Gelişmiş Arama
Ziyaret
34481
Güncellenme Tarihi: 2011/11/12
Soru Özeti
Defalarca tövbesini bozmuş kimse şimdide Allah ve Masum İmamlar (a.s) hakkında şüpheye düşmektedir. Acaba Allah onu kendin uzaklaştırmış mıdır? Ve Allah’a yakınlaşmanın yolu nedir?
Soru
16 yaşında iken bir oğlana aşık oldum, ama onun niyetinden haberim yoktu. Allah’tan gaflet etmem ve ona olan aşırı sevgimden dolayı istemeden büyük günah işledim. Ama o bir süre sonra başka biriyle evlenerek beni kendi sorunlarımla baş başa bıraktı. Bende o günden sonra Allah’a sığındım ve inancım günden güne arttı. Ancak bazen istimna günahına düşüyordum. Allah korkusu beni defalarca tövbe etmeye zorladıysa da her defasında da tövbemi bozdum. Son zamanlarda ise ne zaman ibadet etsem her şeye (Allah’ın ve Masumların varlığına, Kur’an’ın doğruluğuna) karşı şeytan bana vesvese vermekte ve onların hakkında şüpheye düşmekteyim. Şüphemin yersiz olduğunu bilmeme rağmen hep günah işlediğim hissine kapılıyorum. Şeytanın bu şerrinden nasıl kurtulabilirim? Allah beni reddetmiş olabilir mi? Oysa ben Allah’ı çok seviyorum.
Kısa Cevap

Günah, insanı alteder. Günahtan tövbe etmeye ciddi karar almak kurtuluşa yönelmek demektir. Şeytan, insanın düşmanıdır; onun böyle vesveseler vermekten amacı, insanları ümitsizliğe düşürmek, salih kulları merhametli olan Allah’tan uzaklaştırmaktır. Oysa Allah, ister günahkar olsun, ister zalim, bütün kullarını sever, onların hidayetini ve saadetini ister. Yalnız kaldığınızda Allah’tan utanmanız, mayanızın pak olduğunu ve Allah’ın size olan inayetini gösterir. Öyleyse Allah’ın bu lütuf ve inayetini ganimet sayıp, fırsat elinizden kaçmadan gerçek manada tövbe edip daimi olarak kendinizi günahların kötü etkilerinden kurtarın. Ve bilin ki, bu yolda Allah sizin yardımcınızdır, hep sizin yanınızdadır ve sizi yalnız bırakmayacaktır.

Ayrıntılı Cevap

Günah kötü kokulu bir bataklık gibi insanı içine çeker ve alteder. Günahlardan tövbe etmek ve ciddi anlamda onlardan dönmek insanı kurtuluşa götüren ve rahmet kapılarını insanın yüzüne açan büyük bir başarıdır. Bu aşamaya (tövbe) gelen kimse günahla olan mücadele azmini güçlendirmeli ve her zaman bu halini korumalıdır.

Bu yolda ki çok önemli mesele, Allah’ın tövbe edenlere lütuf ve inayetiyle yaptığı yardımdır. Zira gerçek tövbe, günahın bütün gazaplarını, uhrevi cezaları ve kötü etkilerini Allah katında tümüyle siler. Nitekim Kur’an buyuryor: ‘De ki: Ey nefislerine uyup hadden aşırı hareket eden kullarım, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin; şüphe yok ki Allah, bütün suçları örter, şüphe yok ki o, suçları örter, rahimdir’ [1] - [2]

Düşünce ve kalbinize gelen vesvese ve şüphelerin sizi merhametli mabudun dergahından uzaklaştırmak isteyen şeytandan kaynaklandığını kesinlikle biliyorsunuz. Böyle vesveselerle mücadele etmek için şeytanın sinsi bir düşmanı olduğunu, Allah’ın kullarını yoldan çıkarmak için yemin ettiğini, [3]  bütün amacının böyle vesveselerle salih kulları merhametli olan Allah Teala’dan uzaklaştırmaya neden olacak ortamı hazırladığını bilmek gerekir. O, insanların Allah’ın rahmet ve hidayetinden ümit kesmesini sağlayacak şekilde günahlara sürüklenmesini istiyor. Oysa Allah, ister günahkar olsun ister zalim bütün kullarını sever, onların hidayetini ve saadetini ister. Ancak kullarının kötü amellerini sevmediği için de onların en üstün ve azizlerini yani peygamberleri ve masum imamları (a.s) onların hidayeti için göndermiştir. Onlardan biri olan Hz. Mehdi’yi de (a.s) yaşatmış ve düşmanların tehlikelerinden uzak tutarak naiplerinin aracılığla hidayet yolunu bulmaları için gaybette tutmuştur. Öyleyse hiç bir günahkarın, hangi şartlarda olursa olsun, günahları ne kadar çokta olsa Allah’ın rahmetinden ümidini kesmeye hakkı yoktur. Nitekim Allah Teala şöyle buyuruyor: ‘De ki: Ey nefislerine uyup hadden aşırı hareket eden kullarım, Allah rahmetinden ümit kesmeyin; şüphe yok ki Allah, bütün suçları örter, şüphe yok ki o, suçları örter, rahimdir’ [4] - [5] Çünkü Allah’ın rahmetinden ümit kesmek demek Ona karşı suizanda bulunmak demektir ki bu da büyük günahtır. Zira günah ne kadarda büyük olursa olsun yine de Allah’ın rahmetinden büyük olamaz. Bu esasa göre halvetinizde günahlarınızdan dolayı Allah’tan utanıyorsanız bu sizin mayanızın pak olduğunu ve Allah’ın size olan inayetini gösterir. Geçmişteki günahlarınızdan dönmek ve onları telafi etmek amacında olmanız, Allah’ın sizin aklınıza böyle bir şeyi getirdiğinin, bu şekilde Onun yardımıyla kendinizi günahların bataklığından kurtarmanızı irade ettiğinin işaretidir. Öyleyse Allah’ın bu lütuf ve inayetini ganimet sayıp, fırsat elinizden kaçmadan gerçek manada tövbe edip daimi olarak kendinizi günahların kötü etkilerinden koruyun. Ve bilin ki, bu yolda Allah sizin yardımcınızdır, hep sizin yanınızdadır ve sizi yalnız bırakmayacaktır.

Allah’ın rahmetine ümit bağlamak, günahlardan pişmanlık duymak ve sonunda gerçek ve ihlaslı olarak tövbe etmek Allah’ın sevdiği kulu olma yolunda atılan önemli bir adım ve şeytanın endişelendiği yol olan hidayete yoludur.
Daha fazla bilgi için bak:

1-Dizin: Günahlardan Temizlenmenin yolları. Soru:798 (Site:860)

2-Dizin: Günaha Israr Etme Neticesinde Cezanın Şiddetlenmesi. Soru:10240 (Site:10173)

3-Dizin: Büyük Günahların Bağışlanması. Soru:843 (Site:914)

4-Dizin: Korunmak İçin Günahları Terketmenin Süresi. Soru:8455 (Site:8453)

5-Dizin: Allah’ın Sevgisini Kazanmanın yolları. Soru:2484 (Site:2469)

6-Dizin: İstimnadan Tövbe Etmek. Soru:2144 (Site:2268)      



[1] -Zümer/53

[2] -Dizin: Günahtan Tövbe Etmek. Soru:3192 (Site:2047)’den alınmıştır.

[3] - ‘Gerçek demişti, yüceliğine andolsun ki onların hepsini azdıracağım.’ (Sad/82)

[4] -Zümer/53

[5] -Dizin: İstimnadan Tövbe Etmek. Soru:2144 (Site:2268)     

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    7837 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan yüce Allah'ın sevgisini nasıl kazana bilir, yani Allah'ın bizi sevmesi için neler yapmalıyız?
    83069 Pratik Ahlak 2008/05/19
    Hiç şüphesiz Allah sevendir, fakat Allah'ın sevmesiyle biz insanların sevmesi çok farklıdır. Allah seviyor dediğimiz zaman bizim sevdiğimiz gibi algılamamalıyız, zira insan sevgisi bir takım duygusal hareketler ve değişimler sonucu oluşmaktadır ve Allah bu tür değişimlerden münezzehtir. Allah'ın kullarını sevmesi, Onun zatını sevmesinden kaynaklanmaktadır. Allah kendi yaptığı ...
  • Aşura duasında yer alan“esselamu aleyke ya Eba Abdillah ve âla’l-ervahi’l-leti hallet bifinaik” cümlesindeki ruhlar kimlerdir?
    18518 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/04/12
    “Ervahi’l-leti hallet bifinaik”ten kastedilen Kerbela coğrafyasında Şehidlerin Efendisi (a.s) ile birlikte şahadete eren şehidlerdir. Bu tespitin delili şu noktalardır:1. Genellikle ziyaretçi ve yaşayan kimselerden ruhlar diye söz edilmemektedir. 2. Bu dua, ziyaretçi tarafından yapılan bir hitaptır ve genellikle ...
  • Filistin İsrail’in asıl yeri değil midir?
    10844 tarihi Yerler 2012/08/21
    Yahudiler ve Siyonistler Filistin’in ilk sakinleri değildi. Bilakis onlar bu bölgeye gelmeden uzun bir zaman önce Filistin’de kalanlar vardı. M.Ö. 3500 yılında Sami kavimleri Hicazın merkezinden Filistin gibi bölgelere göç etmiş idi. Kenan Arapları gibi kavimler de Filistin’i kendilerine yurt edinmiş idi. Filistin’i yurt edinen ilk sakinler ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    8531 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • İranda ne kadar Yahudi var ve İran devletinin onlara davranışı nasıldır?
    10088 Düzenler 2011/10/23
    İran İslam Cumhuriyetinde dini azınlıklar (Yahudi, Hıristiyan, Zerdüşt...) Müslümanlarla beraber yaşamaktalar. İran Yahudilerinin kendi istatistiklerine göre İranda şu anda 20 bin civarında Yahudi (Kelimi) vardır.[1] Onlarda diğer İran vatandaşlarının sahip olduğu tüm hak ve hukuka sahiptirler. Ekonomi, ibadet, sosyal ...
  • Nasıl Resulü Ekrem (s.a.a)’i rüyada görebiliriz?
    4315 Pratik Ahlak 2019/01/22
    Mefatih’ul-Cenan adlı eserde evliyayı rüyada görmek için tavsiye edilen ameller ve zikirler beyan edilmiştir. Ama teveccüh etmek gerekir bu yollar tek başına istediğimiz şahsı görmek için yeterli sebep değildir. Yani bu amelleri ve zikirleri yerine getiren herkes Resulü Ekrem’i (s.a.a) rüyasında görecek diye bir şey yoktur. Bu ...
  • Gusül almanın mümkün olmadığı durumlarda ne yapmak gerekir?
    12121 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/08/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Kur’an kıraatinin batini adabından kasıt nedir?
    7698 Kur’anî İlimler 2012/05/12
    Kur’an’ın İslam Peygamberinin ebedi mucizesi ve yüce Allah’ın kelamı olması itibari ile, İslam’ın başından beri Müslümanlar arasında özel bir saygı ve değere sahiptir. Müslümanlar, Kur’an ayetlerine teveccühle ve Peygamber Efendimizin (s.a.a) tavsiye ve hadisleri doğrultusunda, hatta bu semavi kitabın kıraatinde bile şu ana kadar eşi görülmemiş bir ...
  • Gaybet döneminde ilahi velayet makamı kime aittir?
    9254 Eski Kelam İlmi 2010/04/07
    Gaybet ve Huzur döneminde ilahi teşrii velayet Masum İmam (a.s) tarafından uygulanır. Bu da ya doğrudan masumun kendisi tarafından ya da İmam tarafından belirlenen fakihler tarafından gerçekleşir. Çünkü Allah’ın itaati bize gerekli olduğundan Allah’ın velisinin itaati de Allah’ın itaati sayıldığından o da bize farzdır. Masum İmam’ın ister gaybet ...

En Çok Okunanlar