi yönden çeliştiği açıklanmamıştır. Bu yüzden imamın görevlerinin gaybetle olan çelişkisini ve uyuşmazlığını veya uyumluluğunu konu edebilmek için, bu görevleri ayrı bir şekilde incelememiz gerekmektedir.

İmamet, nübüvvetin bir devamıdır[1] ve imam bir nebinin bütün özelliklerine sahiptir. Sadece ayetlerin vahiy edilmesi kesilmiştir. Sonuç olarak imam da peygamber gibi üç asıl görevi üslenmektedir:[2]

1.       Hükümet kurmak ve insanları zalim sultanların elinden kurtarmak.

2.       İlahi öğretileri açıklamak ve onları insanlara ulaştırmak.

3.       İnsanları doğru yola hidayet etmek.

Yukarıdaki üç başlık, imamın genel görevlerini göstermektedir. Ama eğer toplumsal şartların uygun olmaması ve İslam ümmetinin gevşek olması, imamın karşılıklı ve toplumsal olan bazı görevlerini yerine getirememesine sebep olursa, eksikliğin imam tarafından olmadığı açıktır ve bu imamet felsefesiyle çelişmemektedir.

Kıyam etmek ve hükümet kurmak toplumsal bir harekettir ve uygun bir ortama ihtiyacı vardır. Eğer rehberin görevi, her şartta hatta Müslümanların maslahatına uygun olmayan durumlarda dahi kıyam ederek hükümeti ele geçirmek olduğunu söylersek, boş bir söz söylemiş oluruz. Çünkü İslam Peygamberi(s.a.a.), Medine’ye hicret etmeden önce Mekke’deyken, toplumsal şartlardan dolayı, İslam’ın zahiri yönlerini yerine getirmeye dahi muvaffak olmamıştır ki nasıl kıyam ederek hükümet kursun! Bu konu da aynı şekilde, Peygamber(s.a.a.)’in hafif veya gevşek davrandığı anlamına gelmez. Tam tersine o zamanki toplumsal ortamın İslam hükümetini kabul etmeye müsait olmadığını göstermektedir.

Bu durum, sadece Peygamber(s.a.a.)’in zamanına özel değildir. İnsanların dinden uzaklaşmaları ve onu hafife almalarının birinci imam(a.s.)’ın dışında, diğer imamların imamet dönemlerinde de olduğunu bilmekteyiz. Birinci imam(a.s.) döneminde de, o hazretin ömrünün sonlarında, İslam hükümetini ayakta tutamamalarına sebep olmuştur ve bu durum imametin felsefesine hiç zarar vermemektedir.

Gaybet-i Kubra dönemi de, yapılan açıklamalara göre, imamın bu göreviyle herhangi bir çelişkisi yoktur. Aslında ilahi hükümleri, İslam hükümeti adı altında uygulama imkânı olduğu zaman gaybetin sona ereceği gündür. Hatta on ikinci imamın(a.c.) en önemli özelliğinin[3], ilahi adaleti temsil eden hükümeti yeryüzünde uygulayacağı olduğunu söylemek de mümkündür. Sonuç olarak imamın gaybete çekilmesi, İslami hükümetin kurulması yönünden, imamet felsefesiyle çeliştiği söylenemez.

İmamın ikinci görevi:

Peygamber(s.a.a.), İslam’ın ilk yıllarında, kendisinin direk olarak her yere gitmesi ve bütün kabileler ve halk tabakalarıyla görüşmesinin mümkün olmamasından dolayı, dini öğretileri açıklamak üzere Kuran hafızları ve din konusunda bilinçli olan kimseleri değişik bölgelere göndermiştir.[4] İlahi öğretileri yaymada, bu Peygamber(s.a.a)’in güzel bir sünneti ve hatırasıdır.

On ikinci imam da aynı şekilde bu yöntemi gaybet-i sugra(kısa gaybet) döneminde uygulamıştır. Özel vekiller insanların dini konulardaki ilmi ihtiyaçlarını ve sorunlarını gidermişlerdir. Bu yöntem, gaybet- sugra döneminden sonra da devam etmiştir. Sadece şeklinde biraz değişiklik olmuştur; yani İmam zaman(a.c.), isim getirmeden genel olarak bazı özelliklerin taşınması şartıyla, vekilleri atamış ve insanlara da yeni gelişmeler karşısında onlara başvurmalarını emretmiştir.[5]

Ama bazen bu vekillerin de çözemeyeceği sorunların olması mümkündür. Böylesi durumlarda İmam zaman(a.c.), ya zamanın değerli kimseleriyle görüşerek ya da başka yollardan doğru yolu insanlara gösterir. Bu konu için, İslam fıkhında olan “icma’-i duhuli”[6] görüşüne veya İmam zamanı(a.c.)’ görme şerefine ulaşan kimseleri anlatan kitaplara kısaca bakmamız yeterlidir.

İmamın üçüncü görevinin de gaybetle çelişmediği hususunda, aynı şekilde önceki söylenen konular geçerlidir. Bu yüzden yeni bir açıklama yapmaya gerek yoktur.

Yukarıdaki konuların dışında, önemli iki noktanın da zikredilmesi gerekmektedir:

A)      İmam(a.s.), cismi olarak gaybete çekilmemiştir. Çünkü onun da diğer insanlar gibi normal bir yaşantısı vardır. Sadece ömrü, Allah’ın izniyle diğerlerine göre uzundur ve bu da akıl ve yaşama kanunlarına ters değildir. Sonuç olarak on ikinci imamın, unvan olarak gaybete çekildiğini söyleyebiliriz; yani İmam(a.s.), zuhur zamanına kadar kendisini genel olarak dünya Müslümanlarının önderi ve imamı olarak tanıtmayacaktır.

B)      İmamet felsefesi hakkında söylediklerimiz, sadece imamın görevleri ile sınırlıdır. Ama İmam(a.s.)’ın, imamet görevi dışında sağladığı başka faydaları da vardır ve bunlar onun sayesinde bizlere gelen ve şahit olduğumuz ilahi lütuf ve rahmetlerdir. Örnek olarak şunları söyleyebiliriz:

—Âlemin canı olması: Peygamber(s.a.a.) ailesinin sözlerine göre İmam(a.s.) âlemin canı[7] ve onun varlığı ve yokluğunun eksenidir. İmam hakkında rivayetlerde şöyle gelmiştir:

“ Eğer yeryüzü imamsız olursa, üzerindeki bütün insanları içine yutar.”[8]

—O yüce bereketlerin insanlara inmesi ve ilahi feyizlerin gelmesindeki vasıtadır. Bu yüzden rivayetler ve on iki imamların ziyaret namelinde şöyle gelmiştir:

“Gökyüzü sizin vesilenizle yağmur yağdırmakta ve yeryüzü sizin hatırınıza ağaçları yetiştirmekte ve ağaçlarda sizin için meyve vermektedir.”[9]

—İnsanların nefislerine etkide bulunmada[10] ve onları şeytanın karşısında sapıklığa düşmekten korumaktadır. Bunu Ramazan, Muharrem ve Sefer gibi mukaddes ve mübarek olan aylarda, dünyanın dört bir yanında görmekteyiz.

Bütün bu söylenenler gayip olan imamın faydalarından bazı seçmelerdir. Hz. Peygamber(s.a.a.)’in buyurduğu gibi insanlar imamdan, bulutların arkasındaki güneşten faydalandıkları gibi faydalanmaktadırlar.[11]

Tabiî ki Peygamberin bu buyruğu çok ince ilmi konuları içermektedir ve daha ayrıntılı bilgi edinmek için bu konudaki daha açık kitaplara[12] müracaat edilebilir.[13]

 

Kaynaklar:

1- Akaid Öğretimi; Misbah Yezdi

2- İslam’da Şia, Allame Tabatabi

3- Delailu’l-İmame Muhammed b. Cerir Taberi

4- İslam Tarihinden Kesitler, Cafer Subhani

5- Usulu’l-Fıkh, Muhammed Riza Muzaffer

6- Vesailu’ş-Şia Şeyh Hurr Amuli

7- Usul-i Kafi, Muhammed Kuleyni

8- Kamilu’z-Ziyarat, İbn-i Kuleveyh Kummi

9- Bidayetu’l-Mearif el- İlahiye Seyyid Muhsin Harrazi

10- İmam Mehdi Seyyid Muhammed Kazvini

11- Biharu’l-Envar Seyyid Muhammed Bakır Meclisi

12- Sire-i Pişvayan, Mehdi Pişvai



[1] Amuzeş-i Akaid, Muhammed Taki Misbah Yezdi, s: 306

[2] İslam’da Şia, Seyyid Muhammed Hüseyin Tabatabai, s:176

[3] Delail-ul İmamet, Muhammed ibn-i Cerir Taberi

[4] İslam Peygamberi tarihinden kısımlar, Cafer Subhani, s: 307

[5] Vesail-üş Şia, Şeyh Hürri Amili, c:18, s: 101

[6] Usul-ul Fıkıh, Şeyh Muhammed Rıza Muzaffer, s: 358

[7] İmamların Hayatı, Mehdi Pişvai, s: 719

[8] Usul-u Kâfi, Muhammed ibn-i Yakup Kuleyni, c:1, s: 179

[9] Kamil-uz Ziyarat, İbn-i Kuluye Kummi, ikinci ziyaret

[10] Bidayet-ul Maarif-il İlahiye, Seyit Muhsin Harazi, c:2, s: 153

[11] Bihar-ul Envar, Muhammed Bakır Meclisi, c: 52, s: 93

[12]Doğumdan Zuhura Kadar İmam Mehdi, Seyit Muhammed Kazım Kazvini,

[13] Daha fazla bilgi için şu kaynaklara müracaat edilebilir:

Şianın Görüşünde İmam Mehdi(a.s.), s: 168; Gaybet Zamanında İmam-ı Zamanın Varlığının Faydaları,

s: 654; İmamın Uzun Ömürlü Olmasının Faydaları, s: 221

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Zamanın imamı (a.s) kimin eliyle şahadete erecektir ve ondan sonraki dönem ne kadar sürecektir?
    8099 Eski Kelam İlmi 2011/05/21
    Zamanın imamının (a.s) ömrünün sonu hakkında iki grup rivayet mevcuttur. Birinci gruptaki rivayetler onun tabii bir ölümle, ikinci gruptaki rivayetler ise şahadet ile ömrünün noktalanacağını bildirmektedir. Ama onun katilinin kim olduğu noktasında elde kabul edilir bir rivayet ve delil mevcut değildir. Aynı şekilde zamanın imamının vefatından kıyamete dek süren ...
  • Pazar ortamını oluşturanların işi (komisyonculuk) helal midir?
    9253 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Hazreti ayatullah’el uzma Safi Gupayganinin (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Dolaysız bir şekilde simsarlık yapana yani müstakim bir şekilde alıcıyı (müşteriyi) tanıtan kimseye “cuale” ismi altında para vermenin her hangi bir işkalı yoktur. Ama eğer bu tür şirketler “guld kuvist” şirketler gibi heremsel şeklinde ...
  • Acaba İmam Hüseyin’in (a.s.) Rukiye veya Sakine adında üç veya dört yaşında Şam’da vefat eden her hangi bir kızı var mıydı?
    14691 تاريخ بزرگان 2011/12/07
    Her ne kadar birçok tarihçi kendi kaynak kitaplarında İmam Hüseyin’in (a.s.) Rukiye, Fatime, Suğra veya başka bir isime şeklinde bir adından bahsetmemişlerdir. Ama bazı kitaplarda bu küçücük kızın biyografisini ve Şam harabelerinde ciğerini pare pare eden kıssayı anlatmışlardır. Bizim de rivayi ve tarihsel kaynaklarımızda buna dair şahitler ...
  • Kur’an ve rivayetlerde Hz. Hızır hakkında ne gibi bilgiler var?
    28594 تاريخ بزرگان 2010/10/12
    Kur’an-ı Kerimde, Hz. Hızır’ın adı açıkca gelmemiş, ondan ‘...kullarımızdan bir kul...ki biz, katımızdan ona rahmet ihsan etmiştik ve katımızdan ilim belletmiştik.’[1] diye söz edilerek onun ubudiyetine ve sahip olduğu özel ilmi makama ...
  • Eğer birisi oruçluyken eşiyle oynaşır ve bedeni gevşer ama meni gelmez ise görevi nedir? Eğer meni gelirse görevi nedir?
    7203 Cünüpte Şüphe Etmek 2018/12/08
    Meni bedeninizden dışarı çıkmadığı sürece cenabet olmazsınız ve gusül size farz olmaz. Taklit Mercilerin bu konuda fetvaları şöyle: “Eğer meni mecrasından hareket eder ama dışarı çıkmaz ise veya insan dışarı çıkıp çıkmadığından şüphe duyarsa gusül almak vacip olmaz.”[1] Buna göre cenabet olmadığı için orucu ...
  • Kur'an'ın tafsili ile tefsiri arasındaki fark nedir?
    9714 Kur’anî İlimler 2011/06/12
    "Fasallana" lügatte bir şeyi bölümlere ayırmaya ve düzenlemeye denir. Buna göre A'raf suresinin 52. ayetinde yer alan "Fassalna" cümlesinden maksadın Kur'an'ın tedrici olarak indirilişidir. Kur'an toplu halde Kadir gecesinde nazil olduktan sonra tedrici olarak tekrar indirilmiştir.Ama tefsir, Kur'an ayetlerinin manalarını açıklamak ve ayetlerden maksadı belirlemek anlamındadır. Buna göre ayetlerin ...
  • Kur'an'dan İmam Ali (a.s)'ın imametini ispat eden ayetleri beyan edebilir misiniz?
    16824 Eski Kelam İlmi 2009/10/18
    İmam Ali (a.s)'ın imametini Ehl-i Sünnete ispat etmenin güzel yollarından biri Kur'an'ın ayetleri ve onların açıklamasını yapan Ehl-i sünnet kitaplarında gelen rivayetlere baş vurmaktır.Kur'an-ı Kerim'de bir çok ayet var ki, onların nüzul sebepleri hakkında Resulullah (s.a.a)'den gelen rivayetlerle İmam Ali (a.s)'ın ...
  • Baba ve anne, çocuk dünyaya gelmeden önce hangi husus ve adabı riayet etmelidirler?
    76587 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/13
    Baba ve annenin çocuk dünyaya gelmeden riayet etmeleri gereken husus ve adaptan bazıları şöyledir: Dini farizaları yerine getirmek, cinsel ilişki adabını riayet etmek, helal yemekler yemek, çeşitli temiz meyvelerden yemek, evlenmeden önce genetik tahliller yaptırmak, ruhi bulanım ve gerginliklerden uzak durmak, güzel manzaraları seyretmek ve sağlık kurallarına ...
  • Namahremle tokalaşmanın, dokunmanın ve hicapsızlığın cezası nedir?
    10216 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/15
    Dini kaynaklarımızda soruda gelen günahlar için bazı cezalar ön görülmüştür. Örnek olarak bazılarına değiniyoruz: a) Namahremle tokalaşmak: Resulullah (s.a.a) bu konuda şöyle buyuruyorlar: 1- ‘Namahremle tokalaşan kimse, kıyamet günü zincire vurulmuş olarak haşredilecek sonra cehenneme gönderilmesi için emir verilecek.’[1]
  • Genç ve evli bir bayan, evdeki durumun müsait olmayışından dolayı ramazan ayında sahura kalktığı halde gusül alamamıştır. Acaba bu bayanın vazifesi nedir?
    2941 Cenabet 2019/06/17
    Değerli okuyucumuz, evin kalabalık olması veya başkalarından utanmak geçerli bir mazeretler değildir. Böyle durumlarda gusletme imkanınız veya zamanınız yoksa teyemmüm etmelisiniz. Gusletmemiş ve teyemmüm almamışsanız ve sabah ezanına kadar cenabetli kalmışsanız orucunuz batıl olduğu gibi üzerinize kefarette gelir. Ama o zaman amelinizin doğru olduğunu düşünüyorduysanız kefaret gelmez.

En Çok Okunanlar