Gelişmiş Arama
Ziyaret
62600
Güncellenme Tarihi: 2009/09/22
Soru Özeti
İnsan ne yapacağını bilmediği ve endişe içinde olduğu zaman istihare edebilir mi?
Soru
İnsan kararsız kalınca ve kafasında birçok soru ve endişeler olduğu zaman istihare edebilir mi?
Kısa Cevap

İslam’a göre, karar alınacağı zaman, bu iş, birinci derecede insanın akıl ve düşüncesinin görevidir. Karar almak istendiğinde akıl yeterli olmazsa “meşveret” edilmesi gerekir ve meşveret gerçeği bulmaya ve sağlıklı düşünmeye yardımcı olur ve başkalarının bilgi ve tecrübelerinden yararlanma imkanını sağlar.

 

İnsan tefekkür ve meşveretten sonra yine tereddütte kalırsa burada akıl ve din tereddüdün giderilmesi için başka bir meşvereti önerir. O da herkesin menfaatini isteyen, bilen ve merhametli olan Allah’la meşverettir. Böyle bir meşverete İslam kültüründe “İstihare” denir. İstihare ise en iyisini istemek ve hayrı talep etmek demektir.

Ayrıntılı Cevap

Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için istihare ve onun İslam’da ki yeri hakkında ki bazı konulara değinmek gerekir:

 

İslam, insan karar alacağı zaman, bunun, birinci derecede batını hüccetin (aklın) vazifesi olduğunu bildirmektedir. İslam’a göre akıl, Allah’ın insana verdiği en büyük nimettir. İnsan aklın ışığıyla yaşamında karşılaştığı karanlıklardan kurtulabilir, sorun ve tehlikelerden korunabilir. Kur’an, akıla ve ondan faydalanmaya çok tavsiye etmiştir. Kur’an’a göre en aşağılık insan işleri akla uygun olmayan insandır.[1] Hz.Ali (a.s), peygamberlerin gönderiliş nedenlerinin en önemlilerinden birinin insanların akıllarını diriltmek olduğunu söylemektedir.[2] Akla dayanmak ve bu yol gösteren ışıktan faydalanmak o derece de önemli ki İslam onu şer’i hükümlerin kaynaklarından biri saymaktadır.

 

Yine dini öğretilerde karar almada etkili olan başka etkenlerde var ki, onlarda akla gerçeği bulmada ve sağlıklı düşünmede yardımcı olmaktadırlar. Bu etkenlerin en önemlisi “meşverettir.” Meşveret, toplu düşünme olup insanın tek başına çözemediği bir çok düğümü çözmektedir. Meşveretle aklın eksikliği giderilmektedir. Başkalarının yıllarca zahmet çekerek elde ettiği değerli bilgi ve tecrübelere kolayca ulaşabilmektedir.

 

Ama bazen olur ki, tefekkür ve meşveretten sonra da tereddüt ve şüphe giderilememiştir. Burada akıl ve din başka bir meşveret şeklini de öneriyor. O da kulların iyilik ve kötülüğünü bilen, herkesin hayır ve menfaatini isteyen ve varlık aleminin her şeyini bilen yüce bir güçle ya yüce Allah ile meşveret etmek. Bu tür bir meşverete İslam kültüründe “istihare” denir. İstihare yani iki işin en iyisini istemek, hayrı talep etmek, iyi olanı aramaktır.[3] Bundan dolayı, istihare edenin içi ve ruhu ne kadar saf ve temiz olursa istiharesine de o kadar çok güven doğar.

 

Ancak istiharenin iki manası vardır. Biri asıl manası olan Allah’tan hayrı dilemektir. Bu tür istihareden rivayetlerde daha çok bahsedilmiştir. Bu gerçekte duanın dallarından olup yalnızca tereddüt ve şüpheye özgü değildir. Gerçekte bütün işlerde Allah’tan yardım dilemek ve işleri Ona havale etmektir. İmam Sadık (a.s) Allah-u Teala’nın şöyle buyurduğunu rivayet eder: “Kulumun bedbahtlıklarından biri, işlerini benimle istihare etmeden (hayrı talep etmeden) yapmasıdır.”[4] Dolayısıyla böyle istihareler tereddüdü gidermek için değildir. Bir işin bütün merhalelerinde iyi, beğenilmiş bir yöntemdir.

 

İstiharenin ikinci manası tereddütten kurtulmak için Allah’tan hayrı talep etmektir. Bu tür istihare şüphe ve tereddüt de geçerli olur. Bu ikinci istihare için üç tavır ve yaklaşım vardır:

 

a) Bir meselenin üzerinde bir inceleme, araştırma yapmadan ve düşünmeden işlerini yalnızca istihare yoluyla karara bağlamak.

 

b) İstihareyi kabul etmeyip sırf akla dayanmak.

 

c) Aklın konumunu ve meşveretin önemini kabul etmenin yanı sıra istihareye de yeri gelince ve şartları oluşunca baş vurmak. Bu görüşe göre, istihare insanın kendi düşüncesiyle ve meşveretle tereddüdünü gideremediği durumlar için söz konusu olur. Buna gore istihare meşru olan iki yoldan biri seçmede karar alınamadığı durumlar için söz kousu olur; istihare ile ne helali haram ediyor, ne farz olmayanı farz ediyor, ne de bir hükmü değiştiriyor. Yanlızca istihare onu tereddütten çıkarıyor.

 

Rivayetlerde istihareye ve yöntemlerine çok işaret edilmiştir.[5]

 

Dolayısıyla, insan düşündükten, tecrübeli ve uzman kişilerle meşveret ettikten sonra kararsız kalmışsa, istihare (Allah ile meşveret) ederek karar alabilir ve kendisini şaşkınlıktan kurtarbilir.

 

Kitap açmak konusuna gelince bundan kasıt istihare ise hükmünü söyledik, ama başka şey ise onun meşru olduğuna dair bir delil yoktur.



[1] -Enfal/22

[2] -Nehc-ul Belağa, 1.hutbe

[3] - Ferheng-i Muin ve Munteh-al İreb, İstihare kelimesi.

[4] - Vesail-uş Şia, c.8, s.79

[5] - Bihar-ul Envar, c.91, s.222; Vesail-uş Şia, İstihare babı

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • cinsel sapıklık ve inhiraftan korkulmadığı taktirde evlilik bırkalabilinir mi?
    10114 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/01
    Evlilik olgusu bütün milletler arasında süre gelmiş bir gelenektir. Ancak islam dini evliliğe ve aile yuvasının ve teşkilatının kurulmasına çok önem vermiştir. Ayet ve rivayetlerdeki bütünlükten evliliğin ne kadar önemli olduğu çok güzel bir şekilde anlaşılıyor. Allahu teala kuranı kerimde bekar olanları evlendirin, şeklinde emr ...
  • İmam Musa Kazım’ın (a.s) hayatı, evlatları ve torunlarını özetle benim için açıklar mısınız?
    21759 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Melekler Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bilmekteydiler?
    13280 Tefsir 2011/06/20
    Meleklerin Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bildiği hususunda bir takım ihtimaller beyan edilmiştir:1. Lavh-i Mahfuz kanalıyla Âdem’in zürriyetinin yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağı ve kan akıtacağı öğrenilmiştir. 2. İlahi haberler yoluyla öğrenilmiştir.3. Bu konu gerçekte meleklerin öngörüsüydü; çünkü onlar insanın bir takım tabii çelişkiler taşıyan toprak ...
  • Cennet ve cehennemde ölüm var mıdır?
    18303 Eski Kelam İlmi 2010/07/05
    Kur’an, rivayet ve aklî deliller, insanların cennete veya cehenneme gittiği zaman artık bir ölümün olmadığı hususunda müttefiktirler. Kur’an’ı Kerim bir taraftan kıyameti daimi gün (ebediyet günü) olarak adlandırmış ve öte taraftan da cennetlikleri daimiler (ebediler) sıfatıyla nitelemiştir. Rivayetlerde geldiği üzere cennetlik ve cehennemliklere şöyle ...
  • Yolculuktayım ve yolculuğumun müddeti belli değil. Lütfen seferî kılma ve tam kılma açısından namazımın durumunu belirtiniz.
    6948 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Cemaat namazı niyetinde namaz rekâtlarının sayısı belirtilmeli midir?
    6376 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Asıl yanıta değinmeden önce niyette iki önemli konunun dile getirildiği noktasını hatırlamak gerekir:1. Niyette söz gerekli midir?2. Niyette muteber olan şeyleri dile getirmenin lazım olmadığı açıklığa kavuştuktan sonra[1] hangi şeylerin niyette gerekli ve muteber olduğu konusu ortaya çıkmaktadır. ...
  • Hicr suresi 91. ayetteki bölenlerden Allah’ın kasti nedir?
    11333 Tefsir 2010/11/27
    Bu ayet-i şerifede yer alan “el-muktesimin” kavramı bölen ve bölücüler anlamındadır. Bu ayetin nüzul sebebinin ne olduğu ve kimler hakkında nazil olduğu hususunda ise tefsirlerde birkaç ihtimal beyan edilmiştir. 1. Hac aylarında yolculara Muhammed adındaki bir şahsın bir takım iddiaları olduğunu ve kesinlikle kendisinin sözlerini dinlememelerini ...
  • Üç Haslet hadisinin senedi sahih midir?
    7310 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/10/23
    Söz konusu hadisin bazı ravileri hakkında elde herhangi bir bilgi yoksa da birkaç sebepten dolayı ona istinat edilebilir:1-Hadis, çeşitli birinci grup rivayet kaynaklarında gelmiştir. Ve biliyoruz ki bir rivayet değişik kaynaklarda gelmişse ve büyük muhaddisler ona önem vermişlerse bu, onun itibarını ve muhaddislerin ...
  • Sigaranın orucu bozduğunu bilmeyen biri, sigara içerek tuttuğu oruçların kazasının yanı sıra keffarette vermeli midir?
    8350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    İmam Humeyni (r.a) ve diğer büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: (Oruç tutan kişi) Meseleyi bilmediğinden dolayı orucu bozan bir şey yapsa, eğer meseleyi öğrenme imkanı vardıysa farz ihtiyat gereği üzerine keffaret gelir. Eğer meseleyi öğrenme imkanı yoktuysa veya meselenin farkında değildiyse yahut filan şeyin orucu bozduğunu kesin olarak ...
  • Hz. Müslim kimdi?
    19268 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2010/12/22
    Akil’in oğlu olan Müslim üç imam (müminlerin önderi Ali, İmam Hasan, İmam Hüseyin (a.s) ) ile aynı asırda olup onları yakından görmüş, İmam Hüseyin’in (a.s) imameti zamanında imamının hedefleri için canını feda etmiş ve Übeydullah b. Ziyad emriyle şahadete ulaşmıştır. O bu zamanda İmam Hüseyin’in (a.s) ...

En Çok Okunanlar