Gelişmiş Arama
Ziyaret
12449
Güncellenme Tarihi: 2010/11/08
Soru Özeti
Ben Hanefi mezhebine mensubum. İnternet kanalıyla eş tanıma ve evlilik şerî açıdan caiz midir? Bu tip bir evlilik daimî ve sürekli kalabilir mi?
Soru
Ben Hanefi mezhebine mensubum. İnternet kanalıyla eş tanıma ve evlilik şerî açıdan caiz midir? Bu tip bir evlilik daimî ve sürekli kalabilir mi?
Kısa Cevap

Hanefi mezhebine mensup olmanız nedeniyle Hanefi mezhebi âlim ve fakihleri ile irtibat kurmanız ve yanıtınızı onlardan almanız daha uygundur. Kesinlikle bu hususta onların özel görüşleri olacaktır. Ama İran’daki Şii mezhebine mensup olduğumuzu bilmenize ve bundan haberdar olmanıza rağmen bu soruyu bize yöneltmenizden dolayı biz bu konuyu sizin değişik mezheplerin bu husustaki görüşlerini incelediğinize ve araştırdığınıza yorumluyor ve Ehli Beyt fıkhına göre uygun bir yanıt veriyoruz. Bu vesileyle hakikatin herkes için aydınlığa kavuşmasını arzuluyoruz. Her şeyden önce kadın ve erkek arasında gerçekleşen evlilik ve birlikteliğin insanın mükemmelleşmesine ve yetkinleşmesine neden olduğunu söylemek gerekir; ariflerin öğretileri ve Allah'ın muhabbet vadisindeki âşıklarının bakışı esasınca tüm evren O’nun isim ve sıfatlarının mazhar ve tecellisidir. Bu arada kadın ve erkek de bu tecelli ve zuhurun örnekleridir. Ama buradaki önemli nokta, her birinin meselelere yönelik bakış ve davranış tarzlarına göre Hak Teâlâ’nın celal veya cemal sıfatlarının mazharı olmalarıdır. Başka bir tabirle, erkek kahhar eksenli bir perspektiften meselelere baktığı için Allah’ın celal sıfatlarını göstermektedir. Kadın da zarafet, letafet ve estetik perspektifinden varlığa bakması nedeniyle Allah’ın cemal ve estetik sıfatlarının mazharı olmaktadır. Bu yüzden kadın ve erkeğin birlikteliği varlık aynasında mükemmelleşme ve yetkinleşmenin sebebi olarak görülebilir; çünkü ilahî celal ve cemal sıfatları aynada bir yerde sergilenmektedir. Bu nedenle İslam evliliği çok önemsemiş ve bu düzlemde evlilik bağının şekillenmesinde denk olmak en önemli unsur sıfatıyla gözetilmiştir. Bu denkliğin gereği de kadın ve erkeğin birbirini tam ve derin bir şekilde tanımasıdır. Derin, her yönlü ve duygulardan uzak bir tanımayla başarılı bir evliliğe tanık olunabilir. İmam Humeyni (r.a) Tahrirü’l-Vesile’de şöyle buyurmaktadır: “İyi olan, insanın eş olarak seçmek istediği kimsenin sıfatlarına dikkat etmesi ve bu hususu hafife almaması ve küçük görmemesidir. Bir rivayette Peygamberden (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: “Kendiniz için temiz ve nezih ailelerden olan kadınları seçin; çünkü böyle aileler evlat yetiştirmede çok derin bir etkiye sahiptir. Başka bir rivayette de Peygamberin (s.a.a) kendiniz için temiz ailelerden eş seçin zira evlatlar dayılarından bir takım sıfatlar edinirler diye buyurduğu nakledilmiştir.”[1] Efendimiz İmam Sadık’tan (a.s) eş bulmada özen gösterme ve dikkat etme hakkında şöyle rivayet edilmiştir: Kiminle birlikte oturduğuna, kimi servetine paydaş kıldığına ve kimi sırlarına ve dinine ortak ettiğine dair kendine bir bak. O halde bu işi yapmaya kararlıysan, iyilik ve güzel ahlak ile meşhur olan iffetli bir kadını seç.”[2] Aynı şekilde kendisinden şöyle rivayet edilmiştir: “Kadın boyna asılan bir gerdanlık gibidir, öyleyse kendine hangi gerdanlığı taktığına bir bak.”[3] Bu çok değerli ve ders verici sözlerden anlaşıldığı üzere evlilik meselesi hassas ve çok kritik bir husus olup dikkat, itina ve aynı şekilde düşünme ve tüm yönlü bir araştırmayla gerçekleşmelidir; çünkü bu önemli husus İslam toplumunun ilk direği olan İslamî bir ailenin teşkil edilmesiyle direkt olarak irtibatlıdır. Aynı şekilde gelecek kuşağın ortaya çıkması ve şekillenmesiyle de direkt ve yakın bir ilişkisi vardır. Bu yüzden bu meseleye makul ve de çabuk geçen, ham sayılan, coşkulu ve gençlik dönemi heyecanına ait his ve duygulardan uzak bir şekilde yaklaşma gerekliliği belirivermektedir. Buna göre, hassas ve insanın alınyazısını etkileyen evlilik hususuna realist bir perspektiften bakacak olursak ideal bir eşin sıfatlarını derin ve kâmil bir şekilde tanımak için internette araştırma yapmayı uygun bir yol olarak önermek mümkün değildir. Hatta arayıcımız olağanüstü bir akıl ve zekâya sahip olan bir birey olsa da bu olanaksızdır. Elbette akıl ve zekâdan istifade ederek özel derinliğe sahip olmayan bilim ve sanata ilgi duyma gibi özellikleri keşfetmek olanaklıdır. Ama daha fazla bir dikkat ve özen isteyen özellikler internet dışı bir kanalla tanınmalıdır. Başka bir ifadeyle internetten kapasitesi ve olanakları oranında ve ona egemen olan atmosfere göre bir beklenti taşınmalıdır. Bundan fazla bir beklenti taşınmamalıdır. Bu esasça sizin sorunuzun ikinci kısmına bir köprü kurulabilir ve internet evliliğinin devamı veya devamsızlığı hakkındaki sorunuzu ideal bir eşi tüm yönleriyle tanımada internetin yetersizliği temelinde şöyle cevaplamak gerekir: Bu önemli hususun öncülleri ne kadar somut gerçeklik taşırsa daha fazla bir başarıya ulaşacaktır ve bu evliliğin temelleri ne kadar geçici hisler ve mantıklı olmayan payeler üzerine kurulursa daha az bir başarıya ulaşacaktır. Bu esasla kesin olarak internet evliliği başarısızlığa mahkûm edilemez ve aynı şekilde onun kesin başarılı olacağı da iddia edilemez. Bunlar öncüllere tabidir ve onların en önemlisi de söz konusu eşin özelliklerini derin ve tam olarak tanımak ve kadın ve erkeğin hayatta hedeflerinin bir olmasıdır. İkinci husus denklik ve bir olmanın icat edilmesinde çok büyük bir role sahiptir. Elbette kültür, toplumsal sınıf ve dinin rolü vb. böyle bir evliliğin başarılı olup olmamasında görmezden gelinemez.

İnternet Evliliğinin Fıkıh Boyutu

İnternet evliliğinin fıkıh boyutu iki cihetten ibarettir:

A- Namahrem ile konuşmak

B- İnternet aracılığıyla akit icra etmek

Namahrem ile konuşmak hakkında namahrem bir kadın ile sohbet etmenin hatta evlilik kastı olmasa bile caiz olduğu ve böyle bir amelin haram olmadığı kesin bir şekilde söylenebilir. Ama söz konusu sohbet şehvet uyandırırsa ve şehveti tahrik etmeye neden olursa veya böyle bir sohbet haram neticelere varırsa bu durumda onun haram oluşuna hüküm verilmelidir. İmam Humeyni (r.a) şöyle buyuruyor: Göçlü görüş şudur ki namahrem kadın sesini duymak zevk almak ve şehvet tatmini kasti olmaması durumunda caizdir. Aynı şekilde kadın da yabancı erkeklerin sesini kötü etkiler taşımaması şartıyla duyabilir. Elbette ihtiyat genç kadının sesinin zorunlu durumlar dışında duyulmamasına hükmeder.[4] Ama evlilik kasti ortada olursa, İslam engin bir perspektiften hükmü açıklamış ve daha alt mertebede kalan sohbet etmek ve sesi duymak bir yana hatta evlilik kastiyle namahrem kadının güzelliklerine bakmayı bile caiz görmüştür.[5] İmam Humeyni bu konu hakkında şöyle buyuruyor: “Yabancı bir kadına evlilik kastiyle bakmak ve şehvanî zevk ve istifade niyeti taşımaksızın tipini tanımak caizdir ve böyle bir tanıma hâsıl olmazsa ikinci defa yine bakabilir.”[6]

İkinci Cihet: İnternet Aracılığıyla Akit Hutbesini Okumak:

İnternet aracılığıyla nikâh kıymak hususunda bazı çağdaş fakihler şu görüştedir: Hatta yazılı akit bile nikâhta caiz ve geçerlidir. Elbette ihtiyat akdin sözlü olarak icra edilmesinden yanadır.”[7] Ama onların çoğunluğu şu görüştedir: Eğer akit sadece mail gibi elektronik posta kanalıyla icra edilir ve kadın onda erkeğe “ben belirli bir mehriye karşılığı kendimi sana eş kıldım” derse ve erkek de “kabul ettim” diye cevap verirse, böyle bir akit geçersiz ve itibarsızdır.[8] Ama akdin icrası kadın ve erkeğin veya o ikisinin vekillerinin birbirinin seslerini duyacak şekilde sesli mesaj veya Messenger aracılığıyla gerçekleşirse, bu durumda akit sahihtir ve internet burada telefon rolü oynamıştır. Şia fakihleri nezdinde de telefon kanalıyla akit icra etmek caizdir.[9]



[1] Tahrirü’l-Vesile, Kitab-i Nikâh, Mesele-i Evvel, s. 694.

[2] a.g.e.

[3] a.g.e.

[4] Tahrirü’l-Vesile, Kitab-i Nikah, Mesele-i 29, s. 701.

[5] el-Lumetü’l-Dameşkiye, Kitab-i Nikah.

[6] Tahrirü’l-Vesile, Kitab-i Nikah, Mesele-i 28.

[7] Ayetullah Hadevî Tahranî, dar ilam nazar-i ketbi.

[8] İmam nikâh akdi ve hükümleri hakkında şöyle buyuruyor: Salt tarafların razı oluşu ve de nikâhta akdin yazılması yeterlidir. Ayetullah Sistani de şöyle buyurmaktadır: Daimi yahut geçici nikâh akdinde sözlü öneri ve kabul akdin sıhhat şartıdır, tarafların razı oluşu ve yazmak yeterli değildir. Guzide-i Mesail, mesele. 953.

[9] Sıratu’n-Necad, Hoyî, c. 3, s. 353; Ahkamu’l-Merre Fi’l-İslam, Sistani, s. 207, mesele. 368.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Şia düşüncesine göre imam nasıl her yerde hazırda bulunuyor?
    6341 Eski Kelam İlmi 2010/11/22
    İmam peygamberin (s.a.a.) yerine geçen halifedir. Peygamberin uhdesinde bulunan (vahiy almak hariç) bütün vazifeler imamın da uhdesindedir. Peygamber (s.a.a.) kendi uhdesinde bulunan vazifeleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek olmadığı gibi, imam da kendi uhdesinde bulunan teklifleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek yoktur. ...
  • Kur’an’ın adlarını nedir?
    27212 Kur’anî İlimler 2009/07/11
    Kur’an için birçok isim zikredilmiştir, elbette sadece bunlardan bazıları müslümanlar arasında meşhurdur. Ayrıca Kur’an için zikredilen isimlerden bazıları Kur’an’da, Kur’an’ın ismi değil vasfı olarak gelmiştir. Kur’an’ın isim ve vasıflarını birbirinden ayırmak konusundaki ihtilaf yüzünden Kur’an’ın isim ve vasıflarının sayısı konusunda farklı görüşler ortaya çıkmıştır.
  • Nübüvvetin felsefesi ve Peygamberlerin görevleri nelerdir?
    4598 Kelam İmi 2020/08/31
    Hem akli hem de nakli deliller ışığında Peygamberlerin varoluş zarureti kanıtlandıktan sonra görev, yetki ve vazifeleri açıklığa kavuşmalıdır.Özetle Allah Teala insanoğlunun dünyevi ve uhrevi saadete ve kemale ulaşması için peygamberleri insanlara kılavuzluk ve rehberlik etmesi için göndermiştir.Konuyu insanoğlu açısından tahlil edecek ...
  • Sorunun Özeti: Acaba “Ebu Mihnef ve bazı eserlerini ezcümle “Vakatu Taf” kitabını tanıtabilir misiniz?
    7128 Varie 2015/06/18
    Ebu Mihnef Kimdir? Lut b. Yahya b. Said ki Ebu Mihnef ile meşhurdur, imam Sadık’ın (a.s.) değerli ashaplarından birisidir. Şia ve güvenilir bir şahıstır.[1] O birinci asrın ikinci yarısında Şii bir ailede, belki de Küfe’nın en büyük Şii ailelerinden birsinde dünyaya geldi. Dedesi nebiyi ...
  • Masum İmamlar da iktidar savaşına girişirler miydi? Onlar da verasete dayalı iktidar mı istiyorlardı?
    5719 Eski Kelam İlmi 2012/03/04
    Birincisi, İmamların siretine baktığınızda Onların iktidar için savaşım vermediklerini gördüğümüz gibi asla iktidar peşinde olmadıklarını da görmekteyiz. Bazı zamanlar haklarını savundularsa bunun nedeni görevlerini yerine getirmek içindi. İmam Ali’nin (a.s) ‘Beni bırakın ve başkalarının yanına gidin.’ sözü bu iddiaya en güzel delildir. İkincisi, başkalarından daha üstün ...
  • Babam bir spor salonunda çalışıyor. Salonun beyazcamından kendi evimizden şahsi olarak istifade etmenin hükmü nedir?
    5369 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/22
    Halk elinde olan malların ya hakiki yönü ya da hukuksal yönü vardır; yani bunlar ya şahsi mallardır ya da devlete bağlı kurumlara ve özel şirketlere aittir. Başkasının (şahsi veya şahsi olmayan) mallarından izin ve müsaade alınmaksızın istifade etmek kesinlikle caiz değildir ve gasp hükmünü taşımaktadır.
  • Eğer bir kadın zinadan hamile kalır ve çocuğu düşürmediği takdirde büyük bir sıkıntıya girerse, ruh girmeden (dört aylık olmadan) onu düşürmesi caiz midir?
    50300 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/31
    İmam Humeyni ve diğer merciler şöyle demişlerdir: Eğer bir kadın zinadan hamile kalır. Eğer o kadın veya onunla zina eden erkek müslüman iseler o zaman kadının çocuğu düşürmesi caiz değildir.[1] Bu çocuk onun çocuğu sayılır ama miras almaz.
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11457 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Mukaddes Zebur hangi peygamberin ve hangi dinin kitabıdır?
    120199 Tefsir 2014/06/23
    Zebur Hazreti Davut’un (a.s.) kitabıdır. Allame Tabatabai “Andolsun, Zikir'den (Tevrat'tan) sonra Zebûr'da da, "Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır" diye yazmıştık”[1] ayeti kerimenin tefsirinde şöyle diyor: zahiren Zebur’dan maksat Hazreti Davut’a verilen kitaptır. Zira kur’an’nın başka bir yerinde Allah Teala şöyle buyuruyor: “Davut’a ...
  • İmam Muhammed Bakır (a.s)‘ın biyografisini beyan eder misiniz?
    3060 Masumların Siresi 2020/01/19

En Çok Okunanlar