Gelişmiş Arama
Ziyaret
12604
Güncellenme Tarihi: 2012/06/09
Soru Özeti
Şeytanla arkadaşlık etmek insanı Allah\'ı anmaktan nasıl gafil eder?
Soru
Allah Teala, Zuhruf suresinin 36. ayetinde buyuruyor: ‘Kim Rahmanın zikrinden yüz çevirirse ona bir Şeytan musallat ederiz, artık Şeytan, ona arkadaş olur.’ İnsanın bir hatasında dolayı Rahman olan Allah bir Şeytanı ona nasıl musallat eder?
Kısa Cevap

Soruda gelen ayetin manası şudur: İlahi hükümlerden yüz çevirmek ve kulluk yolunda Allah'ı anmaktan gafil olmak şeytanla arkadaş olmayıda peşinden getirir. Allah'tan yüz çevirmek yalnızca bir hata ve küçük günahla değil, büyük ve küçük günahların neticesinde zamanla ortaya çıkan bir durumdur. Başka bir ifadeyle günahlar insanı Allah'ı anmaktan gafil eder ve bunun doğal sonucu Allah'tan uzaklaşmak ve Şeytanla arkadaş olmaktır. Bununda Allah'ın rahmaniyetiyle tezaddı yoktur.

Ayrıntılı Cevap

Bu konuda dikkat edilmesi gereken şey ayetin maksadının, Allah'ın insanın bir hatası yüzünden Şeytanı ona musallat etmesi, olmadığıdır. Ayette şöyle buyurulmaktadır: 'Kim Rahmanın zikrinden yüz çevirirse ona bir Şeytan musallat ederiz, artık Şeytan, ona arkadaş olur.'[1] Ayette geçen 'Zikir'den maksat Kur'an[2] olduğundan manası şöyle olur: Allah'ı anmayan ve Kur'an'ın hükümlerinden yüz çevirip amel etmeyen kimseyle bir şeytan beraber olur. İmam Ali (a.s) ayetin tefsiri hakkında şöyle buyuruyor: 'Kim günah işlerse Allah'ı anmaktan yüz çevirir. Ve kim Allah'ın itaatine emrettiği kimseye uymazsa daima onunla beraber olacak bir şeytan belirlenir.'[3]

Emirü'l-Müminin'in bu tefsirine göre Allah'ı anmaktan uzaklaşmak sadece bir hata değil ki şeytanı musallat etmek Allah'ın rahmaniyetiyle tezat teşkil etsin. Aksine bu konu uzun bir zaman içinde ve birçok günah işlendikten sonra gerçekleşmektedir.

Ayet Tefsir-i Nümune'de şöyle tefsir edilmiştir:

'Önceki ayetlerde her şeyi maddi ölçülere göre değerlendiren dünyaperestlerden bahsederken, söz konusu ayette dünyaya bağlanmanın sonuçlarından biri olan Allah'tan uzaklaşmaktan bahsederek şöyle buyurmaktadır: 'Kim Rahmanın zikrinden yüz çevirirse[4] ona bir Şeytan musallat ederiz, artık o, arkadaş olur ona.'[5]

Evet Allah'ın zikrinden gafil olmak, dünya lezzetlerine dalmak ve dünyaya bağlanmak Şeytanın insana musallat olmasına, onunla daima arkadaşlık etmesine ve boynuna halat bağlayarak onu canının istediği yere götürmesine neden olur. Bu yüzden ayetten cebir sonucu çıkmaz. Zira bunlar insanın kendi amellerinin karşılığıdır. Özellikle dünya lezzetlerine dalmanın ve çeşitli günahlara bulaşmanın ilk eseri insanın kalbine, gözüne ve kulağına perde çekilmesi, onu Allah'tan uzaklaştırması ve şeytanların ona musallat olması şeklinde kendini gösterir. Ve bazen öyle bir yere gelinir ki artık geri dönüş yoluda kapanır. Çünkü şeytanlar ve şeytani düşünceler her taraftan onu kuşatmıştır. Her ne kadar Allah 'bütün sebeplerin sebebi' olsa da bunlar insanın kendi amelinin karşılığıdır. Nitekim bunlar başka ayetlerde Şeytanın süslemesi: 'Şeytan, onların yaptıkları şeyleri bezemişti onlara'[6] ve onun dostluğu: 'Ve o, bugün de onların dostudur.'[7] şeklinde gelmiştir.

'Nukayyiz' (Musallat ederiz) kelimesi lügatte hem şeytanların istilası, hem de onların arkadaşı olması manasına gelmektedir. Bununla birlikte 'Şeytan ona arkadaş olur' cümlesi 'Nukayyiz'den sonra gelerek, şeytanların böyle kimselerden asla ayrılmadığı manasına vurgu yapmaktadır. Rahman kelimesi onların, Allah'ın genel rahmetinden yüz çevirdiklerine ve Onun zikrinden gafil olduklarına güzel bir işarettir.

Böyle kimseler şeytanlarla arkadaş ve onların fermanına mahkum olmanın dışında bir sonuca mı ulaşacaklar?

Ayrıca bazı müfessirler 'Şeytanlar'dan maksadın, insani şeytanlarıda içine alacak şekilde geniş bir manası olduğu ihtimalini de vermiş, onların Allah'ın zikrinden gafil olanlara musallat ve arkadaş olan 'Dalaletin önderleri' kimseler olduğunu söylemişlerdir. Bu uzak bir ihtimal değildir.[8]

 

[1] -Zuhruf/36

[2] -Tabersi, Fazl b. Hasan, Mecmau'l-Beyan Fi-Tefsiri'l-Kur'an, c.9, s.74, İntişarat-ı Nasır Hüsrev, Tahran, HŞ.1372.

[3] -Saduk, Muhammed b. Ali, Hisal, c.2, s.634, İntişarat-ı Camiay-ı Müderrisin, Kum, HK.1403.

[4] -Ayette 'Ya'şu' (Yüz çeviriyor) kelimesinin kökü 'Aşv' (vezni Naşr gibidir) olup 'İla' ile müteaddi olursa  zayıflayan gözün bir şeyin vasıtasıyla hidayet olmak demektir. Ama 'An' ile muteaddi olursa  yüz çevirmek manasına gelir. Ayette bu ikinci kısım kastedilmektedir. (Lisanu'l-Arap, Aşv maddesi).  

[5] -'Nukayyiz' (Musallat ederiz) kelimesinin kökü 'Kayz' (vezni Feyz gibidir) olup yumurtanın kabuğu demektir. Sonradan bir şeyi bir şeye musallat etmek manasına gelmiştir.

[6] -Nahl/63

[7] -Nahl/63

[8] -Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Nümune, c.21, s.64, Daru'l-Kütübü'l İslamiyye, Tahran, HŞ.1374.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • arazinin tapusunu erken alabilmek için avukat tarafından rüşvet verilmesinin hükmü nedir?
    6252 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/01
    Rüşvetin alınması, verilmesi, rüşvetin tahakkuk bulaması için vasıtalık görevinin yapılmesi bütün şekilleriyle ve her kime veriliyorsa verilsin haramdır. İster hakkın tahakkuk bulması için olsun, ister batılın ibtaledilmesi için, ister asıl işin gerçekleşmesi için olsun, ister işin daha erken gerçekleşmesi için, ister başka kimselerin hakkına zayıat verilmesine sebebiyet ...
  • Tevatürün iddia edildiği veya sahih senetlerle nakledilen hadislerin metnininin gulat ve müfevvizeler tarafından uydurulma ihtimali var mıdır?
    7234 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2010/12/29
    1. Gulat ve müfevvizeler çeşitli dönemlerde alimlerin bazı rivayetlerinde değişiklik yapıp hadis uydurmuş olsalarda, hadis kitaplarında yapılan eleme sonucunda bugün rivayetler mecmuası olarak elimize ulaşanlar takriben temiz mecmualardır. Kaldı ki guluvun ölçüsü elimizde olduğu için, guluvcu hadisleri (sahihde olsalar) diğerlerinden ayırmak zor bir iş değildir. 2. İlk ...
  • Hangi kaynaklarda hüküm ve yaratıkların hikmeti beyan edilmiştir?
    5919 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Esasen her hikmeti bilmek mümkün değildir; zira Yüce Allah bazı maslahatlar uyarınca birçok konuyu insana bildirmemiştir. Beyan edilenler hususlar da çok geniştir ve onların tümünü elde etmek ve bilmek herkes için müyesser değildir. Bu sebeple ve ömür ve fırsatın sınırlı olmasına binaen en faydalı ...
  • Babanın anneyi bazı sorunlara binaen evden kovması durumunda çocukların görevi nedir?
    11146 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Dikkat etmemiz gerekir ki Kuran’ı kerim ayetlerinde ve masum imamların rivayetlerinde anne ve babaya iyi ve saygılı davranmak İslam’ ın en önemli esaslarının yanında- tevhit ve ilahiyat- yer alır. Bu önemli konumuyla insan hayatında anne ve babanın rolü kendisine direk olarak hayırlı akıbetin onların duasıyla olduğu gösterir. ...
  • Caiz olmamak haram olmak manasında mıdır?
    10558 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/03
    Şerî hükümler yükümlülük ve vaziyet hükümleri diye iki kısma ayrılır. Yükümlülük hükümleri, baştan direkt olarak yükümlü bireylerin amel ve işlerine taalluk eden farz, haram, müstehap, mekruh ve caiz (mubah) hükümlerine denir.[1] Vaziyet hükümleri ise baştan ve direkt olarak bireylerin ...
  • Yer küre balık ve balıkta dişi bir ineğin üzerine mi kurulmuştur? Bu konunun beyan edildiği ve balık hadisi olarak meşhur olan hadisin senet ve şerhi nasıldır?
    9558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/11/04
    Bahse konu olan hadis senet açısından sahihtir. Bazı âlimler belirtilen hadisi şerh etmiş, hadisin değişik boyutlarına değinmiş ve bu ilmi diyalogun bilimsel, fiziksel konularla ilgili olup yeryüzünün düzeninin sırlarını ve yeryüzündeki kimyasal maddeleri anlamaya dönük olduğunu belirtmişlerdir. Lakin genel olarak bu hadis varlık âlemi hakkındaki hakikatleri açıklamak ...
  • Acaba oruçlu iken büyük boy abdesti (gusül) alınır mı?
    80414 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Ramazan ayında cünüp olan bir kimse iki durumdan birisine sahip olabilir. Ya sabah azanından önce cünüp olmuş ya sabah azanından sonra ve gün boyunca cünüp olmuştur. (Elbette oruçlu iken cima (cinsel ilişkiyle) veya istimnan (cinsel ilişki dışında her hangi bir yolla kendinden meni çıkartmak) vesilesiyle cünüp edilmemelidir. ...
  • Acaba Allah, kendisinin yok ve imha edemeyeceği bir varlık türünü yaratabilir mi?
    10728 پروردگار. نامها و ویژگی ها 2012/09/15
    Allahın kudreti her ne kadar kapsamlı ise de ama tahakkuk bulma kabiliyetine sahip ve mümkün olan şeylere taalluk eder. Bu nedenle zati itibariyle mümteni (imkansız) veya zati olarak mümteni ve muhal değil ama mümteni ve muhal olan durumları gerektirecek şeylere taalluk etmiyor. Oysaki Allah, kendisinin yaratmış olduğu ...
  • Hz. Mehdi (a.s.)’nin varlığı ve zuhuru nasıl ispatlanabilir?
    11187 Eski Kelam İlmi 2009/04/18
    Genel olarak Kuran-ı Kerim ayrıntılarına inmeden konuları ele alır ve bu konuların açıklamasını sünnet üstlenir.Bu noktayı göz önünde bulundurduğumuzda Hz. Mehdi (a.s.)’nin varlığını ve zuhurunu Kuran- ı Kerim’deki iki kısım ayetten istifade edebiliriz:1) İlahî bir hüccetin (masum bir önderin) varlığının gerekliliğini açıklayan ayetler. Örneğin Allah-u Teala’nın Peygamber-i Ekrem ...
  • Şah İsmail, acaba sofi bir Sünni mi idi yoksa Şia mı idi?
    14669 تاريخ بزرگان 2009/04/08
    Her ne kadar sofilerin bazı yolları Şii alimler tarafından eleştirilse de bu, onların tüm öğretileri yanlıştır, demeyi gerektirmez. Dolayısıyla sofiliğin doğru öğretilerine amel eden kimseyi Şia mezhebinden çıkmış diye niteleyemeyiz. Birçok sofi var ki Şia mezhebine bağlı olduklarını açıkça söylüyorlar. 

En Çok Okunanlar