Gelişmiş Arama
Ziyaret
7744
Güncellenme Tarihi: 2009/02/04
Soru Özeti
İmam Hüseyin (a.s)’ın şehadeti muharremin onuncu günüdür, Kameri takvimde de yılın ilk ayı muharremdir. Neden?
Soru
Kameri takvimde yılın ilk ayı muharremdir ve İmam Hüseyin (a.s)’ın şehadeti de muharremin onuncu günü gerçekleşmiştir. Öyleyse neden muharrem ayı kameri takvimin ilk ayı olarak seçilmiştir?
Kısa Cevap

Kameri takvimde yılın ilk ayının muharrem olmasının İmam Hüseyin (a.s)’ın şehadetiyle bir ilgisi yoktur. İslam’dan önce de kameri yılın başlangıcı muharrem idi. Cahiliyyet döneminde Araplar muharremi yılın ilk ayı olarak kabul ederlerdi.

Ancak bilmek gerekir ki, Araplar, başka milletler örneğin Avrupalılar veya İranlılar gibi yeni yıl geldiğinde kutlama yapmazlar. Herhangi bir kutlamanın olmaması onlar için çok normal bir şeydir. Yılbaşı geldiğinde onlar için diğer günlerden bir farkı yoktur. Başka bir deyişle yılbaşının onlara göre özel bir anlamı yoktur. Arapların içinde yanlızca Ben-i Ümeyye Aşura gününü bayram olarak kutluyorlar ki bu da yeni yılla ilgili değildir. Zira onlar, İmam Hüseyin (a.s)’ı başka bir zamanda da şehid etseydiler bile, yine o günü bayram ederlerdi.

Ayrıntılı Cevap

Kameri aylar çok eskiden beri yani İslam’dan önce de muharrem ayı ile başlardı ve bunun İslam ve Müslümanlarla bir ilgisi yoktur. Yeni din (İslam), Arap yarım adasına hakim olduğunda Araplar bu takvimi kullanırdı, İslam’da onu kabul etti.[1]

İslam’ın, Arapların kullandığı takvimde yaptığı tek değişiklik onların yılın başlangıcı olarak seçtiği Amu’l Fil’i (Fil yılını), Resul-u Ekrem (s.a.a)’in Mekke’den Medine’ye hicretine çevirmesi oldu.[2]

Dolayısıyla, kameri yılın başlangıcının Arapların içinde muharrem ayının olması çok eskilere dayanıyor. İmam Hüseyin (a.s) bu ayda şehid olduğundan doğal olarak kimse onu yılın ilk ayı olmaktan çıkarıp başka aya götüremezdi. Öte yandan Arapların İranlılar gibi yeni yıl geldiğinde kutlama yapma gibi bir gelenekleri yoktur. Yani yeni yıl geldiğinde bunun onlar göre normal günlerden farkı yoktur ve günlük yaşamlarında en küçük bir değişiklik olmaz. Arapların içinde yalnızca Ben-i Ümeyye, İmam Hüseyin (a.s) şehid olduktan sonra Onun (a.s) şehadet gününü bayram yapıp kutlarlardı. O günün fazileti için bir çok hadis uydurmışlardır. Maalesef bir çok Müslüman da bu uydurma hadislerin etkisinde kalarak o günü hayır ve bereket günü olarak kabul ediyor ve düğünlerini o gün yapıyorlar.[3]

Zekeriya Kazvini bu hususta şöyle yazıyor: Ben-i Ümeyye Aşurada eğlence düzenlerdi. Şiiler o gün matem yapar, ağıtlar yakar ve ziynetlenmekten uzak dururken Emeviler o gün her tarafı süsler, eğlence toplantıları düzenlerlerdi.[4]

Zerendi-i Hanefi’de şöyle yazar: Bu ayın (safer ayı) ilk günü Ben-i Ümeyyenin bayramıdır. Zira o gün İmam Hüseyin (a.s)’ın başı Dimeşk’e (Şam’a) geldi.[5]

Ancak bu konunun yeni yılla bir ilgisi yoktur. Onlar İmam Hüseyin (a.s)’ı başka bir zamanda da şehid etseydiler, o günü bayram ilan ederlerdi.



[1] - Ali Cevad, el-Mufassal fi Tarih-il Arap Kabl-el İslam, Kum, Menşurat-ı Şerif Razi, 1. baskı, c.8, s.460

[2] - Ali Cevad, a.g.e.

[3] -Daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklara baş vurabilirsiniz:

-Ebu Reyhan Biruni, Asar-ul Bakiye, Avrupa baskısı, s.329

-Adim Maitz, el-Hozarat-ul İslamiyye fi Karn-il Rabi Hicri, Beyrut, h.k. 1387, c.1, s.137

-Şeyh Abbas Kummi, el-Kuniy ve’l Elkap, Necefi Eşref, h.k.1390, c.1, s.431

-İbn-i Hacer Heysemi, Savaik-ul Muhrika, Mısır, s.181

-İbn-i Teymiye, İktiza-ul Sirat-il Mustakim, Riyad, Mektebet-ul Riyad-il Hadise, s.301

-Makrizi, el-Hutet ve’l Asar, Mısır, h.k.1270, c.1, s.490

[4] -Zekeriya Kazvini, Acaib-ul Mahlukat, Beyrut, Dar-ul Kamus-il Hadis, c.1, s.115

[5] - Zerendi-i Hanefi, Nazm-u Dürer-il Sımtayn, Tahran, Kitaphane-i Neyneva, s.230; Seyyid Cafer Murtaza Amuli, İslamda Törenler, Muhammed Spehri’nin tercümesi, Kum defter-i Tebligat, 3. baskı, s.47

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Birinin bedeninin dışarıdan görünmeyen yerlerinde ‘ala’ hastalığı varsa evlenmeden önce bunu eşine söylemeli midir? Söylemezse hükmü nedir?
    11660 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/30
    Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin Bürosu: Eğer sorulmazsa söylemeye gerek yoktur. Ayetullah el-Uzma Sistani’nin Bürosu: Evlenecek kadın veya ailesi sorarsa bu hastalığın varlığını gizleyemez. Kendisini sağlıklı gösterse ve nikah kıyılsa, sonra yalan olduğu ortaya çıkarsa kadın nikah akdini feshedebilir. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu: Kadın ve erkek, ...
  • Zülkarneyn kimdir?
    19831 تاريخ بزرگان 2011/10/22
    Zülkarneyn’in ismi Kehf suresinde geçmektedir. Zülkarneyn’in tarih açısından kim olduğu ve tarihin hangi meşhur şahsiyetine tekabül ettiği konusunda müfessirler ve tarihçiler arasında görüş ayrılıkları ve tartışmalar mevcuttur. Kur’an’da belirtilen özellikler ve tarihçilerin görüşleri dikkate alındığında Zülkarneyn, Kuroş’un kendisidir. Müfessirlerin çoğu, onun insan türünden olduğuna inanmaktadır. Birçok rivayette de onun ...
  • Niçin Peygamber (s.a.a), Adanan’dan önceki -Hz. İbrahim’e kadar ve Hz. İbrahim’den Hz. Adem’e kadar olan- ecdadının (atalarının) sayılmasını men’ etmiştir?
    8684 تاريخ بزرگان 2009/06/06
    Peygamber’in (s.a.a) Adanan’dan önceki -Hz. İbrahim’e kadar ve Hz. İbrahim’den Hz. Adem’e kadar olan- ecdadının (atalarının) sayılmasını men’ ettiğini açıklayan hadisler çeşitli kitaplarda yer almıştır. Bu işten men’ etmenin sebebi Adnan’dan önceki atalarının bilinemeyişidir. Böylece Hz. Peygamber (s.a.a) tarihçilerin bu konuda ihtilafa düşmelerini önlemek ...
  • kaşların olduğu yerde dövme yapmak abdesti batıl ediyor mu?
    6326 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    aşağıdaki cevaplar müçtehitlerin defterlerinden alınmıştır. Ayetullah Hameney’nin defteri: (yapılan dövme) abdest ve gusül alırken suya engel oluyorsa, kaldırılması gerekir. Ama eğer dövme işlemi derinin dibinde yapılmış ise, abdeste zararı yoktur.Ayetullah Mekarım Şirazi’nin defteri: abdeste mani değildir.
  • Arafat sahrasında durmak (vukuf) nasıl insanın kendini tanımaya neden olu verir?
    7203 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/06/21
    Arafat Mekke etrafında olan bir yerin ismidir. Hac yapan bir kimsenin zil'hicce ayının dokuzuncu gününde orada vukuf yapması (durması) vaciptir. Arafat kelimesi etimolojik olarak "a-r-f" kökünden gelme ve tanıma anlamındadır. Bu mekân birçok marifetlere ve tanımalara neden oluyor. Kendini ve Allah ı tanımayla alakalı bilgi ve marifette ...
  • Mali gelecek korkusu sebebiyle borcum olan humusu bir sene boyunca taksitle – bir sonraki humus yılına kadar – ödeyebilir miyim?
    5869 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/12
    Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi (Allah onun gölgesini üzerimizden eksik etmesin): Sakıncası yoktur. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani (Allah onun ömrünü bereketli kılsın): 1. Humusun bir sene geçmeden önce verilmesi farz değildir ama eğer verdiyseniz yeterlidir ve yeniden verilmesine gerek yoktur.
  • Hz. Ali (a.s) Ebubekr, Ömer ve Osman’a biat etti mi? Neden?
    20737 Eski Kelam İlmi 2010/08/14
    1-     İmam Ali (a.s) ve Peygamberin ashabından bazıları başlangıçta Ebubekr’e biat etmediler. Sonradan biat ettilerse de bunu İslamın korunması ve İslam devletinin hayırı için yaptılar.
  • Kafi’de sahih hadislerin fazla olmadığı iddiası doğru mudur?
    11472 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2010/12/29
    Kuleyni’nin hadisler için söylediği ölçüler, muhalif ve çelişik hadisler içindir. Yoksa bütün sahih hadisleri tanımak için söylenen şu üç ölçüyle, yani ‘rivayetin Kur’an’la karşılaştırılması, sünniye muhalif olması ve tahyir’le sınırlı değildir; ölçüler bunlardan daha çoktur.Kuleyni’den sonra yazılan kitaplar, onun kitabının yetersiz olduğu anlamına gelmez. Çünkü ...
  • Acaba İnsanın tekâmülü sadece özgür irade ve ihtiyari ameller ile mi mümkün?
    9197 Eski Kelam İlmi 2012/10/24
    Felsefi açıdan en aşağı dereceden vücudun en üst mertebesine varıncaya kadar varlıkların seyri her zaman öyle bir şekildedir ki vücutsal olarak en alttaki derece daha üsteki mertebenin tenezzül etmiş mertebesidir. Daha üst ve kâmil mertebe de, kendisinin aşağısında olan mertebenin kemaline sahiptir. Bu silsilenin bir ucunda bütün ...
  • İnternetten film ve müzik indirmenin hükmü nedir?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/17
    Film müstehcen ve müzik haram türden olursa onları indirmek, izlemek ve dinlemek, site sahiplerinin izniyle ve parasını ödeyerek olsa bile haramdır. Ama izlenmesi ve dinlenmesi caiz olan film ve müziklerin indirilmesi, site sahiplerinin koyduğu şartlara uyularak ve parasını ödeyerek olursa sakıncasızdır. Yoksa hırsızlık olur ve caiz değildir. ...

En Çok Okunanlar