Gelişmiş Arama
Ziyaret
30713
Güncellenme Tarihi: 2012/03/11
Soru Özeti
Fatiha suresindeki nimet verilenler, gazaba uğramışlar ve sapmışlardan maksat kimlerdir ve ne gibi özellikleri vardır?
Soru
Namazlarda okuduğumuz ‘Nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğramışların ve sapmışların değil?’ ayetinde geçen nimet verilenler, gazaba uğramışlar ve sapmışlardan maksat kimlerdir ve ne gibi özellikleri vardır?
Kısa Cevap

Kur’an-ı Kerim, Fatiha suresinde insanları üç kısıma ayırmaktadır. Başka surelerde de onların kimler olduğunu açıklayarak muhatap için manayı tam olarak pekiştirmiştir. Allah’ın kendilerine nimet verdiği kimseler olan birinci grup dört sınıftır: Peygamberler, Sıddıklar, Şehidler ve salihler. Bunlar Allah’ın nimet verdiği, Allah’ın seçtiği kimselerdir. Onların en büyük özelliği Allah’a itaat etmeleridir.

Birbirlerine çok benzeyen ikinci ve üçüncü gruplar (gazaba uğramışlar ve sapmışlar) hakkında çeşitli ihtimaller verilmiştir. İhtimallerden biri sapmışların normal sapanlar olduğu, gazaba uğramışların ise inatçı ve münafık sapmışlar olduğudur. Diğer bir ihtimal İslamla daha çok düşman olan Yahudilerin gazaba uğramışlar olduğu, onlara göre inatçılığı daha az olan Hıristiyanlarda sapmışlar olduğudur. Üçüncü ihtimal ise kendi sapmışlıklarının yanı sıra başkalarınıda saptırmaya çalışanların gazaba uğramışlar olduğu, ama bu amaç için uğraşmayanların sapmışlar olduğudur.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an, Hamd suresinde insanları üç kısıma ayırıyor:

1) Hidayet nimetine sahip olup sabit kadem kimseler; 2) Gazap edilmişler; 3) Sapmışlar.

a) Kur’an bu grupları örnekler vererek açıkladığından bizde ayetlere dayanarak onların kimler olduğunu açıklayacağız.

Nisa suresinde ‘Nimet verilenler’ grubunu şöyle açıklıyor: ‘Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse işte onlar Allah'ın, nimetleriyle nimetlendirdiği peygamberlerle, doğrularla, şehitlerle ve salihlerle beraberdirler ve ne de güzel arkadaştır onlar.’[1]

Ayet, Allah’ın nimet verdiği dört grup insanı (Peygamberler, sıddıklar, şehidler ve salihler) tanıtmaktadır. Onların belli başlı özellikleri var ki bu özelliklerin en önemlisi ve ortak olanı salih amel ve doğru konuşmaktır.

b) Hak yolu kenara itmek ve Allah’ın dergahından kovulmak yönünden birbirlerine çok yakın olan ve farklılıkları fazla olmayan ikinci ve üçüncü kısımdakiler için araştırmacılar rivayetlere dayanarak üç ihtimal vermişlerdir:

1- Bu iki kelimenin Kur’an’daki kullanımına baktığımızda ‘Gazaba uğramışlar’ın ‘Sapmışlar’dan daha kötü ve daha zor bir merhalede olduklarını görmekteyiz. Başka bir deyişle ‘Sapmışlar’ normal sapmış kimselerdir, ama ‘Gazaba uğramışlar’ inatçı veya münafık sapanlardır. Bu yüzden Allah onlara birçok yerde gazap ve lanet etmiştir.[2]

2- Bazı müfessirlere göre ‘Sapmışlar’dan maksat Hıristiyanlar, ‘Gazaba uğramışlar’dan maksat ise Yahudilerin sapmışlarıdır.

Böyle bir yorum onların İslami davet karşısındaki tutumlarından kaynaklanmaktadır. Zira Kur’an’ın da açıkca belirttiği gibi Yahudi sapkınları İslami davete karşı özel bir kin ve düşmanlık sergiliyorlardı. Alimleri İslamın müjdeleyicisi olmalarına rağmen İslam geldikten sonra çeşitli sebeplerden –ez cümle maddi menfaatlerinden- dolayı İslamın en büyük düşmanı kesildiler. İslamın ve Müslümanların ilerlemesini engellemek için ellerinden geleni artlarına koymadılar. Ama Hıristiyanların sapmışları İslama karşı bu kadar düşmanlık sergilemiyorlardı. Sadece hak dini tanımakta sapmışlardı. Bu yüzden onlar için ‘Sapmışlar’ denmiştir.[3]

Bununla birlikte onlara ‘Gazaba uğramışlar’ demek daha doğru olacaktır. Ancak dikkat etmek gerekir ki bu ifade genelin bireye tatbikidir. Yani onlar bu anlamın en belirgin örnekleridir. ‘Gazaba uğramışlar’ ve ‘Sapmışlar’ın kapsadığı kimseler daha çoktur.

3- Sapmışlar’dan maksadın kendilerinin yanı sıra başkalarını da saptırmak istemeyen kimseler olma ihtimalide verilmiştir. Oysa ‘Gazaba uğramışlar’ hem kendileri sapmışlardır, hem de başkalarını saptıranlardır. Yani bütün güçleriyle başkalarını kendi yollarına çekmeye çalışan kimselerdir.[4]

Kur’an’ın ‘Sapmışlar’ ve ‘Gazaba uğramışlar’ için verdiği örneklerden bazılarını aşağıda getiriyoruz:

‘Allah, kötü bir zan ile zanda bulunan münafık erkek ve kadınları ve müşrik erkek ve kadın azaplandırsın diye, kötülük, dönüp başlarına gelesi helak olasılar. Allah onlara gazap etmiştir ve onları lanetlemiştir ve onlara cehennemi hazırlamıştır ve orası, gidilecek ne kötü yerdir.’[5]

‘Kim küfrü imanla değişirse artık doğru yoldan sapmış olur.’[6]

‘İnandıktan sonra kafirlikle yüreği genişleyen kimseyedir Allah'ın gazabı ve onlara pek büyük bir azap var.’[7]

Kur’an’ın ‘Sapmışlar’ ve ‘Gazaba uğramışlar’ diye saydığı bu kimselerin tümünün ortak özelliği Allah’a isyan etmeleridir. Onlar bir şekilde Allah Teala’ya karşı gelerek ‘Sapmışlar’ ve ‘Gazaba uğramışlar’ sınıfına girmişlerdir.             

 

 


[1] -Nisa/69

[2] -Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Nümune, c.1, s.54, Daru’l-Kütübü’l İslamiyye, 1. Baskı, Tahran, HŞ.1374.

[3] -a.g.e. c.1, s.55.

[4] -a.g.e. c.1, s.56.

[5] -Fetih/6

[6] -Bakara/108

[7] -Nahl/106

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Allah’ın şeytana kıyamete kadar mühlet vermesi sebebiyle şeytan ezeli ve ebedi olmada Allah gibimidir?
    16424 Eski Kelam İlmi 2012/04/04
    Ebedi olmak gelecekte yok olmamak anlamındadır. Şeytansa Allah’ın yarattığı bir yaratık ve her mahlûk yaratanın idaresinde olduğu için kendini Allah’ın işlerinde ihtiyari olarak ortak göremez, o da bütün varlığını diğer yaratılmışlar gibi Allah’a borçludur. Allah’ın şeytana mühlet vermesi ise kıyamete kadar değildir “malum” vakte kadardır. Eğer “malum” ...
  • Su fiyatlanın yüksek olduğu taktirde cenabet guslü için ne yapmalıyız?
    5190 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/20
    Cenabet guslü kendiliğinde farz değildir, ancak farz namazı yerine getirmek ve benzeri bazı işler için farz olur. [1] Ancak gusül için su kullanmak size tahammül edilmesi mümkün olmayacak derecede iktisadi yönünden zorluk getiriyor, sizi ...
  • Kur’an’daki yedi göğün manası nedir?
    31771 Tefsir 2010/09/22
    Gök ve galaksiler hakkında bilimsel açıdan müphemlikler olması nedeniyle Kur’an’daki yedi göğün manası hakkında kesin bir görüş ileri sürülemez. Sadece ihtimal ve sanı düzeyinde birkaç teori dile getirilebilir. Ama Kur’an’ın hedefinin insanlığın manevî ve terbiye eksenli hidayeti olduğu noktasından gafil olmamalıyız. Kur’an’ın yedi gök ve yer ...
  • Allah’ı görme hakkında Şia’nın görüşü nedir ve bu hususta Ehlisünnetin görüşünü inceler misiniz?
    9924 پروردگار. نامها و ویژگی ها 2012/08/21
    Ehlisünnetin birçok âlimi eğer bu dünyada Allah görülmezse onun kıyamette görüleceğine inanır! Onlardan bazıları bu hususta şöyle demiştir: Bu Ehlisünnet ve hadis âlimlerinin inancıdır. Bazıları da Hz. Musa (a.s) ve İsrail oğulları tarafından Allah’ı görme hadisesi hakkında şöyle demiştir: Bu olay Allah’ı görmenin imkânsızlığına delalet etmez, sadece ...
  • Faiz içeren borç almak haram mıdır?
    6509 Borç Verme Ve Faiz 2012/05/27
    Borç almak hatta devlet bankasından olsa bile ve her ne kadar faiz içerse de durumsal hükümler açısından doğrudur (yani borcu alan şahıs paranın maliki olur ve onun bu parayla yaptığı muameleler doğru sayılır), ama bu para faiz içeriyorsa yükümlülük açısından onu almak haramdır (yani böyle bir şahıs ...
  • Birbirini seven ve ilişkilerinde günaha düşmek istemeyen kız ve oğlan hangi şer’i yolla sorunlarını giderebilirler?
    14176 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/22
    İslam’a göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdır. Hekim olan Allah bu ikisini birbiri için yaratmıştır. Çünkü onlar birbirinin huzur kaynağıdır, birbirlerinin duygusal, ruhsal ve cinsel isteklerini karşılamaktadırlar.İslam iki tarafın da ihtiyaçlarının karşılanması için evliliğin (geçici veya daimi) çerçevesini belirlemiştir. Kadınla erkek ...
  • İnsanların cennet ve cehennemde yaşları ne kadar olacaktır?
    7259 Tefsir 2012/02/22
    İnsanların yaşlarına göre bedende görülen değişiklikler bu dünyaya ait olan konulardandır. Ama ahirette özellikle cennette böyle şeyler söz konusu değildir. Yani öteki dünyada çocuk, orta yaş, yaşlı olmak diye bir şey yoktur. Hatta ahiretin maddi olduğuna inansak bile bugün bizim düşündüğümüz şekliyle yaş meselesi cennetlikler için olmayacaktır. ...
  • Allah-u Teala, insanı hangi hedef için yaratmıştır?
    9682 Eski Kelam İlmi 2008/04/09
    Allah’ın yaratıcılık sıfatı, O’nun yaratmasını gerektirmektedir.Yaratılış düzeni, hikmet ve hedef üzere olan bir düzendir.Kâinatın ve varlıkların yaratılış hedefi insandır ve bütün her şey onun için yaratılmıştır. Yaratıcısının en üstün olduğu gibi o da mahlûkatın en üstünüdür.İnsanın yaratılış hedefi ne için olursa olsun, sonucu hiçbir şeye muhtaç olmayan ...
  • Cevheri hareketten maksat nedir?
    10838 İslam Felsefesi 2010/12/05
    Hareketten maksat, bir şeyin kuvve (durgunluk) halinden fiil haline geçmesidir. Cevher (öz)’den maksat ise dış alemde varolabilmesi için mevzuya (yapıntı) ihtiyacı olmayan mahiyettir. Oysa arazın (ilinti) dış alemde varolması için mevzuya ihtiyacı vardır. Örneğin beyaz renk, arazdır ve varolabilmesi için dış alemde mutlaka bir mevzuya ihtiyacı vardır. Ama ...
  • Bankanın verdiği taksitli krediyle umre için kayıt yaptırmak istiyorum. Bunun şer’i hükmü nedir?
    7277 Banka Hizmetleri 2012/04/11
    Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin Bürosu: Şartlara uygun şekilde kredi almanın sakıncası yoktur. Ama son zamanlarda bankaların hac ve umre için verdikleri krediler hususunda yüce rehberlik makamının hac işlerinden sorumlu bi’se’si tarafından yayınlanan ve çeşitli ajanslarda yayınlanan bildirilere bakın. Ayetullah el-Uzma Sistani’nin Bürosu: Bu şekilde umreye ...

En Çok Okunanlar