Gelişmiş Arama
Ziyaret
2531
Güncellenme Tarihi: 2019/01/23
Soru Özeti
Acaba iki kızı ikide oğlu olan bir anne eşinin vefatından sonra mirastan kendi payına düşenden erkek evadını mahrum edebilir mi?
Soru
Acaba iki kızı ikide oğlu olan bir anne eşinin vefatından sonra mirastan kendi payına düşenden erkek evadını mahrum edip, mirastan geriye kalan merhum eşine ait olan kısmınıda dört çocuğu arasında eşit paylaştırabilir mi? Böylece fiili olarak büyük erkek çocuğun mirastan hissesi diğerlerine göre en az miktar olacaktır. Çocuklar arasında böyle ayrım yapılmasının Allah teala’nın nazarında bir sakıncası var mıdır?
Kısa Cevap
Sorunuzda birkaç mevzu bahis olan nokta bulunmaktadır. Öncelikle siz miras paylaşımında Allah telala’nın belirlediği ölçünün dışına çıkılmasını istiyorsunuz. Anlaşıldığı kadarıyla bu şekilde siz erkek evlatlarınızın kızlarınızdan daha fazla pay almaktan mahrum etmek ve büyük erkerk evladınızıda sizin mirasınızdan mahrum bırakmak istiyorsunuz.
Dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri miras mevzusunun İslam dininin en karmaşık fıkhi konularından biri olduğudur. Hem Kuran’ı kerim’de hemde rivayetlerde oldukca önemli kanunlar ve desturlar beyan edilmiştir. Kesinlikle bu emirlerin kayda alınması gerekir. Miras konsunda mevzu bahis olabilecek bütün olasılıklar cevap:3254, site: 3943 ‘te açıklanmış olup bu adresten inceleyebilirsiniz. Diğer bir taraftan anne ve baba evlatlarını mirastan mahrum bırakamazlar.[1] Soruda geçen şekliyle açık Kuran ayetleri ve Ehlibeyt’den ulaşan rivayetlerde erkek evlatların mirastan hissesi kız evlatların iki katıdır. Anne veya baba bu konuda herhangi bir tasarrufta veya yaptırımda bulunamazlar.  Ama merhum eşin mirasından karısına düşen pay kadının sahip olduğu diğer mallar gibidir. Bu konuda evlatlarının hiçbir yaptırımı ve tasarrufu olamaz. Anne yaşadığı sürece sahip olduğu malın hepsini veya bir kısmını istediği evladına verebilir. Ancak bu bağışın aile arasında ihtilafa ve  evlatlar arasında çatışmaya yol açmamasına özen göstermelidir.
 
 
 
 

[1] Şerri olarak mirastan mahrum bırakma durumlarını ezcümle katletmek gibi cevap: 4023, site: 4918’de bu adresten inceleyebilirsiniz.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İnsanın ölen yakınını rüyada görebilmesi için hangi duayı okumalı veya hangi ameli yerine getirmelidir?
    142529 Kur’anî İlimler 2012/03/14
    Misbah-ı Kef’ami adlı kitapta ölenleri rüyada görmek için yapılması gerekenler konusunda şunlar yazılıdır: ‘Masum İmamların bazı ashabının kitaplarında şöyle yazdıklarını gördüm: İnsan Peygamberlerden (a.s) veya Masum İmamlardan (a.s) birini, annesini, babasını veya herhangi birini rüyasında görmek istiyorsa Şems, Leyl, Kadir, Kafirun, İhlas, Felak ve Nas ...
  • Allah İle İrtibat Zamanı Ne Zamandır?
    8997 Pratik İrfan 2011/08/03
    Her ibadetin ruhu Allah ile irtibat kurmak ve O’na yaklaşmaktır. Bu husus namaz, dua ve Allah’ın dergâhına yalvarma ve yakarma ile müyesser olacaktır. Allah ile irtibat kurmak özel bir zaman ve mekâna has değildir. Elbette gece yarısı gibi bazı zamanlar Allah ile irtibat kurmak için en güzel zamanlardır veya ...
  • Yaratılışın hedefi nedir? Akli delillerle açıklayın; eğer hedef kemale ermek ise Allah neden insanları kemale ermiş olarak yaratmamıştır?
    14772 Eski Kelam İlmi 2007/11/18
    Allah sonsuz bir varlıktır. Bütün kemallere sahiptir. Yaratmak bir çeşit feyiz ve lütuftur; Allah mutlak feyiz ve ihsan sahibi olduğundan O’nun feyiz vermede mutlak oluşu, yaratılmaya layık olan her şeyi yaratmasını gerektirir. Buna göre Allah’ın yaratmasının sebebi Onun mutlak feyiz ve lütuf sahibi oluşudur. Diğer yandan Allah’ın sıfatları zatından ayrı ...
  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    4847 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...
  • Yabancı ülkelerde ve İslami olmayan muhitlerde nasıl imanımızı koruyabiliriz?
    2654 Pratik Ahlak 2019/09/23
    İnsani, İslami değerlere sahip çıkmak, dini desturlara amel etmek ve onları ihya etmek dünya hayatındaki saadet ve afiyete direkt etkisi olan unsurlardır. Beşerin hayvani güdülerle kurduğu aşağılık ve rezil hayatı temiz, pak bir yaşama dönüştürmektedir. İfrat ve tefritte kalmadan, hurafelereden uzak saf ve sahih dine gerçekten uyan ...
  • Cevheri hareketten maksat nedir?
    10838 İslam Felsefesi 2010/12/05
    Hareketten maksat, bir şeyin kuvve (durgunluk) halinden fiil haline geçmesidir. Cevher (öz)’den maksat ise dış alemde varolabilmesi için mevzuya (yapıntı) ihtiyacı olmayan mahiyettir. Oysa arazın (ilinti) dış alemde varolması için mevzuya ihtiyacı vardır. Örneğin beyaz renk, arazdır ve varolabilmesi için dış alemde mutlaka bir mevzuya ihtiyacı vardır. Ama ...
  • Cenabet olan kimse gusül almadan banyodan çıkarsa bütün bedeni necis sayılır mı?
    20887 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sorunun cevabını vermeden önce şu noktayı hatırlamamız gerekir: Cenabetten maksat necasetle bütün bedenin necis olması değildir. Cenabet gerçekte manevi necasettir. Meni bedenin tümünü değil yanlızca bedenin değdiği yeri necis eder, yıkamakla ve necasetin gidermesiyle değdiği yer pak olur. Örneğin cenabet olan ...
  • Ramazan ayında dövme yapmak orucun bozulmasına neden olur mu?
    29795 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/18
    Dövme, orucu bozmaz. Hatırlatılmalıdır ki orucu bozan şeyler şunlardan ibarettir: 1. Yemek ve içmek, 2. Cima, 3. Mastürbasyon (insanın kendi başına meni gelmesine neden olacak bir şey yapması), 4. Allah, Peygamber (s.a.a) ve onun halifelerine yalan isnat etmek, 5. Boğaza katı toz ulaştırmak, 6. Tüm başı suya sokmak, 7. ...
  • Zaman nedir? İnsan tarafından kontrol edilebilir mi?
    12305 İslam Felsefesi 2011/11/22
    Filozofların önemsedikleri ve görüş ayrılığına düştükleri felsefî önemli konulardan birisi zaman meselesidir. Zaman hakkında değişik teoriler öne sürülmüştür. Meşhur filozoflar şöyle demektedir: Zaman hareketin miktarıdır, müstakar olmayan bir varlıktır ve hareketle vardır. Hareket onu taşır. Molla Sadra şöyle der: Zaman hareketin miktarıdır ve hareket etmeleri açısından hareket eden şeylerin ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    6235 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...

En Çok Okunanlar