Gelişmiş Arama
Ziyaret
7392
Güncellenme Tarihi: 2012/04/03
Soru Özeti
Hikmet-i Müteali’ye de şey ve şey’iyyet (nesnellik) vücutla mı eşittir yoksa mahiyetle mi?
Soru
Hikmet-i Müteali’ye de şey ve şey’iyyet (nesnellik) vücutla mı eşittir yoksa mahiyetle mi?
Kısa Cevap

‘Şey’iyyet’ (nesnellik) ve ‘Vücut’ (varlık), fertleri bir olan kavramlardır. Vücut söz konusu oldu mu şey olmakta söz konusu olur. Ancak filozoflar, vücudun koşulsuz manasının hem zihindeki vücudu hem de zihnin dışındaki vücudu kapsadığını söylemiş ve ona yöneltilen eleştirilerin çoğunu bu şekilde cevaplamışlardır. Eleştirileden biri şudur: Bir vücudun mahiyeti zihinde tasavvur edildiğinde dışarıda var olmadığı halde yine de ona şey denmektedir. Ama ona vücut denmemektedir. Filozofların buna verdikleri cevap şudur: Zihindeki mahiyete şey’iyyet dendiği gibi zihindeki o mahiyete vücutta denmektedir. Zira o mahiyetin kendisininde zihnî vücudu vardır. Buna göre ‘şey’ olduğu yerde vücudun olmaması diye bir durum söz konusu değildir. Aynı şekilde vücut olduğu yerde ‘şey’in olmaması da olmaz. Şey’iyyet  vücuta eşittir (müsavıktır) sözünün manası budur.       

Ayrıntılı Cevap

Vücut (varlık), zihinde ve zihnin dışında olmak üzere ikiye ayrılır. Vücud-u Mutlak, hem harici vücuda hem de zihni vücuda denmekte ve nerede kullanılsa her ikisinde içine almaktadır. Ancak bu ikisi birbirine karıştırıldığında vücut, şey’iyyet (nesnellik), nefy ve yokluklar konusunda eleştirilere yol açmaktadır. Şey’iyyet felsefenin ikincil mefhumlarından olup bir şeyin varlığından çıkarılmaktadır. Nitekim vücutta felesefenin ikincil mefhumlarındandır. Yani ariz oldukları yer zihindir. Ama zihnin dışında müttesif olmaktadırlar. Şey’iyyet vücutla mı eşittir yoksa hem vücuda hem de mahiyete mi şamil olmaktadır? konusunda değişik görüşler vardır. Bunun da kaynağı zihni ve harici vücudun biribirleriyle karıştırılmasıdır. Molla Sadra, Hekim Sebzivari gibi hikmetin büyükleri bu eleştirilere kitaplarında yer vermiş ve cevaplamışlardır. Genel olarak filozofların görüşü vücudun şey’iyyet’le eşit (mütesavık) olduğu yönündedir.[1] Şey’iyyet ve vücut, fertleri bir olan iki mefhumdur. Vücut söz konusu olduğunda şey’iyyette söz konusu olmaktadır.[2] Ancak filozoflar vücuttan maksadın, hem zihindeki vücudu hem de zihnin dışındaki vücudu içine alan vücud-u mutlak olduğunu söylemişlerdir. Yani taşa şey dendiği gibi onun zihindeki vücuduna da şey denmektedir. Hatta bir varlık zihinde tasavvur edilse ama dışarıda mevcut olmazsa yine de ona şey denir. Bu, şey’iyyet vücuttan daha kapsamlıdır diyenlerin delilidir. Yine demişlerdir ki bu örnekteki şey, zihnin içindeki mahiyete denmektir, halbu ki vücudu yoktur ve ona vücut denmez. Filozoflar buna şöyle cevap vermişlerdir: Zihinin içindeki mahiyete şey’iyyet dendiği gibi zihindeki o mahiyete vücutta denmektedir. Zira bu mahiyetin kendisininde zihinde vücudu vardır. Dolayısıyla şey olupta vücut olmaması diye bir durum söz konusu değildir. Yine vücut olduğu yerde ‘şey’in olmaması da olmaz. Zira bunlar felsefenin genel kavramlarındandır ve bu kategoriden çıkmak bir tür çelişkidir.[3]         

 


[1] -Mütesavik, iki kelime mefhum bakımından farklı ama mısdak bakımından bir olduğu yerlerde kullanılır. Düşünen ve gülen gibi. Düşünmek ile gülmenin manaları farklıdır, ama ikisininde mısdakı aynıdır. Yani her düşünen gülendir ve her gülen düşünendir. Bunlara ‘mütesavikeyn’ denmektedir. Yani mısdak ve mevzu olarak aynı saftadırlar. 

[2] -Mutahhari, Murteza, Mecmuay-ı Asar, c.9, s. 408. Nur yazılım programı

[3] -Cevadi Amuli, Abdullah, Rahik-i Mahtum, c.1, s.500-504, İntişarat-ı Sadra, Kum, HŞ. 1386, Ferverdin.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Istakoz, deniz kabukları ve ahtapot yemek haram mıdır?
    59266 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/09
     Istakoz[1] ve deniz kabuklarını yemek haramdır. Dini kaynaklar uyarınca helal ve haram olan hayvanların birbirlerinden ayırt edilmesi için bir takım genel kurallar açıklanmıştır. Bu kurallar deniz ve kara hayvanları hakkında birbirinden farklıdır. Kuşların da kendilerine özgü hükümleri vardır…
  • Bir şahıstan veya bankalardan aldığımız borca ve her ay taksitini ödediğimiz paraya humus düşer mi?
    5865 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Dikkatinizi buna benzer bir soruya İmam Humeyni (r.a) ve Ayetullah Hamaney tarafından verilen cevaba çekiyoruz: 868. Soru: Birkaç yıl önce bir bankadan borç aldım ve onu bir yıllığına banka hesabıma aktardım. Bu borçtan faydalanamadım ve her ay ...
  • Kız ve oğlan elçilik ve nişanlılık aşamasından sonra ve nikahtan önceki ilişkileri nasıl olmalıdır?
    12259 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Hikmet sahibi Allah kadın ve erkeği birbiri için yaratmıştır. İslam’a göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar; zira birbirlerine sükunet vermekte, cinsel, ruhsal ve duygusal ihtiyaçlarını gidermekteler. İslam, her iki tarafında ...
  • Hz. Ali'nin (a.s) dilenciye yüzüğünü vermesi haliyle, ayağından ok çekildiğinde bunu fark etmemesi hali arasında bir çelişki yok mudur?
    15833 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2009/04/18
    Sorunuza şu şekilde cevap verebiliriz: 1- İnsan, ilahi rızaya uygun ameller yaparak kemale erişebilme gücüne sahiptir. Yani insan-ı kâmil makamına ulaşarak bütün mükemmellikleri kendisinde toplayabilir. 2- İnsan-ı kâmil makamına ulaşmak demek, bu makama ulaşanların çeşitli halleri olmayacağı anlamına gelmez. Bize ve birçok Müslüman'a göre İmam Ali (a.s), Müslümanlar için mükemmel bir örnektir ve ...
  • Cude’nin Hz. Hasan’dan (a.s) olma bir evladı var mıydı?
    19559 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Cude, Eş’as b. Kays Kindi’nin kızıdır. Eşas, İslam’ın ilk yıllarındaki meşhur şahıslardan olup o dönemin tehlikeli münafıklarından sayılmaktaydı. Belazeri’nin yazdığına göre Cude babasının hilesiyle İmam Hasan Mücteba (a.s) ile evlenmiştir.[1] Bir rivayette İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Eşas, Müminlerin ...
  • Sehl bin Sa’d Saidi kimdi?
    9033 تاريخ بزرگان 2011/04/13
    Sehl bin Sa’d Ensari Saidi, Resul-i Ekrem’in (s.a.a) tanınmış sahabelerinden olup Peygamberimiz vefat ettiği zaman 15 yaşındaydı. Onun asıl adı ‘Hazn’ idi, ama Peygamber (s.a.a) adını ‘Sehl’ diye değişti. Künyesi ‘Ebu’l Abbas’ idi. Uzun bir ömür sürdü. Medine’de ölen son sahabe olduğu söylenmektedir. Kimisi hicri 88 yılında, kimisi ...
  • Kuranı kerimde, kalpteki itminan ile iman ilişkisi nasıl konu edilmiş?
    12615 Tefsir 2010/12/18
    Lügatte imanın anlamı şöyle beyan edilmiştir: yalanlamanın karşıtı olup tasdik etmektir. Istılahta ise anlamı şöyledir. Dille ikrar ve itiraf etmektir, kalpte bir kararlılık ve sözleşmedir, organlarda da ameldir. "İtminan" ve tümenine ise lügatte kararsızlık ve ıstırabın ardından gerçekleşen (kalpsel veya zihinsel) rahatlık ve huzurdur.
  • Peygamberin (s.a.a.) Teşkil Etmiş Olduğu Hükümetin, Allah’ı Arayan Fıtrat ile İrtibatı nedir?
    8033 کلیات 2012/10/24
    Bize göre Resul-i Ekrem’in (s.a.a.) teşkil etmiş olduğu hükümet ilahi bir emir idi. Ama bu emri iktiza eden nokta, bu hükümetin insan yaşamının tüm alanlarında tesir etmesidir. İmam Bakırdan (a.s.) “…velayete davet edildiği kadar hiç bir şeye davet edilmedi”[i] şeklinde nakledilen tabir buna yöneliktir. ...
  • “Vebtelül yetama hatta iza beleğun nikahe” şeklinde olan ayetin anlamı nedir?
    8041 Tefsir 2012/05/12
    Allah u Teâlâ bu ayeti kerimede yetimlerden sorumlu olan kimselere düstur veriyor ki yetimlerin mallarına karşı dikkatli olmalarını istiyor. Yani onların sermayesini korusunlar, sorumlulukları döneminde buluğ ve rüşt çağına erinceye kadar onları denemeye tabi tutsunlar. Sorumlular, sorumluluklarının altında olan yetimlerin buluğ ve rüşt çağına erdiklerini fark ettiklerinde ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    20774 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...

En Çok Okunanlar