Gelişmiş Arama
Ziyaret
7575
Güncellenme Tarihi: 2011/11/12
Soru Özeti
Müminlerin emiri (a.s.) ile ilişkin gerçekleşecek olaylar ve zulümler hakkında peygamber’in (s.a.a) verdiği haberlerin rivayi kaynaklar hagileridir?
Soru
Allah Resulü’nün (s.a.a), gelecekte Emirül-müminin’e (s.a) zulmedileceğini bildiren rivayetleri arıyorum. Örneğin, Allah Resulü Emirülmümin (s.a) ile ilişkin üç savaşın da gerçekleşeceğini ön gördüğünü defalarca işitmişiz. Veya Hudeybiye barışı esnasında “Bir gün seninde ismin temize çıkacaktır” şeklinde buyurmuş” vb. Bu haberlerin yer aldığı kitap ve kaynakların adresini verir misiniz?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Hadis ve tarih kitaplarında Peygamber Ekrem (s.a.a), gelecekte (Hz. Ali zamanında) bir takım hadiselerin patlak vereceğini bildirdiği rivayetler mevcuttur. Burada bu rivayetlerin bazılarına işaret edeceğiz:

1. Peygamber Ekrem’in (s.a.a) Hudeybiye barışı esnasında verdiği haber: Barış antlaşması kararlaştırıldıktan sonra, Ali (a.s) Peygamber (s.a.a)’in dilinden antlaşma metnini yazıyordu. Kureyş’in temsilcisi, antlaşma metninin yukarısına yazılan “Bismillahirrahmanirrahim” cümlesine ve Peygamber (s.a.a)’in isminden sonra “Resulullah” unvanına itiraz etti ve müzakere bu konu etrafında uzadıkça uzadı. Sonunda Allah Resulü, bu antlaşmanın maslahatlarını temel alarak, Ali (a.s)’ye “Resulullah” unvanının silinmesini buyurarak şöyle dedi: “Senin içinde böyle bir gün gelecek ve kaçınılmaz olarak sende böyle bir şeyi kabul edeceksin”.[1] Geleceğe dair bu haber, Sıffin savaşında, hakemiyet olayında Muaviye’nin ısrarı ile Ali (a.s)’nin isminin sonunda yer alan “Emirilmüminin” unvanının silinmesiyle gerçeklik kazandı.[2]

2. Bir rivayette Peygamber (s.a.a), kendi eşi Ümmi Seleme’ye hitap ederek, Ali (a.s)’ye muhalefet eden ve onunla savaşanların isimlerini şöyle tanıtır: “Ey Ümmü Seleme! Allah’a andolsun ki bu Ali benden sonra Kasitin (zalimler), Nakisin (ahdini bozanlar) ve Marikinlerle (dinden çıkanlar) savaşacaktır.”[3]

Başka bir rivayette Peygamber (s.a.a) söz konusu bu isimler hakkında daha fazla açıklamada bulunup, eşi Ümmi Seleme’nin “Muhalif olan bu üç gurup kimlerdir?” sorusuna cevaben şöyle buyururlar: “Nakisin, Aliye Medine’de biat edip Basra’da biatlerini bozanlardır; Kasitin, Şam’da Muaviye ve onun ashabıdır; Marikin ise Nehrevan ashabıdır.”[4]

Ammar Yasir ve Ebu Eyüp Ensari’den de benzeri anlamdaki rivayetlerin nakledildiği bildirilmiştir.[5]

3. Peygamber (s.a.a) özel bir surette ve açıkça, Muaviye’nin hâkimiyeti ve onun Allah Resulü’nün (s.a.a) minberine oturma konusunda uyarıda bulunmuş ve böyle olması durumunda kendi ümmetinden onu öldürmelerini istemiştir.[6]

4. Peygamber Ekrem (s.a.a) savaş ganimetlerini paylaştırırken, yeni Müslüman olan Müşriklere teşvik amacıyla kendilerine düşen sehimlerinden daha fazlasını verdi. Efendimizin bu tutumuna, Haricilerin kurucularından olan “Herkus” itiraz ederek Onu (s.a.a.) adaletsizlikle suçladı. Efendimiz ona cevaben şöyle buyurdular: “Eğer adalet benim yanımda değilse nerdedir?” Efendimizin uyarısı önemli noktadır zira şöyle buyururlar: “Onun, dini işlerde cahilane taassup ve ifratçı takipçileri olacaktır. Onlar, okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkacaklardır.”[7] Efendimizin bu buyrukları Havaricilerde tahakkuk buldu.

Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki kaynaklara müracaat ediniz:

1. Meclisi, Muhammed Bakır, “Bihar’ul-Envar”, c. 20

2. Abdül Hüseyin Ahmet, “el-Ğadir”, c. 3

3. Şeyh Tusi, “el-emali

4. “Tarihi Yakubi”, c. 2

5. “Sahihi Buhari”, c. 3

6. “Sahihi Müslim, c. 2

7. İbni Esir, “el-Kamil fi’t-Tarih”, c. 3

8. Ahmedi Miyaneci, Ali, “Mekatib’ur-Rasul”, c. 1



[1] Meclisi, MUHAMMED BAKIR, “Bihar’ul-Envar”, Beyrut: Müseseseyi Vefa, c. 20, s. 334 - 350; Ahmedi Miyaneci, Ali, “Mekatib’ur-Rasul”, c. 1, s. 275 ve 287.

[2] İbni Vazıh Yakubi, AHMET EBİ YAKUP, “Tarihi Yakubi” Necef: “el-Mektebetu’l-Haydariye”, c. 2, s. 179; İbni Esir, Ebul Hasal Ali b. Abdulvahit, “el-Kamil fit tarih”, Beyrut: Daru Sadra, c. 3, s. 32.

[3] İbni Asakir, “Tarihi Dımışk”, Beyrut: c. 42, s. 470; el-Hafız ebul-feda İsmail b. Kesir ed-Dımışki, el-Bidaye ve’n-Nihaye, Daru ihya’ut-turas’il Arabi, c. 7, s. 306; Erbili Ali b. İsa, Keşf’ul ğumme, Tahran: Dar’ul-kutubü’l İslamiye, c. 1, s. 126; Allame Emini, el-Ğadir, Tahran: Dar’ul Kutübu’l-İslamiye, c. 3, s. 188.

[4] Şeyh Tusi, el-Emali, s. 425 ve 464; Tabersi, Ahmet b. Ali, İhticac, Dar’un-Nu’man, c. 1, s. 462; Meani’l ahbar, s. 204.

[5] Tarihi Dımışk”, c. 42, s. 472.

[6] Tarihi Dımışk, c. 59, s. 157.

[7] El-Buhari, Ebu Abdullah Muhammed b. İslmail, Sahihi Buhari, Beyrut: Dar’ul Marife, c. 3, s. 1321; el-Kuşeyri Nişaburi, Müslim b. Haccac, Sahihi Müslim, Beyrut: “Dar’ul Kitab el-Arabi, c. 2, s. 774.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ölen ve cenazesi geç defnedilen bir ferdin ruhu nasıl bir duruma girer?
    31081 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Kur’an-ı Kerim’den istifade edildiği kadarıyla, Yüce Allah ölenlerin ruhunu özel bir âlemde korumaktadır ve geç defnedilme durumunda ruha bir zarar gemlememektedir; bununla birlikte rivayetlere göre, cenazenin çabuk defnedilmesi icap eder. ...
  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    6150 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Miraç nedir? Hz. Muhammed’in (s.a.a) dışında da bir peygamber miraca gitmiş midir?
    22418 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Miraç, Arapça’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir. Rivayet ve tefsirlerde ise Peygamberimizin (s.a.a) fiziki olarak Mekke’den Beytu’l-Mukaddes’e gitmesine, oradan göğe çıkmasına, sonrada tekrar Mekke’ye dönmesine miraç denmektedir. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Resulullah’ın (s.a.a) dışında herhangi bir peygamber miraca gitmemiştir; sadece Hz. Süleyman, Hz. İdris ve Hz. İsa ...
  • Şia ile sünninin evlenmesi caiz midir?
    47244 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/02/28
    Continue... ...
  • Şia Hz. Ali(a.s)'ın faziletlerini ispatlamada Ehl-i Sünnet'in mütevatir hadislerine dayanabilir mi?
    7463 Masumların Siresi 2011/06/21
    Tevatür yalan üzere anlaşmaları mümkün olmayan büyük bir kalabalığın bir konuyu nakletmelerine denir. Biz inanıyoruz ki Hz. Ali'nin faziletleri ve onun imameti hakkındaki nas tevatürle sabittir. Bunu Şia'nın hadis ve tarih kaynaklarının yanı sıra Ehl-i sünnetin kitaplarından ve sahabilerin hadislerini nakleden eserlerden istifade ediyoruz. Buna göre bizim bu konuyla ilgili ...
  • hangi sınıra kadar kocasına itaat etmelidir? Erkek onu yolculuğa mecbur edebilir mi?
    10470 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Hadevi Tahrani’nin belirtilen soru hakkındaki cevabının açıklaması şudur:Kadın cinsel doyum konusunda erkeğe itaat etmelidir ve erkek evden çıkmayı yasaklarsa bu durumda kendisi evden çıkamaz. Elbette evlilik hayatının farz ve haramlarla yetinmeyle sorundan yoksun olmasının imkânsız olduğuna dikkat edilmelidir. Ama ahlaka riayet etmek evliliğin pekişmesi ve tatlılığını ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    17497 هدیه 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
    8946 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/10/18
    Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8453 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • İslam’ın Tebliğ Yöntemi Nasıldı?
    12515 Masumların Siresi 2011/08/17
    Tebliğ mesaj iletmek anlamındadır. Tüm ilahî peygamberlerin ve özellikle de yüce İslam Peygamberinin misyonu insanları karanlıklardan nura yöneltmek olduğundan, İslam’da tebliğ Allah’ın mesajını kullarına ulaştıran bir vesile olarak çok önemlidir. İslam’da tebliğ yöntemleri sözlü, yazılı ve amelî olarak üç kısma ayrılabilir. Bu her üç kısmın da değişik türleri vardır. ...

En Çok Okunanlar