Gelişmiş Arama
Ziyaret
8631
Güncellenme Tarihi: 2011/04/11
Soru Özeti
İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi hangi alanları kapsamına alır?
Soru
İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi hangi alanları kapsamına alır? Başka bir ifade ile siyasi düşünceden maksat nedir? Hangi alanları kapsamına alır? İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesinin belirgin örnekleri nedir?
Kısa Cevap

İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi onun temel görüşlerinden bir parça sayılır ve çeşitli alanlardaki düşünceleri ile ilişki içindedir. Çok yönlü bir şahsiyet olan İmam Humeyni'den irfan, fıkıh, felsefe, kelam ve siyaset alanlarında bir çok eser kalmıştır. O İslami düşünceye dayalı bir düzenin kurucusu ve lideri olduğu için onun siyasi alandaki düşünceleri yönetim ve toplum ile ilgili bütün kavramları içerecek kapasitededir.

 İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesinin mihverlerini şöyle sıralamak mümkündür: Din ile siyaset ilişkisi, adalet, hürriyet, bağımsızlık, cumhuriyet, kanunculuk, kültür, Müslümanların birlik ve beraberliği, İslam ve Müslümanların çıkarları, dünya milletlerini İslam'a davet, İslam'ı yaymak, milli ve İslami kişiliği ihya etmek, İslami hedefler doğrultusunda dış siyaset uygulamak, dünya genelinde bütün mazlumları savunmak.

Ayrıntılı Cevap

Tefekkür, düşünce ve fikir aynı manaları ifade eden sözcüklerdir.[1] Siyasi düşünce, rasyonalist ve mantıklı bir yönteme dayanarak siyasi hayata yön vermeği hedef alan görüş ve inanışların tümüne denir. Bu düşüncenin kapsamına giren görüşler açıklama veya emir kipinde olabilir. Siyasi düşünür, kendi görüş ve inanışlarını şahsi tercih ve görüş olmaktan çıkacak şekilde rasyonalist ve mantıklı bir yöntemle açıklayabilen kimsedir.[2]

İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi onun temel görüşlerinden bir parça sayılır ve çeşitli alanlardaki düşünceleri ile ilişki içindedir. İmam Humeyni çok yönlü bir şahsiyet olarak irfan, fıkıh, felsefe, kelam ve siyaset alanlarında kendisinden bir çok eser kalmıştır. O İslami düşüncelere dayalı bir düzenin kurucusu ve lideri olduğu için onun siyasi alandaki düşünceleri yönetim ve toplum ile ilgili bütün kavramları içerecek kapasitededir. İmam Humeyni son dönemin müslüman bilginlerinin ve İslam dünyasının tarihe yön veren kişilerdendir.

İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi hakkında siyasi konularda araştırma yapan kimseler bir çok eserler vermişlerdir. Açıktır ki bu kısa yazıda İmam Humeyni'nin siyasi fikrinin bütün yönlerine işaret etmek mümkün değildir. Bu yüzden sadece kısa bir şekilde önemli bazı başlıklara işaret edeceğiz ve araştırmak isteyenlerin başvurması için bazı geniş kaynakları tanıtacağız.

İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesinin temel özelliklerini şu şekilde sıralamak mümkündür:

1- Din ve siyaset ilişkisi: İmam Humeyni'nin düşüncesinde temel kavramlardan biri din ve siyaset ilişkisidir. Hatta bunu İmam'ın siyasi düşüncesinin ekseni ve temel taşı olarak nitelemek mümkündür. İmam Humeyni yönetimin varlığının zaruri oluşuna ve siyasi düzenin kaçınılmazlığına inanmış ve bunu siyasi düşünce alanında bir ilke olarak kabul etmiştir. O gaybet döneminde siyasi nizamın kurulması gerektiğine inan alimler arasındadır. O aklı ve nakli delillerle her dönemde insan toplumları için devletin kaçınılmazlığını, gaybet döneminde de bu zaruretin var olduğunu ve istenilen bir devlet sisteminin kurulması için çaba göstermenin gerekli olduğunu ispatlamıştır.[3]

2- Adalet: Adalet İmam Humeyni'nin önemle vurguladığı kavramlar arasındadır. O adaleti siyasi düzenin en önemli siyasi ve toplumsal hedefi olarak görmekteydi. İmam Humeyni hem nazari olarak hem de pratikte siyasi nizamın en önemli hedefinin toplumda adaleti yerleştirmek olması gerektiğini açıklamıştır. [4]

Allah Teala Kur'an'da şöyle buyuruyor:

"Gerçekten biz elçilerimizi apaçık delillerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye onlarla birlikte kitap ve ölçü indirdik."[5]

İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesinin özelliklerinden biri şudur ki o devleti adalet ve manevi gerçeklerin toplumda yayılmasına vesile olarak görüyordu. Çünkü topluma adalet hakim olursa insan tekamül ve saadet yoluna hareketi kolaylaşır. Ancak adaletten bir eser olmayan bir toplumda saadet, felah ve takvadan da bir eser kalmaz.

3- Hürriyet: İslam İnkılabı'nın temel şiarlarından biri hürriyetti. İmam'ın da ilke olarak savunduğu kavramlardan biri işte bu kavramdı. O hürriyeti bir siyasi araç olarak değil insanların ilkel bir hakkı olarak görüyordu.[6] O şöyle diyordu "İnsanın ilkel haklarında biri hür olmaktır. İster insanın diğer insanlarla ortak taktiriyle ilgili olan medeni ve toplumsal hürriyet ve ister inanç, fikir, partisel çalışma, matbuat vb. alanlardaki kişisel hürriyet devlet tarafından korunmalıdır. Elbette bu hürriyetler sınırsız olmamalıdır. İmam'a göre bu hürriyetlerin sınırı ülkenin temel çıkarlarının tehlikeye düşürmesidir. İmam, hürriyetin sınırını dini hükümler ve İslam temeli üzere düzenlenmiş kanunlar biliyor ve şöyle diyorlardı: "Bütün dünya ülkelerinde hürriyet ve komplo birbirinden farklı tutulmakta ve bunların sınırları birbirinden ayrılmaktadır."[7]

Bağımsızlık: İmam'ın bu kavram şöyle tanımlamaktadır: "Bütün sahalarda bağımsızlık, yabancıların ülkenin işlerine karışmamaları, onların nüfuzlarını önlemek, ülkeyi müstakil olarak yönetmek."[8]

6- Halkçılık (Demokrasi): Halkın oylarına başvurma, onların kendi taktirlerini belirlemedeki rolleri, siyasi konularda halkın sahnede oluşu İmam'ın siyasi düşüncesinin diğer bir boyutunu oluşturmaktadır. İmam halkın kendi taktirini belirlemedeki rolü hakkında şöyle demiştir:

"Biz halka zorla bir şeyi dayatmak istemiyoruz. İslam diktatörlük yapmamıza izin vermemiştir. Biz halkın oylarına tabiiz."[9]

6 – Kanunculuk: Kanuna saygı İmam siyasi düşüncesini temel ilkelerinden biri sayılır. İmam kanuna amel etmeyi bütün halk kesimlerine en aşağı seviyeden en üst düzey yetkilere kadar şer'an vacip biliyordu. İmam'ın kurmak istediği devlette şahıs söz konusu değil, nizamlar ve ilahi kanunlar ölçüdür. Herkes kanuna uymalıdır ve bu sahada fertler arasında bir fark yoktur.[10] İmam'a göre İslam'da kanun hüküm sürmektedir hatta Resulullah (s.a.a) da kanuna bağlı idi.[11]

7- Kültür: İmam Humeyni, İran'ın çağdaş tarihinde en çok etkisi olan düşünürlerden biridir. O kültürü siyasi ve iktisadi konuların temeli biliyordu. O inanıyordu ki eğer insan iyi bir şekilde eğitilirse toplumun bütün sorunları kendiliğinde çözümlenmiş olur. Ona göre kültür insan üretme fabrikasıdır. Peygamberlerin gönderiliş hedefi de insan yetiştirmektir."[12] İmam'a göre insan yetiştiren kamil bir kültür İslam'da vardır. Toplum ve halkı yetiştirmek sadece İslam kültürü sayesinde mümkündür. Bir milleti eğitmek meselesi o milletin kültürünü düzeltmekle olur. Bu yüzden, "kültürü düzeltmeğe çalışmakla yükümlüyüz." diyordu.[13]

8- Birlik: İmam Humeyni'nin siyaset arenasında üstelediği fikirlerden biri çeşitli kesimler arasında birlik ve beraberlik oluşturmaktı. O İslam İnkılabının başarı sırrının birlik olduğunu söylüyordu. O şuna inanıyordu ki, İran milletinin izzet kazanmasına sebep olan temel etken birlik idi.[14]

9- Maslahat: İmam Humeyni şuna inanıyordu ki, İslam devletinin yetkilileri kendi şahsı görüşlerine göre hareket etmek hakkına sahip değildirler. İslam devletinde yürürlükte olan bütün kurallar İslam hükümlerine göre ayarlanmalıdır. Elbette İslam yöneticisi bir takım konularda Müslümanların veya devletin maslahatı için bazı girişimlerde bulunabilir. İmam kendisi defalarca şöyle demiştir: "Eğer İslam ve Müslümanların maslahatını bir şeyde teşhis edersem girişimde bulunacağım."[15] Birleşik Milletlerin Güvenlik Konseyi'nin 598 kararını kabul etmesini de bu doğrultuda değerlendirmeliyiz.

10- Dünya halkını İslam'a davet etmek: İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesindeki temel noktalardan biri de dünya halkını İslam'a ve İslami öğretilere davettir. Eski Sovyetler Birliğinin Başkanı Gurbaçof'u İslam'a davet etmesi de bu açıdan değerlendirilmelidir.[16]

"Müslüman olmayan kesimleri… İslam'ın adalete dayalı ilerici mektebine davet etmeliyiz."[17]

11- İslami kimliğin ihyası: İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesinin mihverlerinden biri de İslami kimliği ihya etmektir. İmam, İslami-milli kimliği ihya etmeği ülkenin bağımsızlık, ve egemenliği için bir vesile ve düşmanların sultasına karşı bir engel olarak görüyordu. İmam sürekli şu noktayı tekit ediyordu: "Biz kendimizi tanımadıkça ve özgüvene ulaşmadıkça asla bağımsızlığa ulaşamayız."[18]

12- Dış siyaset: İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesinde yer tutan önemli konulardan biri de dış siyaset ve İslam devletinin uluslar arası alanlarda ve diğer ülkelerle ilişkisindeki tutumu, mazlumları savunması ilkesi idi.[19] Yabancıların sultasının reddi (Nefy-i Sebil ilkesi) İslam fıkhında var olan önemli ilkelerden biri sayılır. İmam bu ilke esasınca yabancıların müslümanların işlerine müdahale etmelerine şiddetle karşı çıkıyordu. İmam'ın İstikbarla (kafir zorba güçlerle) mücadelesi yabancıların sultasını reddetmesi ve sultacı güçlere yaslanmaya karşı çıkması bu doğrultuda değerlenmelidir.[20]

İmam Humeyni'nin Siyasi düşüncesi hakkında daha geniş bilgi için aşağıdaki kitaplara başvurabilirsiniz.

1- Endişe-i Siyasi İmam Humeyni, Cemşidi, Muhammed Huseyn.

2- Endişe-i Siyasi İmam Humeyni, Fevzi Yahya

3- Deramedi ber Nezeriye-i Siyasi İmam Humeyni, Dehşiri, Muhammed Reza

4- Erkan Endişe-i Sİyasi İmam Humeyni Refi' zade Azim



[1] Lügat kitapları

[2] Beşiriye, Huseyin, Tarih-i Endişe-i Siyasi der Karn-i Bistum, s. 17; Neşr-i Ney, Tehran

[3] İmam Humeyni, Kitabu'l-Bey' c. 2 s. 619; İmam Humeyni, Şuun ve İhtiyarat- Veliyyi Fakıh, s. 23, Sahife-i İmam, c. 2. s. 31; muesses-i tanzim ve naşr-i asar-i İmam Humeyni Tehran.

[4] Sahife-i İmam, c. 15 s. 213

[5] Hadid: 25

[6] ade. c. 5 s. 387

[7] ade. c. 6 s. 271; c. 4, s. 259; c. 9, s. 90; Merkez-i Medarik- Ferheng İnkılab-i İslami.

[8] ade. c. 490, 236; c. 4, 277.

[9] ade. c. 10, s. 181

[10] ade. c. 9 s. 42

[11]ade. c. 10 s. 29

[12] Telim ve terbiyet ez didgah-i İmam Humeyni, Tibyan, 18. defter s. 270

[13] Sahife-i İmam, c. 8, s. 96

[14] Sahife-i İmam, c. 5, s. 173, 141

[15] ade, s. 461

[16] ade c. 1, s. 293

[17] ade c. 3 s. 322

[18] ade c. 9, s. 258

[19] Nisa: 141 "وَ لَنْ یَجْعَلَ اللَّهُ لِلْکافِرینَ عَلَى الْمُؤْمِنینَ سَبیلاً" .

[20] Sahife-i İmam, c. 4 s. 317

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    24646 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Rivayetlerde işlerin sağ el ile yapılması üzerinde durulmasının sırrı nedir?
    11588 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/10
    Uygun bir neticeye ulaşmak için cevabı üç merhalede sunacağız. Bir. Amelleri sağ el veya sağ ayakla yerine getirmek ve onun önemi (dünya ile alakalıdır) İki. Ashab-ı yemin (Sağcılar) ve amel defterinin sağ ele verilmesi (ahiretle alakalıdır) Üç. Acaba bu şeyler itibari ...
  • İslamı tanımak için nereden başlamak gerekir? Dindarların onca riyakarlık ve yanlışlıklarını görünce kendi dindarlığımın akıbetinden korkuyorum.
    19137 Eski Kelam İlmi 2011/04/28
    İslam ve dini öğretileri öğrenmek diğer benzer konular gibi birbirine bağlı dalları olup, tam olarak hangisinden başlayacağınızı söylemek zordur. Eş zamanlı ve çaba göstererek bütün dallarda bilgi sahibi olmanız gerekir. Ancak Allah’ı tanımak dindarlığın en önemli merhalesi olduğu için ilk adımda araştırmaya oradan başlamalısınız. Fakat unutmayın ki, yeni ...
  • Mülk sahibi, mülkünün yarısını bir hayır kuruluşuyla sulh ediyor (anlaşıyor) ve orada veya ona bedeli olacak mekanda okul yapılmasını şart koşuyor. Bu kuruluş orada medresenin dışında bir şey yapabilir mi?
    5332 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/30
    Bu meselede üç nokta göz önüne alınmalıdır: 1. Akitteki söz konusu şarta aykırı davranmak caiz değildir. Yani o mekan veya bedel mekan okulun dışında bir şey için kullanılamaz. Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin Bürosu: Şart, lazım akdin içindeyse ona amel etmek gereklidir ve aykırı davranmak caiz değildir.
  • Baba ve anne çocuğun yanında hangi yaştan itibaren cinsel konulara riayet etmelidir?
    93886 Pratik Ahlak 2011/09/21
    Terbiye sözlükte geliştirmek ve yetiştirmek anlamındadır ve ıstılahta ise derunî kabiliyetleri geliştirmek manasındadır. İslam, çocuğun hem bedensel ve hem de ruhsal ve manevî terbiyesine önem vermiştir; ancak ruh insanın gerçek kimliğini teşkil etmesi nedeniyle, ruhsal terbiyeye özel bir ihtimam göstermiştir. Çocuğun cinsel terbiyesi, terbiyenin en önemli ve kritik alanlarındandır; ...
  • İnsanların cennet ve cehennemde yaşları ne kadar olacaktır?
    7806 Tefsir 2012/02/22
    İnsanların yaşlarına göre bedende görülen değişiklikler bu dünyaya ait olan konulardandır. Ama ahirette özellikle cennette böyle şeyler söz konusu değildir. Yani öteki dünyada çocuk, orta yaş, yaşlı olmak diye bir şey yoktur. Hatta ahiretin maddi olduğuna inansak bile bugün bizim düşündüğümüz şekliyle yaş meselesi cennetlikler için olmayacaktır. ...
  • Hazreti İbrahim (a.s)’in yaşamının önemli bölümlerini Kur’an ve rivayetler esasınca açıklar mısınız?
    13242 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Hazreti İbrahim (a.s)’in yaşamı üç belirgin aşamada söz konusu edilebilir: 1. Nübüvvetten önceki dönem. 2. Nübüvvet ve putperest Babil kavmiyle mücadele dönemi. 3. Babil’den hicret edip Mısır, Filistin ve Mekke topraklarında faaliyet gösterdiği dönem.1. İbrahim (a.s)’in doğduğu yer ve çocukluğuİbrahim (a.s), “Babil” topraklarında dünyaya geldi. İbrahim (a.s)’in doğumundan ...
  • erkek ve kızların gelecekteki evlilikleriyle ilişkin konuları onlara nasıl öğretebiliriz?
    6420 Pratik Ahlak 2011/04/13
    Çocuklar tarafından bağımsız ve yeni bir yaşam yuvasının kurulmasıyla ilişkin meseleler, duygusal, sosyal ve cinsel meseleler ile irtibatlı olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır, dolaysıyla bu bağlamda var olan meseleler iki bölümde ele alınmalı ve tahkik edilmelidir. Ailenin başarılı veya ta sorunlara kadar varan vücuda gelen ...
  • Şefaatin kıyametteki yeri ve önemi nedir?
    8891 Eski Kelam İlmi 2009/06/17
    Şefaat, zayıf birini güçlendirmek, takviye etmek demektir. Şefi' (şefaat edici) ise ihtiyacı olana yardım eden ve onu mutedil bir duruma getirip ihtiyacını gideren kimsedir. Kıyamette şefaat etmek Allah'a mahsustur. Elbette Yüce Allah bazılarına da başkalarına şefaat etmeleri için izin vermiştir. Bu konu hakkında gelen birçok rivayetten kıyamette şefi'lerin çok olacağı ...
  • İmam Ali (a.s) zamanında kimler humus toplamakla görevliydi?
    10035 تاريخ بزرگان 2011/11/13
    Müslümanların tamamı, humusun ilahi farzlardan bir tanesi olduğuna inanmış ve bunu herkesin zorunlu olarak kabul etmeleri gerektiğini söylemişlerdir. Bu hükmün, Bedir savaşından sonra bir kanun haline gelerek sürekli uygulanmıştır. Hz. Ali (a.s)’de bu ilahi farzın uygulanmasında Peygamber (s.a.a)’in yanında yer alıp Peygamberle (s.a.a) gerekli işbirliği içinde olan ve Peygamber (s.a.a)’in ...

En Çok Okunanlar