Gelişmiş Arama
Ziyaret
10453
Güncellenme Tarihi: 2009/06/06
Soru Özeti
Niçin Saffat suresinde Muhlesin kelimesi ism-i meful şeklinde kullanılmıştır? Bu kelimenin ism-i meful kipi ism-i fail kipinden daha üstün bir anlamı ifade ediyor mu? Bundan Allah’ın, sadece bizzat kendisinin ihlâslı kıldığı kimseleri mi helak etmeyeceği anlaşılır?
Soru
Saffat suresinde Yüce Allah mükerrer olarak “illa ibadellahil muhlesin” ibaresini beyan buyurmuştur. Niçin bu terim ism-i fail şeklinde değil de ism-i meful şeklinde kullanılmıştır. Bu kelimenin ism-i meful kipi ism-i fail kipinden daha üstün bir anlamı mı ifade ediyor? Bundan Allah’ın kendisinin ihlaslı kıldığı kimseleri mi helak etmeyeceği anlaşılır?
Kısa Cevap

Saffat suresindeki ayetlerin akışı geçmiş ümmetlerin başlarından geçen olaylarla ilgilidir. Bu ayetler Allah’ın onların çoğunu -yalnız Allah ihlaslı kıldığı az bir grup hariç- şirklerinden dolayı azap ettiğini açıklamaktadır.

Muhlesler sadece peygamberleri içermiyor. Peygamberler olmayan pak insanları da kapsamına alır. Çünkü bizzat bu surede Hz. Nuh’un kıssası anlatılmıştır. Bellidir ki Hz. Nuh’la birlikte gemiye binip kurtulanlar peygamber değildiler onlar normal ama muvahhit kimselerdi.

Şu noktaya da dikkat etmek gerekir ki her zaman ism-i meful kipi ism-i fail kipinden üstün sayılmaz. Bu, söz konusu kiplerin kullanıldığı yerlere göre değişmektedir. Örneğin Razık (rızık veren) vasfı, ism-i fail olmasıyla birlikte ism-i meful kipi olan rızıklanan anlamındaki “merzuk” tan daha üstün bir anlamı ifade eder. Çünkü merzuk mahlukatın sifatı iken razik Yaratıcı olan Allah’ın sıfatıdır. Yine halik ve mahluk vasıfları da böyledir.

Ama burada muhlis ihlaslı olan veya olmaya çalışan kimse anlamındadır fakat muhles yani bir çok zorluklara katlandıktan sonra Yüce Allah tarafından ihlaslı kılınan anlamındadır. Bu yüzden muhles sıfatı muhlis vasfından daha yüksek bir makamı ifade etmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Söz konusu ayetlerin akışı şirk ve Allah’ın nişanelerini yalanlayanların kâfirleri tehdit ve uyarmakla ilgilidir. Allame Tabatabi Saffat Suresi’inin 73-74 ayetleriyle[1] ilgili yaptığı açıklamada şöyle diyor: Bu sözün akışı bu ümmetteki müşrikleri tehdit ve uyarmakla ilgilidir. Şöyle ki bu ümmetteki müşriklerin durumunu önceki ümmetlerdeki müşriklere benzetmek istiyor. Bu ümmete peygamber gönderildiği gibi onlara da peygamberler gönderilmiştir. Ama onların çoğu sapıklığa düşmüşler. Sadece muhles olanlar kurtulmuştur. Muhles olan gruptan maksat Allah’ın peygamber olmayan muhles kulları veya peygamber olsun olmasın muhles kullardır.[2]

Buna göre bu ayetteki muhles kullardan maksat sadece peygamberler değildir. Helak olanlardan maksat ise müşriklerdir. Nitekim Hz. Nuh’un zamanında ve İbrahim’in döneminde kurtulan kullar sadece muhlesler olmuştur geri kalanlar yani müşrikler helak olmuşlardır.

“Muhlis” ve “muhles”in farkına gelince bunu birinin ism-i fail kipi ve diğerinin ism-i meful kipi olduğundan kaynaklandığını söylemek doğru değildir. Yoksa razik ism-i fail kipi olan ve merzuk gibi ism-i meful kipi olan kelimeleri nazara aldığımızda razıkın Allah’ın sıfatı ve merzukun mahlûkatın vasfı olduğunu görüyoruz. Açıktır ki Allah’ın sıfatı mahlûkatın sıfatlarından daha üstündür. Bu da gösteriyor ki ism-i fail veya meful kipi olmak üstünlüğü ifade etmez.

Bu fark “halese” maddesindeki özellikten kaynaklanır. Yani “halese” (muhlis) yani halis oldu ve halis olan anlamındadır. Bu ifadeler kendi nefsini yetiştirmedeki ilk aşamaları gösterir. Ama muhles (halis kılınmış) nefisle cihatta üst merhalelerin ifadesidir. Yani Allah tarafından halıs kılınan anlamındadır. Bu aşamada artık şeytan insana tesir etmekten aciz kalır.[3] Nitekim Hucurat suresinde Allah Teala şetanın şöyle dediğini nakleder: “Ben insanın bütün soyunu yoldan çıkaracağım sadece muhles olan kulların hariç.”[4]

Buna göre Şeytan asla muhles olan kimselere galip gelemez ve onları yoldan çıkaramaz. Elbette bu muhles olmayan herkesin helak olacağı anlamını taşımaz. Çünkü birçok kullar da kendi nefisleriyle mücadele sonucu kendilerini birçok kötülüklerden arındırıp Allah’ın muhles kullarının yanında yer almaya layık olurlar. Ve geri kalan kötülüklerden de Allah tarafından kurtarılırlar. Bu derecelere varmaları onların ihlaslı olmak için sarf ettikleri çabaların bir sonuç ve semeresi sayılır. Elbette ilahi takdir ve hikmet de bu hususta etkili olmaktadır.



[1] "فانظر کیف کان عاقبه المنذرین* الا عباد الله المُخلَصین".

[2] El-Mizan c. 17 s. 217

[3] Şerh ve tefsir-i lugat-i Kur’an Şerietmedari c. 1 s. 715

[4] Hicr: 40

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Köpek ve domuzun necis oldukları hakkında bir hadis söyleyebilir misiniz?
    14791 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Köpek ve domuzun necaseti hakkında Masum İmamlardan (a.s) elimize çeşitli rivayetler ulaşmıştır. Bu rivayetlerin bazılarında necis sözcüğü açıkça gelmiş bazılarında ise gelmemiştir. Açıkça gelmeyenlerden de köpek ve domuzun necis olmaları gereklilik babından anlaşılmaktadır. Böyle rivayetlerde köpeğin artığı veya domuzun insanın elbisesine değmesi hakkında İmamdan (a.s) sorular ...
  • İmam Hasan Askeri (a.s)’ın biyografisini anlatır mısınız?
    3319 Sire 2020/01/20
  • İslam devletinde medeni kurumların yeri nedir?
    7745 Düzenler 2010/12/04
    Toplumda halk kitleleriyle devlet arasındaki kuruluşlara medeni kurumlar denir. Köy ve şehirlerdeki kooperatifler, dernekler, spor kulüpleri ve birlikler (okul-aile birliği gibi) vb. medeni kurumlara örnek teşkil etmektedirler. Medeni kurumların varlığı halkçı düzenlerin temel özelliklerinden biridir. Bir işi ve mesleği olan herkes bu kurumlara üye olabilirler. Medeni kurumlar, toplumsal ...
  • Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
    70786 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha ...
  • Kabirde soru ve sual nasıldır ve gayri Müslimler için hangi şekildedir?
    15342 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Berzah sözlükte iki şey arasında yer alan perde ve engel anlamındadır. Istılahta ise Yüce Allah’ın dünya ve ahiret arasında karar kıldığı ve ölümden sonra insanın ilk menzili olan âleme denmektedir. Berzah âleminden kastedilen, kabir âlemidir; bu âlemde insan kıyamete dek özel bir tür yaşam sürecektir. Burada kabirden kastedilen şey ...
  • Kredi kartlarıyla alışveriş yapılması ve bu kartların nakit paraya çevrilmesinin hükmü nedir?
    6089 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/05/13
    Sorunuzun cevabını Ayetullah Hamenei’nin kalemi şu şekilde cevaplamıştır: Hesapta olan ve alışveriş yaparken ödediğiniz miktarın bir sakıncası yoktur. Ama hesabınızda karşılığı olmadan size kredi hesabı olarak verilen miktar; eğer borç şeklindeyse ve ona faiz geliyorsa, borcun kendisi sahih ama fazlası faiz sayılmaktadır ve haramdır. ...
  • Nazardan korunmak nasıl mümkündür?
    11551 Tefsir 2011/05/09
    Nazar, nefsin oluşturduğu tesirlerindendir ve onun inkar etmeğe bir delil yoktur. Hatta bazı hadiseler nazarın varlığına delil sayılır. Merhum Şeyh Abbas Kummi, nazardan korunmanın yolları hakkında Kalem Suresi'inin 51. ayetini okumayı tavsiye etmiştir. Bu ayetin nüzul sebebine bakıldığında onun nazara karşı etkili olduğu ...
  • Neden esir düşmüş evli kadınlar hakkında Müslümanlara helal olduğuna dair ayet nazil olmuştur?
    6495 Gayri Müslimlerle İlişki 2019/01/22
    Kutsal islam şeriati evli kadınlarla evlilik yapmayı haram bilmektedir. Bu hükümden sadece savaşta esir düşmüş ve belirli şartlara haiz olanlar istisna edilmiştir. Allah teala kafirlerden esir düşmüş esir kadınlar batıl inançlarından beraat ettikten sonra ve rahimleri önceki eşlerinden arınmış ise nikah kıymayı helal etmiştir. Başka bir tabirle ...
  • Niçin ezan Arapça okunmaktadır?
    32652 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/08/23
    Ezanın Arapça okunmasının gerekliliğinin en önemli delili ezanın bir ibadet oluşudur. Bu ibadet Peygamber-i Ekrem’in sünneti gereği olduğu gibi korunmuştur. Her ibadetin şekli ve biçimi Allah Teala’nın belirlediği, emrettiği şekilde olmalıdır. Buna ek olarak bu ibadetin asırlar boyunca tahriften uzak kalması, bozulmaması ve ...
  • Bir Müslümanın, Amerika’daki mahkemelere bir dava için başvurması caiz midir?
    6726 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/11/01
    Ayetullah Uzma Hamenei (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Eğer kadının hakkını elde etmesi, gayri İslami mahkemelere başvurmasına bağlıysa, özellikle bu mahkemelere başvurmaması kadın için zorluk ve sıkıntıya sebep olacaksa; başvurmasında bir mani yoktur.”Hazreti Ayetullah-il Uzma Mekarim Şirazi (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Hakkını elde edecek başka bir yolu olmaz ve bu mahkemelere başvurmak ...

En Çok Okunanlar