Gelişmiş Arama
Ziyaret
78861
Güncellenme Tarihi: 2011/04/28
Soru Özeti
İnsan yeniden evleneceği zaman ilk eşinden izin mi alması gerekir? Birisine ilgi duymadan yapılan evliliğin akdi doğru mudur?
Soru
İnsan yeniden evleneceği zaman ilk eşinden izin mi alması gerekir? Birisine ilgi duymadan evlilik yapılırsa okunan akit sahih olur mu?
Kısa Cevap

İslam’da daimi olarak aynı zamanda dört kadınla evlenmek caizdir. Erkeğin daimi eşi varsa bu eşin erkek kardeşinin kızıyla veya kızkardeşinin kızıyla evlenmek istemesinin dışında ondan izin alması şart değildir. Ama kadın akitte kocası başka kadınla evlenmesin diye şart koşarsa, bazı fakihlere göre böyle bir şart doğrudur ve erkek buna aykırı davranamaz. Ancak yeni aileyi koruma kanuna göre erkeğin daimi bir eşi varsa özel şartların dışında başka bir kadınla evlenemez. Sorunun ikinci kısmına gelince, insan evliliğini sevgi üzerine kurmaya çalışmalıdır. Sevgi yoksa onun doğması için uğraşmalıdır. Ancak insan evlenirken hangi niyetle evlendiği konusunun evliliğin doğruluğunda etkisi yoktur. Fakat Allah için yapılan her amelin Allah katında sevabı vardır.

Evet eğer istenmeden olursa o zaman konu değişir. Kelimet-ut Takva adlı kitapta şöyle yazar: Akit, tarafların isteksiz olması halinde de doğrudur. Yani birisini başkasına nikah akdi okuması için zorlarlarsa böyle bir akit doğrudur. Ve o şahıs vekalet akdini okumaya zorlandığında akit inşa kastı vb. gibi doğruluk şartlarını taşırsa bu zorlama aktin batıl olmasına neden olmaz. Ama birisi kendisi için nikah akdi okumaya zorlanır ve bu zorlama halinde inşa kastı olursa böyle bir akit doğru değildir. Zorlama ortadan kalktıktan sonra ona razı olur ve izin verirse akit sahih olur ve işleme girer. Burada zorlanan kişinin kadın veya erkek olması arasında fark yoktur.  

Ayrıntılı Cevap

İslam erkeğe aynı zamanda dört kadına sahip olmayı izin vermiştir. Erkeğin daimi eşi varsa onun erkek kardeşinin kızıyla veya kızkardeşinin kızıyla[1] evlenmek istemesinin dışında ondan izin alması şart değildir. Ama kadın akitte kocası başka kadınla evlenmesin diye şart koşarsa, bazı fakihlere göre[2] böyle bir şart doğrudur ve erkek buna aykırı davranamaz. Ancak yeni aileyi koruma kanunu şöyledir:[3] Erkeğin daimi bir eşi varsa şu şartların dışında başka bir kadınla evlenemez:

1. İlk karısının rızası.

2. İlk eşin cinsel ilişkide vazifesini yerine getirememesi.

3. Kadının erkeğin cinsel isteğine karşılık vermemesi.

4. İlk eşin delilik veya tedavisi zor hastalıklara yakalanması.

5. Kadının hapise düşmesi.

6. Kadının uyuşturucu bağımlısı olması.

7. Kadının kısır olması.

8. Kadının evi terketmesi vb. gibi.

Öte yandan günümüzde akitnamelerde gelen ‘kadın boşanma talebinde bulunabilir’ şartı erkek ilk eşinin rızası olmadan ikinci eş almak istediği zaman geçerlidir.[4]

Ancak evlilik ilahi ve sürekli bir bağ olup, onun hedeflerinden biri şehveti kontrol etmektir. Sükunet, neslin çoğalması vs. şeylerde onun hedeflerinin içinde yer almaktadır. Öyleyse eş seçerken dikkatli olmalı, duygu ve sevgi yüklü kalıcı bir ortak yaşam için ortam hazırlanmalı ve evliliğin temeli sevgi ve alaka üzerine kurulmaya çalışılmalıdır. Evlilik sevgi üzerine olmazsa sevginin doğması için çaba harcanmalıdır. Açıktır ki, insanın hangi niyetle evlendiği evliliğin doğruluğunda etkisi yoktur. Fakat Allah için yapılan her amelin Allah katında sevabı olduğuda bilinmelidir.

Evet eğer istenmeden olursa o zaman konu değişir. Kelimet-ut Takva adlı kitapta şöyle yazar: Akit, istenmeden de olsa doğrudur. Yani birisi başkasına nikah akdi okuması için zorlanırsa böyle bir akit doğrudur. Ve o şahısın vekalet akdini okumaya zorlanmasında inşa kastı gibi aktin diğer doğruluk şartlarını da taşırsa akit batıl olmaz. Ama birisi kendisi için nikah akdi okumaya zorlanır ve bu zorlama halinde inşa kastı olursa böyle bir akit doğru değildir. Eğer zorlama ortadan kalktıktan sonra ona razı olur ve izin verirse akit sahihtir ve işleme girer. Zorlanan kişinin kadın veya erkek olması arasında fark yoktur.[5]

Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani bu soruya şöyle cevap vermiştir:

1. Erkek ikinci evlilik yapmak istediğinde eğer birinci eşin erkek veya kız kardeşinin kızlarından biriyle evlenmek isterse eşinden izin almak zorundadır.

Eğer evlilik akdinde kadın eşinin izniyle ikinci bir eş alabilir diye şart koşarsa, erkeğin bu şarta uyması farzdır, ama uymaz ve eşinin izni olmadan nikah kıyarsa bu nikah yanlış değildir. Ancak İslam ülkesinin kanunu (velayet-i fakih düzeninde) bu nikah batıl sayılırsa o ayrı bir konudur.

2. Evlilikte kalben ilgi duymak, her ne kadar evliliğin devamı için gerekli olsa da evliliğin doğruluğuna zarar vermez.

İlgili cevap: 3103 (site:3368).



[1]- İmam Humeyni, Tevzih-ul Mesail (Şerhli), c.2, s.466.

[2]- Değerli taklit merciilerinin ‘birinci eş, kocasına yeniden evlenme konusunda kendisinden izin almayı şart koşabilir mi veya kadın, kocasına ikinci kere evlendiğinde boşanmak için kendisini vekil olma şartını getirebilir mi?’ sorusuna verdikleri cevaplar şöyledir:

Ayat-i İzam Behcet, Hamanei, Fazıl, Mekarim ve Nuri: Hayır, bu şart geçerli değildir. Ancak ‘eğer erkek ikinci evlilik yaparsa kadın kendisini boşamak için kocasının vekili olabilir’ şartını koşabilir. (İmam, İstiftaat, c.3, Evlilik Hükümleri, 55. soru; Ayetullah Mekarim, İstiftaat, c.2, 907. Soru; Ayetullah Hamanei, İstiftaat, 7. Soru; Ayetullah Fazıl, Cami-ul Mesail, c.1, 1533. Soru; Ayetullah Nuri, İstiftaat, c.2, 637. soru ve Tevzih-ul Mesail, mesele: 2534; Ayetullah Behçet’in bürosu. Porsiman programından faydalanılmıştır.)

 Ayat-i İzam Tebrizi, Sistani ve Safi: Evet böyle bir şart doğrudur. Evlendikten sonra erkek bu şarta amel etmez ve ikinci bir evlilik yaparsa günah işlemiştir. (Ayetullah Sistani, Minhac-us Salihin, c.2, mesele:333; Ayetullah Tebrizi, Minhac-us Salihin, c.2, mesele:1395; Ayetullah Safi, Cami-ul Mesail, c.2, 5221. (Porsiman yazılım programından faydalanılmıştır.))

Ayetullah Vahid Horasani: Farz ihtiyata göre bu şart geçerli değildir. Ancak ‘eğer erkek ikinci evlilik yaparsa kadın kendisini boşamak için kocasının vekili olabilir’ şartını koşabilir. (Minhac-us Salihin, c.3, mesele:9531. (Porsiman yazılım programından faydalanılmıştır.))

[3] -Seyyid Hüseyin Safayi, Hukuk-u Hanevade, s.101, 12. Baskı, Neşr-i Mizan, Yaz:1386 h.ş.

[4]- a.g.e. s.512.

[5]- Kelimet-ut Takva, c.7, s.31, mesele:71.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar